Zülali Ve Celali Kimdir?

Zülali ve Celali kimdir, çiltenan kardeşliği nedir?

Haber

Afyonkarahisar’ın abidevi şahsiyetlerinden Zülali ve Celali kimdir?

Zülali ve Celali, Sultan Divani Hazretleri’nin müritlerindendir. Mevlevi ve Kadiri geleneğinden gelen hem dünya hem ahiret kardeşi ilan edilen iki gönül eridir.

Zülali ve Celali kimdir sorusunun yanıtını gazeteniz Kocatepe’nin yazarlarından Sezer Küçükkurt “ÇİLTENAN: EBEDİ KARDEŞLİK” isimli yazısında kaleme almıştı. Bu yazıyı şu bağlantıdan okuyabilirsiniz.

ÇİLTENAN: EBEDİ KARDEŞLİK

ZÜLALİ VE CELALİ KİMDİR?

Haber

Farklı tarikat ve cemaat mensubu bulunan bu Bektaşi ve Mevlevi dervişlerinin oluşturduğu gelenek, Afyonkarahisar’daki bir çok “yatır ve kabir”de Hak aşığı yarenlerin yüzyıllardır yanyana yatışları ile halen devam etmektedir.
Türk geleneklerinde ordu askerlerden oluşurken, bu ordunun içerisinde “gönül erleri” de hep var olmuştur. Sultan Divani Hazretleri de İran üzerine sefere çıkan Ordu’ya dervişleri ile birlikte katılmak üzere Afyonkarahisar’dan yola koyulur. Sultan Divani ve Mevlevi dervişleri, bu yolculuğu sırasında güzergahlarında bulunan manevi duraklara da ziyaretlerde bulunurlar. Mevlevi şeyhi ve 40 dervişi zamanın kutbu Hacı Bektaş-i Veli Hazretleri’nin dergahına ulaşırlar. Anlatılanlara göre, misafirlerine izzet-i ikramda bulunan Hacı Bektaş-ı Veli misafirlerinin ağırlanması için 12 kazan yemek yapılmasını buyurur. Hacı Bektaş-i Veli, manevi ikram açısından da her bir kazana 1 pirinç tanesi koyup “bismillah” der. Kazan kapakları kapanır, açıldığında 12 kazanın ağzına kadar pilav ile dolduğu görülür.
Sultan Divani Hazretleri de sofralar kurulduğunda müridi ve talebesi Furuni Mehmet Dede’ye “Haydi bakalım yemekler Hacı Bektaş’tan, ekmekler de bizden olsun” der.
Afyonkarahisar’da medfun bulunan Furuni Mehmet Dede de “Bismillah” diyerek cübbesinin içerisinden her sofraya sıcacık ekmekler sunar. Bu manevi işaretlerin ardından Mevlevi Bektaşi kardeşliği başlamış olur. Sultan Divani ile Hacı Bektaş-i Veli arasındaki muhabbete binaen, 40 Mevlevi dervişi ile 40 Bektaşi dervişi kardeş olurlar. Ordunun seferine 40 Mevlevi ve 40 Bektaşi dervişi birlikte katılırlar. Bu kardeşlik, şartları ağır bir kardeşliktir. Öyle ki birbirine kardeş yapılanlar aynı yerde yaşayacak ve öldüklerinde aynı mezara gömüleceklerdir. Vefat ettiklerinde Mevlevi-Bektaşi kardeşler yanyana toprağa verilirler.

ZÜLALİ VE CELALİ de bu kardeşlerdendir.

Haber
Çiltenanda kardeş ilan edilen Mevlevi dervişleri ile Bektaşi dervişleri bugün halen daha Afyonkarahisar’ın kutlu topraklarında koyun koyuna yatmaktadırlar. Zülali Camii’ndeki Zülali- Celali mezarı bunlardan bilinir. Zülali ve Celali’nin kabirleri tarihi Uzun Çarşı’nın yanı başındaki Zülali Camii avlusunda bulunmaktadır.

Ayak Tekke Camii bitişiğinde birisi Mevlevi, diğeri Bektaşi müntesibi olan; Bahşi Baba (Molla Bahşi) ve Yahşi Baba (Molla Yahşi) isimli yarenlerin mezarlarının bulunduğu söylenir. Tuzpazarı caddesindeki Dedeli Han olarak bilinen yerde yatan zatların yine Çiltenan’dan oldukları belirtilir.
Böyle bir kardeşlik geleneği Osmanlı Coğrafyasında başka hiçbir yerde görülmemiştir. Amaç; Dünyanın geçici olduğunu, ahret kardeşliğinin esas olduğunu insanlık alemine yüzyıllar boyunca duyurmak olmuştur. Allah mekanlarını cennet eylesin. Bizlere de böylesi kardeşliklerden, böylesi çekişmelere nerelerden nasıl geldiğimizin idrakini bahşeylesin…

Bakmadan Geçme