'Zincir marketlerde ucuz mal yok. Marketler her şeyi satamamalı'
Bakkallar Odası Başkanı Cengiz Üstün, Perakende Yasasının çıkarılmasıyla haksız rekabetin önüne geçileceğinin altını çizdi. Üstün, yaklaşan oda seçimleri ve tüm odaların bağlı olduğu ESOB seçiminin 2022 yılında yapılacağını söyledi   Afyonkarahisar Bakkallar Esnaf Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Üstün, Kocatepe TV'de Burcu Aydın'ın sunduğu programda esnaf ve sanatkârın içinde bulunduğu durumu, sorunlar ve çözüm önerilerini [&hellip]
Bakkallar Odası Başkanı Cengiz Üstün, Perakende Yasasının çıkarılmasıyla haksız rekabetin önüne geçileceğinin altını çizdi. Üstün, yaklaşan oda seçimleri ve tüm odaların bağlı olduğu ESOB seçiminin 2022 yılında yapılacağını söyledi
Afyonkarahisar Bakkallar Esnaf Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Üstün, Kocatepe TV’de Burcu Aydın’ın sunduğu programda esnaf ve sanatkârın içinde bulunduğu durumu, sorunlar ve çözüm önerilerini anlattı.
“ZİNCİR MAĞAZA DÜŞMANI DEĞİLİZ HAKSIZ REKABET ÖNLENMELİ”
Cengiz Üstün, Perakende Yasası ile ilgili son günlerde yaşanan bir takım sıkıntıların yanında piyasada oluşan fahiş fiyatların ciddi bir problem olduğunu belirtti. Üstün, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD gezisinden sonra ifade ettiği durumla fahiş fiyatlar nispeten de olsa engellenmiştir. Beş tane zincir mağazanın ben onlardan ‘Üç Harfli’ diye bahsediyorum. Bunların fahiş fiyatlara etken olduğunu ifade etmesi ve kontrollerin denetimlerin sıklaşacağını ifade etmesiyle nispetende olsa fiyatların artması engellenmiş oldu. Ancak bizler zincir mağazaların düşmanı değiliz. Sadece haksız rekabetin önlenmesi açısından biz Perakende Yasasının çıkmasını istiyoruz. Sadece bakkal esnafını gözetleyerek değil, aynı zamanda Türk ekonomisine de ne kadar olumsuzluk yansıttığını, enflasyonun oluşmasındaki etkenleri ve faizlerin yükselmesine dikkat çekmek istiyoruz.” dedi.
“PANDEMİ SÜRECİ PERAKENDE YASASINI ELZEM KILDI”
Faiz oranı düşerken döviz girdilerinin yüksek olmasıyla birlikte üretimdeki maliyetlerin yükselmesi gibi etkenler sonucu zamlarla fahiş fiyatların ortaya çıktığını söyleyen Üstün, “On binlerce şubesi olan zincir mağazaların bu olumsuz tabloya etkisi olduğunu bir kez daha gördük. Her platformda konuşuyoruz. Diyoruz ki Perakende Yasasıyla, haksız rekabeti önleyelimb Zincir mağazalara haksız rekabet yapmalarını önleyecek yasa tasarısı birçok isim altında kamuoyu ile paylaşıldı. Ama dikkate alınmamıştı. 2019 yılı son aylarında bizim teşkilatlarımızın çalışmaları doğrultusunda hazırlamış olduğu Perakende Yasa Taslağıyla birlikte biz Ticaret Bakanlığı’mızla da sıkça görüşüp AK Partili bazı Milletvekillerinin girişimleriyle bir tasarı hazırlamıştık. Ancak pandemi nedeni ile askıdaydı. Biz pandemi sürecinde bu yasanın elzem olduğunu kamuoyu ile paylaştık.
Tüm siyasi partilerin yetkilileriyle de bunları paylaştık. Nitekim tasarı hazırlandı, düzenleme yapıldı. Şuan biliyorum ki Cumhurbaşkanlığı makamından meclise gelecek ve yasanın eksikleri tekrar görüşülecek. Bu yasa ile birlikte fahiş fiyatları engellemek için etkenlerden bir tanesidir.” diye konuştu.
“NÜFUSU 5 BİNİN ALTINDA OLAN YERLERDE AÇILMAMALI”
Zincir mağaza sayısının hızla arttığının altını çizen Üstün, “Zincir mağaza sayısı hızla artmaktadır. 2019 yılında bu yasa çıkacak diye marketler sayılarını hızla artırdı. Yasa da birçok şey var ama ben önemli olarak nüfusu 2 binden az olan yerlerde açılmamaları gerektiğini belirtmek istiyorum. Bu oran bir belde nüfusunü tekabül eder. Bakkallar Odası Başkanı olarak raporumda nüfusu 5 binin altında olan yerlerde açılmaması yönünde talepte bulundum. Ama çıkarılacak yasada bu oran nüfusu 2 binin altında olan yerler olarak çıkarsa bana göre çok yanlış olur. Zincir marketler arz talep dengelerini çok iyi şekilde takip ederler ve nerede açacaklarını çok iyi şekilde tespit ederler. Bir tane zincir mağazanın 10 bin şubesi var.” şeklinde konuştu.
“ÜÇ HARFLİ MARKETLERDE
UCUZ MAL SATILMIYOR”
Zincir mağaza ve marketlerde algı yönetimiyle insanların ucuz alışveriş ettikleri şeklinde kandırıldıklarını ifade eden Üstün, “Üç harfli olarak tabir ettiğim zincir marketlerde ucuz mal satılır algısı oluşturdular. Şimdi binlerce ürün satan zincir bir mağaza üç tane kalem getiriyor çok ucuza satıyor. Tüketici psikolojisiyle birlikte ihtiyacını karşılamak için girdiği marketten bu üründe ucuz hadi alalım psikolojisiyle burada üç tane kalemi ucuz satarken, diğer taraftan da afakî rakamlarda fahiş fiyatlara çıkabiliyor. Birçok siyasi insanı artık bakkallar kapansın bakkal devri bitti dediler. Biz bunlara maruz kaldık. Bizde dediler ki, liberal ekonomi, serbest piyasa ekonomisi siz nerde yaşıyorsunuz denildi. Biz sermaye karşıtı değiliz ancak haksız ekonomini karşısındayız. Liberal ekonomi anlayışında serbest piyasa şartlarında ürünleri satacaklar. Ama bunların şartlarını kurallarını da koymak gerekiyor. Avrupa’da da uygulanan sistem budur. Avrupa zincir mağazalar için 1990’lı yıllarda bir kural koymuştur. Malumdur orada esnaf kavramı yoktur. Onlar KOBİ’leri koruyucu ve kollayıcı tedbirler ve yasal düzenler ile birlikte bir düzene sokmuşlar. Türkiye’de kuralsızlık hâkimdir. Haddinden fazla indirim yapacak bir mağaza ürünü bir tedarikçiden ya da üreticiden aldığı zaman bu ürünü işte insört diyor bir indirime sokuyor. Dolayısıyla 100 TL’lik bir ürünü hakikaten ucuza satabiliyor. Fakat aldığı vade uzun vadedir. Çünkü oradaki tedarikçinin pazarlık etme şansı yoktur.” ifadelerini kullandı.
“MARKETLER
HER ÜRÜNÜ SATMAMALI”
“Biliniyor ki sözkonusu marketler dönemsel ürünler satabiliyor. Mesela okullar açılıyor kırtasiye ürünleri satıyorlar.” diyen Üstün şu ifadelere yer verdi: “Bu marketlerde beyaz eşya, dönemsel olarak kırtasiye ürünleri satışı yapılmamalıdır. Aksi durumda yaşadığımız haksız rekabet körüklenmektedir. Tüketici bir kırtasiye ürünü aldığı zaman bozuk çıktığında geri götürebilir. Kırtasiye 12 ay açıktır. Ama bu marketlerde ürünün arkasında durma gibi bir durumda yoktur. Her şeyi tüketici kanunlarına bağlayacak durumda değiliz. Çünkü binlerce mal var. Bu durumu çıkarılacak yasayla engelleyebilirsek nispeten de olsa haksız rekabetin oluşumuna bir dur demiş oluruz diye düşünüyorum.”
“YASA TARIM VE HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜDE RAHATLATACAK”
Cengiz Üstün, haksız rekabetin yanı sıra tarım ve hayvancılıkta öncü illerden olan Afyonkarahisar için önemli bir durum olduğunu vurguladı. Üstün şunları kaydetti: “Afyonkarahisar için bir şey ifade etmek isterim. Senede bir defa Kurban Bayramı icra ediyoruz. Afyonkarahisar tarım ve hayvancılıkta, lokomotif durumundadır. Dini vecibelerini yerine getirecek insanlarda kurbanlarını keserler. Benim ‘Üç harfli’ olarak tabir ettiğim zincir mağazalar kurban eti sattılar. Mesela 17 kilogram et bin 700 TL gibi. Bu tür kampanyalar yaptılar. İnternet üzerinden sipariş verebiliyor. Evlere kadar getirerek hizmet veriyorlar. Yakın geçmişte açıklamıştım; Et alma gibi bir durumunuz varsa gidin mahallenizin kasabından alın. Mahallenizin şarküterisinden alın, siz marketten et alıyorsunuz kurbanlık vecibesini yerine getirmiyorsunuz. Diyanet İşleri Başkanlığımız da bizim açıklamamız sonrasında dinen uygun olmadığına dair açıklama yaptı. Bu durumda haksız rekabeti körükledi. Türkiye olarak biz 2011 yılından beri canlı hayvan ithal ediyoruz. Saman ithal ettik, karkas et ithal ettik. Biz tarım ve hayvancılığımızla övünen bir ülkeyiz. Kendi kendine yeten bir ülkeyiz diye övünürken bunlar onur kırıcı şeylerdir. İnşallah Perakende Yasası çıkınca Türk tarımını ve hayvancılığında da haksız rekabet giderilecektir. Böylece tarım ve hayvancılık sektörlerinde de insanlarımız bir nebze olsun nefes alacaklar. Bu bahsettiğim konu Afyonkarahisar için çok önem arz eden bir konudur.”
“İL BAZINDA KÜÇÜK
MİKRO KOOPERATİFLER KURULABİLİR”
Tarım Kredi Kooperatiflerinin kurulma amacının tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilere finansal destek sağlamak olduğunu söyleyen Üstün şöyle konuştu: “Bu kooperatiflerin kurulma amacı çiftçinin girdi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla devletimiz tarafından süspanse edilmişlerdir. Sayın Cumhurbaşkanımız Tarım Kredi Kooperatifleri Marketlerinin 500 metrekareden oluşacak bin tane şubesinin açılacağını duyurdu. Fakat burada zannediyorum Sayın Cumhurbaşkanımızı yanlış bilgilendiriyorlar. Çünkü haksız rekabet giderilmediği, Perakende Yasası çıkmadığı sürece sadece Tarım Kredi Kooperatiflerinin piyasa üzerindeki fahiş fiyatları engellenmesini ben mümkün görmüyorum. Bundan 15- 20 sene önce bazı isimlerde kooperatifler vardı. O zaman için büyük bakkal gibi yerler açıldı. Bugün geldikleri noktaya baktığımızda hepsi de kapanmış durumdadır. Tarım Kredi Kooperatifleri bu işi sürekli yapabilecek kurumlar değiller. Satış noktasından ziyade ürünü kaliteli ve ucuz satmak asıl amaç budur. Fiziki mekâna ihtiyaç yoktur. Eğer böyle bir düşünce varsa bana göre yapılması gereken şey, perakende yasası ile birlikte il bazında yani bölgesel olarak küçük mikro işletmelere küçük kooperatifler kurulabilir. Yerel anlamda Belediyeler de bu işin başında olmak suretiyle bizler de gözetmen olabiliriz.”
“ESNAF VE SANATKÂRIN ÖNÜ AÇILMALI”
Kovid-19 pandemi sürecinde esnaf ve sanatkârın durumunu yorumlayan Üstün şunları söyledi: “2020 yılının Ocak ayından bu tarafa hakikaten zor günler atlattık. Esnaf ve sanatkâr bir bodrolu kesim gibi değildir Bizler satış yaparsak ancak para kazanır, eve ekmek götürebilir, devletimize vergi ödeyebiliriz. Pandeminin sağlık sıkıntıları bir yana ekonomik sıkıntılarını esnaf ve sanatkârlar olarak yaşadık. Devletimiz de konuyla ilişkin duyarlılıkı gösterip birçok destekler sağladı. Ancak yine borçlandık. Bu borçlar bizim borçlarımızdır. Borcu borç ile kapattık. Her esnaf borçlu bizim kazanıp bu borçları ödememiz lazımdır. Bu haksızlıklar bir an önce ortadan kaldırılmalı ki esnaf işsiz kalmasın. Devlet büyüklerimiz artık sesimizi duysun istiyoruz. Bizler 1990’lı yıllardan beri ayakta kaldık ama günde 16-17 saat çalışarak kaldık. Bakkal mesleğini devam ettirecek çocuklarımız için bu yasanın çıkması lazımdır. Şunu da belirteyim; Sermaye lobilerinin siyasiler üzerinde çok büyük etkileri var. Türkiye pazarı bugün 300 milyar dolarlık bir pazardır. Bizim ifade ettiğimiz şeyler siyasiler tarafından kabul edilsede maalesef yasalaşamadı. Önümüzdeki üç dört yılı planlayarak esnaf ve sanatkârların önünü açmak kesinlikle gereklidir.”
“ESNAFLA İLGİLİ KARARLAR ALINMADAN ESNAFINDA
GÖRÜŞÜ ALINMALI”
Pandemi sürecinde gelen genelgelerde birçok yanlış yaşanıldığını bu durum hakkında gerekli açıklama ve bilgilendirmeyi yaptığını hatırlatan Üstün, “Geçtiğimiz Ramazan ayında malumdur sokağa çıkma kısıtlamaları uygulandı. İş yeri kapanışları saat 21.00’de yapıldı. Biz marketleri kapatalım bakkallar saat 00.00’a kadar açık olsun dedik. Bizler işyerlerimizi kapatırken benzin istasyonları açık kaldı ve orda yığılmalar yaşandı. Bu durum 81 ilde yaşandı. Ben bu konuyu Sayı Milletvekilimize bildirdim. Bir karar alınıp İçişleri Bakanlığı 8 ile genelge gönderdi. 81 ilde genelgeye farklı yorumlar çıkartılmak suretiyle farklı uygulamalar yapılıyor. Buna bir düzenleme getirelim ve ne yapacaksak tek elden yapalım. Türkiye genelinde 100 metrekare olanlar bakkal statüsüne girdi. Yüz metrekarenin üzerinde olanlar market sınıfına girdiler. Uygulama yurt genelinde geçerli oldu. Durumu düzelttik ama böyle kararlar alınırken esnafla ilgili bir karar alınacaksa o konuyu esnaf biliyor. O kurul içerisinde esnafta olmalı. Pandemi kurulu var ama bu kurulun içerisinde esnaf yok. Şuan ki durumda aynıdır. Esnafla ilgili bir karar alınacaksa esnafın görüşü de alınmalıdır.” dedi.
“İL GENELİNDE 37 ODA VE
SON OLARAK ESOB’UN
SEÇİMİ YAPILACAK”
Esnaf Meslek Odalarının 4 yılda bir seçim yaptığını söyleyen Cengiz Üstün önümüzdeki aylarda odaların seçimli olağan genel kurul toplantılarının yapılacağını belirtti. Üstün sözlerini şöyle tamamladı: “Bakkallar Odası Esnaf Başkanı olduğum gibi önümüzdeki Ocak ayında başlayacak seçimlerde inşallah tekrar varız. Bununla birlikte sadece il genelinde 37 odamız vardır. Merkezde ise bu sayı 11’dir. Oda Başkan adaylarımız elbette çıkacaklar. Mevcut Oda Başkanları da bu süreçte adaylıklarını ilan edeceklerdir. Elbette bu bir demokrasi yarışıdır. Beklenti hizmet edecek Başkan ve ekibinin göreve gelmesidir, Yani ehliyetli, liyakat sahibi insanlar göreve gelsin. 2022 yılında oda seçimleri tamamlandıktan sonra Mayıs ayı içerisinde Afyonkarahisar’ın Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (ESOB) yönetiminin seçimi yapılacak. İlimiz genelinde toplam 37 odanın yönetimine seçilen kişiler Birlik Başkanı ve yönetimini belirleyecekler. Toplam 265 delegemiz var. Şimdiden hayırlı sonucun alınmasını temenni ediyoruz. Bu vesileyle Kovid-19 pandemisin de esnaflarımızın mensupları oldukları odalarının kıymetini çok daha iyi gözlemledikleri kanaatindeyim.”
>> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi