ZİNADAN UZAK DURUN -1

Evlilik dışı, yasak cinsel ilişki demek olan zina tarih boyunca insan aklının, ahlak ve hukuk düzenlerinin ve hemen bütün dinlerin haram, ayıp ve kötü gördüğü bir fiil olup İslam dininde kesin olarak yasaklanmış, işlenmesi durumunda büyük günahlar arasında gösterilmiş ve önlenmesi için bir takım tedbirler alınmıştır. Kur'an'da İsra suresi 32. ayette: 'Zinaya yaklaşmayın, zira o [&hellip]

Evlilik dışı, yasak cinsel ilişki demek olan zina tarih boyunca insan aklının, ahlak ve hukuk düzenlerinin ve hemen bütün dinlerin haram, ayıp ve kötü gördüğü bir fiil olup İslam dininde kesin olarak yasaklanmış, işlenmesi durumunda büyük günahlar arasında gösterilmiş ve önlenmesi için bir takım tedbirler alınmıştır.
Kur’an’da İsra suresi 32. ayette: “Zinaya yaklaşmayın, zira o bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” denilip, M’minun suresi 5. ayet, Nur suresi 30 ve 31.ayetler, Furkan suresi 68. ayet, Ahzap suresi 35. ayetlerde zinanın apaçık bir çirkinlik olduğu belirtilmiş, zinanın yanı sıra kişiyi zinaya götürecek, açık saçık giyinmeler, kadınlarla tek başına bir arada bulunma gibi yol ve ortamlar yasaklanmıştır. Çünkü zina nesebin karışmasına, ailenin dağılmasına, hısımlık, akrabalık, komşuluk gibi bağların dağılmasına, toplumda birçok cinayetlerin işlenmesine ve toplumun temelden sarsılmasına neden olmaktadır.
Türk töresi zinayı ve zinaya yol açacak her türlü yol ve davranışı büyük bir ayıp ve kusur olarak görür. Bu durum “Ey benim bahtı yârim, gönlümün tahtı yârim Yüzünde göz izi var, sana kim baktı yârim.” dizelerinde açıkça görülmektedir.
Kur’an bu kötü alışkanlığı yasaklamakla kalmamış işleyenlere karşı caydırıcı olması açısından da ceza uygulamasını getirmiştir. En-Nur suresi 3. ayete göre zina edenlere 100 sopa vurulması emredilmiştir. Sevgili Peygamberimiz ise cezanın tatbikatında sopa vurma işini bekâr erkek ve bekâr kadınlara uygulamış, evli erkek ve kadınların ise taşlanarak öldürülmesini emretmiştir. Bu ceza Peygamber Efendimizin zamanında sadece bir defa uygulanmıştır. Bir kişiye zina isnadından bulunmak için eylemin dividin hokkaya girdiği gibi görülmesi ve dört erkek tarafından şahitlik edilmesi ve her birinin şahitliğini dört defa ikrar etmesi yani söylemesi veya zina edenin ben zina yaptım diye dört defa ikrarda yani suçu kabullenmesi ve söylemesi gerekir. Şahitlik edenlerin sayısı cinsiyete göre değişir, sözgelişi iki erkek ve dört kadının birlikte şahitliği geçerli olur. Dört kadının şahitliği yetersiz olup, kadında bu sayı iki misli olarak aranır.
Başta zina suçu olmak üzere İslam’da bütün cezalar amaç olmayıp birer araçtır ve suçu önlemeye – caydırmaya yöneliktir. Bunun için İslam zinayı yasaklamakla kalmamış onu doğuran sebepler ve ortamlar üzerinde de durmuş, söz gelişi açık saçık giyinmeyi, bir erkekle bir kadının tek başına bir yerde bulunmasını ve yolculuk yapmasını, kadınların aşrı şekilde makyaj kullanmasını, dar giyinmesini, sokakta kırıtarak, kıvırarak yürümesini, saçlarını deve hörgücü gibi yaparak başın arkasında toplamalarını uygun görmemiştir. Bu konuda Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Cehennemliklerden iki sınıf vardır ki, ben onları dünyada görmedim: Binincisi ellerindeki öküz kuyruğu gibi kırbaçlarla halkı kırbaçlayan kimselerdir. İkincisi giyinmiş çıplak, kalçasını oynatarak, kırıtarak, salınarak yürüyen, başları Deve Hörgücü gibi kadınlardır. Bunlar cennete giremezler, onun kokusunu da alamazlar. Hâlbuki onun kokusu çok uzun mesafeden alınır.” (Müslim, Libas, 125; Cennet:52), Celal Yıldırım, Ahkâm Hadisleri cilt 2: 715)
Erkeklerle senli benli, şüphe uyandıracak şekilde samimi konuşmalar yapmasını, (Bak. Ahzap suresi/32) müstehcenliği, müstehcen yani açık saçık yayın yapılmasını yasaklamıştır. Yine kadınların süs ve endamlarını başka erkeklere göstermeleri yasaklanmıştır. (Nur suresi/31) Ayrıca Sevgili Peygamberimiz, kadınların kendi evleri dışında, başkalarına hissettirecek derecede koku sürünerek dolaşmalarını hoş karşılamamış ve bunu edep dışı bir davranış olarak değerlendirmiştir. (Bak. Tirmizi, “Edep “,35, Müsned, 4/414–418) Gençlerin erken evlendirilmesini tavsiye etmiştir. Dinimize göre “Bir ölüyü defnetmede acele etmek bir de gençleri evlendirme de acele etmek sünnettir.”
Zina konusunda Kur’an’da Müminun suresi 5. ayette : ”Vellezîhehüm lifüricihim hâfizûne* (Kurtuluşa eren mü’minler, edep yerlerini (fuhuştan ve diğer haramlardan) korurlar.”; En’am suresi 151. ayette “Fuhuşun açığına da, gizlisine de yanaşmayınız.” buyurmaktadır. Burada “açık fuhuş”tan maksat, “zina “; “ gizli-saklı fuhuş” deyimi ile de “öpüşme, elleme ve bakışma “ kastedilmektedir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.) : “Eller de, ayaklar da, gözler de zina işler. “ buyurmuştur. Nur suresi 30 ve 31. ayetlerde bu konuya dikkat çekilerek: (Devamı Yarın)

“Mü’min erkeklere söyle, gözlerini (harama istekle bakmaktan) sakınsınlar ve mahrem yerlerini (ırzlarını) korusunlar! Bu onlar için daha temiz (bir hareket)tir. Hiç şüphesiz Allah, onların yaptıklarından haberdardır. Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama istekle bakmaktan) sakınsınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Ziynetlerini/ziynet sayılan yerlerini meydana çıkarmasınlar/göstermesinler. Ancak (kendiliğinden) görünen (el, yüz) bu emrin dışındadır. Başörtülerini, yakalarının üstüne kadar (boyunlarını örtecek şekilde) koysunlar. Ziynet (ve ziynet sayılan yer)lerini kendi kocalarından veya babalarından veya kocalarının babalarından veya kendi oğullarından veya kocalarının oğullarından veya kardeşlerinden veya kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından veya kendi (Mü’min) kadınlarından veya ellerinin altındaki sahip oldukları (cariyeleri)nden veya kadına ihtiyaç duymayan (tamamen şehvetsiz) erkek hizmetçilerinden veya kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayacak çocuklardan başkasına aç(ıp göster)mesinler. Gizledikleri ziynetlerinin bilinmesi için ayaklarını vurmasınlar. Ey Mü’minler! Hepiniz Allah’a tevbe edin (ve emirlerini yerine getirin) ki kurtuluşa eresiniz.” (Nur suresi, 30-31) [bk. 33/32-34, 59] (Mü’min olmayan kadınlar, yabancı erkek hükmündedir.)

Sevgili Peygamberimiz (s.) şöyle buyuruyor:

“ – Aman zinadan sakınınız, çünkü onun, üçü dünyada ve üçü ahirette olmak üzere altı afeti vardır. Dünyadakiler şunlardır:

1-Geçim darlığına yol açar. 2- Ömrü kısaltır. 3- Sahibini kara yüzlü eder. (yani rezil eder.)

Ahirettekiler de şunlardır:

1-Allahü Teâlanın gazabına sebep olur 2- Ağır hesaplaşmaya gerekçe olur, 3 Cehenneme girmeye yol açar.

Rivayete göre: Hz.Musa (a.) Allah’a: “Ya Rabbi! Zina edene ne ceza verirsin.” diye sorar. Allahü Teâlâ : “Ya Musa, onu yüce bir dağın üzerine atılsa dağı küle çevirebilecek olan ateşten bir zırh giydiririm.” diye buyurur.

Yine bildirildiğine göre, kötü yola düşmüş olan bir kadın şeytan katında bin tane günahkâr erkekten daha sevimlidir.

Peygamberimiz, “Gerçek anlamıyla mümin bir kul zina yapmaz, gerçek anlamıyla mümin bir kul hırsızlık etmez. Gerçek anlamıyla mümin bir kul içki içmez, gerçek anlamıyla mümin bir kul adam öldürmez.” (Buhari) buyurdular. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz e (S.A.S.), “Gerçek anlamıyla mümin bir kul içki içmez” sözleriyle neyi kastettiklerini sorarlar. O da yere büyükçe bir daire ile içine ikinci bir daire çizerek şöyle der:

“- Birinci daire İslâm, onun ortasındaki ikinci daire imandır. Kul, içki içtiği veya zina yaptığı veyahut da hırsızlık ettiğinde iman dairesinden çıkar, fakat İslâm dairesinden çıkmaz. Ancak Allah’a ortak koştuğunda İslâm dairesinden çıkar.” (Dürretül Vaizin 1. cilt/225) şeklinde açıklamada bulundular.

Bu konuyla ilgili olarak yine Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

“Kişi zina ettiği veya içki içtiğinde, imanı kalbinden ayrılarak başı üstünde bir gölge gibi bekler. Bu kötü hareketleri terk ettiğinde ise tekrar sahibine döner.” ( İ.Gazali, Mük. Kulub/135) “Kul zina ettiğinde veya içki içtiğinde Allah ondan tıpkı kişinin gömleğini başından çıkarması gibi, imanını alıp çıkarır.” (Hakim); “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse içki içilen sofraya asla oturmaz.”, “İçki içenin sofrasına oturanı Allah kıyamet gününde kör olarak haşr eder.” “Allah’a ve ahiret gününe inanan, üzerinde içki bulunan sofraya oturmasın.” (İmam-ı Ahmed ve Tirmizi)

Bakmadan Geçme