'Zeybek'in önce tövbe etmesi lazım'

CHP İl eski Başkanı Dr. M. Kemal Demirkırkan, Belediye Başkanı Mehmet Zeybek'in Şuhut İlçesi'nin, Kayabelen Köyü'nde petrol bulunmasına rağmen Lozan Anlaşması nedeniyle çıkarılamadığı iddiasını CİMER'in çürüttüğünü söyledi. Demirkırkan, 'Sayın Zeybek'in öncelikle tövbe etmesi lazım' dedi   Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar İl eski Başkanı Dr. M. Kemal Demirkırkan, dün öğlen basın toplantısı düzenledi. 'İDDİA HAKKINDA [&hellip]

CHP İl eski Başkanı Dr. M. Kemal Demirkırkan, Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’in Şuhut İlçesi’nin, Kayabelen Köyü’nde petrol bulunmasına rağmen Lozan Anlaşması nedeniyle çıkarılamadığı iddiasını CİMER’in çürüttüğünü söyledi. Demirkırkan, “Sayın Zeybek’in öncelikle tövbe etmesi lazım” dedi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar İl eski Başkanı Dr. M. Kemal Demirkırkan, dün öğlen basın toplantısı düzenledi.
“İDDİA HAKKINDA CİMER’DEN BİLGİ TALEP ETTİM”
Demirkırkan, Şuhut İlçesi’nin Kayabelen Köyü’nde petrol bulunduğunu ve Lozan Antlaşması’nın gereği olarak çıkarılamadığını iddia eden Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’in iddiasına CİMER’den cevap geldiğini söyledi. Afyonkarahisar’a gönül veren, ülkesini, Cumhuriyeti seven, Cumhuriyet değerlerine inanan bir Türk vatandaşı olarak konuştuğunu vurgulayan Demirkırkan, “Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, öğrencilerin huzurunda yaptığı bir toplantı da Şuhut’un Kayabelenköyünde petrol olduğunu, Lozan Anlaşması gereği petrolün çıkartılamadığını söylemiştir. Sayın Zeybek, 5 kuyunun üzerine beton dökülerek kapatıldığını belirterek, ‘İnşallah 2023 yılında Lozan’ın 100. yılı bittiği zaman Türkiye’nin önü açık olacak.’ şeklinde bir konuşma yapmıştı. Bende bu konuşmayı Lozan’ın özünü bilen okuyan bir insan olarak açıkçası çok yadırgamıştım. O gün Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığına (CİMER) bir dilekçe verdim. Dilekçemde anlatılanların gerçek olup, olmadığını Türkiye’nin en üst kurumlarından öğrenmeyi tahep ettim. 16 Aralık 2021 tarihinde verdiğimiz dilekçeye cevap geçtiğimiz hafta içinde geldi.” dedi.
“BU ÜLKENİN EŞİT
VATANDAŞLARI DEĞİL MİYİZ?”
“Birincisi CİMER’in yapılan başvurulara karşı tavrı hakkında, ikincisi de Sayın Zeybek’in yaptığı açıklama ile ilgili olarak değerlendirme yapacağım.” diyen Demirkırkan, “CİMER’e bu konu hakkında iki ayrı başvuru yapılmıştır. Şahsen 16 Aralık 2021 tarihinde saat 9.53’te CİMER’e bir dilekçe verdim. Bu dilekçe de 5 tane soru sordum. Bu sorularda Afyon’da petrol bulundu mu? Bulunduysa kapatıldı mı? Kapatıldı ise üzerine beton döküldü mü? Döküldüyse neden döküldü? Lozan Anlaşması ile bunun alakası var mı sorularını soruyorum. Aynı günün akşamı daha önce partimizin üyesi olan sonra partimizden istifa eden Candar Can tarafından saat 22.00’de yüzde 97 benzer cümleler ile aynı madde başlıkları ile CİMER’e yazı yazıldığını gördük. CİMER’e yazdığımız yazıya 28 Aralık’ta Candar Can arkadaşımıza bir cevap geliyor. Ben bekliyorum dilekçeme cevap gelecek diye. Ancak dilekçe mi ondan daha önce vermeme rağmen bana 4 Ocak 2022 tarihinde CİMER’den cevap gelmiştir. Gelen cevap yaklaşık yarım satırlık bir cevaptır. Ben bunu yadırgadım. Biz dijital ortamda bir başvuru yaptık. Dijital ortamda yaptığımız başvurunun da belli bir sıraya göre cevaplanması gerektiğini düşünüyorum. Sıra atlama gibi bir durum olduğunu zannetmiyorum. Aynı tarihte ve daha önce dilekçe vermemize rağmen bize neden 15 gün sonra cevap verildi? İkincisi bu cevap verilirken neredeyse aynı başlıklar olmasına rağmen, arkadaşımıza gayet detaylı cevaplar verilmiştir. Bize verilen cevapta; ‘İlgili alanda ortaklığımız tarafından herhangi bir sondaj faaliyetinde bulunulmamıştır.’ şeklinde kısa bir cevap verilmiştir. O zaman akıllara şu sorular geliyor. Birileri bu dilekçelerle oynuyor mu? Ya da birileri bu dilekçelerin geciktirilmesine ya da cevap verilmesinde söz sahibi mi oluyor acaba diye düşünmeden edemiyoruz. Biz bu ülkenin eşit yurttaşları değil miyiz? Bence asıl soru budur.” diye konuştu.
“CİMER’İN BU TAVIRLARINI
KENDİLERİNE BİLDİRECEĞİM”
Demirkırkan, Türkiye’de tüm vatandaşların eşit olması halinde bir devlet kurumunun aynı soruyu soran vatandaşlara neden farklı cevap verdiğini öğrenmek istediğinin altını çizdi. Demirkırkan, “Eğer hepimiz eşit yurttaşlarsak, devletin kurumu insanlara neden farklı cevaplar veriyor? Onu öğrenmek istiyoruz. CHP üyesi olmayan birine verilen cevap ile CHP üyesi olan birisine verilen cevap farklı mı? CİMER’in bu sorulara cevap vermesi lazım. Ben CHP üyesi olduğum için, eski İl Başkanı olduğum için ya da muhalif bir siyaset tarzı benimsediğim için mi acaba bu cevaplar verilmedi, veya kısa, geç ve yanlış cevaplar verildi? Acaba sorular ve cevaplar bizden saklanıyor mu? Bu konuları merak ediyorum. CİMER’in bu tavırlarını kendilerine bildireceğim. Bir cevap gelirse bunları da kamuoyu ile paylaşacağım.” şeklinde konuştu.
“BAŞKANIMIZ BİZİ KANDIRIYOR MU?”
Demirkırkan, Şuhut’un Kayabelen Köyü’nde petrol araması yapılmadığını, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının resmi bildirisinin bu yönde olduğuna dikkat çekti. Demirkırkan şunları kaydetti: “Kayabelen’de bulunan bir petrol yoktur. Özel şirketler tarafından bir araştırılma yapılmamış, kuyuların üzeri kapanmamıştır. Eğer kuyular açılırsa ve içerisinden bir şey çıkmazsa metan gazı problem yaratmasın diye, kuyulara beton dökülmesi normal bir işlem olarak tanımlanıyor. Bu durumun Lozan’la bir alakası yoktur. Lozan Anlaşmasında ülkemize kanunlara göre ruhsatlandırılmış alanlarda bulunan hidrokarbonların üretilmesinde, kapatılmasında hiçbir madde yoktur. Gizli anlaşma yoktur denilmektedir. Biz bunu biliyoruz, Sayın Mehmet Zeybek’in de bildiğini tahmin ediyorum. O zaman bu nedir? Sözlüğü açıp baktığınız zaman buranın tanımı kasıtlı olarak uydurulmuş, gerçekle ilgisi olmayan sözlerle başkasını bilerek aldatmak. Bu tavra bakarsak kasıtlı olarak uydurulmuş bu cümle, görünürde evet, gerçekle ilgisi var mı? Yok, başkasını aldatmaya yönelik mi? Evet o zaman Sayın Başkanın bu davranışı söylediklerinin yalan olduklarını da kitabi olarak gösteriyor. Peki, yalanı söyleyen kim? Eski tabirle Şehr-ül Emin. Yani Osmanlı da şehrin güvenilir insanı, şehrimizi emanet ettiğimiz kişi anlamında olan Belediye Başkanımız. Bir Belediye Başkanı vatandaşlarına, kendi seçmenlerine yalan söylerde biz ‘Tuz kokmuştur.’ deriz. Başkanımız bizi kandırıyor mu? Başkanımız bize yalan söylüyor mu diyelim. Nedenini anlamıyoruz ama herhâlde 2023 sonrasındaki seçim hazırlıkları diye düşünüyorum. Onların jargonunda yalan söylemek dinimizce en büyük günah. Hep AK Parti bundan bahseder. Aslında ahlakende yalan söylemek kabul edilebilecek bir davranış değildir. Belediye Başkanımız eğer bilerek ve isteyerek yalan söylüyorsa vay halimize. Başkanımız bu konuyu bilmeden orada 300-400 tane öğrencinin önünde bunları söylüyorsa halimiz daha da kötü.”
“ZEYBEK BÜYÜKLÜK GÖSTERİP HATASINDAN DÖNMELİ”
Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’e önerileri olduğunu belirten Demirkırkan şöyle konuştu: “Haddim değil ama Sayın Zeybek’e birkaç önerim olacak. Birincisi Sayın Zeybek kendisi açısından, İslami inanışı açısından günahlarından arınması için önce bir tövbe etmesi lazımdır. İkincisi Sayın Başkan bu konuşmayı yaptı ve doğru olmadığı belgelenen bu durumdan dolayı toplumdan, Afyonkarahisar halkından biran önce özür dilemelidir. Bunlar bir yana bizim en değerli varlığımız öğrencilerimizin kafasını yanlış bilgilerle dolduruyoruz. Cumhuriyet tarihi ve Lozan Anlaşmasının geçmişi ile ilgili yanlış bilgilerle dolduruyoruz. O zaman Sayın Başkan öğrencileri yanlış bilgilendirdiği için, o okula gitmeli ve öğrencilere ‘Ben bu konuyu bilmiyordum sizlere yanlış bilgi aktarmışım, olayın doğrusunu öğrendim doğrusu buymuş.’ diyerek bir büyüklük göstermelidir. Böylece hatasından geri dönmüş olacaktır. Burada okul yöneticileri de eğer öğrencilerin bilgi seviyesini düşünüyorlarsa buna bir çare bulmalı, Sayın Başkanı yeniden davet etmelidir.”
“BİZ SEVE SEVE LOZAN’I
ÖĞRENCİLERE ANLATIRIZ”
Demirkırkan sözlerine şöyle devam etti: “Okul yöneticilerimizden bu evsile ile özellikle ricada bulunmak istiyorum. Lüften okullarınıza çağırdığınız konuşmacıları özellikle araştırın. Bilgi seviyesini düşünüp, tartıp ona göre konuşmacı olarak çağırın. Biz çocuklarımıza uydurulmuş tarihleri değil, gerçekleri öğretmeliyiz. Eğer, Sayın Başkan gitmezse bu işten imtina gösterirse bizler seve seve gider Cumhuriyetimizin tarihini de, Lozan’ın gerçeklerini de öğrencilerimize, halkımıza seve seve anlatabiliriz. Biz Cumhuriyetimizin kurulduğu topraklarda Cumhuriyete başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere kurucu kadroya sahip çıkan yöneticiler istiyoruz.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme