Yunan İşgalini Küçük Bir Ermeni Kızı Anlatıyor!
İşgalci yunan askerlerinin günlük ve hatıratları yanında işgal zamanında Afyonkarahisar’da bulunan kimi Ermenilerde daha sonraki dönemlerde hatıralarında Afyonkarahisar işgalinden söz etmişlerdir. Anzel Kourtian bunlardan biridir. Yıllar sonra yayınlanan anılarının bulunduğu “Anzel Kourtian’ın Defterleri” adlı kitabında bu işgal gününü, o gün kimin ne yaptığını, ne düşündüğünü, nasıl tepki verdiğini o günlerde küçük bir çocuk olan Kourtian’ın anlatımıyla daha iyi görebiliyoruz. Kourtian, savaş sırasında Bursa’dan Afyonkarahisar’a gelmiş, Yunanlıların Anadolu’da yenilmesinden sonra İzmir, Midilli, Girit gibi yerlerde kalmış, en son olarak Pire şehrine yerleşmiş ve kalan ömrünü burada yaşamıştır.
1912 senesinde Bursa’da doğmuş olan Kourtian, 1921 yılı Mart ayında Yunan ordusu saldırıya geçerek, Afyonkarahisar’ı ele geçirdiği sırada ailesiyle beraber şehirde bulunmaktaydı. Şehrin Yunanlılar tarafından işgaline tanıklık etmiş ve günlüğünde işgal günü yaşanan ibretlik acı hadiseleri kaleme almıştır. Anzel Kourtian işgal günü gördüklerini kitabında şöyle anlatmaktadır:
Türkler evlerine kapanmış. Hıristiyanlar sokaklara dökülmüşlerdi. Ta ki Kanonidis hattından duyulan yaylım ateşine kadar. Birkaç saat devam eden yaylım ateşi durduğunda, insanlar gene sokaklara döküldüler. Her yerde gözyaşları içinde birbirilerine sarılarak sevinçlerini gösterip birbirlerini kutluyorlardı. Tüm bunlar yaşanırken hiç bir Türk ortalıkta yoktu.
-Aniden insanları ellerinde halılarla geçerken gördüm. Biri durdu ve bağırdı.
“ Yunan ordusu geliyor! Halıları serin! “
Halk sokakta öpüşüp, bağrışıyordu. Ermeni kilisesinde 235 kat yeni ve güzel kırmızı halı hazır edildi. Kilise bir tepenin üzerindeydi. Annem şöyle dedi:
-Aman Tanrım, ne sevinç!
Bulunan çok sayıda kilim ve Yunan bayrakları her yerde!
Afyonkarahisar’da sekiz on aile Rum vardı. Diğerleri Türkler ve Ermenilerdi. Gururla çevremdeki tüm Yunanlılar adına hareket eden o gelenleri, birer kahraman olarak hayal ettim. Güler yüzlü, temiz ve parlayan yüzlü İngiliz askerleri gibi. Uzun boylu ve eski kitap heykelleri gibi…
Şimdi insanlar bağırıyor “Geliyorlar! Bende tezahürat etmek zorunda kaldım. Ordu geçti ve ben onları göremedim. Bağırdım bağırdım”
“Bende görmek istiyorum! ”
“Biz merdivenleri tırmandık ve gelenleri görünce hayal kırıklığına uğramış olduk. Çünkü gelenler ne uzun boylu ve ne de temizdiler. Sakallı ve bıyıklılardı. Başlarındaki bir subay istirahat edin dedi. Hepsi ayaklarını vurarak, silahlarını indirip durdular. Birçoğu yerlere ve etraftaki halılara oturdular. Onlara bakıp, yırtık ve kanlı paltolar, çamurlu çizmeler, kirli ve traşsız yüzler görünce ağlamaya başladım.”
“Eve gidelim. Ben başka bir şey görmek istemiyorum”
Dip Not:
*Anzel Kourtian’ın hatıralarından yararlanılmıştır.