“Yukarı Pazar Meydanı” – Kocatepe Gazetesi
Gazetenizde dört haftadır devam eden Unutulmuş futbol sahaları yazı dizisi Yukarı Pazar Meydanı’yla devam ediyor. Bu meydanda bu saydığımız mahallelerin çocukları 1948-60 yılları arasında okul sonraları Cumartesi-Pazar günleri, hatta o yörelere ilk elektrik direkleri dikildiği yıllarda geceleri de top oynarlardı. Yukarı Pazar Camisi’nin duvarı bir ‘şut duvarı’ydı. Caminin taştan düz duvarı o yaştaki çocuklar için [&hellip]
Gazetenizde dört haftadır devam eden Unutulmuş futbol sahaları yazı dizisi Yukarı Pazar Meydanı’yla devam ediyor.
Bu meydanda bu saydığımız mahallelerin çocukları 1948-60 yılları arasında okul sonraları Cumartesi-Pazar günleri, hatta o yörelere ilk elektrik direkleri dikildiği yıllarda geceleri de top oynarlardı. Yukarı Pazar Camisi’nin duvarı bir ‘şut duvarı’ydı. Caminin taştan düz duvarı o yaştaki çocuklar için şut çalışmaları yapmaya çok elverişliydi. Namaz vakitleri dışında bir sorun yoktu ama namaz kılınırken de çocuklar şut atmaya başlayınca cami müezzini namazı bozup çocukları kovalardı. Yukarı Pazar Mahallesi önünde maç yapmak için futbol meraklısı çocuklar, bazen hangi takım kazanır yarışmasına tutuşur, kimi zaman kavga bile çıkardı. Bugün bile o zamanın çocuklarının cami duvarına yazdığı ‘Galatasaray -Fenerbahçe-Beşiktaş’ yazılarının kalıntıları halen daha mevcut. Restore edilen camide yazılar silinse de halen daha duvarda yer alan yazıların kalıntılarını görmek zor değil. O zamanlar meydanın yanında Horoz Dede adı verilen bir yatır vardı. Bu yatır çocukların ve büyüklerin her gün uğrayıp dua ettikleri bir merkaddi. Buralarda top koşturan çocuklar ayaklarında ya ‘kara lastik’ ya çaput ayakkabı, olurdu. Kimileri de yalın ayak oynardı futbolunu. Şepit Mehmet denilen futbol meraklısı ise bu alanda camiden aldığı takunyalarla futbol maçında yer bulurdu.
Yazı dizimizin hazırlanmasında emeği geçen futbol adamı Agah Bıyıkoğlu da bu sahanın müdavimleri arasındaydı. Agah Hoca bu saha hakkında yazı dizimizi hazırlarken eski günlere dalıp anılarını tazeledi. Agah Hoca; “Bizim çocukluğumuz bu mahallede geçti. Topa vurmaya 6-7 yaşlarında başladım. Mahalle arkadaşlarım Mikro Mustafa, Erol Özkandil, Şeref ve Cevdet Donyağı, Ahmet Özbay, Çetin Noyan, Naci Sagun, Yusuf Arpacıoğlu, Metin Alpı, İsmet Ulukaraağaç, Hasan Ulukaraağaç Kardeşler’le birlikte bu meydanda top oynardık. Galatasaraylı Metin Oktay, Fenerbahçeli Lefter, Beşiktaşlı Recep Adanır, Şükrü Gülesin bizim radyolardan dinlediğimiz maçlarda hayran olduğumuz futbolculardı. O zaman Mondial Sakızları’ndan bu futbolcuların resimlerini biriktirirdik. Oyunlarını görmediğimiz ancak radyodan tanıdığımız futbolcular gibi olmaya özenirdik ve topa öyle vururduk. Mikro Mustafa’nın babası Mehmet Emin Efendi Yukarı Pazar Camisi’nin imamıydı. Cami önünde top oynayıp gürültü yaptığımız içn oğlunu evde fena halde dövdüğünü duyardık. Bu mahallenin sembol ismi Gözlüklü Bakkal Ahmet’ti. Bakkal Ahmet kendisinden önce bu bakkal dükkanını işleten Nabi Efendi’den devraldığı dükkanı erkenden açar ve bizim futbol oynamamızı izlerdi. Zaman zaman topa iyi vuranları veya en çabuk kaleye tırmananları şekerle ödüllendirirdi.”(Kocatepe)
Yukarı Pazar Mahallesi, Tacı Ahmet Mahallesi, Çavuşbaş Mahallesi, başka bir deyişle Hıdırlık ve Kale arasındaki bölgede oturan ailelerin çocuklarının (ki bu çocuklar 8-12 yaş arasında değişirdi) futbol oynadıkları alandı bir zamanlar.
Bugün Uzun Çarşı, Pazaryeri, Kasaplar İçi, Demirciler İçi, Kadınlar Pazarı gibi alışveriş yerlerini mahallelere bağlayan ve Yukarı Pazar Camisi önünden Tacı Ahmet, Kubeli, Ulucami, Hıdırlık, yönlerine giden yolların kesiştiği noktada bulunurdu Yukarı Pazar Meydanı.