Yılmaz’ın gündeminde üretici var – Kocatepe Gazetesi
MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz, üretici kesiminin sorunları ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinde düşüncelerini açıkladı MHP Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz, Türkiye’deki çiftçilerin ve besicilerin sorunları, bu sorunların çözüm yollarını anlattığı bir basın toplantısı düzenledi. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Milletvekili Kemalettin Yılmaz, Türkiye’nin 11 yıldır iyi yönetilmediğini söyledi. Yılmaz, 2002 seçimleri ile TBMM'de kahır ekseriyetini eline [&hellip]
MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz, üretici kesiminin sorunları ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinde düşüncelerini açıkladı
MHP Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz, Türkiye’deki çiftçilerin ve besicilerin sorunları, bu sorunların çözüm yollarını anlattığı bir basın toplantısı düzenledi. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Milletvekili Kemalettin Yılmaz, Türkiye’nin 11 yıldır iyi yönetilmediğini söyledi. Yılmaz, 2002 seçimleri ile TBMM’de kahır ekseriyetini eline geçirdiğini vurgularken, AK Parti ve kurulan hükümetlerin sef muktedir bir iktidar olmadığını savundu.
MUHALEFET ANLAYIŞI SEVİYELİ
MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz, Türkiye’nin iyi yönetilebilmiş olması halinde; Terörün can yakmaya devam etmeyeceğini, işsizliğin, özellikle eğitimli gençler arasında sorun olmaktan çıkacağını, hergün binlerce esnafın kepenk kapatmak zorunda kalmayacağını kaydetti. Yılmaz; “Eğitim politikamız her değişen Bakan ile değişmez, ismi gibi milli olurdu. Gençlerimiz hem milli, hem dini hem de ilmi yönden tam olarak yetişirler ve kimse onları istismar edemezdi. Ekonomideki, eğitimdeki, sağlıktaki, özgürlük ve insan haklarındaki olumsuzlukları teker teker saymaya kalksak herhalde günler yetmez. Biz MHP olarak seviyeli ve sorumlu muhalefet anlayışımız gereği yapılan iyi şeyleri takdir ederken, yapılmayan, yapılamayan, ihmal edilen yanlış yapılanları da çözüm yolları ile beraber iktidara çeşitli platformlarda söyleyeme, hatırlatmaya, ikaz etmeye çalışıyoruz ve çalışacağız. Yalan söylemiyoruz, iftira atmıyoruz. Gerçekleri, delilleri ile belgeleri ile ifade etmeye anlatmaya çalışıyoruz. Ülkemizin iyi yönetilmemişliğinin bedelini maalesef halkımız ödüyor. Bu olumsuzlukların ciddi olarak görüldüğü sektörlerden biri de tarım sektörüdür.” dedi.
NÜFUSUN YÜZDE 26’SI
TARIMLA UĞRAŞIYOR
Tarım sektörünün, gerek insanın yeterli ve dengeli beslenmesi, gerek istihdama olan katkısının, sektör itibari ile hem üretici kesimini, hem de tüketicileri ilgilendirme yönü ile ayrıca pek çok sanayi koluna ham madde temin eden faaliyet olması nedeni ile stratejik bir sektör olduğunu kaydeden Yılmaz şöyle konuştu: “Tarım insanoğlu için vazgeçilmezdir. Denizleri, gölleri, toprağı, ırmakları ve güneşlenme açısından çok şanslı olan ülkemizin nüfusunun yaklaşık yüzde 26’sı maalesef hala tarımla uğraşmaktadır. Maalesef hala diyorum, zira gelişmiş ekonomik güce sahip ülkelerde tarım istihdamının nispi payı azdır ve bu bir gelişmişlik göstergesidir. Örneğin AB’de bu oran yüzde 4- 4,5 iken, ABD’ de ise nüfusun yüzde 1- 1,5’u tarımla uğraşmaktadır. Tarım ülkemiz için hala ekonomik ve sosyal değeri olan önemli bir sektördür. Ancak dünyanın 16. büyük ekonomisine sahip ülkemiz çiftçisinin, üreticisinin, besicisinin hali perişandır. Bugün iktidarın her vesile ile övünerek belirttiği fert başına düşen milli gelir TUİK’ e göre 15.392 dolar iken, tarım sektöründe çalışan insanımızın nasibine 3.566 dolar düşmektedir.”
TARIMDA HAYVANCILIK
ÖN PLANDA OLMALI
Tarım sektörünün en önemli girdilerinin; tohum, gübre, ilaç, yem, mazot, sulama ve işletmede kullanılan elektrik, el emeği, göz nuru ve alın teri olduğunu belirten Milletvekili Yılmaz; “Gelişmiş ülkelerde tarımsal üretimin yüzde 70’i hayvansal yüzde 30 ‘u bitkisel üretimdir. Ülkemizde ise tam tersi yüzde 25 hayvansal üretim yüzde 75 bitkisel üretim yapılmaktadır. Gelişmiş ülkeler hayvancılık sektörünün stratejik önemini kavramış ve bu öneme uygun politikalar ile hayvancılığın tarım sektörü içindeki payını arttırmışlardır. AKP hükümetlerinin yanlış tarım politikaları sonucu; geniş yüzölçümü, farklı ekolojileri, değişik tür ve ırktan hayvan varlığı ile avantajlı bir konuma sahip olmasına rağmen ülke hayvancılığı ve hayvansal ürünler üretimi tehlikeye sokulmuştur. Gelinen noktada ülkemiz ithal ete, süte, ithal kurbanlığa hatta bu sene ithal samana mahkûm olmuştur. Takdir edersiniz ki hastalığı doğru teşhis edemezsek, tedavisi de zaman alır hatta imkansız hale gelebilir.” diye konuştu.
TARIM GİRDİLERİ PAHALI
Hayvancılık sektörünün içinde bulunmuş olduğu sıkıntıları ve çözüm yollarına yönelik düşüncelerini aktaran MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz şunları söyledi: “Hayvan yetiştiriciliği tarımsal üretimin ayrılmaz bir parçasıdır zira hayvansal üretim, bitkisel tarımdan elde edilen ürünlerle yapılabilmektedir. Ülkemiz topraklarının daha verimli kullanılması ve Türk çiftçisinin refahının artırılması doğrudan hayvansal üretimin arttırılmasına bağlıdır. Çünkü yılda 1 veya 2 kez gelir sağlayabilen Türk Çiftçisi ancak hayvancılık sayesinde sürekli bir gelire kavuşabilecektir. Bugün için tarım girdilerinin pahalı olması en önemli sorundur. İleri-gelişmiş ülkelerde tarımla-hayvancılıkla uğraşanlar devlet tarafından desteklenirler. Bizde ise destekleniyormuş gibi yapılıyor, üstelik destekleme kalemleri o kadar çok parçalı ve çeşitli ki arada kaybolup gidiyor. Üreticimiz önceden sadece işletmesini geliştirmek için banka veya tarım kredi kooperatifinden kredi talep ederken bugün ise üreticimiz işletmesini ayakta tutmak, devam ettirebilmek için krediye başvuruyor.”
“DÖKME SUYLA DEĞİRMEN DÖNMEZ”
Pancar üretiminin besicilikle çok yakından ilgili olduğunu söyleyen MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz, gerek melas, gerekse pancar küspesinin besic için altın değerinde olduğunu kaydetti. Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: “2002 yılında 1 litre mazot için Şeker fabrikasında 10 kilogram pancar teslim etmesi yeterliyken, bugün için 35 kg pancar teslim etmesi gerekiyor. Süt meselesi et meselesi ve de ot meselesidir. Dengede tutamazsanız kantarın topuzu kaçar ve verimli toprakları, suları, gübresi, çalışan insanı olan ülkemizde ne üreticimiz ne de tüketicimiz memnun olur. Üreticimiz zarar etmekte, tüketicilerimiz de pahalı tükettiğinden şikâyet eder durur. Bugün olduğu gibi yetkililer bu sorunun çözümü için kalıcı, köklü çözümler yerine günü birlik günü kurtarıcı ve palyatif tedbirleri tercih ederler ise ülkemiz ithal ete, süte canlı hayvana hatta samana mahkum olur. İthal ile günü kurtarabiliriz ama unutmayalım dökme suyla değirmen dönmez. Özellikle hayvansal üretimi teşvik etmek için ucuz kredi, ucuz hayvan dağıtmak yeterli değildir. Gerçek teşvik; hayvan üretimi karlı kılacak ekonomik ortamı sağlamaktır.” (Kocatepe)