Yıllara Meydan Okuyan Afyon Binaları
Afyonkarahisar, tarihin izlerini taş duvarlarına işleyen, geçmişin ruhunu bugüne yansıtan bir şehir. Şehrin kalbi olarak bilinen Afyonkarahisar Kalesi'nin eteklerinde yükselen geleneksel konaklar, Osmanlı sivil mimarisinin zarafetini sergilerken, Cumhuriyet'in ilk yıllarından miras kalan binalar modernleşme çabalarının simgesi olarak dikkat çekiyor. Taş Medrese gibi eğitim mirasları, Demiryolu İşçi Lojmanları gibi sanayileşmenin ilk adımları ve tarihi hükümet konağı gibi idari yapılardan oluşan bu eşsiz koleksiyon, Afyonkarahisar'ın yalnızca doğal güzellikleriyle değil, kültürel ve mimari zenginlikleriyle de Anadolu'nun saklı hazinesi olduğunu gösteriyor. Geçmişle bugünü buluşturan bu yapılar, her bir köşesinde anlatılmayı bekleyen hikayeler barındırıyor.
ÇEŞMELİ KONAK
Osmanlı’nın son dönemine ait önemli yapılardan biri olan Çeşmeli Konak, cephesinde bulunan anıtsal çeşme ile mimari bir bütünlük sergiliyor. Konağın hikayesi, ipek ve kumaş ticaretiyle uğraşan Kahvecioğlu İsmail Efendi’nin önce hayır amacıyla çeşme yaptırmasıyla başlıyor. Daha sonra ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, bu çeşmenin yanına bir konak inşa ettiriyor. Konağın giriş kapısında yer alan yazıtta, Hicri 1324 ve Rumi 1322 olmak üzere iki tarih yer almakta olup, bu tarihlerden yapının Miladi 1906 yılında tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Mimari yapısıyla dikkat çeken konak, üst katında çıkmalı bir tasarıma sahiptir. Çıkmanın ortasında yer alan balkon girintisi ve üzerinde bulunan çatı odası (cihannüma) konağa estetik bir görünüm kazandırmaktadır. Alt kısmında kesme taşlarla kaplanmış bir çeşmenin yer aldığı yapı, cephe mimarisi açısından dönemin sosyal yapısını ve estetik anlayışını yansıtan nadir örneklerden biridir. Sokak bütünlüğü ve dış görünümü ile çevresel bir değer taşıyan bu yapı, Gayri Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 25 Haziran 1983 tarih ve A-4432 sayılı kararıyla korunması gereken bir kültür varlığı olarak tescillenmiştir.
Konağın cephesindeki çeşme ise ayrı bir öneme sahiptir. İlk olarak “Sülüm Çeşmesi II” adıyla kayıtlara geçen bu yapı, Gayri Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 11 Temmuz 1980 tarih ve A-2314 sayılı kararıyla korunması gerekli eski eserler arasında yer almıştır. Afyonkarahisar Müzesi kayıtlarında da bu isimle geçen çeşme, konağın mimari kimliğinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
Başlangıçta tek bir konut olarak tasarlanan Çeşmeli Konak, yıllar içinde miras yoluyla iki parsele ayrılarak dikey olarak bölünmüştür. Bu süreçte her bir parsel bağımsız giriş kapısına sahip iki ayrı konut haline gelmiştir. Tarihsel ve mimari özellikleriyle dikkat çeken Çeşmeli Konak, Afyonkarahisar’ın kültürel mirası açısından önemli bir yere sahiptir.