Yıllara Meydan Okuyan Afyon Binaları
Afyonkarahisar, tarihin izlerini taş duvarlarına işleyen, geçmişin ruhunu bugüne yansıtan bir şehir. Şehrin kalbi olarak bilinen Afyonkarahisar Kalesi'nin eteklerinde yükselen geleneksel konaklar, Osmanlı sivil mimarisinin zarafetini sergilerken, Cumhuriyet'in ilk yıllarından miras kalan binalar modernleşme çabalarının simgesi olarak dikkat çekiyor. Taş Medrese gibi eğitim mirasları, Demiryolu İşçi Lojmanları gibi sanayileşmenin ilk adımları ve tarihi hükümet konağı gibi idari yapılardan oluşan bu eşsiz koleksiyon, Afyonkarahisar'ın yalnızca doğal güzellikleriyle değil, kültürel ve mimari zenginlikleriyle de Anadolu'nun saklı hazinesi olduğunu gösteriyor. Geçmişle bugünü buluşturan bu yapılar, her bir köşesinde anlatılmayı bekleyen hikayeler barındırıyor.
SAHİPATA KERVANSARAYI
Afyonkarahisar’ın Sultandağı ilçe merkezinde yer alan yapı, Selçuklu dönemi mimarisinin önemli örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Kitabesine göre 1249 yılında II. İzzeddin Keykavus’un beylerinden Fahreddin Ali bin Hüseyin, bilinen adıyla Sahipata, tarafından inşa ettirilen yapı, mimari özellikleriyle öne çıkıyor.
Doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen bir plana sahip olan yapı, beş sahınlı kapalı bir bölüm ile kare planlı geniş bir avludan oluşmaktadır. Kapalı bölümdeki sahınlar, sivri tonozlarla örtülmüş olup, yalnızca orta sahanın tam ortasında yer alan kubbe dikkat çekmektedir. Yapının avlu kısmında ise dört paye üzerine oturan, çift taraflı merdivenle çıkılan, kare planlı ve kubbeyle örtülü bir köşk mescit bulunmaktadır.
Avlunun kuzeybatı bölümünde çift sıra revaklar yer alırken, güney kısmında ise büyük ölçüde yıkılmış alanlar göze çarpmaktadır. Doğu cephesinde, yapının giriş eksenine yerleştirilmiş, dışa taşkın ve cepheden yüksek tutulmuş görkemli bir taçkapı bulunmaktadır. Bu taçkapı, hem Selçuklu mimarisinin ihtişamını yansıtmakta hem de yapıya ayrı bir estetik değer kazandırmaktadır.
Tarihi ve mimari özellikleriyle Sultandağı’nda önemli bir yer tutan bu yapı, geçmişten günümüze ulaşan Selçuklu mirasının bir parçası olarak değerlendirilmektedir.