Yıllara Meydan Okuyan Afyon Binaları
Afyonkarahisar, tarihin izlerini taş duvarlarına işleyen, geçmişin ruhunu bugüne yansıtan bir şehir. Şehrin kalbi olarak bilinen Afyonkarahisar Kalesi'nin eteklerinde yükselen geleneksel konaklar, Osmanlı sivil mimarisinin zarafetini sergilerken, Cumhuriyet'in ilk yıllarından miras kalan binalar modernleşme çabalarının simgesi olarak dikkat çekiyor. Taş Medrese gibi eğitim mirasları, Demiryolu İşçi Lojmanları gibi sanayileşmenin ilk adımları ve tarihi hükümet konağı gibi idari yapılardan oluşan bu eşsiz koleksiyon, Afyonkarahisar'ın yalnızca doğal güzellikleriyle değil, kültürel ve mimari zenginlikleriyle de Anadolu'nun saklı hazinesi olduğunu gösteriyor. Geçmişle bugünü buluşturan bu yapılar, her bir köşesinde anlatılmayı bekleyen hikayeler barındırıyor.
EBHERİ KÜMBETİ
Afyonkarahisar’ın Çay ilçesi Eber Kasabası’nda yer alan ve mezarlık içinde bulunan kümbet, mimarisi ve tarihi önemiyle dikkat çekiyor. Sekizgen bir gövde üzerine inşa edilen yapı, üst kısmında yine sekizgen bir külahla sonlanıyor. Kümbetin alt bölümü moloz taş ve devşirme malzemelerden yapılmışken, üst kısmında tuğla örgü kullanılmış. Doğu yönünde bir girişe sahip olan kümbetin kapı sövelerinde Bizans dönemine ait yapı taşları devşirme olarak değerlendirilmiş. Girişin hemen altında, ölü gömme yeri olarak kullanılan kaideye geçişi sağlayan küçük bir kapı bulunuyor. Kaidenin içinde ise iki sandukanın yer aldığı ifade ediliyor.
Kümbet, ünlü Türk düşünürü ve bilim insanı Esirüddin Ebheri’ye ait olmasıyla da önem taşıyor. Asıl adı Esirüddin Ebheri Mufaddal bin Ömer el-Semerkandi olan Ebheri, Semerkant kökenli bir aileye mensup olup, Türk olduğu biliniyor. Mantık alanındaki katkılarıyla tanınan Esirüddin Ebheri, özellikle yazdığı "İsagoci" adlı mantık kitabıyla bilim tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Aynı zamanda Çay ilçesindeki Taş Medrese’de müderrislik yaptığı da bilinmektedir.
Tarihi ve kültürel değeri yüksek olan bu yapı, hem mimarisiyle hem de barındırdığı tarihi bilgilerle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Mezarlık içinde bulunan kümbet, tarih boyunca taşınan kültürel mirası günümüze kadar aktarmayı başarmış önemli bir eser olarak değerlendiriliyor.