“Yılbaşının Ocak ayı ile alakası yok”

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) öğrenci kulüplerinden Arkeoloji Kulübü tarafından düzenlenen “Yılbaşı Kutlamaları ve Tarihi Gelişimi” konulu panel, ANS Kampüsü 1. Eğitim Binası Konferans Salonunda gerçekleştirildi Başkanlığını AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kasım Turhan’ın yaptığı panele AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Selim Pullu ve Tarih Bölümü öğretim elemanı Arş. Grv. [&hellip]

"Yılbaşının Ocak ayı ile alakası yok"

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) öğrenci kulüplerinden Arkeoloji Kulübü tarafından düzenlenen “Yılbaşı Kutlamaları ve Tarihi Gelişimi” konulu panel, ANS Kampüsü 1. Eğitim Binası Konferans Salonunda gerçekleştirildi

Başkanlığını AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kasım Turhan’ın yaptığı panele AKÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Selim Pullu ve Tarih Bölümü öğretim elemanı Arş. Grv. Hasan Hüseyin Güneş konuşmacı olarak katıldı.
“HAKİM KÜLTÜRLERİN DAYATMASI”
Prof. Dr. Turhan, “Hakim kültürler, kendi yaptıkları takvimi başkalarına dayatırlar ve siz ister istemez onu benimsemek zorunda kalırsınız. Felsefede “yapı bozumculuk” diye bir tabir vardır. İnsanlığın belli sürelerde uygulaya geldiği, artık bundan başka türlü olamaz diye oluşturduğu zihni yapılar, sosyal kurumlar, bir takım uygulamalar, teşkilatlar, anlayışlar vardır. Hz. Peygamber tam bir yapı bozumcu şahsiyettir. Esasen İslam da böyledir. Hz. Peygamber, Yahudi ve Hıristiyan toplumların uygulamalarını asla benimsememiştir. Çünkü, onların uygulamalarını benimsemek, hiç farkına varmadan onlardan olmayı gerektirir. Yerleşik yapıları söküp atması bakımından tam bir yapı bozumcudur. Böylece kendine ait, özgün ve orijinal yapı oluşturmuştur. Kendisi olmayan insanlar başkaları olmak durumundadır” dedi.
“YILBAŞLARI
MART SONU VE NİSAN BAŞI”
Panelde, yeni yıl kutlamalarının çok basit bir olaydan ortaya çıkmış bir husus olduğunu belirterek “Yeni yıl kutlamaları, tamamen zamanı bölmek ve hesaplamaktan, yani takvimden ortaya çıkmış bir husustur” dedi. Yrd. Doç. Dr. Pullu konuşmasında Akad, Antik Mısır, Hindu, Maya ve Aztek ve Hicri takvimler ile ilgili bilgiler verdikten sonra “Takvimlerin döngüsünün asıl önemli olan noktası ekinokslardır. Gün dönümleri ya da bahara geçiş dönemleridir. O yüzden gördüğümüz kadarıyla en eski takvimlerde yılbaşları, aslında baharın uyanmaya başladığı Mart sonu ve Nisan başıdır. Yani, bugün bizim kabul ettiğimiz Ocak ayı ile hiçbir alakası yoktur” şeklinde konuştu. Orta Asya Türk geleneklerinde kilimler üzerindeki hayat ağacı ve geyik motiflerine de dikkat çeken Pullu, “Hayat ağacı ya da akçam, kaynaklara göre Orta Asya’da çok bulunan ama bizim bu bölgelerde çok bilinmeyen bir ağaç türü olduğu söyleniyor. Akçamın sembolize ettiği şey, yeni yıl bayramıdır; Mart sonunda kutlanıyor ve Şaman inancına göre gökte yaşayan, her şeyi karşılayan Tanrı Ülgen, akçamın en tepesinde oturuyor, insanlar O’na hediyeler veriyor, yeni yılın güzel geçmesi için dua ederek, ağacın dallarına çaputlar bağlıyorlar. Antik Türk mitolojisinde Ülgen uzun saçlı, kaftanlı, ensesinde çift başlı kuşu olan bir sembol olarak tasvir ediliyor. Eğer bunun saçlarını ve sakalını beyaza boyarsanız, karşınızda noel baba olur” şeklinde konuştu.
“NOEL İLE YILBAŞI KARIŞTIRILIYOR”
Nizam’ül Mülk eserinde nevruz geleneğinin yılbaşı olduğunun ifade edildiğinin belirten Pullu, yine Kaşgarlı Mahmut’un da nevruzun yeni bir yılın başlangıcı olduğundan söz ettiğini dile getirdi. Yrd. Doç. Dr. Pullu günümüzde noel ile yılbaşının birbirine karıştırıldığını ifade ederek, “Ülkemizde yılbaşında hindi yenilir hatta birçok alışveriş merkezinde bu, yılbaşı hindi şeklinde tabir edilir ki, sanıldığı gibi Noelin, yılbaşının hindiyle alakası yoktur. Batı’da Noelde hindi yenmez; hindi Şükran Gününde yenilir. Noelde dua edilir, eğlenilmez. Yılbaşında da tam tersi dua edilmez, eğlenilir. Yani biri, tamamen takvimsel bir olay; diğeri ise, kendi dini motiflerinin bir tezahürüdür” diye konuştu. Arş. Grv. Güneş ise Orta Asya ve İran’da nevruz denilen yılbaşı ile ilgili bilgiler vererek, bunun İran’da uhrevileştirildiğini ifade etti. Konferans, konuşmacıların öğrencilerin sorularını yanıtlamasının ardından sona erdi. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme