'Yetimler himaye edilmezse kötülerin maşası olur'
İHH İl Kadın Kollarının yetimler yararına düzenlediği iftar davetine katılmak üzere İstanbul'dan, Afyonkarahisar'a gelen İHH Kadın Kolları Genel Başkanı Ayşe Müzeyyen Taşçı, 1992 yılında kurulan vakıf bünyesinde özellikle mülteci çocuk ve kadın konusundaki çalışmaları bugüne dek yürüttüklerini kaydetti.'İHH'NIN PEK ÇOK FAALİYETİ VAR'İHH Kadın Kolları biriminin 2004 yılı itibariyle kurumsal olarak oluştuğunu belirten Ayşe Müzeyyen Taşçı, [&hellip]
İHH İl Kadın Kollarının yetimler yararına düzenlediği iftar davetine katılmak üzere İstanbul’dan, Afyonkarahisar’a gelen İHH Kadın Kolları Genel Başkanı Ayşe Müzeyyen Taşçı, 1992 yılında kurulan vakıf bünyesinde özellikle mülteci çocuk ve kadın konusundaki çalışmaları bugüne dek yürüttüklerini kaydetti.
“İHH’NIN PEK ÇOK FAALİYETİ VAR”
İHH Kadın Kolları biriminin 2004 yılı itibariyle kurumsal olarak oluştuğunu belirten Ayşe Müzeyyen Taşçı, son bir yıldır Kadın Kolları Genel Başkanlık görevini yürüttüğünü kaydetti. Emanetin hakkını verme gayretinde olduklarını söyleyen Taşçı, “İHH İl Kadın Kollarımızın yetim giydirmeye destek olma amaçlı düzenledikleri iftarına icabet etmek ve onların yanlarında olmak ve kendilerine destek olmak için Afyonkarahisar’a geldik. İHH’nın birçok faaliyetleri var. 1992 yılından beri çalışma yapan bir kurumdan bahsediyoruz. Hasbel kader çalışmaya başlamış bir kurum. İHH Bosna savaşı vesilesi ile soykırıma tabi tutulmuş Müslümanların Balkanlar’da ki varlığını tehdit eden bir savaş sonucu kurulmuş bir vakıftır. Zaman içerisinde şartlar oluştukça çalışma alanına İHH değiştirmiştir.” dedi.
“İHH BAŞKA KURUMLARA DA ÖRNEK”
İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım’ın hayali olan derneğin kurumsallaşıp vakıf haline geldiğinden akıllara direk yetimlerin gelmesi düşüncesini aktaran Taşçı, “Bu hayal gerçek oldu. Bugün binlerce yetime bakılıp himaye edilmesi noktasında aracılık yapıyoruz. Aynı zamanda başlattığımız bu çalışma diğer kurumlara da örneklik ettiğinden diğer kardeş kurumlarımızda yetim çalışmalarına önem veriyor. Bu şekilde açığı kapatmaya gayret ediyoruz. Gerçekten savaşlar devam ettiği sürece yetim sayısı biz ne kadar çok himaye edersek edelim ne yazık ki üzülerek ifade ediyorum tekrar üzerine ilave ediliyor. Ve ne yazık ki yeryüzünde ki yetimler en çok bizim yetimlerimizdir. Yani İslam coğrafyalarında ki yetimlerdir.” diye konuştu.
“YETİMLERİN YÜZDE
95’İ İSLAM COĞRAFYASINDAN”
İşgallerin, savaşların, sömürülerin gerçekleştiği coğrafyaların Müslüman coğrafyalar olduğunu dile getiren Taşçı, “Bunun nedenlerini iyi irdelemek lazımdır. Ne vakit İslam Ümmetinin, İslam Medeniyetinin yeryüzünde ki o muhteşem kuşatıcılığının ve o muhteşem medeniyet argümanlarını, yönetim şeklini kaybedip etkisini yitirdiğinde, İslam Medeniyeti son temsilcisi Osmanlı ile etsini kaybetmesiyle İslam coğrafyaları sömürgecilerin hedefi haline geldi. 150 yıldır İslam coğrafyası dediğimiz, Müslüman kardeşlerimizin yaşadığı nefes aldığı tüm coğrafyalar ne yazık ki yer altı ve yer üstü kaynakların sömürülmesiyle beraber savaşların ve çıkar kavgalarının da hedef noktası halindedir. Bu krizler ve savaşlar sonrası ortaya çıkan en önemli nokta çok sayıda yetimin oluşmasıdır. Yetimlerin yüzde 95’i bize yani İslam coğrafyasına aittir. Bu veri İslam coğrafyasının kaybı anlamına gelen bir veridir. UNİCEF’in resmi rakamlarına göre yeryüzünde 200 milyon yetim var. Biz biliyoruz ki gayri resmi kayıtlara göre yeryüzünde 400 milyon yetim var. Biz bu yetimlerin başını okşayıp himayemize almadığımız sürece onlar yeryüzünde ki ifşad hareketinde birer maşa olarak kullanılacaklar.” şeklinde konuştu. >> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi