Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

YESEVÎ İLE BİRLİKTE OSMANLI’YI MAYALAYAN DİĞER SÛFİLER

Türkler tasavvufî düşüncenin şekillendirdiği İslâmi anlayışa Anadolu’ya gelmeden önce âşinâ ve yatkındılar. Bunun yanında Moğol istilası sonucunda oluşan göçler sırasında gelen sûfîler ve Selçuklu sultanlarının himayesiyle gelen isim yapmış meşayihi eklersek ilk dönemlerde Osmanlıya tesir eden Türkistan ve Maveraünnehir kaynaklı tasavvufî anlayışlar hakkında bir fikir elde edebiliriz.
Yesevî’nin düşünceleri ile birlikte Osmanlı’yı ilk etapda mayalayan diğer mütefekkir sûfîler olarak da en başta Yunus Emre, Mevlana Celaleddin-i Rumî ve Muhyiddin ibn Arabî’yi sayalayabiliriz. Daha sonraki zaman dilimlerinde bunlara diğer meşhur şeyhler de ilave olmuştur (Özsaray, 2018, s.78). Bu meşhur şeyhlerin en önemlileri Hacı Bektâşi Veli ve Hacı Bayrâmı Veli’dir.
Osmanlı Sünni uleması ve meşayihi üzerinde Gazzâlî’nin eserlerinin etkisi ise herkesçe bilinmektedir. Onun sayesinde tasavvufî düşünce ve hayat üzerindeki kuşkucu bakışlar izale olmuştur. Mevlana’nın Mesnevi’si ise tekke çevrelerinde devamlı rağbet gören bir eser olmuştur. Şeyh Sadî’nin Bostan ve Gülistan adlı eseri de rağbet gören diğer eserler arasındadır. Vassâf, Gülistan’ın Osmanlı’nın son zamanlarına kadar mekteplerde okutulan eserlerden olduğunu kaydederek Şeyh Sâdî’nin her ârife kendini sevdirdiğini, eserlerindeki sûfî hikmetlerinin tesiriyle irfan âleminin hakkıyla hürmetine mazhar olmuş büyük velilerden olduğunu söyler (Vassâf, 2015, c. 1, s.287-289).
Burada sadece Osmanlı’yı değil bütün İslâm dünyasını etkileyen İbn Arabî’nin vahdet-i vücûd anlayışından da bahsetmek gereklidir. Nakşibendiyye’nin Müceddidiy-ye kolu hariç Osmanlı’da bütün tarikatların bu görüşü benimsedikleri, bunun sebebi olarak da Malatya-Konya ekseninde sekiz seneye yakın faaliyet gösteren Muhyiddin-i Arabî’nin bu anlayışını Sadreddin Konevî, Müeyyidüddin Cündî, Abdurrezzak el-Kâşânî ve Davud-ı Kayserî vasıtasıyla Ekberiyye adıyla ayrı bir akım olarak Osmanlı’ya taşınması gösterilir. Ayrıca Füsûsü’l-hikem’in okutulması, şerhlerinin yapılması ve ilk müderrisin Davud-ı Kayseri olması dolayısıyla bu akımın Osmanlı’da resmen temsil edildiği belirtilir. İbn Arabî’nin Fütûhât-ı Mekkiyye’sinden yapılan alıntılar, kısmî şerh ve tercümeler yoluyla bu etkinin devam ettiği ve eserin Füsûs kadar olmasa da okutulduğu aktarılır. Bu iki eserin 1910’larda İstanbul’da kurulması düşünülen Medresetü’l-Meşayih’te okutulmasının tasarlandığı kaydedilir. İbn Arabî’nin tasavvufî düşüncesi kendi eserlerinin yanı sıra talebesi Sadreddin Konevî’nin onu şerh etmek üzere hazırladığı Miftâhü’l-gayb adlı eseri ve yine ona yapılan şerhler yoluyla da yayıldığı ifade edilir.
Selçuklu Devleti daha kurulmadan önce, Tuğrul ve Çağrı beylerin idaresindeki Türkmenler, Maveraünnehir’de Karahanlı ve Gazneli devletlerinin şiddetli baskıları altında bulunuyorlardı. Bu iki kardeş, kendilerine daha elverişli sahalar bulmak için bir keşif seferi yapmaya karar verdiler. Bu düşünce ile Çağrı Bey 3000 kişilik bir süvari kuvveti ile batıya, Anadolu’ya doğru hareket etti. Bu hareket baskı altında bunalan Türkmenlere sadece yeni bir yurt açmakla sonuçlanmıyor aynı zamanda Osmanlının öncüsü sayılan Selçuklulara Anadolu’nun İslâmlaşmasının mimarı olma onurunu da bahşediyordu. Türklerin bu akınlarından rahatsız olan ve Selçukluları Anadolu’dan atmak isteyen Bizans’ın, Romen Diyojen kumandasında hazırladığı ordu Malazgirt’te 26 Ağustos 1071’de Sultan Alparslan tarafından yenilince Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı. Bu tarihten itibaren akın akın Anadolu’ya gelen Türkler burayı ikinci anayurt yaptılar. Bu zaferden sonra 5-6 yıl içinde Anadolu’nun büyük kısmı Türklerin oldu. Bu dönemde birçok devlet kuruldu. Malazgirt zaferinden XIV. yüzyıla kadar başta Maverâünnehir olmak üzere Harizm, Horasan, Azerbaycan ve İran’dan Anadolu’ya büyük Türk göçleri gerçekleşti (Osmanlı Arşivleri. c. I, s. 2-5.’ten nakil, Özsaray, 2018, 27).

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti