Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

YENİDEN BAŞLAYABİLMEK – Kocatepe Gazetesi

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 3 Şubat 2018 Cumartesi 11:33:17
 

– 96 –
İnananlardaki kader bakış açıları İnsan Sûresi 30. ayete verilen meale göre üç gruba ayrılabilir: İlk gruptakiler; “benim müstakil iradem, aklım var. İyiyi ve kötüyü seçerim, kendim karar verir, yaparım derler. Bu ayete böyle meal verenler kendisini “müstakil ve muhtar” ilan etmiştir, muhtariyetini ilan etmiştir, onlar MUHTAR TANRI’dır. Bu gayet iyi bir “A” bakış açısıdır. İkinci grup “ben dileyemem, önce Allah diler sonra ben dilerim” diyenlerdir. Bu grup “Siz dileyemezsiniz Allah dilemedikçe” mealini böyle anlıyor: Ben dururum. Allah diler, sonra ben dilerim. Doğru gibi gözükmesine rağmen bu da tanrı inancıdır. Bu nasıl tanrı? Bu da MECBUR TANRI’dır. Kendisini mecbur ilan etmiş tanrı. Üçüncü grup “Ayrıca dileyen yok, İLLA ALLAH” idrakıdır.
Dikkat ederseniz, “ve ma teşaune illa en yeşeAllahu (İnsan-30)” ayetine meallerde mana genellikle tanrısal bir bakışla yazılmıştır. “Siz dileyemezsiniz, Allah dilemedikçe” meali bile tanrıca bir mealdir, “B” idrakına ait bir meal değildir. Ayetin “B” bakış açısındaki manası, “B” idrakteki meali şöyledir: Dileyen yok, illa Allah. “Amentü Bilkaderi İnancı” bu manayı gerektirir. Diğer iki meal “Amentü Bilkaderi” anlayışına tam uymaz, girmez.
İNSAN-30 GİBİ İNANACAKSIN,
 İNSAN-29 GİBİ DAVRANACAKSIN
Câbir (RA)’den: Surûkat ibnu Mâlik ibnu Cu’şûm şöyle sordu: Yâ Rasûlallah, bize dinimizin aslını beyan et; bugünkü amel neyin içindedir? Biz sanki şimdi yaratılmış gibiyiz. Bugünün ameli kalemlerin yazıp da kuruduğu, takdirlerin cereyan ettiği işler içinde midir, yoksa oluşacak işler içinde mi? Rasûlullah (SAV) buyurdu: “Hayır, bugünkü iş yeni oluşacak işler içinde değildir. Kalemlerin yazıp kuruduğu, takdirlerin cereyan etmiş olduğu işler içindedir.” Surâka bu defa sordu: Öyle ise amel ne için? Efendimiz buyurdular: “Amel ediniz, çünkü herkese kolaylaştırılmıştır. Said olana saadet ehlinin ameli kolaylaştırılır, şaki olana da şekavet ehlinin ameli kolaylaştırılır.”
Surâka niye böyle bir soru sorma ihtiyacı duyuyor, “Öyleyse niye amel ediyoruz?” diye neden soruyor? Rasulullah bir açıklama yaptı ve o “öyleyse biz niye çalışıyoruz, amel niye?” diye bir tereddüde düştü. Hızla bir idrak gelişim sürecindeler. Efendimiz (SAV) bir açıklama yapıyor, o açıklama onları tereddüde düşürüyor, bu soruyu sorma ihtiyacı duyuyorlar. Neden tereddüde düşüyorlar? İnsan-30’a göre bir açıklama yapıldığı için. Yoksa bu soruyu sormazlar. Diyorlar ki: Ya Rasulallah, bu açıklamanız bu hayata uymadı, bize farklı bir şey açıkladın. Amelin niye olduğunu bize lütfen anlat. Surâka “öyleyse niçin amel?” diye sorunca Efendimiz buyurdular: “Amel ediniz, çünkü herkese kolaylaştırılmıştır…” Bakın, Efendimiz ne yapacağını İnsan-29’a göre söylüyor: “Siz yapın, gayret edin, herkese yapacağı şey kolaylaştırılmıştır.” Bunu yarım yazanlar hadisin üstünü yazmıyor, “amel edin çünkü herkese kolaylaştırılmıştır” kısmını alıyor, izah edemeyeceği için diğer yarısını almıyor. Hadisin tümünü alırsa iddia ettiği “A” bakış açısına uymuyor. Kur’an-ı Kerim ve hadislerde kader konusu hiç tereddüt olmayacak şekilde açıktır, nettir: İnsan-30 gibi inanacaksın, İnsan-29 gibi davranacaksın. Buna rağmen günümüzde de en çok sorulan bu. Demek ki aynen devam mı ediyor? Çünkü “A” idrakından bir türlü kurtulunamıyor. Esas cimri kimdir bilir misiniz? Esas cimri parasını değil, “A” yapısını veremeyendir. “A”yı bir türlü veremez insan: “Benim aklım, benim iradem” der, veremez…
DÜNYANIN TANIMADIĞI 3 BAKIŞ AÇISI
Farklı bir bakış açısıyla bir başka konuya kısacık girelim, ileride belki detaylandırırız. Allah, o zor gündeki yedi özellikten, yedi gruptan bahsediyor, “onlar mahzun olmasınlar, korkmasınlar” diyor. O yedi grubu merak edip okuduğumuzda özellikle bizim yaşımızda olanlar biraz ürkebilir. Çünkü orada gençler için çok avantajlı bir grup var, gençliğini “A” Takdim Formu” gibi geçirmemiş olanlara müjde var. Ama bir grup da var ki bize de o ferahlık veriyor: Allah rızası için yan yana gelenler ve sonra yine Allah’ın rızasını umarak dağılanlar. Bu tefekkür paylaşım yazılarımız bu tanıma çok uyuyor Elhamdülillah. “A” Takdim Formu”na, yani dünyaya ait hiçbir beklenti olmaksızın yalnızca Allah’ı daha iyi fark edebilmek ve O’nun rızası umuduyla bu yazıları takip ederek idraken bir araya gelenler, aynı amaçla yeryüzüne dağılıyorlar, dünyanın dört bir yanından okuyan müslüman kardeşlerimiz var. Bu durum hadiste müjdelenen o önemli gruba çok uygun düşüyor, inşaAllah.
Halife Ömer radıyallahu anh döneminde zaman yönünden zorluk çekiliyor ve takvim ihtiyacı oluşuyor. Bir takvim oluşturulacak ama neyi başlangıç alacaklar, bunu tartışıyorlar ve çok güzel bir olay oluyor: Oturup tartışıyorlar. Bir kısmı Efendimiz’in doğumunu başlangıç yapalım derken diğer bir kısmı bir başka olayı başlangıç yapalım diyor. Çok enteresan bir şeyi başlangıç yapıyorlar: Hicret. Tartıştıktan sonra Efendimiz’in doğumu gibi bir olayı değil de Hicret’i başlangıç yapıyorlar. “B” kapsamında hareket edince sonuçlar da o doğrultuda ilham yollu oluyor; yani heva ve heveslerinden olmuyor, elhamdülillah. Efendimiz (SAV)’in Hicreti’ni takvim başlangıcı yapıyorlar.
Hicret’in başlangıç olması çok önemli, o bir mana çünkü. Dünyada hiç olmamış şeyler vardır, dünyanın hiç görmediği şeyler vardır. Birisi ŞEHADET MEKANİZMASI’dır: Hiçbir inanışta, hiçbir felsefede, hiçbir anlatımda şahadet mekanizması yoktur. Neye şahit edecekler ki? Şahit edecekleri bir şeyleri yok. Boş işle uğraşıyorlar, şahitlik yok. Ama bakın İslamiyet’te daha işin başında Kelime-i Şehadet var, şahitlik var. İnandığınız şeye şahit olmanız isteniyor. Şahitliği şart koşmakla, onu sağlamakla başlıyor İslam. Onda şahitlik mekanizması var ve dünyada öyle bir şey yok. Bir diğeri “DünyaNızdan Bakış Açısı”dır. Bu dünyada rastlamayacağınız bir bakış açısıdır bu, hadiste vurgulanan “DÜNYANIZ” ifadesi. Hiç bir düşünce, inanış ve felsefede böyle bir şey yoktur. Bu bakış açısı derin bir ilim ve ilmî hayat tarzları içeren bir mana taşıyor. Üçüncüsü HİCRET’tir. Bu üç mana dünyanın bilmediği, tanımadığı bakış açılarıdır. Hicret de öyle.
HİCRET BİR BAŞLANGIÇTIR.
AMA ESAS HİCRET NEDİR?
Sahabeler birçok farklı teklifi, öneriyi tartışıp Efendimiz’in Hicreti’nde karar kılıyorlar, Hicret’i başlangıç görüyorlar, takvimin başlangıcı olarak Hicret’i kabul ediyorlar. Bu yüzden, bize kadar gelen, yakalamamız gereken önemli şeylerden birisi Hicret’tir. Çok önemli bir şeydir hicret etmek. Kişi mutlaka hicret etmelidir. Hicret etmeden cennete girilmez, hicret etmeyen cennete giremez. Mutlaka hicret lazım! Cennetin en önemli şartıdır: Hicret etmeden cennete girilemez. Yapacağınız hicretin karşılığı cennete giriştir, cennete hicrettir, bu yüzden hicret etmek şarttır. Çünkü hicret bir başlangıçtır. Ama esas hicret nedir, cennete girmeyi sağlayacak asıl hicret nedir?
GERÇEK HİCRET “A” Takdim Formu”ndan “B” Takdim Formu”na hicrettir. Bu hicreti çok önemsemek ve mutlaka hicret etmek lazım, mutlaka! Mutlaka bunu yapmak lazım! Asıl bu hicret yapılmadan cennet yoktur, bu olmadan kişi cennete giremez. Peki, biz bu hicreti nasıl yapacağız, ne yaparsak hicret etmiş olacağız? Gerçek hicret; “A” Takdim Formu”ndaki hayatı “B” Takdim Formu”na taşıyarak yapılır. Bir bölgeden bir başka bölgeye taşınır gibi, göçer gibi, bildiğimiz zahiri hicreti yapar gibi. Taşınacağınızda ne yapıyorsunuz? Evden eve nakliye diyorlar, bir nakliyeci tutup eşyalarınızı, size yeni evinizde neler lazımsa onların tümünü alıyor, yeni eve taşıyorsunuz. Aynı onun gibi “A” Takdim Formu”nda neleriniz varsa, onlardan “B” hayatında işe yarayacak olanları İhlâs Hayat Döngüsü hayatına taşıyacaksınız, tüm hayatı oraya taşımak gerekiyor. Bu hicret çok önemlidir ve mutlaka yapılmalıdır. “A” Takdim Formunda nelerimiz var mesela? Neyimiz orada değil ki? Her şeyimiz orada. Biz burada onlardan bazılarını söylüyoruz, ama her şeyimiz orada. İlla hepsini taşımak lazım mı? “B” için ne lazımsa onu taşımak gerekiyor. Diyelim ki “A” Takdim Formu”nda kişi alkolle meşgul, alkolü oraya taşımaz. “B” hayatında lazım olanları, oranın gümrüğünden geçecek şeyleri taşır. Bazıları gümrükten geçmiyorsa olmaz, gümrükten geçecek şeyleri taşımak gerekiyor. Peki, nasıl taşınır, taşırken ne yapmamız gerekir?
TALİP OLAN İÇİN HERŞEY YENİDEN BAŞLIYOR
Önemli bir ipucu vereyim, “A”yı fonksiyonsuz kılmak için çok önemli bir ipucu: İhlâs Hayat Döngüsü’ne, İhlâs Suresi’ne, ihlâslı hayata, ihsanlı hayata, “B”ye hicrete karar verdiniz diyelim. Bu hicrete karar vermeden önce nerede, kimi nasıl sevmişseniz değiştireceksiniz, değiştirin. Mesela, kişi eşine desin ki; ben seni “A” Takdim Formu”ndayken sevmiştim, o sevgi benim “A” halimle ilgiliydi. Sende ona göre kriterler görüp ona göre beğenmiştim, ona göre sevmiştim. Şimdi ben seni İhlâs Hayat Döngüsü kriterlerine göre, “B” Takdim Formu”na göre yeniden seveceğim. Bu tuhaf geliyor değil mi? Ama böyle! Sevgi ile ilgili ne varsa hepsini değiştireceksiniz. Çünkü onların hepsi “A”nın sevgileri. “A” Takdim Formu”nun sevgisinden maraz doğar, o sevgi cehenneme yöneliktir. Çok önemli ikinci nokta, bu hicrete karar vermeden önce nelerden korkuyorduysan onları, hepsini “B”ye taşımalısın. Onlar “A” Takdim Formu”nun korkularıydı, o korkuları “B” Takdim Formu”na taşıyacağız. Eğer “A”’da kalması gerekiyorsa orada bırakacaksınız, “B” hayatı için gerekenleri alacaksınız. Yapmanız gereken üçüncü önemli iş ise, “A” Takdim Formu”nda ne tür yetenekleriniz varsa o yeteneklerinizi “B” Takdim Formu”na taşıyacaksınız. Taşıdığınızda ne olur? O yetenekler ihlâslı olur. Mesela bir doktor “A” Takdim Formu”ndaki tedavi yeteneklerini “B” Takdim Formu”na taşıdığı zaman onun elinde tedavi eden o olmaz.  
Demek ki talip olan için herşey YENİDEN başlıyor. Yeniden sevmek, yeniden korkmak, yeniden tanımlamak gerekiyor. Bir grubun şarkısı vardı “yeniden” diye, Yeniden Aşk mıydı galiba? Onun bir cümlesi manalıdır aslında: “Aşk yeniden kendini yarattı kendinden” diye. Yeniden… Yeniden ele almak, yeniden değerlendirmek, yeniden umursamak, hayatı yeniden değerlendirmek. Yeniden sevmek, yeniden düzenlemek, yeniden seçmek… Hepsini yeniden…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti