Yeniçeri Ocağını Kim Kurdu Ve Kim Kaldırdı?
Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli kurumları arasında olan Yeniçeri Ocağı, birçok zaferin kazanılmasını sağlamıştı. Ancak teşkilat içindeki bozulmalar, Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması ile sonuçlanmıştı. İşte Yeniçeri Ocağı'nın kısa hikayesi…
Osmanlı İmparatorluğu'nun en seçkin askerî birliklerinden biri olarak bilinen Yeniçeri Ocağı, Sultan I. Murad döneminde 1363 yılında kurulmuş ve Osmanlı Devleti'nin gücünü pekiştiren önemli unsurlardan biri oldu. Bazı kaynaklarda ise Yeniçeri Ocağı’nın temellerinin Orhan Gazi döneminde atıldığı belirtilse de genel olarak kabul gören tarih, Sultan Murad Hüdavendigar dönemidir.
“Yeni asker” anlamına gelen Yeniçeri kelimesinin kullanıldığı teşkilat, başlangıçta 1000 kişilik bir kuvvetle oluşturuldu; zamanla Osmanlı İmparatorluğu Ordusu’nun vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Sultan II. Murad ve Fâtih Sultan Mehmed dönemlerinde sayıları hızla artan yeniçeriler, Kanuni Sultan Süleyman devrinde 12-14 bin kişi civarına ulaştı, 16’ncı yüzyılın sonlarına doğru bu sayı 40 bin kişiye kadar yükseldi.
Yeniçeri Ocağı’nın, ateşli silahların Osmanlı ordusuna girişi ile birlikte askerî yetkinlikleri daha da gelişti. Osmanlı padişahları tarafından özellikle korunan ve desteklenen yeniçeriler, o dönemin en modern savaş teknolojilerini kullanma konusunda eğitim aldı. Sultan II. Bayezid’in gayretleriyle tüfek kullanımında da ustalaşan yeniçeriler, savaş meydanlarında Osmanlı ordusunun öncü kuvveti olarak büyük başarılar elde etti.
Yeniçerilerin düzeni içinde "orta" adı verilen birlikler önemli bir yere sahipti. Başlangıçta 10 ortadan oluşan ocak, ilerleyen yıllarda sayısını artırmış ve 196 orta seviyesine kadar ulaştı. Yeniçeri Ocağı’na 1451 yılında Fâtih Sultan Mehmed döneminde sekban birlikleri de eklendi, böylece ocak içindeki sınıflar genişledi.
Osmanlı protokolünde önemli bir yere sahip olan yeniçeri ağası, doğrudan padişaha bağlı olarak görev yapıyordu. Ocağın en üst amiri olan bu kişi, birçok defa sadrazamlığa kadar yükselme imkânı buldu. Padişahın merkezi otoritesini güçlendiren yeniçeriler, aynı zamanda divan toplantılarında devlet erkânını koruma görevini de üstlendiler.
Osmanlı ordusunun güvencesi olan yeniçeriler, her savaşta ön saflarda yer alarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun büyüme sürecinde kilit bir rol oynadı. Ancak Yeniçeri Ocağı’nda zamanla bozulmalar yaşandı; disiplinden uzaklaşılmasına bağlı olarak savaşlarda istenen başarı yakalanamadı. Ayrıca Yeniçeri Ocağı, bir savaş ordusu olmaktan ziyade iç siyasete sürekli müdahale eden birlikler hâline geldi. Bu durum 1826 yılında Sultan II. Mahmud tarafından "Vaka-i Hayriye" olarak bilinen olayla Yeniçeri Ocağı’nın kapatılmasına neden olmuştur.