Yeni av sezonu başladı – Kocatepe Gazetesi
İl Çevre ve Orman Müdür Vekili Mehmet Tahan, 15 Ekim 2011 de başlayıp 29 Ocak 2011’de sona erecek olan yeni av sezonu ile ilgili yaptığı yazılı basın açıklamasında bu yılın av sezonunun başladığını söyledi Tahan bilgilendirdiÜlkemizin doğal bitki örtüsü ve yabani hayvan varlığı, çeşitlilik ve tür zenginliği göstermekte ve Türkiye biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın önde [&hellip]
İl Çevre ve Orman Müdür Vekili Mehmet Tahan, 15 Ekim 2011 de başlayıp 29 Ocak 2011’de sona erecek olan yeni av sezonu ile ilgili yaptığı yazılı basın açıklamasında bu yılın av sezonunun başladığını söyledi
Tahan bilgilendirdi
Ülkemizin doğal bitki örtüsü ve yabani hayvan varlığı, çeşitlilik ve tür zenginliği göstermekte ve Türkiye biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın önde gelen ender ülkeleri arasında yer almakta olduğunu kaydeden Çevre ve orman Müdür Vekili Mehmet Tahan: “Küçük Asya” olarak isimlendirilen Anadolu topraklarında; binlerce hayvan türü yaşadığını bildirdi. Müdür Tahan yeni av sezonu ile ilgili şu bilgileri aktardı:“Doğal hayvan varlığı bakımından çeşitlilik ve tür zenginliği gösteren Türkiye, bu türlerin bir kısmının da “Gen Merkezi” dir. Örneğin: Kaplan’ın anavatanının Hindistan olduğu herkesçe kabul edilirken ( Felis tigris) olan Latince adının Türkçe manasının “http://m.kocatepegazetesi.com/”Dicle Kedisi” olduğunu, yine ‘Sülün’ ün bilimsel olarak ilk tanımlandığı alanın Doğu Karadeniz ve Çoruh Nehri boyları olduğu Latince ismi olan (Phasianus colchicus)’dan anlaşılmaktadır. Dördüncü Jeolojik Zamanın sonlarında dünyamız dört buzul çağı geçirmiştir. Buzulların genişleme gösterdiği soğuk zamanlarda, daha ılıman koşullar arayan canlı türleri güney enlemlere yönelmişlerdir. Avrasya’da İberik Yarımadası (İspanya ve Portekiz), Anadolu Yarımadası ve Güneydoğu Asya, Özellikle fauna türlerinin sığındıkları yerler olmuşlardır. Soğuk dönemleri bu ılıman yerlerde atlatan canlılar Kuzey enlemlerde iklim tekrar ılıman hale gelince bir kısmı yeniden tekrar geldikleri yerlere geri dönerken, bir kısmı da bulundukları yerlerde daha yüksek irtifalara çıkarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Yukarıdaki nedenle bugün Türkiye’de kökeni Kuzey ülkeleri olan canlı türlerine rastlanmaktadır. Buzul döneminde Kuzey-Güney doğrultusunda görülen bitki ve hayvan dağılımı, dönem aralarında Doğu-Batı doğrultusunda da olmuştur. Bu şekilde doğudan ve batıdan gelen bazı yeni türler biyolojik çeşitliliğimizin artmasına neden olmuştur. Bütün bunlara ilave olarak Avrupa-Asya-Afrika arasında binlerce yıldır sürüp gelen ve en büyükleri Türkiye üzerinden gerçekleşen kuş göçleri de biyolojik çeşitliliğin artmasında etken olmuştur.Bütün bu etkilerin birleşmesi Türkiye’nin doğal bitki ve hayvan varlığı yönünden çevresine göre belirgin bir çeşitlilik ve zenginlik göstermesi sonucunu doğurmuştur”dedi.
Bilinçsiz avlanma yapılmamalı
İl Çevre ve Orman Müdür Vekili Mehmet Tahan açıklamasının devamında şu görüşlere yer verdi:”Biyocoğrafi Bölge olarak Türkiye, Palearktik rejyonda yer almakla birlikte Oriental ve Etyopik rejyonlara ait bazı türleri de barındırmaktadır. Biyocoğrafi bölgelerin kıta yüz ölçümlerine yakın büyüklükteki alanları kapladığı dikkate alınırsa, Türkiye’nin üç rejyona ait türler barındırmasının önemi daha iyi fark edilir. Doğal kaynaklar binlerce yıldan beri bu topraklarda yaşayan insanlara sayısız yarar sağlamışlar, ancak bu uzun dönem içerisinde kendi öz varlıklarından sürekli kaybetmişlerdir. İnsanların bu topraklar üzerinde tarih sahnesine çıktığı günlerde var olan canlılardan bir kısmı günümüzde artık yaşamamaktadır. Bir zamanlar aslan, kaplan, leopar ve çita gibi büyük kediler Anadolu’da yaşarken, günümüzde sadece leopar ve kaplanın çok az sayıda bulunabileceği tahmin edilmektedir. 1960’lı yıllara kadar ‘Amik Gölü ‘ nde yaşamakta olan’ yılar boyun kuşu’ drenaj çalışmaları ile birlikte tükenmiştir. Alageyik, yaban koyunu, ceylan, kelaynak gibi türler; 30-40 yıl önce başlatılan çalışmalar sonucu yok olmaktan kurtarılabilmişlerdir. Bilinçsiz ve aşırı avlanmanın yanı sıra Türkler Anadolu’ya gelmeden asırlar önce kentleri ele geçirmek için istilacı kavimler tarafından savaş taktiği olarak kullanılan ve orman ekosistemlerinin korkulu rüyası olan yangınlar ile eski çağlardan beri kavimlerin ilkelnetimi çerçevesinde yönetimi ve gelecek nesillere intikali Kara avcılığı kanunumuzun ciddi bir hedefi, bizlerin de en ciddi görevidir. Av en eski insan topluluklarından beri doğayla insanı kucaklaştıran sportif aktivitelerdendir. İnsanların sosyal olguları içerisinde doğaya zaman ayırmaları hem yaşamsal kalitelerini artırır hem de stres yüklü geçen zamanın olumsuzluklarını alır. Ancak, Yaban hayatına ait kaynakların düzgün ve planlı kullanılmaması halinde, gelecek nesillerin bize olan emaneti olan doğada telafisi imkansız boyutlara ulaşabilecek olumsuzluklara neden olabileceği unutulmamalıdır. Sürüngen, kuş ve memeli av hayvanlarının sınıf ve türlerine göre eş tutma, üreme, yavru büyütme, erginleşme gibi yaşam evreleri dikkate alınarak avlanma sürelerinin başlama ve bitiş tarihleri ile popülasyon durumuna göre avlanma günleri ve av miktarlarının belirlenmesinin yanında, nesli tehlike altında olan, nadir-hassas ve benzeri statülerde yer alan türler ile endemik ve göçmen türlerin korunması amacıyla gerekli koruma tedbirlerinin 4915 sayılı kara avcılığı kanunu çerçevesinde belirlenmesi, içinde bulunduğumuz doğal çevredeki canlıların korunması planlı ve sürdürülebilir avcılık açısından önemlidir”dedi.
Kontrol ve denetimler sürecek
Her hayvan için değişen günlük avlanma limiti olduğunu kaydeden Tahan: “Bu çerçevede 4915 sayılı kanunla av başlangıç-bitiş süreleri için ülkemiz 9 av bölgesine ayrılmış, 4 grup kuşlar, 2 grup ta memeliler olmak üzere toplam 6 grup av hayvanı için avlanma sürelerinin başlama ve bitiş tarihleri bölgelere göre belirlenmiştir. İlimiz İç Anadolu Av Bölgesindedir. Memeli av hayvanlarından tavşan, tilki, sansar ve kuşlardan da keklik, güvercin, tahtalı, sakarmeke, sakarca kazı, yaban ördekleri, çıkrıkçın, su çulluğu, karga türü av hayvanları için yeni av sezonu 15.10.2011 tarihinde açılmıştır.nunen serbest olup bu avcılar için de her hayvan için değişen günlük avlanma limiti söz konusu olup, bu limitlerin aşımı yasaktır”dedi.
Mülga İl Çevre ve Orman Müdür V. Mehmet Tahan, Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun: “Sahip Olduğumuz Zengin Biyolojik Çeşitliliğimizi ve Güzelliklerimizi, Gelecek Nesillerin de Görmeye Hakkı Olduğunu Unutmayalım” veciz sözünü de hatırlatarak, Avcılardan Doğanın dengesinin korunmasına özen gösteren, ava açık bölgelerde-avlanma kuralları ile av limitlerine uygun avlanmalarını isteyerek, bilinçli-hayırlı ve kazasız bir av sezonu geçirmelerini dilerken kontrol denetimlerin de süreceğini açıkladı. (Kocatepe)