Yeni adli yıl iyilikler getirsin

Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, acılar, felaketler, ölümler ve pek çok sorunla gelen yeni adli yılın hukuk ve adalet adına iyilikler getirmesini diledi Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendirdiği basın toplantısı düzenledi. Av. Ömer Faruk Aksoy’unda hazır bulunduğu toplantıda gündemdeki gelişmeler ele alındı. ÇOK CİDDİ ADALET REFORMLARI YAPILDI Baro Başkanı [&hellip]

Yeni adli yıl iyilikler getirsin

Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, acılar, felaketler, ölümler ve pek çok sorunla gelen yeni adli yılın hukuk ve adalet adına iyilikler getirmesini diledi

Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendirdiği basın toplantısı düzenledi. Av. Ömer Faruk Aksoy’unda hazır bulunduğu toplantıda gündemdeki gelişmeler ele alındı.
ÇOK CİDDİ ADALET REFORMLARI YAPILDI
Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, yeni adli yılın Türkiye ve millete hayırlı olmasını dileyerek konuşmasına başladı. Acılar, felaketler, ölümler ve pek çok sorunla gelen yeni adli yılın hiç değilse hukuk ve adalet adına iyilikler ve güzellikler getirmesini dileyen Şahin; “Geçmiş yıllarda yeni adli yıl açılış töreninde konuşan dönemin Yargıtay Başkanı ve bilge hukukçu Sami Selçuk konuşma metni başına şu sözleri alıntılamıştı: ‘Gerçek bilinç tedirgindir; bildiklerini durmadan sorgular.’ Duvıgnaud, ‘Yanlış, karşıt gerçeğin unutulmasıdır.’ Pascal ‘Bilgisini artıran, acılarını artırır.’ Hint atasözü özellikle Duvıgnaud’un sözü beni etkilemişti: ‘Gerçek bilinç tedirgindir; bildiklerini durmadan sorgular.’ Hukuka ve adalete dair beklentilerimiz için sabit bir hedef yok aslında, bizler adaletin ‘Kızılelma’sına talibiz. Ne yapılırsa yapılsın, hangi reformlar gerçekleştirilse gerçekleştirilsin biz yine de tedirgin olmaya, bildiklerimizi sorgulamaya ve yeni Kızılelmaya sefer hazırlıklarına devam edeceğiz. Geçtiğimiz dönemlerde çok ciddi adalet reformları gerçekleştirildi. Önce referandum ile yüksek yargının yapısı değiştirildi ardından da çıkartılan yasalarla başta HSYK teşkilatı olmak üzere pek çok değişiklik yapıldı. Temel kanunlar değiştirildi, yargının hızlandırılması için her biri çok kapsamlı tam 3 kanun paketi yürürlüğe konuldu.” dedi.
ALGI VE BEKLENTİNİN
DÖRT TEMELİ VAR
“Bunların çoğunda bizi eleştiri yaparken gördünüz. Hiç mi iyi tarafları yoktu bu reformların?” sorusunu soran Baro Başkanı Turgay Şahin; “Elbette çok yararlı ve elzem değişiklikler de yapıldı. En azından seçilme usulleri ile tartışma yaratan ve adeta kapalı bir kast oluşturan yüksek yargı daha demokratik ve daha şeffaf hale geldi. Böylece millete yabancılaşmış, verdikleri kararlarla tartışma yaratan hatta hukuk skandallarının altında imzası bulunan yüksek yargı organları ıslah edilmiş oldular. Referandum sonrası Yüksek Yargı yine tartışıldı ama 367 kararı olarak bilinen hukuk garabetlerine hiç rastlanmadı. Bu elbette büyük bir kazanımdır. Yine gelişen şartlar ve çağın gereklerine göre temel kanunlarımız değiştirildi.Yargının hızlandırılması için çıkartılan 3 yargı paketi içinde de kuşkusuz isabetli, pratik ve yararlı pek çok hüküm bulunmaktaydı. Peki o zaman çoğu kez eleştiri noktasında olmamızın sebebi neydi? Bu konuya açıklama getirmeden önce hukuka ve adalete dair dört temel algı ve beklentiden söz etmek gerekir. İlki halkın algısı ve beklentisi, İkincisi devlet yöneticilerinin ve bürokratların algı ve beklentileri, üçüncüsü hakim-savcı ve adalet bakanlığı bürokratlarının algı ve beklentileri, son olarak biz avukatların algıları, beklentileri ve bakış açısı.” diye konuştu.
İCRA TEŞKİLATLARININ İŞİ ZORLAŞTI
Turgay Şahin, idari yargıda açılan pek çok davanın heyet yerine tek hakim önüne çıkartılması uygulamasına geçilerek, mahkemelerin hukuki istikrarının zedelenip çok standartlı bir hukuk anlayışı önünün açıldığını kaydetti. Baro Başkanı Turgay Şahin; “Bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamayacak olması; ancak bölge idare mahkemeleri nezdinde itiraz edilebilmesi ise bölge idare mahkemesi sayısınca hukuk ve içtihat oluşması kapısını aralamıştır.Yeni paketlerle icra teşkilatının yetkileri yok edilmiş ve etkisizleştirilmiştir. Haciz ve hapis silahından mahrum bırakılan icra teşkilatları adeta silahları alınmış ve güvenlik gücü gibi olmuştur. Yasadaki ifadesi ile ‘Cebri İcra’ olan bu teşkilatın cebriliği kalmamıştır. Çek yasasında yapılan değişikliklerden sonra karşılıksız çek miktarında son derece dramatik artışlar görülmüştür.” şeklinde konuştu.
HUKUKTA EĞİTİMİN KALİTESİ DÜŞTÜ
Temel kanunlarda hızla değişiklik yapıldığı halde eskiyen ve ihtiyaçlara cevap vermeyen Avukatlık Kanunu’nun halen hazırlanmayışından yakınan Baro Başkanı Av. Turgay Şahin şu ifadelere yer verdi: “Buna mukabil plansız ve gereksiz olarak açılan hukuk fakültelerinin sayısı yüzü bulmuş, her yıl 6-7 bin mezun veren bu fakülteler ile hukuk eğitiminin kalitesi düşmüş; özellikle avukatlık , hiçbir elemeye tabi tutulmadan girilebilen ve bu nedenle de giderek standartlarını yitiren bir mesleğe dönüşmüştür. Bütün bunlarla yargıya güven ve adalete inancın azalması neticesi ortaya çıktığından eleştirel bir konumda bulunmak zarureti doğmaktadır. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi ‘Gerçek bilinç tedirgindir; bildiklerini durmadan sorgular’, işte bu nedenle yargı reformları ile ulaşılan güzel neticelerden çok, isabetsizliklere hayıflanıyor ve şikayette bulunuyoruz.”
İSABETLİ DEĞİŞİKLİKLER
ZOR GÖZÜKÜYOR
Özel Yetki hükümlerinin değiştirilmesi ve özel yetkili mahkemelerin, bölgesel ağır ceza mahkemelerine dönüşmesinde pek çok iyileştirme yapıldığını; bu arada savunma hakkını kısıtlayan bazı hükümlerde de lehe düzenlemeler gerçekleştirildiğini söyleyen Şahin; “Ancak değişikliklerin çok acele hazırlanmış olması, müzakere edilmeden 3.Yargı Paketine eklenmesi gibi nedenlerle beklenilen düzeyde olmamış; ne savunma hakkının kısıtlanması ortadan kaldırılmış ne de organize ve terör suçlarının etkin ve hızlı yargılanması temin edilebilmiştir. Bu anlayış ve üslupla yeni adli yılda da isabetli değişikliklerin vücuda getirilmesi zor görülmektedir. Adalet idealine ulaşmakta; başta savunma mesleğinin temsilcisi avukatların ve konu ile ilgisi bulunan tüm sivil unsurların sürece dahil edilmediği görüş ve önerilerinin alınmadığı veya önemsenmediği her çözüm arayışı hatalı veya eksik sonuçlar doğuracak hedef ulaşamayacaktır. Bu anlayışın demokratik ve katılımcı anlayışa inkılab etmesini umarak yeni adli yılın hayırlı olmasını diliyoruz.” ifadelerini kullandı.
PARALEL YARGI BENZETMESİ
Hakikatin dört grup algı ve beklentinin bileşimi veya kesişimi ile ortaya çıkacağını savunan Turgay Şahin, her grubun algı ve beklentisinin ancak kendisi açısından doğru ve yararlı olabileceğine işaret etti. Eksiklerin diğerleriyle tamamlanmaya muhtaç olduğuna değinen Şahin şöyle konuştu: “İşte bu perspektiften baktığımızda özellikle yargının hızlandırılmasına dair çıkartılan yasa paketlerinin bu dört grubun beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu, daha çok devlet bürokrasisi ve hakim-savcı mesleklerinin bakış açısına göre düzenlenip yürürlüğe konulduğunu görmekteyiz. Örneğin sırf yargının hızlandırılması için bir takım davaların açılması imkansız hale getirilmiştir. Böylece mahkeme önüne gelen dosyaların sayısında ciddi azalma meydana gelmiş; ancak açılamayan davalara ilişkin sorunlar adeta halının altına süpürülmüştür. Bir takım yargılama faaliyetleri mahkemelerden alınarak noterlere verilmiştir. Yargısal faaliyetlerin asla devredilemeyeceği prensibi yerle bir edilmiştir. Sırf adliyelerin iş yükünü azaltmak için apar topar arabuluculuk kurumu devreye sokulmuş ve adeta paralel bir yargı oluşturulmuştur.”
YARGILAMA HIZ KAZANMADI
Vatandaşın adalete erişimini daha hızlı ve ucuz hale getirmekten ziyade; dosya sayısını azaltmak ve dolayısı ile adliyelerin iş yükünü hafifletme maksadının en yetkili ağızlardan ifade edildiğini hatırlatan Şahin şunları söyledi: “Bu ise, daha başlangıçta iyi niyet eksikliği ve entelektüel bir sapmadır. Yine görünüşte yargıyı hızlandırmak için mahkeme giderlerinin peşin alınması uygulamasına geçilmiş; pek çok vatandaşımız tüm giderleri peşin ve bir defada ödeyemediği için dava açmaktan vazgeçmek durumunda kalmış fakat bu uygulamanın yargılamaya önemli bir hızlandırma kazandırmadığı görülmüştür. Adli uygulamaları pratikleştirecek ve çabuklaştıracak olan UYAP uygulaması da anlamsız biçimde paralı hal getirilerek hukukçular son derece yararlı bir aletten mahrum bırakılmaktadır.”
GELİNEN NOKTA AVUKATI DIŞLIYOR
Yaklaşan baro seçimleri dolayısı ile mevcut İstanbul Baro yönetimine yapılan bir eleştiri metninin konu ile ilgili olarak dikkatlere sunmak istediğini kaydeden Turgay Şahin, adliyelere Adalet Bakanlığından genelge gönderildiğini, genelge üzerine avukatların özellikle icra müdürlüklerindeki UYAP sorgu taleplerinin reddedilmeye başlandığını ifade etti. Şahin; “Ankara’da icra mahkemesine yapılan şikayet haklı bulunsa da sorun asil olarak gelenin UYAP sorgu taleplerinin kabul edildiği ama avukat olarak gelen vekillerin UYAP sorgu taleplerinin reddedildiği, bir bakanlık bürokrasisinin, avukat düşmanı ve ticari bakan anlayış çizgisinin avukatı dışladığı noktaya geldi. Türkiye Barolar Birliği protokol ile mernis tapu araç SGK sorgusunu yapma hakkını avukatlara da tanınması için Adalet Bakanlığı ile protokol yapmış idi. Ancak Adalet Bakanlığı bürokratları bu protokolde yazmayan ücretleri tahakkuk ettirerek işlem başına 5,00 TL ücret koydular ve genelge ile adliyelere duyurdular.” dedi.
İLGİ YOĞUNLAŞMAYINCA
NETİCE ALINAMADI
Turgay Şahin, işlem başına 5,00 TL ücret alınması hususunun aylar önce belli olduğunu, Afyonkarahisar Barosu Başkanı olarak kendisinin Adalet Bakanlığına hitaben yazdığı sert mektup ve eylem tehdidinin İstanbul Barosu’nca seyredildiğini belirtti. Şahin, Baro Başkan Yardımcısı sıfatı ile Mehmet Durakoğlu’nun baro adına bir maili bu gruba sevk ettiğini, Afyonkarahisar Barosu’nun bu ve benzeri bir çok konuda üzerine düşen görevi yerine getirdiğini kaydetti. Turgay Şahin, başta diğer barolar ve barolar birliği olmak üzere kurumların ilgisinin yeterince yoğunlaşmadığını, bu nedenle de netice alınamadğını sözlerine ekledi. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme