- Haberler
- Faydalı Bilgiler
- Yatsıyı Kılmadan Uyumak
Yatsıyı Kılmadan Uyumak
'Peygamberimiz (a.s.m) yatsıdan önce uyumayı, yatsıdan sonra da konuşmayı hoş görmezdi.' anlamına gelen bazı hadisleri vardır. Bu hadislere göre Yatsı namazını kılmadan uyumak mekruhtur.
Köşe Yazarımız Muharrem Günay bu konuyla ilgili 09 Eylül 2019 yılında bir yazı kaleme almıştı.
Muharrem Günay’ın Köşe yazısı şu şekilde;
“İslâm dini her konuda olduğu gibi, ibâdet, uyku, iş ve dinlenme konularında da birtakım kurallar koymuş ve bunların hepsini düzene sokup en faydalı düzeyde tutmuştur. Erken yatıp erken kalkmak hem günü, hem işi, hem hayatın her safhasını bereketlendirir. Vücuda kuvvet, ruha neşat, kalbe inşirah verir. Uyuşukluğu giderir, tembelliğe pek imkân vermez. O bakımdan Resûlüllah (a.s.) Efendimiz önemli bir iş dışında yatsı namazından sonra uyumayı müstehab saymış ve fiiliyle de bunu ortaya koymuştur. Hattâ bazı ilim adamları sünnet olduğunu bile söylemiştir.
Geç yatmanın birtakım zararları söz konusudur: düzenli bir uyku uyunmaz, sabah namazına zor kalkılır veya o sırada uyku derinleşip hiç kalkılmaz. Yataktan kalkılmadan güneş doğar ve böylece vücutta bir ağırlık, isteksizlik başlar. İşe geç gidilir ve o günkü iş hayatı alt-üst olabilir.
Ebû Berzete el-eslemî (r.a.)’den yapılan rivayette, demiştir ki:
“Şüphesiz ki, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz ateme (gecenin ilk üçte biri geçtiği vakit) diye söyledikleri vakte kadar yatsı namazını geciktirirdi ve yatsıdan önce uyumayı, ondan sonra konuşmayı (oturup sohbet etmeyi hoş karşılamaz mekruh sayardı.” (Buhari, Mevakiyt: 13–20, Müslim, Mesacid: 218-225, Nesâi, Mevakıyt: 20, Ahmed: 2/131, 4/423, 5/432, 6/ 215.)
İbn Mesut (r.a.)’den yapılan rivayette, demiştir ki:
“Resûlüllah (a.s.) Efendimiz bizi yatsı namazından sonra oturup sohbet etmekten men’etti.” (İbn Mâce, Salat: 12, Ahmed: 1/389, 410)
Hz. Ömer (r.a.)’den yapılan rivayette şöyle demiştir:
“Resûlüllah (a.s.) Efendimiz gece yanında oturup Müslümanların (önemli) işleri üzerinde görüşüp konuşurdu, ben de beraberinde bulunurdum.” (Tirmizi, Salât: 12, Ahmed: 1/26, 34.)
İbn Abbas (r.a.)’den yapılan rivayette, demiştir ki:
“Bir gece Meymûne’nin evinde kaldım ki, o gece Resûlüllah (a.s.) Efendimiz de onun yanında bulunuyordu. Maksadım, Resûlüllah (a.s.)’in geceleyin namazı nasıl idi, onu görmek istiyordum. Resûlüllah (a.s.) Efendimiz ev halkıyla bîr saat kadar sohbet ettikten sonra uyudu.” (Sahîh-i Müslim: ibn Abbas (r.a.)’tan.)
Hadîs-i şeriflere göre:
- Yatsı namazını gecenin üçte birine geciktirmek müstehabdır.
- Yatsı namazını kılmadan uyumak mekruhtur.
- Yatsı namazı kılındıktan sonra-önemli bir iş veya ilmî bir konu yoksa- oturup sohbet etmek de tenzihen/helale yakın mekruhtur. Ülke ve millet yararına çözülecek, görüşülüp sonuca bağlanacak veya yetkililerin fikirleri alınacak; çok önemli ilmî bir konu üzerinde tartışılacaksa, o takdirde bu bir istisna teşkil eder. Nitekim Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, Müslümanların önemli işlerini Ebûbekir Sıddîk’la (r.a.) görüşmek üzere yatsıdan sonra oturup görüştüğü tespit edilmiştir.
- Aile reisinin eve geç geldiği, yani yatsıyı kılıp öylece geldiği veya gelip hemen yatsıyı kılıp oturduğu zamanlarda, bir saat kadar oturup ev halkıyla sohbet etmesine cevaz verilmiştir. Nitekim Resûlüllah (a.s.) Efendimiz yatsı namazını kıldırdıktan sonra Hz. Meymûne’nin evine gelmiş ve bir saat kadar onlarla sohbet ettikten sonra uyumuştur.
- Sabah namazına uyanamayacak kadar geç yatmak-önemli bir mes’eleden dolayı değilse- mekruhtur.
- Erken yatıp erken kalkmak ve erken iş başı yapmak müstehabdır.”