Yaşayacak'ı anıyoruz – Kocatepe Gazetesi

Afyonkarahisar eğitim camiası ve basın hayatının önemli isimlerinden folklorcü, gazeteci ve yazar merhum Recep Yaşayacak'ı vefatının 3. yıldönümünde rahmetle anıyoruz. RECEP YAÞAYACAKKÝMDÝR?21 Kasým 1930 tarihinde Afyonkarahisar’ýn Göynük köyünde doðdu. Ýlköðrenimini köyünde tamamladýktan sonra 1947 yýlýnda Eskiþehir Çifteler Köy Enstitüsü’nden mezun olarak Afyonkarahisar Merkez Ablak Köyü öðretmenliðine atandý. 1948-1949 eðitim öðretim yýlýnda Afyonkarahisar Merkez Çobanlar Bucaðý [&hellip]

Yaşayacak’ı anıyoruz

Afyonkarahisar eğitim camiası ve basın hayatının önemli isimlerinden folklorcü, gazeteci ve yazar merhum Recep Yaşayacak’ı vefatının 3. yıldönümünde rahmetle anıyoruz.

RECEP YAÞAYACAK
KÝMDÝR?
21 Kasým 1930 tarihinde Afyonkarahisar’ýn Göynük köyünde doðdu. Ýlköðrenimini köyünde tamamladýktan sonra 1947 yýlýnda Eskiþehir Çifteler Köy Enstitüsü’nden mezun olarak Afyonkarahisar Merkez Ablak Köyü öðretmenliðine atandý. 1948-1949 eðitim öðretim yýlýnda Afyonkarahisar Merkez Çobanlar Bucaðý Okulu’nda görev yaptý. 1949 yýlýnýn Ekim ayýnda atandýðý Sinanpaþa Düzaðaç Köyü’nde 4 yýl öðretmen olarak çalýþtýktan sonra 1953 yýlýnda ayný okula baþöðretmen olarak atandý.1954 yýlýnda atandýðý Fethibey Köyü Okulu Baþöðretmenliði görevinden 2 ay sonra ayrýlarak Gazi Eðitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’ne girdi. 1956 yýlýnda bu okuldan mezun olarak Malatya Akçadað Ýlköðretmen Okulu edebiyat öðretmenliðine getirildi. 1958 yýlýnda askere gidene kadar bu okulda öðretmen ve müdür yardýmcýsý olarak çalýþtý. 1959 yýlýnda askerlik dönüþü ayný okulda meslek yaþamýný öðretmen ve müdür yardýmcýsý olarak sürdürdü. 1962 yýlýnda tayin edildiði Isparta Gönenköy Okulu Edebiyat öðretmenliði görevinin ardýndan 1965 yýlýnda Afyon Lisesi’ne atandý. Bu okulda 2 ay kadar çalýþtýktan sonra 1965 yýlýnýn Mayýs ayýnda Afyonkarahisar Halk Eðitim Merkezi Baþkanlýðý’na getirildi. Bu görevi sýrasýnda Afyonkarahisar’ýn köylerini karýþ karýþ gezerek baþta okuma yazma kurslarý olmak üzere köyün ve köylünün yeni gelir kaynaklarýna kavuþup kalkýnmasý için özellikle kadýnlara yönelik halýcýlýk, biçki-dikiþ, ev ekonomisi ve erkekler için çeþitli meslek dallarýnda bir dizi kurslar açmanýn yaný sýra köylerin sosyal ve kültürel kalkýnmasý için önemli çalýþmalarda bulundu. 1969 yýlýnda Isparta Gönenköy Ortaokulu edebiyat öðretmenliðine sürgün edildi, 1971 yýlýnda da Afyon Þemsettin Karahisari Orta Okulu Türkçe öðretmenliðine atandý. 1 Temmuz 1978 tarihinde bu okuldan kendi isteði ile emekliye ayrýlarak Afyonkarahisar Kocatepe Gazetesi’nde günlük yazýlar yazmaya baþladý. 1985 yýlýnda kurulan Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti’nin kurucularý arasýnda yer aldý ve 10 Þubat 1986-5 Mart 1988 tarihleri arasýnda bu cemiyetin baþkanlýðýný yaptý. 1989 yýlýnda kurulan Zafer Gazetesi’nde 1995 yýlý baþýna kadar baþyazar olarak çalýþtý. Karahisar Gazetesi’nde de yazýlarý yayýmlanan Recep Yaþayacak 25 Aralýk 2009 günü, tedavi gördüðü Antalya’da yaþamýný yitirdi. Evli ve 3 çocuk babasýdýr.
Yaþamý boyunca Atatürk ilke ve devrimlerinin yýlmaz bir savunucusu olan Recep Yaþayacak, bu yüzden sürgünlere uðramasýna raðmen, inançlarýndan ve ilkelerinden asla taviz vermemiþtir. Daha Köy Enstitüsü öðrencisi iken yazdýðý düz yazýlarý ve þiirleri çeþitli gazete ve dergilerde yayýnlanmýþtýr. Çok yönlü bir yazar ve þair olan Recep Yaþayacak’ýn yazýlarýnda Atatürk devrimleri, folklor, kültür ve sanat, eðitim, çevre konularý aðýrlýklýdýr. Yürüttüðü eðitim çalýþmalarý, kültürel araþtýrmalarý, eserleri ve fikirleri ile halký aydýnlatan Recep yaþayacak, Afyonkarahisar basýnýnýn belirli bir sevi-yeye ulaþmasýný saðlayan gazeteciler arasýnda gösterilmektedir. Yaþayacak, Baþbakanlýk Basýn Yayýn ve Enformasyon Genel Müdürlüðü’nün açtýðý Anadolu Basýný Özendirme Yarýþmasý ile Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti tarafýndan düzenlenen yarýþmalarda çeþitli ödüller kazanmýþtýr.
Recep Yaþayacak’ýn “Aydýnlar Gelince” adlý 3 perdelik oyunu 1982 yýlýnda Kocatepe Yayýnlarý tarafýndan yayýmlanmýþtýr. Ýbrahim Yüksel ile birlikte yazdýklarý “Afyonkarahisar Halk Bilimi” adlý eser ise Afyon Kocatepe Üniversitesi tarafýndan 2003 yýlýnda yazýn dünyasýna kazandýrýlmýþtýr. Çeþitli gazete ve dergilerde yayýmlanan þiirlerini “Esintiler” ve “Ýzler” adlý iki þiir kitabýnda toplayan Yaþayacak, sağlığında bu kitaplarý ne yazýk ki yayýmlayamamýþtýr. Ancak ölümünden sonra çalışma arkadaşı İbrahim Yüksel şiirlerinin bir bölümünü ‘’Turnalarla özlem esintileri’’ adlı kitapta toplayarak Afyonkarahisar Belediyesi tarafından 2011 yılında yayımlanmasını sağlamıştır. Recep Yaþayacak, þiirlerinde köy ve kýr yaþantýsý ile toplumsal olaylarý iþlemiþtir. Yaþayacak’ýn “Haþhaþ” (Kocatepe-1977), “Kesitler” (Kocatepe-1980) ve “Hayalden Gerçeðe” (Kocatepe-1978), “Can”, “Üzümler Yaprakla Büyür” adlý romanlarý da yerel gazetelerde tefrika halinde yayýnlanmýþ olmasýna raðmen kitap halinde basýlamamýþtýr.

Turnalarla
Özlem Esintileri

Recep Yaşayacak üç yıl oldu, yok aramızda. Birlikteliğimizi bıraktığı eserleriyle sürüdürüyoruz.
Turnalarla Özlem Esintileri onun şiirlerinin bir kısmını içeren yapıtı. Afyonkarahisar Belediyesi yayını. Belediye Başkanımız B. Çoban “İlimizin yetiştirdiği değerli eğitimcilerden merhum Recep Yaşayacak yazının her dalında yıllarca emek vermiş bu çalışmaları çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmıştır. Merhumun bu çalışmalarından küçük bir kısmı olan şiirlerini bastırmak ve ilimizin kültürel hayatına katkıda bulunmak, yeni kuşaklara tanıtmak bizim için bir görev oldu ” diyor.
Çok değişik konularda yazılmış şiirlerinde: eğitimci, folklorcu, yönetici özelliklerinin üstünde bir düşün ve sorunların çözümü yönünde kendine has tasviır ve yorumları olan bir kişi olduğunu anlıyoruz merhumun.
Bu günde, birlikte anı yaşamak istemiyle Solumak şiirini okurlara sunmak istedim.
Solumak
Dev makinelerin başında karıncalarca,
Tarlada, dağda, sarısıcakta,
Gürültüsünde hünerli fabrikaların.
Katarda, kamyonda, ocakta,
Pamuğun, buğdayın, haşhaşın özünde,
Akan suların veriminde
Solumak, üretmek için.
***
Laboratuvarların sessizliğinde, gizinde,
Cetvel, pergel gereçlerinin hünerinde,
Çamurun, tuncun, alçının hamlığında,
Soyut Kelebektir dilimizde sözcükler,
Notalarda, melodilerde, tuvalde,
Gerçekleri aramak en güzelinden
Solumak, yaratmak için.
***
Dişiler, erkekler uzak çiçek tozlarında,
Kanlarında akımdır, isteklerin cümbüşü,
Çağrıların sancısıdır, kuşların ötüşü,
Gözlerin aydınlığında gizler perde perde,
Süslü odalarda aynalar yansır,
Belki çamlar altında yıldızlarla beraber.
Solumak, sevişmek için.
***
Sevdiklerimiz yüreğimizde açan gül,
Saydıklarımız beynimizde çakılı,
Benimsediğimiz, inandığımız,
Yurtta, bayrakta, ahlâkta,
Uğrunda duyguların derin telaşı,
Silahların acımasızlığında.
Solumak, dövüşmek için.
***
Pembe ellerinde büyümesi bebeğin,
Daha iyiye, daha güzele, daha doğruya…
Sancıların üstüne yürümek, bebeklerin hakkı için.
Karanlığı aydınlığa, açlığın tokluğa çevirmek,
Haksızlığın öcünü almak,
Tüm çarpıklıklara meydan okuyarak
Solumak, yaşamak için.
(01.02.1990 Afyonkarahisar)

“Biz senin mezarını
nurdan yaptık”

Recep Yaþayacak Halk Eðitimi Baþkaný iken, Deðirmenayvalý köyünde halýcýlýk kursu açmak için çalýþmaktadýr. Þehirlerde un fabrikalarý çoðalýnca, köye adýný veren deðirmenler susmuþ, köyde yoksulluk baþ göstermiþ, delikanlýlar büyük kentlere çalýþmaya gitmiþtir. Halýcýlýk kursu açarak köyün kadýnlarýna ve dolayýsýyla köye yeni bir gelir kaynaðý yaratmayý amaçlamaktadýr. Köylüyü kurs açmaya ikna edebilmek için önce yýllardýr yapýlamayan köy yolunu YSE Müdürü Mehmet Serteser’e rica ederek yaptýrýr. Böylesine önemli bir güce sahip olan Halk Eðitimi Baþkaný’na inanan köy halkýnýn tepkisini muhtar þöyle dile getirir:
-Tut elimizden beyim! Tut elimizden! Tanrý seni bizi kurtarmak için göndermiþ olmalý. Yýllardýr dil dökeriz. Yolumuz yapýlmazdý. Bir þahmaran gibi geldin, yolumuzu yapýverdin. Tut eli-mizden periþanlýktan kurtulalým. Parasýzlýktan kurtulalým. Bizimki yaþamak deðil sürünmedir. Ardýndan da sen ne dersen biz varýz, hazýrýz. Yolumuzun kýsa zamanda yapýlmasý senin gerçekten sözü geçer birisi olduðunu gösteriyor. Aç halý kursunu, kýzlarýmýzý, kadýnlarýmýzý gönderelim. Boþ oturuyorlar. Hem çalýþýrlar, hem konuþurlar, hem de neþeleri yerine gelir gülüþürler, dahi bir iþe yaramýyoruz ezikliðinden kurtulurlar. Hem de para kazanýrlar.
Kurs açýlýr, köyde bir kooperatif kurularak halýlar Sümerbank aracýlýðýyla pazarlanýr. Aslýnda kooperatif kurulmasý da bazý çevrelerin köy halký arasýnda kasýtlý olarak yaydýklarý “komünist iþi” kýþkýrtmasýna raðmen biraz sýkýntýlý da olsa sonuçta aþýlmýþtýr. Kurs bittikten sonra çalýþmalarýn ardýný býrakmayan Yaþayacak, sýk sýk köye uðrar, ev ev gezerek halý dokuyan kadýn ve kýzlarla sohbet eder. Yine bu ziyaretlerden birinde bir eve girer. Ýçeride üç kadýn halý dokumaktadýr. Çok yakýndan tanýdýklarý Halk Eðitimi Baþkaný’ný görünce ayaða kalkarlar ve sýrayla elini öperler. Kadýnlardan en yaþlý olaný þöyle der:
-Beyim, biz senin mezarýný nurdan yaptýk. Sen -Allah geçinden versin- öldüðünde nur içinde yatacaksýn. Ben bu iþ olmadan önce Salar köyüne çapaya giderdim. Gündeliðim bin liraydý. Þimdi günlüðüm üç buçuk lira. Çapadayken akþama deðin güneþ altýnda çapa yapýyorduk. Bir de o köylere gelip giderken uzun bir yol yürümek zorundaydýk. Þimdi gölgede, oturduðumuz yerde çalýþý-yoruz. Gülüþe söyleþe halý doku-yoruz. Allah senden razý olsun!
Deðirmenayvalý’da çalýnan maya tutmuþ, halýcýk kurslarý komþu köy olan Halýmoru’na, oradan Sultandaðý’nýn Yeþilçiftlik kasabasýna da kol atmýþtýr. Hedefte Afyonkarahisar il merkezi vardýr. Afyonkarahisar’ý Isparta gibi bir halýcýlýk merkezi haline getirmek…
Bütün bunlarýn ödülü Recep Yaþayacak’ýn kýþ ortasýnda Isparta Gönenköy kasabasýna sürgün edilmesi olur.
“BÖYLE ÝNSAN SEVGÝSÝ
OLUR MUYMUÞ?”
Recep Yaþayacak, Sincanlý’ya baðlý Düzaðaç köyünde henüz 19-20 yaþlarýnda genç bir öðretmendir. Soðuk bir kýþ gecesi yerde diz boyu kar, herkes evine kapanmýþ, kapý aralýðýndan burnunu bile dýþarýya çýkarmaya korkmaktadýr. Köy halký evlerine ya da köy odalarýna kapanmýþtýr. Evde ders planlarýný yapmakta olan genç öðretmenin kapýsý çalýnýr.
Gelen köylü, gözyaþlarý içinde çocuðunun çok hasta olduðunu anlatarak yardým ister. Birlikte evine giderler, genç bir kadýn yarý baygýn durumdaki inleyen bir çocuðu baðrýna basmýþ aðlamaktadýr. Ateþler içinde yanan çocuða o günlerin tedavi yöntemleri içerisinde acilen penisilin iðnesi yapýlmasý gerekmektedir. Ancak en yakýn saðlýk memuru altý kilometre ötedeki Güneyköy’dedir. Recep öðretmen çocuðu fazla örtmemelerini, soðuk suyla ýslatýlmýþ bezle vücudunu silmelerini tembihledikten sonra muhtar odasýna gider, durumu anlatýr, saðlýk memurunu köye getirmek için bir at verilmesi halinde bu tehlikeli havaya raðmen Güneyköy’e gidebileceðini söyler. Recep Bey muhtarýn atýyla yola düþer. Kendisine bir de çifte verirler yolda gerek duyabilir diye… Karlara bata çýka bin bir güçlükle Güneyköy’e varan Recep öðretmen, saðlýk memuru Haydar Gençer’in Tokuþlar’a gittiðini öðrenir, kendi atýnýn izlerinin üstünden geri dönerek Tokuþlar’a varýr ve saðlýk memurunu bulur. Birlikte yola çýkarlar, sabaha yakýn Düzaðaç’a ulaþýrlar. Çocuðun durumu iyice aðýrlaþmýþtýr. Saðlýk memuru Gençer hemen bir penisilin iðnesi yapar, kýsa bir zaman sonra da çocuðun ateþi düþmeye baþlar.
Kadýn yavrusunu hayata döndürmenin sevinci içerisinde öðretmenin ve saðlýk memurunun ellerine sarýlýr:
-Aðam sen bir meleksin. Bizim için hayatýný tehlikeye atmýþsýn. Ömrün uzun olsun Bundan sonra sen yalnýz köyün öðretmeni deðilsin. Benim kahramanýmsýn. Dert aðrý görme, der ve gözyaþlarý içerisinde ellerini göðe kaldýrýp:
-Yarabbi, bu büyük adamlar benim yavrumu kaybetme noktasýndan alarak saðlýðýna kavuþturdular. Hele öðretmen beyimizin tüm tehlikeleri göze alarak gecenin karanlýðýnda yalnýz baþýna, kýþ günü yolculuðu göze almasýnýn nedenini kavrayamý-yorum. Ýnsan bunca insan sevgisiyle yüklü oluyor muymuþ? Bir daha okumuþ insanlarý gördüðümde ellerini öpeceðim, Önünden geçmiyeceðim. Bu saðlýðýna kavuþacaðýný sandýðým yavruma inþallah öðretmenini gösterir ‘Seni ölümden kurtaran bu adam’ der elini öptürürüm. O an hayatýmýn en mutlu aný olacaktýr. Allah ulusuma ve ailelerine baðýþlasýn, der.

Bakmadan Geçme