Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Agah Bıyıkoğlu

YAŞADIKÇA

“Günler gelip geçmekteler kuşlar gibi uçmaktalar” demiş ünlü mutasavvıf şâir Aziz Mahmut Hüdâî, “Yıllar yarlardan, yarlar yıllardan vefasız… Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Tevekkül güç, isyan vahim; felek hiç felek hiç rahmetmeyecek mi? Heyhat, onu döndüren kara bahtın kasırgası…”sözleriyle şikayet ediyor yaşamdan Yakup Kadri Karaosmanoğlu…
Geçtiğimiz günlerde bir yaşımı daha geride bıraktım. “Yaşamak güzel bir şey kardeşim.” demiş şâir Nazım Hikmet; ve pek şikayetçi değil yaşamından onca hapislik ve yurt dışı yaşamına rağmen…Gerçekten güzeldi benim kuşağımın çocukluk ve ilk gençlik yılları… Tertemiz havalar ve sular, betonlaşmamış çevre, yemyeşil kırsal alanlar, yılda birkaç gün gördüğümüz ancak pırıl pırıl ırmaklar, nehirler, denizler…Hormonlu gıda nedir bilmediğimiz yıllar… Okullarımızda yurt ve ulus sevgisini öğrendiğimiz, “Türküm, çalışkanım” diye haykırdığımız yıllar… Terörün te’sini bile bilmediğimiz, duymadığımız yıllar…
1970’li yılların başlarına kadar süren bu huzur ve güven dolu yıllar artık çok gerilerde kaldı… Masal gibi adeta… “Buralara nasıl geldik?” sorusunun cevabı çok uzun ve çok zordur, bizim haddimizi de aşar… Ancak şu soruyu sormadan da kendimi alamıyorum… Milletimizin tarihsel sürecini yansıtan, her biri birer ders verir nitelikte ve yüzlerce tecrübenin süzülüp gelen ürünü şiirlerimizi, masallarımızı atasözlerimizi, deyişlerimizi, türkülerimizi koşmalarımızı, ağıtlarımızı, dularımızı beddualarımızı; Dede Korkut’u, Ahmet Yesevi’yi, Mevlana’yı, Yunus Emre’yi ve yüzlerce gönül dostunu bağrından çıkaran bu millet nasıl oluyor da bu tarifsiz acıları yaşıyor?
Doksanlı yaşlarının keyfini süren bir bilgeye sormuşlar, “Bunca yıl yaşadın, neler öğrendin”? diye… Bilge kişi, “Öğrenecek daha çok şey olduğunu öğrendim” demiş. Hiç ihtimal vermiyorum ama, terör ve bunların arkasındaki karanlık güçlerin amacı, ülkemizi, siyasal, ekonomik askeri ve kültürel yönlerden erozyona uğratmak, etnik siyasal ve mezhepsel kutuplaşmalar yaratarak toplumsal kargaşaya yol açmak, Allah korusun bir iç savaş çıkarmaktır… Nitekim, pazartesi günü polis kılıklı bir terörist Rus büyük elçisini katlederek gerçekte Ruslara değil ülke çıkarlarına kurşun sıkmıştır… Rusya’da elçi mi yok, yarın bir başkası gelir Ankara’ya…
Bu tuzağa düşmeyelim… Birlik ve beraberlik içinde olalım. “Dahili ve harici bed-hâh”lara fırsat vermeyelim… “Merak bilimin temelidir.” demişler. Bilim ve tekniğin bütün dünyayı hızla değiştirdiği ve geliştirdiği bu çağda uygarlığın ışığını izleyelim… Maddi kaynaklarımızı değerlendirelim, yanısıra manevi kaynaklarımızı da değerlendirmekten geri kalmayalım. Çalışalım bıkmadan usanmadan. “Çünkü taşı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir.”
Rast gele değil işlerimizi planlı programlı yapalım. “En kötü plan plansızlıktan iyidir” Dik duralım kararlı olalım. Kararla kader arasında yakın ilişki vardır çünkü… Yaşam zorluklarla ve sorunlarla doludur. Her sorunun bir fırsat olduğunu da unutmayalım. İlerlemek, gelişmek, büyümek kolay değildir. Bunlar riziko gerektirebilir. Riziko almaktan korkmayalım. Bir işi başarmanın en zor yanı ilk adımı atmaktır…
İyimser ve güleryüzlü olalım, gülerken 12, surat asarken 112 kasa ihtiyaç vardır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti