Nöbetçi Eczaneler
2013 yılında “Fransa’nın Mali’den derhal çekilmesi” talebiyle bir doğalgaz tesisinde 41 yabancı uyrukluyu rehin alan mücahitlere karşı Cezayir Güvenlik Güçleri helikopter destekli operasyon düzenledi. Operasyonda 34 rehine ve 15 militan olmak üzere toplam 49 kişi öldü.
***
2008 yılında Filipinlerde, turist otobüsünde bulunan 24 yolcu ve şoförün rehin alan eylemcinin, 9 rehineyi serbest bırakmasının ardından düzenlenen operasyonda15 rehineden 7’si öldü.
***
31 Ekim 2010 günü Bağdat’ta bir katedralde bulunan, 120 kişiyi rehin alan teröristlere karşı Irak yetkililerince düzenlenen operasyonda 52 kişi hayatını kaybederken, 67 kişi de yaralandı.
***
2002 yılında Moskova’nın merkezinde 50 Çeçen eylemci 850 kişiyi rehin aldı. Rus özel birliği Spetnaz, tarafından düzenlenen operasyonda 50 eylemcinin yanı sıra, aralarında 9 turistin de bulunduğu 117 kişinin öldü.
***
1 Eylül 2004 tarihinde Çeçen terörist, Kuzey Osetya’da bir okulu işgal ederek, 1.200 kişiyi rehin aldılar. Düzenlenen Operasyonun bilançosu ağır oldu. 186’sı çocuk 344 kişinin öldüğü operasyonda 700 kişi de yaralandı. 11 Rus askeri öldü.
Bütün bu haberleri neden yazdığımı merak ettiniz.
***
Geçtiğimiz hafta hepimizin üzerine kabus gibi çöken felaket haberlerinden birisi vardı ki, içler acısı. Van’ın Bahçesaray ilçesinde minibüs ile bir iş makinesinin üzerine çığ düşmesi sonucu 5 kişi kurtarıldı, 4 kişi yaşamını kaybetti. Acı olan ise 2 kişiyi aramak üzere bölgeye gönderilen kurtarma ekiplerinin üzerine de çığ düşmesi sonucu 41 kişi hayatını kaybetmesiydi.
Çığ altında hayatını kaybedenler kim? AFAD, UMKE, Jandarma arama kurtarma ekibi elemanları, İtfaiye erleri… Görünürde hepsi de arama-kurtarma elemanları. Sonuçta 2 kişiyi kurtarmak için 41 can verdik. Yaşanan bu acı olay aklıma 3. Dünya ülkelerinde yaşanan kurtarma rezaletlerini getirdi. Adı kurtarma olan bu operasyonlar “yapılmasaydı daha iyiydi” dedirten cinsten. Devletimiz elbet kar altında kalan 2 vatandaşımızı arayacak, bulacak. Ancak bu işi deneyimli elemanlarla yaparken bilimin ışığından ayrılmayacak. Çığ tehlikesi olan yere araçlarla gitmeyecek. Demir çubukları kara batırarak insan aramayacak. Önce kendi sağlığı açısından tedbirlerini alacak. Yaşananları takdir-i ilahi diyerek geçiştirmek mümkün mü? Ülke olarak hayatın her alanında organizasyon eksikliği çektiğimiz, afet ve kriz yönetimi sırasında kriz yaşadığımız bir gerçek. Elazığ’da meydana gelen 6.8 şiddetindeki depremde 38 vatandaşımız hayatını kaybederken Japonya’da neredeyse hergün benzer ya da daha şiddetli depremler meydana gelirken insanlar ölmüyor. İstanbul’da uçak pistten çıktı yaralıları otobüsle taşıdık. Kaza yerine desteğe giden polislerimiz kanal düştü.
Bilimin fennin rehberliğinden ayrılarak yapılan hiçbir işten hayır gelmez. Devlet kadroları liyakat sahibi insanlar tarafından doldurulmalıdır. Yaşananları mukadderat olarak değerlendirip, kaderci anlayışla değerlendirmeye devam edersek daha çok canımızı kaybederiz.
Son Söz; “Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, başarı için en hakiki yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır.” M. Kemal Atatürk
