YANSIN SURİYE, YIKILSIN ŞAM

“Rejim”miş… Onun adı “Kahrolası rejim”… Haberlerde 33 Mehmetçiğimizi şehit edenlerin “Rejim unsurları” olduğu belirtiliyor. Yani Suriye’nin sözde Devlet Başkanı, katil oğlu katil Esed’e bağlı Suriye askerleri kıydı Mehmetçiklerimize. Rusya denilen yıkılası ülkenin desteğiyle…
İdlib’de 33 askerimiz şehit oldu. Türk Milleti olarak yastayız. Yastayız ama yasımız öyle sessiz, sedasız, içimize içimize olmamalı.
Askerimizin üzerine bomba yağdıran Suriye uçakları ve onların ardındaki tüm eller tek tek kırılmalı. Regaib Kandili gecesinde, tüm eller semaya kalkmış, gönüller huşuyu arzularken geldi acı haber. Kahpe saldırıda 33 askerimiz şehit olduğu, 32 askerimiz de yaralandı.
Moskof gavuru bizim tarafımızdan malum olan kirli yüzünü bir kez daha gösterdi. Esed’in öncülüğündeki cinayet şebekesi artık kinimizin, öfkemizin ve Türk Ordusu’nun tek hedefi olmalıdır.
Yüce Türk Milleti tek yürek, yek vücut Devleti’nin, Ordusu’nun ve Hükümeti’nin arkasındadır. Kanıyla, canıyla, malıyla, duasıyla… Arkasında değil, yanında, içinde, bir ve beraberindedir. Türk Milleti Türk Ordusu’nun ta kendisidir. Aksini düşünen ihanetin batağındadır.
Bugüne kadar maşaları ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Yüce Türk Milleti’ne kafa tuttuğunu sanan Suriye başta olmak üzere tüm şer cephesi Mehmetçiğin kanının bedelini en ağır şekilde ödemelidir.
Gün birlik ve beraberliğin günüdür. “Sosyal medya” denilen gayya kuyusunun, ihanet ve şer kokan bataklığında boğulmak değil, ay-yıldızlı al bayrağın gölgesinde “Yıkılsın Şam, yansın Esed ve köpekleri” diye haykırma günüdür. Türk halkı olarak hepimiz seferberlik ruhuyla yeni bir Milli Mücadele’nin ortak paydasında kenetlenmeye mecburuz.
Nato yanımızdaymış… ABD destekliyormuş… Rusya “Ben yapmadım” diyormuş… AB “bizimleymiş”… Hepsi laf-ı güzah. Ne Rusya, Ne ABD, ne Pekin… Herşey Türk’e göre, Türkiye için…