'Yandaşa, yoldaşa kendi fabrikalarını peşkeş çekerek yerli ve milli olunmaz'
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili TBMM'ye verdiği grup önerisinde Cumhuriyet Halk Partisi adına konuştu.KÜRSÜYE BARET VE ŞEKER PANCARI İLE ÇIKTIGenel Kuruldaki konuşmasında kürsüye kafasına taktığı baret ve eline aldığı şeker pancarıyla çıkan Milletvekili Köksal, 'Bugün kürsüde pancar tarımıyla geçimini [&hellip]
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili TBMM’ye verdiği grup önerisinde Cumhuriyet Halk Partisi adına konuştu.
KÜRSÜYE BARET VE ŞEKER PANCARI İLE ÇIKTI
Genel Kuruldaki konuşmasında kürsüye kafasına taktığı baret ve eline aldığı şeker pancarıyla çıkan Milletvekili Köksal, “Bugün kürsüde pancar tarımıyla geçimini sağlayan 250 bin aile, şeker fabrikalarında istihdam olanağı bulmuş 25 bin şeker işçisi ve bu fabrikalardan ekmek yiyen yüzlerce nakliyeci ve çocuklarına, torunlarına, kendi nesillerine ‘NBŞ’ denen zehri yedirmek istemeyen milyonlarca yurttaş adına sizlere sesleniyorum. Bu görmüş olduğunuz elimdeki bitki yurdumun topraklarını seven bu bitki şeker pancarı. Görüyorum ki AKP Grubuna okulda yeteri kadar bu bitkinin faydaları anlatılmamış. Onun için birisine anlatır gibi tane tane önce bu bitkinin faydalarını anlatacağım size. Bu bitki, çayımızın şekeri, ağzımızın tadı, hayatta olmazsa olmazımız, doğal şekerin elde edildiği şeker pancarı. Hayvanlarımıza yedirdiğimiz küspe bu bitkiden elde edilir. Maya sanayisinin ham maddesi melas bu bitkiden elde edilir. Toprağın verimini yüzde 20 oranında artırır bu bitki. Havaya oksijen verir ve katma değer bakımından endüstri bitkileri içinde 2’nci sırada yer alır ve yılda yaklaşık 250 bin aile ekmek yer bu bitki sayesinde. Şimdi siz şeker fabrikalarını satarak, onların kapısına kilit vurarak ülke topraklarından bu bitkiyi silmeye, yok etmeye çalışıyorsunuz ve bu fabrikalarda çalışan 4 binin üzerindeki şeker emekçisini mağdur etmek istiyorsunuz. Bakın, bu işçiler, 2016 yılı Nisan ayında ŞEKER-İŞ’in almış olduğu kararla bir ay boyunca günde iki saat fazladan ücretsiz olarak çalıştılar. Niçin? Fabrikaları ayakta kalsın diye ve bu işçiler bu fedakârlıklarla fabrikayı ayakta tutmaya çalıştılar” dedi.
25 BİNİN ÜZERİNDE İŞÇİ EKMEK YİYOR
Türkiye’de 25 Şeker Fabrikası’nda toplam 25 binin üzerinde şeker işçisinin ekmek yediğini kaydeden Köksal, “Türkiye genelinde kadrolu işçi sayısı 5.178, geçici işçi sayısı ise 2.754, taşeron işçi sayısı 10 binin üzerinde. Yani Türkiye’de, bu 25 şeker fabrikasında toplam 25 binin üzerinde şeker işçisi ekmek yiyor. Özelleştirmeyle kadrolu işçiler sektör değiştirecek, belki şehir değiştirecek ve çok ciddi sıkıntılar yaşayacak, geçici işçiler resmen ekmeğinden olacak. ‘Geçici işçi’ derken, hani, 5 ay 29 gün çalışan, yılın yarısını işsiz geçiren, emeklilik hakları olmayan emekçilerden söz ediyorum. Güya 9 ay 29 güne çıkardınız onların çalışma süresini ama şeker fabrikalarındaki geçici işçi kardeşlerimiz ne yazık ki bu haktan yararlanamadılar. ‘Taşerona kadro’ dediniz, şeker fabrikalarındaki taşeron işçilere kadro vermediniz, onlar bu haktan yararlanamadılar” diye konuştu.
KENDİ FABRİKALARINI YANDAŞA YOLDAŞA PEŞKEŞ ÇEKEN YERLİ VE MİLLİ OLAMAZ
3 hafta içerisinde Türkiye genelindeki 22 Şeker Fabrikası’nı dolaştığını belirten Köksal, “Yine, yaklaşık üç haftadır 22 tane şeker fabrikasını dolaştım; bire bir oradaki şeker emekçileriyle, pancar üreticileriyle ve o şehirde yaşayan yurttaşlarımızla görüştüm. Hepsi; Erzurum’dan Kars’a, Afyonkarahisar’dan Elâzığ’a, Muş’tan Van Erciş’e, Ağrı’dan Kastamonu’ya, bütün fabrikalarda çalışan işçilerin hepsi özelleştirmeye ‘hayır’ diyor, yurttaşlar ‘hayır’ diyor, pancar üreticileri ‘hayır’ diyor. Peki, kim ‘evet”’ diyor bu özelleştirmeye, kim istiyor? Amerikan kökenli nişasta bazlı şeker lobisi istiyor. Çünkü Amerika kendi ürettiği ‘nişasta bazlı şeker’ denilen zehri bize yedirmek istiyor. Bakın, 2015’te stoklarımızda 400 bin ton civarında şeker varken siz kalktınız, 170 bin ton şeker ithal ettiniz. İhtiyacımız yokken ithal şekeri niye aldınız? Çünkü müttefikiniz Amerika böyle istedi. Millete ‘Ey Amerika’ diye nutuk atıyorsunuz, sonra Amerika’yla şeker fabrikalarını sattırmak için el sıkışıyorsunuz, sonra da gelip burada yerlilikten ve millîlikten bahsediyorsunuz. Kusura bakmayın ama kendi fabrikalarını yandaşa yoldaşa peşkeş çekenden yerli ve millî olmaz. Yerli ve millî olmak, Amerikan kökenli nişasta bazlı şeker lobisinin karşısında dik durmaktır. Yerli ve millî olmak, kendi işçisini, üreticisini, emekçisini, nakliyecisini aşsız, işsiz bırakmamaktır. Yerli ve millî olmak, ‘NBŞ’ denilen zehirle gelecek nesillerin kanser olmasını sağlamamaktır” ifadelerini kullandı.
ÜLKEMİZDE, TARLAMIZDA, SOFRAMIZDA GDO VE NBŞ İSTEMİYORUZ
Köksal konuşmasında şunları söyledi:
“Bu ‘NBŞ’ denilen zehir kanser, kısırlık, obezite gibi çok ciddi hastalıklara yol açıyor. Avrupalı bunu tüketmiyor, Amerikalı bunu tüketmiyor. Kotalar çok düşük, hatta İngiltere ve Fransa’da sıfır ama siz Türkiye’de bu zehri bize yedirmek istiyorsunuz ve ben de buradan diyorum ki: Ülkemde, tarlamda, soframda GDO ve NBŞ istemiyorum. Binlerce yurttaşımız, milyonlarca yurttaşımız Türkiye’de haykırıyor. Artık buna bir kulak verin. Bu fabrikalar işçinin alın teri, bu fabrikalar pancar üreticisinin ekmeği, bu fabrikalar nakliyecinin kazancı, bu fabrikalar çocuklarımızın sağlığı, bu fabrikalar çapacı kadınlarımızın pazar parası, bu fabrikalar Anadolu’da manifaturacıların, kasabın, bakkalın, manavın veresiyesi, bu fabrikalar Atatürk’ün, İnönü’nün, Ecevit’in, Özal’ın, Menderes’in bize mirası. Lütfen böyle bakın.”