'Yandaş' müdürden sonra sıra 'yandaş' öğretmende
Eğitim sendikaları, hükümetin milli eğitim politikasını, ortak basın açıklamasıyla protesto etti. Eğitim sendikaları yöneticileri, hükümete yakın müdürlerden sonra, hükümete yakın öğretmenlerin de gündeme geleceğini belirtti Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen, Eğitim-İş Afyonkarahisar Şubeleri yöneticileri ve üyeleri, hükümetin milli eğitim politikalarını Cumhuriyet Meydanı'nda protesto etti. Protestoya Milliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz, MHP İl Başkanı Aziz Aslan, [&hellip]
Eğitim sendikaları, hükümetin milli eğitim politikasını, ortak basın açıklamasıyla protesto etti. Eğitim sendikaları yöneticileri,
hükümete yakın müdürlerden sonra, hükümete yakın öğretmenlerin de gündeme geleceğini belirtti
Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen, Eğitim-İş Afyonkarahisar Şubeleri yöneticileri ve üyeleri, hükümetin milli eğitim politikalarını Cumhuriyet Meydanı’nda protesto etti. Protestoya Milliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz, MHP İl Başkanı Aziz Aslan, CHP Merkez İlçe Başkanı Kemal Demirkırkan ile MHP Merkez İlçe Başkanı Alper Yağcı da katıldı.
OKULLARI HALLAÇ
PAMUĞU GİBİ ATTILAR
Demiryalayan Türbesi’nden başlayan yürüyüş sonrasında Cumhuriyet Meydanı’ndaki basın açıklamasında konuşan Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Nizamettin Şenol, “MEB yetkilileri istemediği için görevlerine son verildi. Onların yerine masa başı ilişkileri, akrabalık, dostluk, yandaş sendika, siyaset ilişkileri güçlü olanlar görevlendiriliyor. MEB Yasası ve akabinde çıkarılan Yönetici Atama Yönetmeliği ile okulları hallaç pamuğu gibi dağıttılar. Görev süresi uzatılacak müdürleri kendilerine biat edenlerden, ideolojisi ve siyasi duruşu iktidara yakın olanlardan seçtiler.Bir de malum bir sendika var. Siz onu biliyorsunuz. O sendikayla AKP ilçe teşkilatları istediği okul müdürlerinin listelerini hazırladı ve bu sipariş listeler ilçe milli eğitim müdürlerinin, komisyon üyesi şube müdürlerinin önüne sunuldu. İşte böylesine ahlaksız, böylesine arsız, böylesine rezil bir dönem yaşıyoruz. Şu anda 8 bin okul müdürü adeta idam edilmiştir” dedi.
HAKSIZLIKLARIN ÖNÜNE GEÇİLSİN
Şenol, milli eğitimdeki haksızlıkların önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, “Milli eğitimde yaşanan sorunlar sadece kadrolaşmayla ilgili değildir. Eğitim çalışanları angarya görevlerle mağdur edilmektedir. Şöyle ki; öğretmenlerin nöbet hizmeti bulunmaktadır. Ancak asıl işi eğitim hizmeti olan öğretmenler, sorumluluğu çok geniş olan nöbet hizmetinin karşılığı olarak ek bir ücret alamamaktadır. Öğretmenlerin, akademisyenlerin ve diğer tüm eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakları da giderek zafiyete uğramaktadır. Oysa bir toplumun ancak ve ancak eğitim ile kalkınabileceği göz önüne alındığında; öğretmenlerin, akademisyenlerin, eğitim çalışanlarının, üniversite çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarını dünya ülkeleri seviyesine çıkarmak, onların insanca ücretlerle yaşamasını sağlamak bu ülkeyi yönetenlerin en asli görevlerinden biridir” ifadelerini kullandı.
MÜCADELE DEVAM EDECEK
Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Hüdaverdi Kılınç ise mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Kılınç, “Özellikle eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında, eğitime yönelik doğrudan siyasi müdahaleler artmıştır. Eğitim müfredatının içeriğine dini söylem ve ifadelerin yerleştirilmiş, okul dönüşümleri sürecinde imam hatiplere ayrıcalık tanınmış, öğrenciler öğretmen yokluğu gerekçe gösterilerek dini içerikli dersleri seçmeye yönlendirilmiştir. Okullarda siyasi iktidar çizgisinde olmayan tek bir yöneticinin bile görev almaması için düğmeye basılmış ve bütün okullarda tarihin en kapsamlı sendikal-siyasal kadrolaşma ve tasfiye operasyonu gerçekleştirilmiştir. MEB, eğitimde yıllardır farklı kimlik, dil ve kültürleri yok sayan, din ve inanç istismarına dayanan, doğrudan dayatmacı politikalarının okullarda istediği gibi uygulanması için okul müdürlerinin tamamına yakınını kendi siyasal kadroları arasından belirlemiştir” diye konuştu.
MÜLAKATTA NE OLACAK?
Kılınç, şöyle devam etti:
“Bugüne kadar kamu emekçilerinin hakları çıkarılan torba yasalarla sürekli tırpanlanmıştır. Angarya çalışma, performans değerlendirme, mülakat ya da sözlü sınav uygulamaları ile iş güvencemiz elimizden alınmak istenmektedir. Eğitimde bir taraftan yoğun bir siyasal kadrolaşma yaşanırken, son çıkan torba yasa ile öğretmenlere sürgün anlamına gelen zorunlu rotasyon uygulaması yasal hale getirilmiştir. Türkiye çapında görev yapan yüz binlerce öğretmen kendi istekleri dışında zorla rotasyona tabi tutulacak, tarihin en büyük ve en kitlesel sürgünü hayata geçirilecektir. Aday öğretmenlere sözlü sınav getirilmesi iş güvencemizin aday öğretmenlik sürecinden başlayarak adım adım kaldırılmak istendiğini göstermektedir.”
EĞİTİME TAŞERONLUK MODELİ
Eğitim-İş Afyonkarahisar Şube Başkanı Ümit Kılçar da “yandaşlık” kavramına dikkat çekti. Kılçar, “AKP’nin yandaş kadro merakı, yalnızca yöneticilerle sınırlı değildir. Yeni torba yasayla yandaş öğretmen dönemi de başlatılmıştır. Aday öğretmenlerimiz ilk yıl performans değerlendirmesine tabi tutulacak ve sonra da şaibeli bir mülakattan sonra kadro güvencesi kazanabileceklerdir. Mülakatta aranacak temel ölçüt de yandaşlık olacaktır. Böylece AKP torba yasalarla devlet memurlarının iş güvencelerini ortadan kaldırmaya, kapitalizmin en acımasız emek sömürüsü olan taşeronluk sisteminin içerisine eğitim emekçilerini de almaya çalışmaktadır” dedi. (Kocatepe Haber Merkezi)