Veremde erken teşhis önemli – Kocatepe Gazetesi

Verem hastalığının önlenmesinde erken teşhisin önem taşıdığını belirten Halk Sağlığı Müdürü Dr. Lüfti Akgün, hastalığın sadece solunum sisteminde değil, diğer vücut bölümlerinde de görülebildiğini kaydetti. Dr. Akgün, verem hastalığından korunmak için, toplumda herkesin temizliğe ve hijyene dikkat etmesi gerektiğini hatırlattı

Halk Sağlığı Müdürü Dr. Lüfti Akgün, tıp dilinde tüberküloz, halk dilinde ince hastalık olarak adlandırılan veremin uzun bir tıbbi tedavi süreci gerektiren ve sosyal problemler yaratan, inatçı bir hastalık olduğunu kaydetti.
VEREMDE ÖNEMLİ AZALMA VAR
Verem hastalığının tamamen ortadan kaldırılmasının oldukça zorlu bir mücadele programı gerektirdiğini belirten Halk Sağlığı Müdürü Dr. Lüfti Akgün, mcadelenin temelini hastalığın erken teşhisi ve uygun şekilde tedavi edilmesinin oluşturduğunu kaydetti. Dr. Akgün; “Bu şekilde hastaların tedavisi sağlanmakta; aynı zamanda hastalığın toplumda bulaşarak yayılması önlenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre vereme yakalanma oranı son beş yılda; yüz binde 128’dir. Oranın giderek düşmesine rağmen her yıl 8,8 milyon kişi hastalığa yakalanmakta ve 1,4 milyon kişi bu hastalıktan ölmektedir. Ülkemizde vereme yakalanma oranı yüz binde 24’dür. Bu da her yıl 17 bin civarında kişinin bu hastalığa yakalanması demektir.1950’li yıllarda ülkemizde en sık rastlanan hastalıklardan biri olan verem o yıllarda ölüm nedenlerinin de başında gelmekteydi. 50 yılı geçen bir mücadele süreciyle ülkemizdeki verem hastalığı görülme oranlarında önemli bir azalma olmuştur. Sağlık Bakanlığı verilerine göre verem hastalarında tedavide başarı oranı yüzde 92’ye ulaşmıştır. Hastaların ilaçlarını kayıtlı oldukları sağlık kuruluşu personeli gözetimi altında alması, uygulamasının da büyük payı vardır” dedi.
MÜCADELEDE BİRİNCİ AYAK AŞI
Kesik kesik öksürük, özellikle geceleri görülen terleme, hafif ateşlenme, iştahsızlık ve zayıflamanın ilk iki ayda yavaş, daha sonra daha hızlı görüldüğüne dikkat çeken Dr. Lüfti Akgün; “Halsizlik ve devamlı yorgunluk hali verem hastalığının başlıca belirtileridir. Uzun süre havasız ortamda kalmak, sigara kullanımı, dengesiz ve yetersiz beslenme, hasta olan kişilerle uzun süre aynı havayı teneffüs etmek, hasta olan kişilerin kullandığı bardak vb eşyaları kullanma gibi etkenler hastalığa yakalanma riskini arttırmaktadır. Hastalıkla mücadelede en önemli ve birinci ayak BCG aşısıdır. Mücadele programı çerçevesinde, Sağlık Bakanlığı çocukluk dönemi aşı takvimine göre, yeni doğan her bebeğe 2. ayın sonunda BCG aşısı uygulanmaktadır. Ailelerin de bu konuda bilinçli olmaları, çocuklarına bütün çocukluk dönemi aşılarının tam olarak uygulanması için sağlık personeli yardımcı olup direnç göstermemeleri; geleceğimiz olan çocukları sadece vereme karşı değil, diğer bütün bulaşıcı hastalıklara karşı koruyacaktır” ifadelerini kullandı.
İLAÇLAR DÜZENLİ KULLANILMALI
Düzenli ilaç kullanmayan, tedaviyi yarıda bırakan hastalar yüzünden verem mikrobunun ilaçlara karşı direnç geliştirdiğini vurgulayan Dr. Akgün sözlerine şöyle devam etti: “Hasta kişilerin tedavisini düzenli şekilde aksatmadan devam ettirmesi gerekmektedir. Bunun en iyi yolu da hastaların özellikle ilk dönemlerinde yatarak tedavi edilmesi; ayaktan tedavi edilen hastaların ilaçlarının sağlık personeli gözetiminde verilmesidir. Bu uygulama halen sağlık kuruluşlarımızda uygulanmakta olup ilacını almaya gelmeyen hastalar ulaşılarak ilacını alması sağlanmaktadır. Sadece solunum sisteminde değil, diğer vücut bölümlerinde de görülebilen verem hastalığından korunmak için; toplumda herkes üzerine düşen görevi yerine getirmeli, temizliğe ve hijyene dikkat edilmelidir. Özellikle yiyecek sektöründe çalışan kişilerin düzenli sağlık kontrolünden geçmesiyle, hem erken teşhis sağlanacak, hem de hastalık varsa toplumda yayılması önlenecektir.” (Kocatepe)