Ver coşkuyu

Afyonkarahisar’ın büyükşehir olması konusu yeniden gündemde.
Yerel basın bu konuyu takip ediyor, gündemde tutmaya çalışıyor. Ama arkası gelmiyor.
Son olarak AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün basına verdiği beyanatta “Ateş yakılsın, biz büyütürüz. İnisiyatif hemşehrilerimizde. Basınımız hemşehrilerimizi aydınlatırsa, vatandaşların taleplerini gündeme taşırsa böyle bir talebe kimse kayıtsız kalamaz” demiş. “Gerekli nüfus taşımalar belli bir olgunluğa ulaşırsa toplantılar düzenlenirse üşenmeden toplantılara katılırız. Yerel kıpırdanma olsun, biz sallarız” diye de eklemiş.
Biz kendi adımıza konuşalım; bu konuyu defalarca gündeme taşıdık. Neredeyse bir yıldır, özellikle Ordu modelini anlatarak konuyu gündemde tutmaya çalışıyoruz. Ancak başta iktidar kanadı olmak üzere, şehrin siyasetinden bu konuda yeterli bir hareketlilik göremiyoruz.
Siyasetçilerimiz topu taca atıyorlar. Görüldüğü üzere “Vatandaş yola çıksın biz arkadan geliriz” diyorlar.
Oysa Ordu’da bunun tam aksinin yaşandığını herkes biliyor. Defalarca yazdık, yine yazalım; Ordu’da İdris Naim Şahin’in İçişleri Bakanı olduğu dönemde, büyükşehir fırsatı ortaya çıkınca Bakan Şahin düğmeye bastı. Ordu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri’ni bu işin sevk ve idaresiyle görevlendirdi. “Bizzat çalışacaksın” talimatını verdi. Sonrasında derneklerle temasa geçildi, basın kamuoyu oluşturdu, konuyu destekledi. İl dışındaki Ordululara temas edildi, ikinci ikametgahları Ordu’ya taşındı ve 750 bin nüfus rakamı yakalandı. Bugün Ordu’nun nüfusunun yeniden 690 binlere düştüğü söyleniyor. Ama Ordu hala Büyükşehir belediyesi.
Yani yerel basın ne kadar yazarsa yazsın, bu işin gerçekleşmesi için devlet ve siyaset gücü gerekli.
Önce niyetimizi almalıyız.
Öte yandan geçtiğimiz günlerde yapılan Belediye Meclisi toplantısında Belediye Başkanı Burhanettin Çoban açıkladı. “Büyükşehir Afyon için uygun değil” dedi.
Hatırlayalım, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban Belediye Meclisi’nde yaptığı konuşmada şunları söylemişti:
“Devlet ve özel yatırımları çekerken bu tanıtımların da çok büyük etkisi oluyor. Büyükşehir olmak da şehir bakımından güzel. Biz açıkçası geçen dönem bu konuda fazla istekli davranmadık. Çünkü, Eskişehir için, Uşak için büyükşehir olmak güzel olabilir. Bizim topraklarımız çok geniş. Büyükşehir Belediye Başkanımız 14 bin metrekarelik topraktan sorumlu olacaktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan, Bursa, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan daha büyük bir alandan sorumlu olacak. Bizim 392 köyümüz vardı. Köyümüz 50 belediye ile birlikte 430’a çıktı. Bir büyükşehir belediye başkanı, belediye meclisi ve ekibi, 430 köy ve mahalleyle uğraşacaktı. Artı 18 ilçe, 40 da kapanan belde. 480 mahallesi oluyor, merkez mahalleleri hariç. 18 ilçesi, sıkıntı olacaktı. Nitekim şu an büyükşehir olan illerde çok ciddi sıkıntılar var. Çünkü örneğin İscehisar’ın bir köyündeki vatandaşımız, suyu akmadığı zaman İl Özel İdaresi’ne kafa tutamıyor. Talebini iletiyor. Bekliyor. Ama Belediye olmadığı zaman, ilk gün olmasa ikinci gün esiyor, gürlüyor. Niye? Oy verdi ya, seçimle geldi ya. Böyle bir durum var. Bir anda 480 mahalleyle boğuşmak gerçekten büyük bir risk. Afyon nüfus olarak 707 bin nüfusu var, ancak Türkiye’de 30 Mart Yerel Seçimleri’nde en çok belediyesi olan ikinci il. En çok belediyesi olan ikinci il olmak ne tür dezavantaj sağlıyor? Belde belediyelerinin borçları çok fazla. Belde belediyelerinin borcu ilçe belediyesi ve büyükşehir belediyesine kalıyor. Trilyonlarca lira borç var. Belediye 2-3 sene hiç yatırım yapmasa inanın belki borçları bile ödeyemez.”
İşte böyle…
Biz önce büyükşehir elbisesinin bizim bedenimize büyük gelip gelmeyeceğine net olarak karar vereceğiz. Kurulması muhtemel “Afyonkarahisar Büyükşehir Belediye Başkanlığı”nın Dazkırı’dan Emirdağ’a kadar hizmet üretip üretemeyeceğini tam manasıyla ortaya koyacağız. Ondan sonra vatandaşa “Hadi, siz gidin biz arkadan geliyoruz” diyeceğiz.
Yoksa “verdiğimiz/aldığımız coşku”yla kalırız…