Vakıflar topluma Ramazan'ı hissettiriyor – Kocatepe Gazetesi
Ensar Vakfı'nca Gedik Ahmet Paşa Medresesi'nde (Taş Medrese) gerçekleştirilen Ramazanda İkindi Sohbetlerinin 4'ncü gün konuşmacısı AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi'nden Doçent Dr. Selim Kaya oldu. Kaya, 'Vakıf Medeniyetinde Ramazan Ayı' başlığında konuştu. Program Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Ebubekir Kiraz tarafından okunan Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.'DUA VAKFETMENİN DÜNYAYA HÂKİMİYETİ'Programın sunucusu İbrahim Durgut, Ensar Vakfı Şube Yönetim [&hellip]
Ensar Vakfı’nca Gedik Ahmet Paşa Medresesi’nde (Taş Medrese) gerçekleştirilen Ramazanda İkindi Sohbetlerinin 4’ncü gün konuşmacısı AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi’nden Doçent Dr. Selim Kaya oldu. Kaya, “Vakıf Medeniyetinde Ramazan Ayı” başlığında konuştu. Program Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinden Ebubekir Kiraz tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
“DUA VAKFETMENİN DÜNYAYA HÂKİMİYETİ”
Programın sunucusu İbrahim Durgut, Ensar Vakfı Şube Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Durgut, “Vakıf Medeniyetinde Ramazan Ayı” konulu 4’ncü sohbet programı ortağının 6-12 Mayıs Vakıflar Haftası nedeniyle Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü olduğunu belirtti. Ramazan ayında artan iyilik yapma duygusuyla, karşılık beklemeden vermeyi öğütleyen vakıf kurmanın tüm dünyaya hâkim olmasını Allah’tan niyaz eden Durgut, “Bu vesile ile programın organizesinde emek sahibi olan Ensar Vakfı Afyonkarahisar Şube yönetimine, gerekse Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde ki Kütahya Bölge Müdürlüğünün ilgilileri ve yetkililerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ramazan-ı Şerifimiz mübarek olsun. Biz bir medeniyetten dilimiz döndüğünce, anlatabildiğimiz kadarıyla bahsedeceğiz. Günümüzde bazı vakıf hizmetlerini Belediyeler deruhte ediyorsa da eskiden vakıflarca yapılan pek çok hizmetin eskiye oranla yine çok sönük kaldığını da görmekteyiz.” dedi.
“KİŞİ KADAR TOPLUMSAL ŞUURDA ÖNEMLİ”
Öğretim Üyesi Doçent Dr. Selim Kaya, vakıf hizmetinin temelinde gönüllülük esasının yattığına temas etti. Belediyelerin bazı vakıf hizmetlerini sosyal sorumluluk projesi adı altında üzerine aldığına değinen Kaya, “Ancak bu durum resmi olarak gerçekleşiyor. Vakıflar bünyesinde ise bu durum tamamen gönüllülük esası üzerinedir. Bir işin resmi olarak yapılmasıyla gönüllük içerisinde yapılması farkını herkes bilip takdir etmektedir. Bilindiği üzere ruhaniyet, nefsaniyet hisleri var. Ramazanda ruhaniyet duyguları diğer zamanlardan biraz daha farklı olarak fazlalaşıyor. Aslında bu da isteniyor ve bekleniyor. Ramazan ayının gelip diğer aylardan bir farkının olduğunu insanın kendi nefis ve bedeninde hissetmesi kadar toplum nezdin de hissedilip, toplumsal şuura varılması da önemlidir.” diye konuştu.
“VAKIF SİSTEMİ GÖNÜLLÜLÜK ÜZERİNE”
Vakıfların toplumsal farkındalık ve ortak hissiyatta yardımcı olduğunu, topluma Ramazan ayını hissettirme ve yaşatma noktasında bir liderlik yaptığını belirten Kaya, “Mevlana Hazretleri Ramazan ayı geldiğinde ‘Artık maddi yiyeceklerden elini çek gökten manevi rızıklar gelsin. Bu ay gönül sofrasının kurulduğu aydır’ demiştir. Bu gönül sofrasının kurulup en güzel şekilde işletilmesi vakıflar eliyle olmuştur. Bu durumu vakıflar Ramazan ayında gerçekleştirdikleri gibi Ramazan ayında en üst seviyeye çıkartarak gerçekleştirmişlerdir. Vakıf sisteminde gönüllülük var, hayır hasenat var. Karşılık beklemeden vermek var. Allah’ın rızasını kazanmak var. Ama birde bununla beraber İslam dininin en önemli emirlerinden birisi olan merhamet duygusunun topluma, fakire, fukaraya, garibana yansıtılması var ki büyükler merhametin eksildiği yerde bereket ortadan kalkar diye ifade etmişlerdir.” şeklinde konuştu.
“EBEDİ OLAN ALLAH’IN RIZASINI KAZANABİLMEK”
Vakıf müesseselerinin merhamet duygusunun gelişip, bereketin yeryüzüne hâkim olmasına büyük önemli katkı sağladığını anlatan Kaya şunları söyledi:
“Vakıf nedir diye baktığımızda bir malın sahibi tarafından hayır ve Allah rızası gözetilerek kendisinin dışında toplum fertlerine bağışlanmasıdır. Terimsel anlamı budur. Bu bağışta kısa ve öz olarak kişinin malını ebediyete dönüştürmesi ebedi hale getirmesi olarak ifade ediliyor. Bilindiği üzere tüm mal, mülk her şey fanidir. Bir tek ebedi olacak insanın kendisinin yaptıkları, gözettiği Allah rızası için yaptıklarıdır. Dolayısıyla vakıf kurumu aslında insanın malını, mülkünü, gelirini ebediyete taşıyan yol yöntem, usul olmuş oluyor. Bu noktada hayır ve hizmetler için bir malın ebedi olarak tahsisin olarak vakfı tanımlayabiliyoruz.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi