“Vah benim ülkemin haline” – Kocatepe Gazetesi

MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, ithal et izni verilmesi sonrası çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalındığını belirtirken et tüketiminde Türkiye’nin dışa bağımlı hale getirilebilmesi için bu uygulamaya izin verildiğini bu durumun çok çeşitli sorunları da beraberinde getirdiğini savunarak; “Vah benim ülkemin haline.” dedi

İthalatın farklı boyutları var
Bayındırlık ve İskan eski Bakanı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan, Türkiye’ye ithal et girişine izin verilmesi ile ilgili tespit ve değerlendirmelerde bulundu. Ülkeye ithat et girişinin üç ayrı boyutu olduğunu belirten Akcan, birinci boyutun kısa süre öncesine kadar gıda hammadesi üretimi ve gıda üretiminde kendi kendine yetebilen bir ülke olan Türkiye’nin doğu ve güneydoğu da özellikle koyun etinin Arap ülkelerine ithal edildiğini söyledi. Kısa süre içerisinde ülke de et ihtiyacının karşılanması sıkıntısının baş gösterdiğini arz darlığına bağlı fiyat artışının yaşandığına işaret eden MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, bu durumu düzenleyebilmek için ithal et girişine izin verildiğini ifade etti. İthal et izni verilmesi konusunda ikinci boyutunda canlı hayvan ithal edilmesinin çare olmadığını aktaran Akcan; “İthal hayvanın ülkeye gelmesi yeterli olmayınca şimdi kesilmiş hayvan eti ithal ediliyor. Canlı hayvanın ülkeye getirimesinde transportunda mı sorunlar varda bu işi yapanlara kolaylık sağlamak için kesilmiş et getiriliyor? Cevaplanması gereken önemli soru budur. Yoksa ithal hayvan kalmadı mı da dün kesilip dondurulmuş hayvan etleri mi ithal ediliyor? Avrupa’nın stoklarını mı tüketeceğiz. Kesimi yapılarak gönderilen hayvanların İslami usule göre kesilmiş olduklarını nasıl iddia edecekler?” sorularını sordu.
“Biz bu filmi daha
önce görmüştük”
Türkiye’ye Avrupa’dan ithal edilen etin sağlıklı ve hijyenik şartlarda İslami usullere uygun kesimine kadar uygun olduğuna dair devletin inceleme ve sağlık kontrolü yapacak uzmanı gönderip göndermeyeceğini soran MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, ithal et satış izninin özel sektöre ve-rildiğini devletin denetim mekanizması için yurt dışına memur yollayarak sorunu çözüme kavuşturma yoluna gidip gitmeyeceğinin açıklanması gerektiğini savundu. Söz konusu durumu düzenleyen bir mevzuat bulunmadığına temas eden Milletvekili Akcan; “Halk sağlığı riske atılıyor. Salmonella, şigella ismindeki bakteriler et ürünlerinde üreyerek gıda zehirlenmesine yol açarlar. Bu tür bakterilerin varlıkları 12 bin ton ette tespit edilmiştir. Bakterili etlerin köpeklere yedirileceği söylentisi vardır. Köpeklerde gıda zehirlenmesine uğrayacak canlılar değiller midir? Devlet eliyle köpekler mi zehirleneceklerdir? Biz bu filmi 1990 yılı öncesinde ANAP iktidarları döneminde seyretmiştik. Belediyeler et tanzim satış mağazaları açmak durumunda kalmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş halk ekmeğin yanına halk et mağazasını kuracaklarını açıklamıştır. Geçmişte darbe alan Türk hayvancılığına öldürücü darbe AKP iktidarında atılmaktadır.” dedi.
“Bakanımız gözü
kapalı imza atıyor”
Kendisinin felaket tellalığını hiçbir zaman yapmayacağını ancak Anavatan Partisi iktidarında sendeletildiğini belirttiği Türk hayvancılığına öldürücü darbenin AK Parti iktidarı eliyle atıldığını iddia eden MHP Milletvekili Abdülkadir Akcan, mecliste soru yönelttiği iktidar yet-kilileri ile Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker’in kendisine sürekli olarak her şeyin dört dörtlük olduğu yönünde cevap verdiklerini belirtti. Her şeyin dört dörtlük olmasına rağmen doğu ve güneydoğu illerinde hayvancılık için yüzde 40 oranında işletme teşviki geti-rilmesini yadırgadığını söyleyen Akcan şöyle konuştu: “Hazine en yüksek faizi ödüyor. Sıfır faizli krediyle yüzde 40 teşvik vermek demek üzerine para vermek demektir. Türkiye’de hayvancılığı öldürdüler. İthal ette ciddi sağlık tehlikesi var. Biz her türlü ithalata karşıyız. Ama et ithali yapılacaksa bari canlı hayvan ithal edilmeliydi kesilmiş hayvan değil. Çünkü canlı hayvanın derisiden deri sanayi, yağından et mamülü yapan sanayi, sakatatlarından da bunu kullanan sektörler yararlanacaklardı. Vah benim ülkemin haline. Afyonkarahisar’ın kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ama Afyonkarahisar’dan seçilen Sayın Çevre ve Orman Bakanımız bu kararların altına gözü kapalı imza atıyor.” (Kocatepe)