Uygurların Kökeni Nedir?

Uygurlar üzerinde yapılan genetik araştırmalar, bu topluluğun tarih boyunca hem Batı hem de Doğu kökenli halklarla temas ettiğini gösteriyor. Sincan'daki genetik farklılıklar, bölgenin coğrafi yapısıyla bağlantılı olarak şekillenirken, Hunan'da yaşayan Uygurların büyük ölçüde Han Çin kültürüne asimile olduğu dikkat çekiyor.

Modern Uygur toplumunda yüksek düzeyde genetik çeşitlilik gözlemlenmektedir. 2008 yılında Çin’in Hotan bölgesinde yapılan bir araştırmada, yerel Uygur bireylerin genetik yapısı incelenmiş ve bu bireylerin yaklaşık yüzde 60’ının Avrupa veya Batı Asya, yüzde 40’ının ise Doğu Asya ya da Sibirya kökenli genetik mirasa sahip olduğu belirlenmiştir. Bu bulguları destekleyen ileri düzey çalışmalar, Güney Sincan bölgesinde yaşayan Uygurların genetik yapısında Avrupa veya Batı Asya kökenli unsurların oranının yüzde 52 olduğunu, bu oranın Kuzey Sincan’daki Uygurlar arasında ise yüzde 47 seviyesinde olduğunu ortaya koymuştur.
2009 yılında daha geniş örneklem gruplarıyla gerçekleştirilen bir başka çalışmada ise Uygur bireylerin genetik yapısında Doğu Asya kökenli kalıtımın yüzde 70 oranında olduğu ve Avrupa ya da Batı Asya kökenli bileşenlerin bu orana göre daha düşük, yüzde 30 seviyesinde kaldığı tespit edilmiştir.


TANRI DAĞLARI GENETİK AYRIŞMAYA NEDEN OLUYOR
2017 yılında Sincan’ın farklı bölgelerinden toplanan 951 Uygur bireye ait genetik örnekler üzerinde yapılan analizler, Tanrı Dağları’nın bölgedeki nüfuslar arasında doğal bir genetik sınır oluşturduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışmaya göre, güneybatıdan kuzeydoğuya gidildikçe Uygur bireylerin genetik yapısında değişiklik gözlenmiştir. Araştırmada, Avrupa genetik bileşeninin yüzde 25’ten yüzde 37’ye, Güney Asya bileşeninin ise yüzde 12’den yüzde 20’ye kadar yükseldiği belirlenmiştir. Buna karşılık, Sibirya kökenli genetik yapı yüzde 17’den yüzde 15’e, Doğu Asya bileşeni ise yüzde 47’den yüzde 29’a gerilemiştir.
Söz konusu analiz, yaklaşık 3.750 yıl öncesine ait yerleşim hareketlerine işaret etmektedir. Bulgular, 4.000 ile 2.000 yıl öncesine tarihlenen ve Avrupa fiziksel özelliklerine sahip Tarım mumyaları ile yaklaşık 750 yıl önce gerçekleşen göç hareketlerinin genetik izleriyle örtüşmektedir. Çalışma, Uygurların en çok Orta Asya topluluklarıyla, ardından Doğu Asya ve Batı Avrasya halklarıyla genetik benzerlik taşıdığını ortaya koymaktadır. Uygur toplulukları içinde büyük bir genetik çeşitlilik bulunsa da, bu farklılıklar Uygurlar ile diğer etnik gruplar arasındaki farklılıklardan daha azdır.


HUNAN’DAKİ UYGUR VARLIĞI TARİHE DAYANIYOR
Hunan Eyaleti’ne bağlı Taoyuan ilçesi ile Changde şehrinin farklı bölgelerinde yaklaşık 5.000 Uygur’un yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu topluluğun kökeni, "Hala Başı" olarak bilinen ve Turpan’dan (o dönemde Karahoca Uygur Krallığı’na bağlı bir bölge) gelen bir Uygur önderi ile onunla birlikte Hunan’a gelen askerlerine dayanmaktadır. 14. yüzyıl ortalarında Ming Hanedanı’nın kurucusu İmparator Zhu Yuanzhang, bu Uygur kuvvetlerini Miao isyanlarını bastırmak üzere Hunan’a göndermiştir.
İsyanların bastırılmasının ardından, Ming İmparatoru söz konusu Uygurların Hunan’a yerleşmesine izin vermiştir. Hala Başı’na “Ulusun Güneyindeki Asayişi Sağlayan Makamın Başkomutanı” unvanı verilmiş, ailesine ise “Jiǎn” (翦) soyadı uygun görülmüştür.


ASİMİLASYON VE KÜLTÜREL DEĞİŞİM GÖZLENİYOR
1982 yılına ait nüfus sayımında Hunan’da 4.000 Uygur’un yaşadığı kayıtlara geçmiştir. Hunan Uygurlarının, yaklaşık 600 yıl öncesine dayanan soyağaçları bulunmaktadır. Han Çinlilerine özgü bir gelenek olan şecere tutma, bu topluluk tarafından da benimsenmiştir. Öte yandan, Ming Hanedanı döneminde Huiler de isyanları bastırmak için görevlendirilmiş ve zaman içinde Hunan’daki Uygurlar ile Huiler arasında evlilikler gerçekleşmiştir.
Sincan Uygurlarından farklı olarak, Hunan’daki Uygur topluluğu Han Çinli kültürüne önemli ölçüde asimile olmuştur. Bu asimilasyon, topluluğun dini tutumlarında da kendini göstermektedir. Hunan Uygurları Uygurca yerine Çince konuşmakta, bazı dini bağlamlarda ise Arapça kullanmaktadır. Changde kentinde yaşayan Uygurların İslam’ı ne ölçüde uyguladığı konusunda ise farklı görüşler bulunmaktadır.
Bazı akademik yorumlara göre, Hunan Uygurları kültürel olarak Han toplumuna entegre olmuş ve İslam dinini artık aktif olarak yaşamamaktadır. Bu bireylerin Uygur kimliği, yalnızca şecere kayıtlarında yer almakta ve günlük yaşamlarına yansımamaktadır. Öte yandan, Çin merkezli haber kaynaklarında Hunan Uygurlarının hâlâ Müslüman oldukları yönünde bilgiler yer almaktadır. Bazı raporlar ise bu topluluğun dini hassasiyetlerinin zayıf olduğunu ve domuz eti tükettiklerini ileri sürmektedir. Ancak özellikle Changde camilerinde ibadet eden yaşlı Uygur bireyler bu iddiaları reddetmekte ve genç kuşağı İslami geleneklere yönlendirmek için çaba göstermektedir.
 

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme