'Uygur halkı kitlesel olarak cezalandırılıyor'

Afyonkarahisar Genç İHH Başkanı Muhammet Zengin, Uygurlar'ın en temel insani hakları ellerinden alınmış bir halk olarak kitlesel olarak cezalandırıldıklarını belirtti. Zengin, 'Toplama kampları utancından kurtuluncaya kadar tüm ülkeler Çin ile siyasi, ticari ve askerî bağlarını koparmalıdır. Çin'in en büyük ticari ortağı İslam dünyasıdır. Bu çerçevede, ekonomik yaptırım mekanizmalarının etkinliği göz ardı edilmemelidir' dedi   'Haydi, [&hellip]

Afyonkarahisar Genç İHH Başkanı Muhammet Zengin, Uygurlar’ın en temel insani hakları ellerinden alınmış bir
halk olarak kitlesel olarak cezalandırıldıklarını belirtti. Zengin, “Toplama kampları utancından kurtuluncaya kadar
tüm ülkeler Çin ile siyasi, ticari ve askerî bağlarını koparmalıdır. Çin’in en büyük ticari ortağı İslam dünyasıdır.
Bu çerçevede, ekonomik yaptırım mekanizmalarının etkinliği göz ardı edilmemelidir” dedi

“Haydi, Afyon Doğu Türkistan’a Ses Ver” başlıklı basın açıklaması ve dua dün Cuma namazı akabinde AKÜ İslami İlimler Fakültesi yerleşkesindeki cami bahçesinde gerçekleştirildi.
“UYGURLAR EN TEMEL HAKLARI ELİNDEN ALINAN BİR HALK”
Basın açıklamasını Afyon Genç İHH Başkanı Muhammed Emin Zengin yaptı. Doğu Türkistan’daki hak ihlallerinin adım adım soykırım olduğunu belirten Zengir, “Çin hükümeti özellikle 2017 yılından beri sayılarının bin 200’ü geçtiği belirtilen toplama kamplarında 1 ila 3 milyon kişiyi zorla alıkoyuyor. Çin zulmünün açıkça diğer adı, Adım adım soykırımdır. Doğu Türkistanlılar, inanmadıkları Çin Komünist Partisi (ÇKP) ideolojisinin söylevlerini, marş ve şiirlerini ezberlemek zorunda bırakılıyor. Sanki bir dinmiş gibi, Çin Komünist Partisinin liderine tazime zorlanıyor. Biz Uygur’u, Kazak’ı, Kırgız’ı veHui’siyle İslam inancına mensup insanları, ırkçı bir yaklaşımla topyekûn ortadan kaldırmayı hedefleyen Çin’in soykırım içeren uygulamalarından vazgeçmesi adınabir kanaat oluşturmayı hedefliyoruz. Ülkesi Bosna’da nice soykırımlara şahitlikeden rahmetli Aliya İzzetbegoviç, ‘Unutulan soykırım tekrarlanır.’ diyor. Hiçbir soykırım elbette unutulmasın ve insanlık ailesi bir daha asla soykırımlarla yüz yüze kalmasın duasıyla Çin’in bu zulmüne karşı; ulusal ve uluslararası kamuoyunu farkındalığa çağrıyoruz. Doğu Türkistan, bir etnik gruba karşı girişilmiş en yaygın ve sistematik baskı rejimlerinden birine sahne olmaktadır. 2016 yılından bu yana 1 ila 3 milyon Uygur, toplama kamplarıyla hürriyetlerinden yoksun bırakıldı, işçi kölelere dönüştürüldü ve kısırlaştırma programlarının hedefi oldu. Uygurlar bugün en temel insani hakları ellerinden alınmış bir halk olarak kitlesel bir cezalandırma ile karşı karşıya bulunmaktadır. Çin’in Uygur bölgesinde uyguladığı terörle savaş ve güvenlik merkezli politikaları Uygur toplumunu kültürel kimliklerinden, dini inançlarından sıyrılmış ve ‘terbiye edilmiş’ makul vatandaşlar haline getirecek kitlesel bir sosyal mühendislik projesi olarak görülmelidir.” dedi.
“ÇİN YÖNETİMİ ZALİM VE KATİLDİR”
Muhammed Emin Zengin, gelinen noktada, Uygur bölgesinde, Uygurca’nın tüm eğitim kurumlarından kaldırılıp, din eğitimi ve öğretimi yasaklanmış, Kur’an-ı Kerim dâhil dini kitapları bulundurmak ve okumak, ibadet etmek, sakal bırakmak, başörtü, uzun etek gibi dini kisveler kullanmak yasaklandığını belirtti. Zengin, “Şimdi bir de bu zulümlere Çin hükümetinin irrasyonel ‘Sıfır Kovid’ nedeniyle eve kapatılma zorunluluğu eklendi. Evlerin kapıları kaynak makineleriyle kapatılmakta, insanların en temel ihtiyaçlarını gidermek için dahi dışarı çıkmalarına müsaade edilmemektedir. En son yaşanan elim yangın faciası ve Çinli görevlilerin bu faciaya seyirci kalmaları bir kez daha göstermiştir ki, Çin Komünist Partisi ve yönetimi, zalim ve katildir. Peki, ne yapmalıyız? Çin, Doğu Türkistan’daki uygulamalarından açıkça anlaşıldığı üzere, Han Milletinin üstünlüğüne dayanan ırkçı bir devlettir. Doğu Türkistan’da Uygur, Kazak, Kırgız olmak bugün âdeta ‘suç telakki edilmekte’ ve insanlar peşinen ‘düşman ve terörist’ olarak yaftalanmaktadır. Öncelikle Çin’in bu tutumdan derhal vazgeçmesi gerektiğini ilkesel olarak hem uluslararası toplumun hem de kamuoyunun kabul etmesi gerekmektedir.” diye konuştu.
“ALLAH DOĞU
TÜRKİSTANLI KARDEŞLERİMİZİN YARDIMCISI OLSUN”
“Doğu Türkistan’da kurulan ve Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer azınlık gruplarının evlerinin içine kadar takip edilmesini sağlayan yüksek teknoloji ürünü takip ve gözetleme sistemlerinin derhâl kaldırılmalıdır.” diyen Zengin şöyle konuştu: “Sokak sokak, cadde cadde, ev ev bu uygulamaları yapan bin 400’ü aşkın güvenlik şirketi bölgeden çekilmelidir. Çin, Dünya Sağlık Örgütü’nü ve bağımsız sağlık kurumlarını derhâl kamplaradavet etmelidir. Birleşmiş Milletler, Çin’in insan haklarını ayaklar altına alan toplama kampları vahşetini derhâl durduracak sahiciadımlar atmalıdır. Çin’in veto engelini aşabilecek önlemler getirilmelidir. Toplama kampları utancından kurtuluncaya kadar tüm ülkeler Çin ile siyasi, ticari ve askerî bağlarını koparmalıdır. Çin’in en büyük ticari ortağı İslam dünyasıdır. Bu çerçevede, ekonomik yaptırım mekanizmalarının etkinliği göz ardı edilmemelidir. Bu bir öz eleştiri: İslam dünyası ve medya kuruluşları Doğu Türkistan’daki hak ihlallerini yok görmekten vazgeçmeli ve bu konuya daha çok ilgili göstermelidir. Doğu Türkistan konusunda İslam dünyasının çatı kuruluşu olan İslam İşbirliği Teşkilatı âdeta yok hükmündedir. İslam İşbirliği Teşkilatı kuruluş misyonunu deruhte etmelidir. Zira Teşkilat’ın mevcut tutumu Çin’i daha da cesaretlendirmektedir. Son olarak belirtmek isteriz ki; Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da her türlü hak ihlaline karşı mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz ve mazlumların yanında kalmaya devam edeceğiz. Çünkü bizler inanıyoruz ki; Martin Luther King’in ifade ettiği gibi; ‘’Herhangi bir yerdeki adaletsizlik, her yerdeki adalete yönelik bir tehdittir.’ Allah, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin yardımcısı olsun.” Basın açıklaması toplu dua edilmesiyle sona erdi. >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme