Usül hatası, mahiyetin önüne geçiyor

Afyonkarahisar Barosu Başkanı Turgay Şahin, soruşturmalarda yapılan usülsüzlüklerin, soruşturmaların içeriğinden daha çok tartışılır hâle geldiğini belirtti. Şahin, 'Bundan sonra bir hırsız iş üstünde yakalansa bile hiç kimse yargıya güvenmeyecek 'acaba?', 'Neden şimdi?', 'Neden bu şahıs?', 'niçin bu savcı veya hakim?' veya 'kimin savcısı veya hakimi?', 'kime yakın?' sorularının gölgesinde kalacaktır' dedi Afyonkarahisar Barosu Başkanı Turgay [&hellip]

Usül hatası, mahiyetin önüne geçiyor

Afyonkarahisar Barosu Başkanı Turgay Şahin, soruşturmalarda yapılan usülsüzlüklerin, soruşturmaların içeriğinden daha çok tartışılır hâle geldiğini belirtti. Şahin, “Bundan sonra bir hırsız iş üstünde yakalansa bile hiç kimse yargıya güvenmeyecek; ‘acaba?’, ‘Neden şimdi?’, ‘Neden bu şahıs?’, ‘niçin bu savcı veya hakim?’ veya ‘kimin savcısı veya hakimi?’, ‘kime yakın?’ sorularının gölgesinde kalacaktır” dedi

Afyonkarahisar Barosu Başkanı Turgay Şahin, yargılama süreçleri ve soruşturma evrelerindeki yanlışların, toplumu ve süren davaları olumsuz etkilediğini söyledi. Şahin, “Göz önünde cereyan eden ve kamuoyuna mal olmuş bir takım davalarda ortaya çıkan yargılama arızalarının yarattığı maluliyet aslında yargının tamamında söz konusu iken sadece bu davalara has arızalarmış gibi görülüp kamuoyuna da böylece sunulduğu için bu güne kadar bir ilerleme kaydedilememiştir. Savunma hakkının kısıtlandığı hatta yok sayıldığı iddialarının ayyuka çıktığı, delillerin daha sanık avukatlarına verilmeden basına sızdırıldığı; en mahrem dinleme kayıtlarının hatta yasak ve suç neticesinde elde edilen delillerin uluorta servis edildiği bu yargılamalar, yargılama konusu olan cunta ve darbe teşebbüsü suçlarının halkımız nezdindeki ağırlığını azaltmış, neticeye bağlanan ümitleri aşındırmıştır” dedi.
HIRSIZ SUÇÜSTÜ
YAKALANSA BİLE…
Şahin, 17 Arayık’ta gündeme gelen soruşturmanın ardından usül hatalarının daha çok tartışılmaya başlandığını kaydederek şöyle devam etti:
“Son olarak 17 Aralık operasyonu ile bu hastalıklı soruşturma ve yargılama geleneği bir kez daha sorgulanmak durumunda kalınmış; soruşturma konusu olan “yolsuzluk ve rüşvet” gibi vahim olaylar bu hastalıklı durumun etkisi ile önemini yitirmiştir. Bizce durumun en acı tarafı, taraflı soruşturma ve hastalıklı usullerin gölgesinde kalan yolsuzluk ve rüşvet kavramlarının kamuoyu nezdindeki vahamet algısının zayıflamış olmasıdır. Bundan sonra bir hırsız iş üstünde yakalansa bile hiç kimse yargıya güvenmeyecek; ‘acaba?’, ‘Neden şimdi?’, ‘Neden bu şahıs?’, ‘niçin bu savcı veya hakim?’ veya ‘kimin savcısı veya hakimi?’, ‘kime yakın?’ sorularının gölgesinde kalacaktır. Son olarak adli kolluk yönetmeliğinde yapılan bir değişiklik bahanesi ile HSYK tarafından açıklanan bildiri (HSYK bunun bildiri değil bir karar olduğunu iddia etse de bunun bir bildiri olduğu gerçeğini değiştirmemektedir) ortaya çıkan tablo üzerine tüy dikmiştir.”
YARGININ HER KARARI TARTIŞILIYOR
Şahin, yargılama sisteminin değiştirilebileceğini, böylece “adalet” kavramının yeniden gündeme gelebileceğini belirterek “Mahkeme sistemi de yeniden gözden geçirilmeli, anglo-sakson sistemindeki jüri mekanizmasının sosyolojik yapımıza uyup uymayacağı etüt edilmeli; mümkün görülmezse Kuzey Avrupa ülkelerinde uygulanan mahkeme heyeti sistemi üzerinde çalışılmalıdır. Zira hayattan kopuk; suç algısı toplumla senkronize olamayan yargı mekanizması, milletimizle rezonansa geçememektedir. Verdiği kararlar (mahkumiyet veya beraat) genelde tartışma konusu olmaktadır. Dikkatli, vicdan sahibi, donanımlı hakimlerimiz de bulunmaktadır (çok şükür) ancak sistemin arızasının tek tek insanlarla düzeltilmesi beklentisi gerçekçi değildir. Hakim ve savcıları da töhmet altında kalmaktan kurtaracak ve karar sorumluluğunun paylaşılacağı bir yeni sistem inşa edilmek zorundadır. Bugünkü sistemden en çok müşteki olanların yargı mensubu oldukları da unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı. (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme