• Haberler
  • Genel
  • Ürün: Afyonkarahisar'da dengeler değişebilir

Ürün: Afyonkarahisar'da dengeler değişebilir

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili A. Adayı Av. Halil Ürün, AK Parti'de Milletvekilliği aday adaylığı başvurularına bir kriter getirilmesi gerektiğini belirterek, 'Afyonkarahisar'da çok absürt bir aday listesi çıkarsa dengeler değişebilir' dedi   AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Aday Adayı Av. Halil Ürün Kocatepe Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Burak Aydın'ın canlı yayın konuğu oldu. Aday adayı Av. Halil [&hellip]

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili A. Adayı Av. Halil Ürün, AK Parti’de Milletvekilliği aday adaylığı başvurularına bir kriter getirilmesi gerektiğini belirterek, “Afyonkarahisar’da çok absürt bir aday listesi çıkarsa dengeler değişebilir” dedi

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Aday Adayı Av. Halil Ürün Kocatepe Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Burak Aydın’ın canlı yayın konuğu oldu. Aday adayı Av. Halil Ürün 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak adaylığı konusunda bilgiler verdi.
“SİVAS İL KOORDİNATÖRLÜĞÜ YAPIYORUM”
23 yıldır siyaset hayatında olduğunu ve şuanda AK Parti teşkilat koordinatörlüğü yaptığını belirten aday adayı Halil Ürün, “Genel merkez teşkilat yapılanmamızda birimlerin koordinatörleri var. Ben teşkilat başkanlığında il koordinatörü olarak görev yapıyorum. Şu anda Sivas il koordinatörüyüm hala daha. Tabi seçim sürecinden sonra ne olur, nasıl değişir bilemiyorum. Ondan bir önce Osmaniye’deydim. Daha önce Uşak ve Kütahya koordinatörlükleri yaptım. Teşkilat koordinatörünün görevi genel merkez teşkilatıyla il teşkilatı arasındaki iletişimi sağlamak çalışmalara yardımcı olmak, mevzuatlarımız açısından, kanuna, tüzüğe uygun ve tabii ki hedef programa uygun bir şekilde teşkilatlarımızın hazırlanması, eğitilmesi, yönetilmesi, yönlendirilmesi noktasında genel merkezde il teşkilatı arasında koordinasyon görevini sağlamaktır.” ifadelerinde bulundu.
“14 MAYIS GÜNÜ 60 MİLYONUN ÜZERİNDE SEÇMEN SANDIĞA GİDECEK”
AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığına 44 adet aday adayı müracaatı olduğunu dile getiren Ürün, “Birkaç tane de dışarıdan ikinci tercih olarak Afyon için müracaat eden aday adayı varmış. Onları saymasak bile kırk dört tane aday adayının içerisinden bir altı tanesi pazar günü genel merkezin seçim kadrosu olabilme şerefine nail olacaklar. O arkadaşlarla birlikte ki onların içinde biz de olabiliriz, olamayabiliriz de. Bir seçim kampanyası yürüteceğiz. Bu seçim kampanyasının sonucunda 14 Mayıs günü milletimiz sandıklara gidecek. Bu yıl oy kullanacak 60 milyonun üzerinde bir seçmen var. 3 milyonu dışarıda yaşamak üzere toplam 60 milyon seçmen irade beyanında bulunacak. Bunların sonuçlarını muhtemelen 14 Mayıs günü akşam saat 21.00’e kadar falan alırız. Ben umudumu, hayalimi paylaşayım; yüksek bir oranla Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar seçilmesini umut ediyorum. Hem de inşallah mecliste Cumhur İttifakı milletvekillerinin yüzde elliyi geçik bir çoğunlukla 330, 360 gibi bir çoğunlukla meclise seçileceklerini umut ediyorum. Rabb’imden diliyorum. Tabii ki seçmenlerimizden de bu konuda destek bekliyoruz. AK Parti’ye oy vermek suretiyle. AK Parti Cumhur İttifakı’nın içerisinde MHP’de var. Yeniden Refah Partisi de var. Ve BBP’de var. Bu 4 parti mecliste çoğunlukta oldukları zaman Sayın Cumhurbaşkanımızın kuracağı hükümetin yasal düzenlemelerini oradan gerçekleştirecekler.” şeklinde konuştu.
“MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYLIĞI BAŞVURULARINDA BİR KRİTER
OLMASI GEREKİYOR”
Temayülün seçim süreci içerisinde AK Parti genel merkezinin kendi içinde yapmış olduğu bir sitem olduğunu belirten Ürün, Genel merkezimiz kendi içinde bir program yapıyor. Aday adaylığı müracaatlarından sonra bunları teşkilatına soruyor önce. Teşkilatımız da üyelerine. Kırk dört aday adayının içerisinden hangi altı tanesini aday olarak görmek istersiniz? Sorusunun cevabını arıyor. Bu temayülden bir sonuç çıkıyor. Ardından genel başkan yardımcılarımızın başkanlığında komisyonlar oluşturuluyor. Afyon Komisyonu’nun başkanı olarak Mehmet Özhaseki Bey ve MKYK üyesi Sayın Öznur Çalık Hanımefendi görevlendirildi. Bizim Afyonkarahisar’ımızın da bulunduğu bir grup illerin mülakatını bunlar yaptılar. Bizi de çağırdılar. Hepimizi teker, teker dinlediler. Bir kanaat elde ettiler. Bizden sahadaki durumu Afyonkarahisar il özelindeki durumu öğrenmek istiyorlar. Bu anlamda sağ olsun Sayın Başkan ve Öznur Hanım benim de düşüncelerimi, görüşlerimi aldılar, not ettiler. Bunların hepsine samimiyetle cevap verdim. Kendi adıma aday adayı olarak görevimi yaptığımı düşünüyorum. Benim aday adayı olarak müracaat etmemdeki en büyük etkenlerden birisi de bu mülakatlar ve şu yaşadığım seçim sürecinde siyasi olarak şahsıma ait düşüncelerimi, hedeflerimi ve gördüğüm fotoğrafı sahada oluşan siyasi gerçeklikleri genel merkeze aktarabilmekti. Bu anlamda ben amacıma kavuştum. Afyon’la ilgili samimi düşüncelerimi söyledim. Şimdi şöyle bir durum söz konusu 44 tane aday adayımız var. Bu komisyonun görevi altı Milletvekili adayını belirlemek değil. Bu komisyonun görevi 44 aday adayını daha aza indirmektir. Bunun için hepimizi davet ettiler. Gelen herkesi dinlediler. Bunu sadece AK Parti yapıyor. Şimdi burada sorun şu biz Afyon teşkilatı olarak aday adaylığı müracaatında da hiçbir sınırlamamız yok. Herkes müracaat edebiliyor. Bir kriter olması gerekiyor. Bu noktada MHP bu seçimde kendisine aday adayı olmak için müracaat eden yaklaşık iki bine yakın kişiye hayır sen bizim aday adayımız bile olamazsın dedi kabul etmedi müracaatını. MHP bir şeyi daha yaptı bu seçimlerde süre çok varken, iki üç gün varken de listeyi açıklayacağını ilan etti. Bu aslında genel merkezler için çok risklidir. MHP genel merkezi bu riski göze aldı.” dedi.
“DAHA BİLİNÇLİ BİR SİYASİ FAALİYET İÇİN, SİYASİ PARTİ ÜYELERİ BİLİNÇLİ OLMALILAR”
Temayül yoklamasının bir milletvekili aday adayı belirleme sürecinde yüzde yirmilik veya yüzde yirmi beşlik kısmına etki ettiğini dile getiren Ürün, “Ön seçim daha demokratik bir mesele, daha hâkim huzurunda yapılan seçime uyulması demek. Şimdi yeni bir kavram var. Ekosistem diyorlar, iklim diyorlar. Onun için önce o ekosistemin oluşturulması lazım ön seçime gidebilmek için. Benim bu konuda çok fikirlerim var. Daha bilinçli bir siyasi faaliyet için, siyasi parti üyeleri bilinçli olmalılar. Kesinlikle aidat ödemeliler. Aidat ödeyen siyasi parti üyeleri seçiminin kadrolarını da seçebilmeliler. Böyle yüzde 20’lik oranda falan net bir şekilde seçebilmeliler. Bunun için daha Türkiye’de çok yol katetmemiz gerekiyor. Aynı eğitim için söylediğimiz gibi, hani diyoruz ya eğitim şart, eğitim yetersiz. İşte, trafik eğitimimiz eksik, finansal okuryazarlığımız eksik, dijital okuryazarlığımız eksik her şeyimiz eksik. Bir hayalim olarak söylüyorum. Bütün siyasi partiler için de bunu kabul edelim. Üyeler partiye niçin üye olduklarını bilmeliler. Partiyle aynı amaçları bilinçli bir şekilde paylaşmalılar. O partinin finansmanına katkıda bulunmalılar. Sonra da o partinin seçime girecek kadrolarını veya seçime girmeyecek yönetici kadroların da o seçmenler birebir seçmeliler. O zaman işte doğrudan demokrasi olur. Şuanda biz ileri demokrasi uyguluyoruz diyoruz. Benim dediğim hayal gerçekleşirse doğrudan doğruya demokrasi olmuş olur. Ben bunu AK Parti için söylemiyorum. Tüm partiler için söylüyorum.” şeklinde konuştu.
“BAZI ADAY ADAYLARIMIZIN GERÇEKTEN
AK PARTİ’NİN İDEALLERİNİ, AMAÇLARINI, YÖNTEMLERİNİ ÜLKE İÇİN PROGRAMLARINI PAYLAŞIP PAYLAŞMADIĞINDAN EMİN DEĞİLİM”
Aday adayı olmanın tarafını belli etmek olduğunu vurgulayan Ürün, “Aday adayı olan bir bürokrat tarafını belli ediyor. Ben de tarafımı belli ediyorum. Siyasete giriyoruz ve bir seçime gidiyoruz. Bugün karşımızda yer alan partilerin bir kısmı bizim içimizden çıktı. DEVA Partisi’dir, Gelecek Partisi’dir. Abdüllatif Bey AK Parti’nin kurucusuydu. Sonra ayrıldı. Önce bir kendisi bir parti kurdu teşkilatlandı sonra arkasından gitti Cumhuriyet Halk Partisi’nden iki dönemdir Konya’dan milletvekili seçiliyor. Dolayısıyla siyaset böyle bir şey sürekli değişiyor. Bu değişkenlik ortamında insanların tarafını belli etme ihtiyaçları var. Hatta etmeliler de. Bürokraside çalışan arkadaşlar. Aday adayı olmak suretiyle taraflarını belli ediyorlar. Kendilerine yakın hissettikleri partilerden aday oluyorlar ve o parti iktidar olursa tabi ki bundan yararlanacaklarını biliyorlar. O açıdan da bakılabilir ama doğru bakış açısı şu konulara göre ben bu partinin kadrosuyum. Ben bu partinin kadrosunda görev almak istiyorum. Seçilecek kadroda yer alamazsa bile icra kadrosunda görev verilebilir. Görev verilirken ben tarafım dediğinde ispatlaması aday adayıydım şeklinde çok kolay oluyor. Bir kriter aday adaylığında olması gerektiğinin önemle altını çiziyorum. Aday adaylığında bir kriter koymadığımız zaman herkes geliyor. AK Parti’nin bir logosu var bir kurumsal kimliği var. Bu adaylar partinin imkanlarını inanın hoyratça kullanıyor. Ben AK Parti’nin aday adayıyım biliyorsunuz. Bir kısım aday adaylarımızın gerçekten AK Parti’nin ideallerini, amaçlarını, yöntemlerini ülke için programlarını paylaşıp paylaşmadığından emin değilim. Sadece şekle bakıyorum. Ha iyi ki yani o da gelmiş bizden bizim partimizi destekliyor şeklinde bir tahminde bulunabiliyorum. Ama bir de işte benim gibi arkadaşlarımız var. Defalarca aday adayı olmuş tarafını belli etmiş aday olamadığı zaman partisine küsüp gitmeyen, partide aynı şekilde bizim gibi çalışan. 20 sene önceden öyle değildi. Buradan aday adayı oldu. Listeye koymadılar mı? Hemen giderdi Bağımsız adaylığını koyarlardı veya başka partiye geçer ateş ederlerdi. Şuan Afyon siyasi ortamında da bir görüyorsunuz tüm Türkiye genelinde. Hatta tüm dünyada görmek mümkün her partide de var aday adayı oluyor. Ama aday adayı olmadan gönüllü bir şekilde beklemeden de çalışan var.” dedi.
“BİR SÜRÜ YAŞANMIŞLIKLARIM TANIKLIKLARIM VAR”
Siyasetteki tecrübeleri ile daha verimli hizmet edeceğini dile getiren Ürün, “Ben ülkemi ve milletimi çok seviyorum. Yani diğer aday adaylarımızın da sevdiğine inanıyorum ama kendi adıma ben daha çok sevdiğimi düşünüyorum. Fedakârlık yapabilme, gayret gösterebilme adına da elimden gelen gayreti gösteriyorum. 44 kişinin içerisinde en az onlar kadar sevenlerden birisiyim. 1990’dan beri siyasetle uğraşıyorum. Şehrin dinamiklerini, insanlarını çok iyi tanıyorum. Bir sürü yaşanmışlıklarım, bir sürü tanıklıklarım var. Bunun adına tecrübe deniyor. Ben daha tecrübeli olduğunu düşünüyorum. Bu tecrübeyle daha çok mecliste katkı verebilirim diye düşünüyorum. Ben bir dönem milletvekilliği yaptım. İkinci dönemi saymıyorum bile üç buçuk aylık bir görev yaptım. Meclisteki sistemi öğrenebilmenin, siyaset yoluyla halka hizmet edebilmenin bile bir öğrenme süreci var ki. Ben bu süreci öğrendim. Tecrübelerim var. Bu daha anlamda faydalı olabilirim. İlk milletvekili olduğumda siyasete başladığımın 21. yılıydı. Ama tabii 21 sene içerisinde belediye başkan adaylıklarım var. Teşkilatlarda çalışmalarım var. Şanda bu listede yer alsam fevkalade hizmet edebilirim. Dengeyi sağlarım. Teşkilatın içindeki sıkıntıların en aza indirilmesi, minimize edilmesinde katkım olur. Ondan sonra tecrübe, genel bir tecrübe, hem siyasi çalışmalar, halkla iletişim, halka hizmetlerini ulaştırması hem de hayallerimizin bir proje olarak hayata döndürülmesine de katkımız olabilir diye düşünüyorum. Tabii bu, bunlar benim düşüncem. Takdir buyururlarsa, listede yer alırsak, AK Parti kadrosu iki bin yirmi üç kadromuz sizsiniz derse en iyi şekilde hem seçim propaganda döneminde anlatırız.” ifadelerini kullandı.
“HATALI SOLLAMA ÖLÜM GETİRİR
HATALI OYLAMA ZULÜM GETİRİR”
Siyasetin çok bereketli bir iş olduğunu ve siyaset ile birlikte hayal kurduğu pek çok şeye kavuştuğunu belirten Ürün, “Zamanla seçimler devam edecek. Kazandığımız tecrübeleri gelecek nesillere aktara, aktara gidersek önümüzdeki yıllar çok daha güzel olacak inşallah. Belki de oradan demokrasiye geçeceğiz. Şimdi milletvekilini doğrudan halk seçiyor ya inşallah siyasi partiye üye olarak partinin adaylarını da kendisinin seçeceği günler gelecek. Şimdi diyorlar ki; HDP açıktan giremedi ittifaka. Türkiye’de bölgesel özerklikti, şuydu, buydu, gizli kapılar arkasında ne konuşuldu? Açıklayamıyorlar. Bunun da açıklanmayacak hiçbir şey yok. Demokrasi gereğince konuşabilsinler. Asimile var diyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir yerinde ne inkar var, ne de asimile var. Allah kimi Kürt yarattıysa, kimi Türk yarattıysa, kimi Çerkez yarattıysa öyle yaratmıştır. Kimsenin anasının diline, kimsenin bir şey dediği yok. Elbette annelerinden öğrendiği dili herkes konuşabiliyor. Kürtler de konuşabiliyor. Ama hala daha buradan bir suistimal çıkarmaya çalışıyorlar. Bu konuda biz çok emek çektiğimiz halde. Bunu niye söyledim, demokrasinin daha ileri düzeye gidebilmesi için. Onlar birileri ellerine silah vermiş, para vermiş. Gidin kardeşim demiş. Kendi akrabalarının, kendi çocuklarının ellerinde silahlarla öldürmeyi ve ölmeyi öğretiyorlar. Gencecik 20 yaşındaki delikanlılar öldürmek ve ölmekle uğraşıyorlar. Niye? Birileri, birileri ceplerini doldursun, birileri rahat etsin. Birilerinin menfaatine. Hâlbuki akıllı olsalar, otursalar, konuşsalar tüm haksızlıklara karşıyız. Anayasamıza göre her Türk vatandaşının kendisini geliştirme hakkı vardır. Evet. Yani dolayısıyla siyaset çok bereketli bir iş, maddi anlamda da bereketli bir iş, manevi anlamda da bereketli bir iştir. Hizmet etmek. Vatandaşa hizmet etmek derken biz de 85 milyonun içinde bir vatandaşız. Biz de faydalanıyoruz. Yani kendimizi dışarı tutmayalım. Böyle bir üst perdeden de gitmenin bir anlamı yok. Vatandaşa hizmet ediyoruz. Babamızın parasıyla falan etmiyoruz. Siyasilerde, milletvekilleri de, bakanlar da hiç kimse babasının bütçesinden, babasının hazinesinden para getirmiyor. Ama iyi bir yönetişim olduğu zaman herkes karlı çıkıyor. Ben de karlı çıkıyorum. Kardeşim eğer düzgün yollar olursa ben de yararlanıyprum. Hastaneden ben de faydalanıyorum. Spor salonundan ben de faydalanıyorum. Dolayısıyla kamunun gelecek hizmeti hep birlikte iyi yönetim ile gelmesi lazım bugün görüyoruz. Ankara Büyükşehir’de, İstanbul Büyükşehir’de eh alışkın olduğumuz hizmetlerin çoğu yok. Ulaşımın hizmetini sağlayamıyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Otobüslerin bakımını sağlayamıyor. Ak Parti yönetiminde çok ciddi çözümler sağladı İstanbul’da. Şuanda daha metro yapmadılar. Bizim çok eski bir sloganımız vardı. ‘Hatalı sollama ölüm getirir. Hatalı oylama zulüm getirir.’ Diyorduk. Şimdi yeniden söyleyelim. Şimdi hatalı oylama gerçekten ciddi sıkıntı getiriyor. Onun için ben her bir seçmenin her bir seçmenin düşünerek aklının yettiği kadar vicdani sorumluluğunu da kullanarak oyunu vermesi gerektiğini düşünüyorum. Hangi partiye verirse versin.” dedi.
“AK PARTİ’DEN İHRAÇ EDİLMİŞ
BİR KİŞİ GENEL BAŞKANIMIZ
İSTERSE ADAY ADAYI OLABİLİR”
Kamuoyunda gündem olan AK Parti’den ihraç edilmiş bir milletvekilinin listeye girebilir konusunda Genel Başkan koyarsa girebilir diyen Ürün: “Orada bir sıkıntı yok teknik olarak. Genel başkanımız koyarsa biz Genel Başkanımızın emridir diye çalışırız. Ama biz bu kardeşimiz daha önce milletvekili yaptı. İki buçuk sene dayanamadı. Genel başkanımızla ilgili tek adamlık lider sultası işte Kasımpaşalık falan gibi söylemlerinden dolayı il teşkilatının ve bizim dışımızda bir ihracı söz konusu. Bir şekilde bu ihracın merkez karar ve yönetim kurulu tarafından geri alınması gerekiyor. Partimize tekrar üye olarak kaydedilmesi gerekiyor ki bütün bunlar milletvekili listesine konduktan iki saat sonra da yapılabilir, iki gün sonra da yapılabilir. Sıkıntı olmaz yani mümkün. Ama fiili gerçek olarak ben mümkün olmadığını düşünüyorum.” ifadelerinde bulundu.
“6’LI MASANIN EN KARLI
OLANI GÜLTEKİN UYSAL”
Millet İttifakı’nı oluşturan 6 partiden en karlı olanının Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal olduğunu dile getiren Ürün, “Hemşehrimiz Gültekin Uysal şu anda altılı masanın içerisinde çok etkin karar veriyor. Ben kazanabileceklerini düşünmüyorum ama kazanırsa Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak. Bakanlığı olacak. Gültekin Uysal’ın şahsını ayrı tutarak söylüyorum bu ittifaktan hiçbir şey olmaz. Bu partiler çok ciddi sıkıntı yaşanacak. O partilerin tüzel kişiliği açısından da sıkıntı yaşanacak. Halk ‘siz bizimle alay mı ediyorsunuz.’ diyecek. Ahmet Davutoğlu AK Parti’de büyük sorumluluklar üstlendi, sonra ayrılmak istedi ve parti kurdu. Türkiye genelinde teşkilatlandı. Seçime girme hakkı da elde etti. Bu millet ona o imkânı da verdi. Peki, şimdi niye seçime girmiyor? Aynı şeyi Ali Babacan için söylenecek. Yıllarca AK Parti’de çalıştığın halde farklıyım dedi. Şimdi gidip CHP’nin listesinden seçime giriyorsun. Seçimde hiçbiri yok. Millet İttifakı’nın pusulasında iki tane parti olacak. Biri İYİ Parti, biri CHP şimdi peki bunlar nereden nasıl olacak? Kemal Kılıçdaroğlu dedi ki: ‘sizi Cumhurbaşkanı yardımcısı yapacağım büyükşehir belediye başkanı yapayım.’ Milletvekilleri ne yapacak? İşte orada büyük bir sıkıntı çıkacak. O sıkıntıdan sonra millet şapkasını önüne alacak, düşünecek. Biz başkanlık sistemine geçtik. Hükümeti direkt halk seçiyor. Milletvekilleri seçmiyor. Eğer bu seçimde meclis çoğunluğunu millet ittifakına, milletvekillerine verirsek, bunlar milletle baya oynarlar. İleri demokrasi dediğimiz bu. Bakın yüzde 34 oy ile biz 3 Kasım’da mecliste büyük çoğunluğu aldık ve hükümet kurduk. Şimdi hükümet kurabilmek için yüzde 51’e ihtiyaç var. Ak Parti olarak demokrasiyi ne kadar geliştirmişiz. ‘Diktatör’ diyor Avrupa. Tam tersine biz Türkiye’de demokrasiyi geliştirdik. Demokraside halkın iradesi ile kendi aleyhimize de olsa elli artı biri getirdik. Gerçek demokrasi budur. Bugün bizim gibi yapmaya çalışıyor. İtalya bize özeniyor. Bulgaristan’da iki senede beş tane seçim oldu. Hükümet kuramıyorlar. Hükümeti halk kurduğu zaman farklı olacak. Şimdi biz yüzde elli artı bire geldik mi? Getirdik. Yani ileri demokrasi dedik halk şimdi seçimden önce ittifak. Ama hükümet seçim bitti mi? Halk hükümeti seçti mi? Bitti. Pazarlık yok artık. Ama önceden ne oluyordu? Milletvekilliğinde bakanı olayım. Siz tabii. Güneş Otel’de bakanlık pazarlıkları Şimdi yaptıkları gibi işte Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı pazarlıkları milletimiz bunların hepsini görüyor.” diye konuştu.
“MECLİSTE HER PARTİ BİR
MİLLETVEKİLİ İLE TEMSİL EDİLSİN”
Şuan ki Başkanlık sistemine geçilmesi için çok gayret ettiğini ve bu sistemin yeni olmasından kaynaklı eksiklerinin olabileceğini dile getiren Ürün, “O eksiklikleri parlamentoda yeni seçilecek olan 28. Dönem Milletvekilleri tamamlayacaktır. Zaten Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Bey de bir komisyonun başında. Hükümet uygulamalarının aksayan yönlerini tespit ediyorlar ve yeni düzenlemeler yapıyorlar. Fakat başkanlık sistemin çok büyük faydaları var. Başkanlık sisteminde şöyle güzel bir şey oldu. Yüz küsur tane parti var. Seçime kaç kişi giriyor? Kaç parti giriyor? İşte sınırlı sayıda geliyor. İttifaklar getirildi. Artık baraj meselesi kalksın diye de getirildi. Halk hükümeti seçtikten sonra benim şahsi düşüncem baraja hiç gerek yok. Barajı sıfıra indirsek de olurdu. Zorla yüzde 7’ye getirdiler. Baraj var. Ama ittifak içine girdiğiniz zaman baraj sorunumuz kalmıyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminde hükümeti kurma yetkisi halkın. Birinci turda kuramazsa ikinci turda kuracak. Meclis parçalı çıkar, eksikli çıkar. Hükümeti kurma görevini millete verdikten sonra millet meclisi seçimi için niye baraj koyalım ki? En küçük parti meclise girsin. Bir milletvekili ile iki milletvekili ile mecliste temsil edilsin. Bir milletvekilinin çok etkisi olur. Komisyona gider. Bir yasal düzenleme varken bir şey söyler, bir kelimelik bir katkı verir. Kanun dediğimiz olay bir kelimeyle değişir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türk milletine ve yapısına, karakterine daha uygun bir sistem olduğunu düşünüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti 2018 yılından beri bir ekonomik saldırı altında. Önemli bir savaş enstrümanlarından birisi ekonomidir. Bu saldırıya direnirken çok ciddi bedeller ödüyoruz. Adına enflasyon diyoruz, pahalılık diyoruz. İnsanların canı yanıyor. Bunu engelleyebilmek için hükümetin müdahale etmesi gerekiyor. Bu müdahaleler de ancak kanun yoluyla yapabiliyor. Mesela emeklilerin gelirlerine iki bin lira maaşına en aşağı alana zam koyacağım dediğiniz zaman kanun çıkarmanız gerekiyor. Veya işte asgari ücret komisyonla oluyor. Orada bile belki kanuna ihtiyaç duyulabilir. Kanuna ihtiyaç duyulduğu noktada meclisten de çok ciddi, güçlü bir desteğinin olması lazım.” ifadelerinde bulundu.
“DEMOKRASİDE SESSİZ DEVRİMLER YAPTIK”
“Daha önce Milletvekilliği yaptığım partimden tekrar aday adayıyım. Tecrübemle bu memlekete olan aşkımla milletime olan sevdamla hizmet etmeye çalışıyorum” diyen Ürün sözlerini şöyle tamamladı: “Genel merkezimiz Sayın Genel Başkanımız takdir buyurursa beni listeye koyar. Koymasa da biz aynı ideallerle çalışmaya devam edeceğiz. Yeter ki bizim kırk dört kişilik aday adayı listemizden gelsin. Bir takım vesayet odakları AK Parti’ye artık ikiye bir vesayet koymasınlar. Aday milletvekili olmak isteyen arkadaşlarımıza lütfen tenezzül edip bir aday adaylığı müracaatı yapsınlar. Geçmişten beri bu hükümetin yaptıkları ortadadır. Yirmi senede geldiğimiz nokta ortadadır. Ekonomik olarak, maddi olarak eksiklerimiz olabilir, yanlışlarımız olabilir. Ancak çok ciddi mesafe kat ettiğimiz herkes tarafından görülmektedir. Demokraside sessiz devrimler yapmışız. Bugün en ileri demokrasilerden birisiyiz. Yüzde 50’ye geldik. Ama istikrarsızlık çekmiyoruz. Ülkenin sorunlarına anında hükümet aygıtıyla müdahale edebiliyoruz. Bunun halkımız tarafından takdir edileceğini düşünüyorum. Rakibimiz olan Cumhur İttifakı. Artık Sayın Sinan Ogan’ı ve Sayın Muharrem İnce’yi çok rakip olarak görmüyorum. Ama onların fikirlerine katılmamakla beraber, onların Cumhurbaşkanı adayı olmalarını ve demokrasi gereğince çıkıp meydanlarda konuşmalarını da destekliyorum. Fakat ana rakibimiz Cumhur İttifakı. Cumhur İttifakı’ndaki bu parçalı yapının bu ülkeye çok fayda getirmeyeceği kanaatini taşıyorum. Millet İttifakı’nın çok parçalı yapıda olması asla güven vermiyor. Bir de Türkiye’ye engel koymaya çalışan iç ve dış odaklar ne söylüyorsa bunlar da aynısını söylüyorlar. Bakın bizim Libya’dan askerimizi geri çekmek, Suriye’den askerimizi geri çekmek, Irak’taki terörle mücadelede askerimizi geri çekeceğini söylüyor Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı. Bunları çektiğimiz zaman terörist sınırların içerisinde karşılamak zorunda kalacağız. Ama şimdi biz dışarıda karşılıyoruz. Çok açık olarak bütün dünyada terör örgütü olarak ilan edilmiş PKK’nın tescilli teröristleri bugün Türk kamuoyuna medya vasıtasıyla CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu desteklediklerini, bu ittifakı desteklediklerini söyleyebiliyor. Ne Sayın Kılıçdaroğlu, ne Sayın Akşener, ne Sayın Davutoğlu, ne Sayın Babacan, ne Sayın Karamollaoğlu nede Sayın Uysal çıkıp da bizim teröristlerin desteğine ihtiyacımız yok diyemiyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu karayılan senin desteğine ihtiyacım yok. Seninle savaşıyorum ben. Seninle savaşan bir devletin Cumhurbaşkanı olacağım. Başkomutan olacağım dolayısıyla senin desteğine ihtiyacım yok. Sen benim düşmanımsın. Diyemiyor. Ondan zannediyor ki dost oy gelecek. Bu millet oy verir mi ya? Bu şehitler oy verir mi kardeşim? Her köyde şehit var. Vermeyecekler! Diğer bir konu seccade konusu, bunların hepsi eften püften şeyler yani. Hiçbir anlamı yok. Ana konularda çok dikkatli olmamız lazım. Bakın Cumhur İttifakı size çok güzel bir oy pusulası sunuyor aziz milletim. Yeniden Refah’ta var. Büyük Birlik Partisi de var. Milliyetçi Hareket Partisi de var. AK Parti de var. Oyları bize verin. Ve Afyonluların yüzde 70’e yakın bir oyu bize vereceklerini umut ediyorum. Bu seçime milletimin tasvip edeceği bir liste ile gidersek dört milletvekili çıkaracağımızı düşünüyorum. Ancak kampanya süresince ne gelişir, ne gelişmez bilmiyorum. Bu Millet İttifakı’nın kirli bağlantılarını, dış bağlantılarını, terörle olan bağlantılarını eğer iyi anlatabilirsek Afyon’da çok daha farklı şeyler olabilir. Sırf Kemal Kılıçdaroğlu’na ceza vermek için teröre karşı olan CHP’liler de bize oy verebilirler.” Şeklinde konuştu.
“ÇOK ABSÜRT BİR LİSTE GELİRSE
DENGELER DEĞİŞEBİLİR”
14 Mayıs gecesi AK Parti’nin iktidar olduğu tablo beklediğini dile getiren Ürün, “14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanımız yüzde 50’nin üzerinde oyla iktidar olacak. Bu oy üç olur, dört olur, beş olur önemli değil. Ama yüzde altmışa yakın bir oy alırsak da ben hiç şaşırmam. Afyon’umuz için, Türkiye için de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yüzde 50’yi geçen bir çoğunlukla Cumhur İttifakı olsun istiyorum. Ama her şey değişebilir, dengeler değişebilir. Herkes benim gibi teşkilatına sahip çıkmayabilir. Afyonkarahisar’da çok absürt bir aday liste gelirse dengeler tabi ki değişebilir. Bu seçim çok önemlidir. Artık bu seçim Türkiye’nin yirmi senede geldiği noktadır. 100 yıllık cumhuriyetimiz bağımsız, müreffeh bölgesinde hakkı, hakkaniyeti, adaleti savunan bir ülke olarak şahlanışına devam etmeli. Vizyonumuzla Türkiye yüzyılı diyoruz. Dünyada Türkiye hücumunu başlatacağız. Biz AK Parti olarak. Dünyada ne kadar muhalif duruma düşmüş vaziyetteyiz. Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar ama dünyada muhalefet. Dünyada Birleşmiş Milletlerde ‘dünya beşten büyük’ diyebilen bizim genel başkanımız. Bu seçimde AK Parti’ye vereceğiniz oylar dünyada da daha adil bir sistemin kurulmasına katkı verecek. Eğer AK Parti olmasaydı biz Avrupa Birliği’yle birlikte Ruslarla savaşa girebilirdik. Ama elhamdülillah Sayın Cumhurbaşkanımız çok dengeli bir siyasetle bizi korudu. Ukrayna’yla da Rusya’yla da dengeli bir siyaset götürüyoruz. Inşallah bütün dünyada da böyle dengeli bir siyaset olur. Afyonlunun da kantarı belindedir. Bizi de çok sever. Biz de Afyonluyu severiz. Aynen bizim dediğimiz gibi yapacak ve Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oyunu verecek diye umuyorum. Bu ülkenin iktidar sorunu yok, muhalefet sorunu var. Biz bu seçimde de iktidar olacağız ama muhalefet bu kafayla giderse, bu yapıyla giderse çok ciddi sıkıntı çekecek. Kendileri adına çekecek, millet adına çekecek. Dolayısıyla bu seçimlerde muhalefete güzel bir ders vereceğiz. Muhalefet de kendisine gelecek faydalı bir muhalefet olacak.” >> Burak AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme