Üretime dayalı ekonomi modeli ilerlemeyi hızlandırır

AFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şehitoğlu, Türk ekonomisinin ilerleme kaydettiğini, ilerlemenin yeterli seviyeye
ulaşabilmesi için üretime dayalı ekonomi modeline geçilip, gereksiz ithalatın engellenmesi gerektiğini söyledi

Afyonkarahisar Sanayicileri ve İş Adamları Derneğinin (AFSİAD) Eylül ayı olağan yönetim kurulu toplantısı Anemon Otel’de yapıldı. Derneğin yeni üyelerine plaket verilerek rozetleri takıldı. AFSİAD’ın üye sayısı 12 işadamının katılımıyla 89’a yükseldi.
DARBE EN ÇOK EMEKÇİLERİ SARSTI
AFSİAD Tanıtım filmi ve yeni üyelerin tanıtımının yapılması sonrası Dernek Başkanı Hüseyin Şehitoğlu toplantının açılış konuşmasını yaptı. 12 Eylül askeri darbesinin yıldönümünde, darbelerin Türk ekonomisine maliyetinin ciddi ölçüde olduğunu belirten Şehitoğlu; “1908, 1960, 1971 darbeleri hep kaynağı belirli kesimden alıp diğer kesimlere verdi. Kısacası darbeler kaynak, gelir ve servet transferi yaptı. Zaten arkasında ekonomik bir beklenti ve destek olmadan darbe kolay değildir. En yakın iki darbeyi ele alırsak 12 Eylül 1980 darbesi, özellikle Türkiye’de gelir dağılımını bozdu. Bu darbe en çok emeğiyle geçinen işçi ve memurları sarstı. Bazıları itiraz edebilir ama özellikle kamuda çalışan memur maaşları reel olarak geriledi. Çünkü kamu işçileri sendikalı oldukları için memurlardan fazla ücret alıyordu. Memurlar sendikasız olduklarından maaşları işçi ücretlerinden hayli gerideydi. Darbe ile siyasi partiler, sendikalar kapatılınca, memur maaşları daha da düşürüldü. Şunu da gözden kaçırmamak lazım. 12 Eylül askeri darbecileri, Türkiye’nin okuyup yazan ve düşünen kesimini oluşturan memurlar üzerinde çok baskı kurdu. Pek çok devlet memuru tutuklandı, sürüldü, siyaseten tehlikeli görüldükleri için işten çıkarıldılar.” dedi.
BANKA KURMA KOLAYLAŞTIRILMIŞTI
12 Eylül askeri darbesinin Türkiye ekonomisine en olumsuz etkisinin Yunanistan’ın NATO’ya dönüşünün kabulü olduğunu belirten AFSİAD Başkanı Hüseyin Şehitoğlu, Anadolu sermayesinin üretime başlamasının İstanbul’un statükocu sermayesini rahatsız ettiğini kaydetti. Şehitoğlu; “Anadolu kentlerinde üretime başlayan pekçok şirket ‘irticacı’ suçlamasıyla iflas ettirildi. Çünkü genişleme yatırımlarına teşvik verilmedi, aldıkları teşvikler iptal edildi. Ürünleri kara listeye alındı. 28 Şubat darbesinin en önemli nedeni de, dönemin Başbakan Necmettin Erbakan’ın bütçe açıklarını kapatmak ve KİT’lerin ödediği yüksek faiz yükünü azaltmak için KİT finansmanını kamu içinde bir finansman havuzu kurarak çözeceğini açıklamasıydı. Kısacası, Erbakan hükümetinin düşürülmesinin en önemli nedenlerinden biri bu finansman havuzunun kurulması oldu. 28 Şubat’ın ardından Türkiye paradan çok kolay para kazanılan bir ülkeye dönüştü. İşte bu nedenle pek çok kişi banka kurmaya kalkıştı. 28 Şubat’ı destekleyenlere kolayca banka kurma izni verildi. 2001 Krizi işte bu nedenle yaşandı. Darbeler sadece hak ve özgürlükleri ezip geçmedi, halkın ekonomisini de ezdi, gelir dağılımını bozdu.” diye konuştu.
ACİLEN SİVİL ANAYASA GEREKİYOR
12 Eylül darbesinin ardından aradan geçen 34 yıla rağmen Türkiye’de hala bu darbe etkilerinin devam ettiğini ifade eden Şehitoğlu; “Bu sürecin bitişi aynı zamanda sivil toplumun yükselişi anlamına gelmektedir. Bu hedefin gerçekliği aynı zamanda sivil hareketin yaşanılan son darbe girişiminde 15 yıllık süreçteki her türlü çürümüşlüklere yozlaşmalarla hesaplaşmalarını gerekli kılmaktadır. Tüm bunların gerçekleşmesi ve 12 Eylül döneminin etkilerinin sona ermesi için acilen sivil bir anayasaya gerekmektedir. Ayrıca önem arz eden diğer bir durum ise sivil toplum ve ekonomik anlamda dünya ile tam rekabet içinde olabileceği üretime dayalı ekonomi modeline geçmek zorundadır. Sanayileşmede ağır ve teknolojik sanayi ürünlerini üreten bir Türkiye hedefimiz olmalıdır. Türkiye ekonomisi ilerlemektedir. Ancak yeterli seviyede de değildir. Bunları sağlamak için üretime dayalı ekonomi modeline geçilmelidir. Gereksiz ithalat engellenmelidir.” şeklinde konuştu.
AFYON’UN EKONOMİYE KATKISI BÜYÜK
Eğitimde fırsat eşitliği sağlanıp, maliye, para ve kur politikalarının batı finans sermayesine değil kalkınma ve zenginleşme hedefine yönelmesi gerektiğini savunan Hüseyin Şehitoğlu; “Sanayiciler karlı, verimli stratejik ürün geliştirmeye yönlendirilmelidir. Hukuk düzeni baştan ele alınarak tekrar oluşturulmalıdır. Afyonkarahisarımız bu noktada bir dolarlık ithalata 5 dolarlık ihracat yaparak ekonomiye büyük katkı sağlamaktadır. Bu sağlanan katkı diğer illere yayılarak Türkiye ekonomisi güçlendirilmelidir. Tüm bu koşullar sağlanması durumunda Türkiye dünya ekonomisinde hak ettiği yeri alacaktır.” ifadelerini kullandı.
AFSİAD SEVİLEN DERNEK
Toplatının son konuşmasını Afyonkarahisar Valisi Hakan Yusuf Güner yaptı. Vali Güner, bir yeri şehir olarak değerlendirebilmek için o yerin medeni olması ile paralellik oluşturacağını söyledi. Bir yerin şehir olmasında sadece vali, okul ve yerel yönetimin tek başlarına yeterli olamayacağını dile getiren Güner sözlerine şöyle devam etti: “Sadece vali ile sadece okul ile sadece yerel yönetim ile oluşmaz. Bir yeri şehir yapan o yerde ki birliktelik ve halkın oluşturduğu geleceğe dönük birlikte yaşam arzusudur. Bu geleceğe dönük yaşam arzusunun en büyük işaret fişeği ise o şehirde o insanların yaşadığı yerde oluşan dernek, vakıf gibi çeşitli birlikteliklerdir. Bu şehirde çok yeni olmama rağmen AFSİAD’ın halkımızın, esnafımızın, tüccarımızın, sanayicimizin çok büyük bir hüsnü kabulünü, teveccühünü üzerine toplamış olduğunu memnuniyetle müşahede ediyorum. Bundan sonra ki dönemde de vali olarak bize düşen bir görev olursa, her zaman için AFSİAD’ın yanında yer alacağız ve AFSİAD’a destek olacağız.”
AFYON’DA KATMA DEĞER İRDELENMELİ
Vali Hakan Yusuf Güner, AFSİAD’ın ekonomik boyutu olan ve şehre üretim sağlayan iş adamlarından oluşan güzel bir birliktelik olduğunun altını çizdi. Vali Güner şöyle konuştu: “AFSİAD’ın hedefleri arasında üç temel hedef tespit ettim. Bu hedefleri üç K ile ifade edebilirim. Afyon’da mutlaka katma değer konusunun iyi bir şekilde irdelenmesi lazım. Bu tür dernekler ile mutlaka kurumsallaşmayı sağlamak lazım. Çünkü kurumsallık olmada, katma değer olmadan bizim gerçek anlamda ihracata dayalı, diğer illere hizmete dayalı bir sistemi oluşturmamız biraz zor gözüküyor. Cenab-ı Allah hiçbir esnafımızı gördüğünden geri koymasın. İnşallah kardeşlerimizi sadece kendilerini düşünen, kendilerini hedefleyen değil, aynı zamanda toplumu var etmeye, şehri icra etmeye, şehrin değerlerini var etmeye yönelik hedeflerin de var olmasını temenni ediyorum.”
“HİÇ BOŞ VAKTİM YOK”
Afyonkarahisar Valiliği görevine başlaması ile birlikte çalışmaları ve temaslarını yoğun şekilde sürdürdüğünü belirten Güner şunları söyledi: “Bu şehirde ben geldiğim gün akşamdan itibaren çalışmaya başladım. Hafta sonları da dahil çalışıyorum, hiç boş vaktim olmuyor. Biraz daha zaman geçtikten sonra, inşallah yaptığımız projelerde, yapacağımız projelerde, nasıl esnaf odalarını, nasıl şoförler odasını içinizde görmek isteyeceksek; aynı zamanda AFSİAD’da bunun adreslerinden birisi olacak. Bu şehirde yapacağımız çalışmaları, AFSİAD’la da birlikte inşallah yürüteceğiz ve şehrimize sivil toplum olarak birtakım farkındalıkların örnek gösterileceği bir il olarak örnek gösterilmeye devam edeceğiz.”
DERNEĞİN YENİ ÜYELERİ AÇIKLANDI
AFSİAD bünyesine katılan yeni üyeler; Muharrem Ötken Ötken Yapı, Berna Tokman Home Touch, Betül Tarkan Serdar Planlama, Serkan Kocabıçakoğlu Can Yapı, Bedriye Alpsar Serdar Eczanesi, Mustafa Enes Arabacı Özel Park Hastanesi, Hüseyin Çetinbaş Şeref Kuyumculuk, Mehmet Ali Çelikörs Samsung Ana Bayii, İlhami Tanrıkulu Oruçoğlu Yağ, Ahmet Öndüç Özsüt, Afium, Ahmet Salih Çiçek Yağmur Harita, Şükrü Tunçbilek Özel Park Hastanesi olarak açıklandı. Toplantıya; Vali Hakan Yusuf Güner, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Emniyet Müdürü İbrahim Özel, İl Jandarma Komutanı J. Albay, Yusuf Kenan Topçu,AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Kemalettin Çonkar, Prof. Dr. Süleyman Taşgetiren, AFSİAD Başkanı Hüseyin Şehitoğlu ve AFSİAD üyesi işadamları katıldılar. (Kocatepe Haber Merkezi)