Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ümit Demir

Unutulması Gereken 2 Şey – Kocatepe Gazetesi

Ümit Demir 15 Ağustos 2015 Cumartesi 03:00:00
  Lokman Hekim “iki şeyi unut” derken aslında günümüzün pek çok psikolojik rahatsızlığının da çâresini, reçetesini veriyordu.
Neydi o unutulmasını istediği iki şey? Biri “başkasının sana yaptığı kötülük”, diğeri de “senin başkasına yaptığın iyilik…”
İnsan, unutamadığı müddetçe takıntılı hâle gelir çünkü…
Hele bir de içinde büyüttüğü öfke, hınç, intikam… vb. ile beklenti, menfaat, çıkar ve nihayetinde kibir/ego… vb. duygularına esir olmuşsa!
Başkasının yaptığı kötülükleri bir türlü unutamayan insan, kafasında durmadan kavga halindedir. Hayalinde yenişemediği rakip ve fikrinden çıkaramadığı kötülük, öfkesini arttırmaktan başka bir işe yaramaz halbuki. Öfke ise zaman içerisinde hem ruhî, hem de fizikî (beden sağlığı) durumunu bozacak; psikolojik ve bedensel hastalıklara kapı açacaktır.
Öfkelendiği ama bir türlü halledemediği bu durum onu ağır bir stres altına sokacak, takıntılı hâli artık görünür ve çevresine rahatsızlık verici konuma gelecektir.
Bir türlü altından kalkamadığı bu sorun aşırı öfkenin yanı sıra bir de kendini beceriksiz görme, düşmanının ağırlığı (kötülüğü) altında ezilme, başarısız olma gibi negatif duyguları da beraberinde getirir ki bu da ayrı bir travmadır. Kişide özgüven eksikliğine, kişilik bozukluğuna kadar gidebilir.
Kişinin kendi yaptığı iyiliği unutmaması ise devamlı kabul görme, bir menfaat beklentisi içine girme, her durumda kendisine saygıda kusur edilmeme gibi başka bir kişilik sorununa yol açar. Bu hâl belli bir zamandan sonra ise egonun kabarmasına, kişinin kibir ile dünyaya bakmasına yol açar.
“Ben ona şu kadar iyilik yapmışken onun bana yaptığına bak! Nankör…”, “Benim değerimi önce senin bilmen gerek, yaptığım iyilikleri nasıl görmezden gelirsin…”, “Bana nasıl yardımcı olmazsın bu konuda! Oysa ben senin için neler yapmıştım.” gibi cümleler kurulmaya başlandı ise tehlikeli bir yola girilmiştir artık.
Kafasını, kalbini, ruhunu ve de en önemlisi nefsini tüm bunlardan yani kendisine yapılan şahsî kötülükten, başkasına yaptığı iyilikten sıyıran, temizleyen insan emin olun hayatında dengeyi yakalayabilmiş bir insandır. Kolay kolay morali bozulmaz. Beklenti içinde olmadığı için olumsuz davranışlardan etkilenmez, ya da etkilenmemeye çalışır. Kendisine yapılan kötülüğü düşünüp zaman israfı yapacağına, çevresine ve kendisine ne gibi iyilikler yapabilir, bunun derdine düşer. Mutluluğu ve huzuru orada bulacağını bilir çünkü!
Lokman Hekim, insan doğasını iyi bildiği için bu iki şeyi unutmamızı istemiş.
Bir de unutulmamasını istediği ki şey var ki onlar da “seni ne zaman ve nerede yakalayacağı belli olmayan ölüm”, bir de “her zaman ve her mekânda senin yanında olan Allah!”
Sizce bu unutulması ve unutulmaması gereken iki’ler bizim, modern dünyada can simidimiz değil mi?

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER