• Haberler
  • Genel
  • Üniversite'den vefa örneği – Kocatepe Gazetesi

Üniversite'den vefa örneği – Kocatepe Gazetesi

Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, şehrin basın, edebiyat ve tarih alanlarında önemli izleri bulunan iki değerli ismi yâd etti. Merhum Niyazi İplikçioğlu ile Gazeteniz Kocatepe'nin kurucularından merhum Şükrü Küçükkurt'un şehre sağladıkları katkıların ele alındığı Müzakereli Anma Konferansı'nda birçok hatıra da dile getirildi Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi'nde düzenlenen Müzakareli Anma Konferansı'nda Afyonkarahisar'ın [&hellip]

Üniversite’den vefa örneği

Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, şehrin basın, edebiyat ve tarih alanlarında önemli izleri bulunan
iki değerli ismi yâd etti. Merhum Niyazi İplikçioğlu ile Gazeteniz Kocatepe’nin kurucularından merhum Şükrü Küçükkurt’un şehre sağladıkları katkıların ele alındığı Müzakereli Anma Konferansı’nda birçok hatıra da dile getirildi

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen Müzakareli Anma Konferansı’nda Afyonkarahisar’ın basın, edebiyat ve tarih hayatında büyük önemi olan, Gazeteniz Kocatepe’nin kurucularından merhum Şükrü Küçükkurt ve öğretmen ve araştırmacı, merhum Niyazi İplikçioğlu yâd edildi.
AKÜ Rektörlüğü Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölüm Başkanlığı tarafından Erdal Akar Konferans Salonu’nda düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Karakaş, şehirlerin yaşamasının hafızaya bağlı olduğunu belirterek, “Şehirlerin yaşaması hafızasına bağlıdır. Şehirler hafızası ile yaşarlar. Hafızayı sağlayan mekanlardır ama mekanlardaki hafızanın devamlılığını sağlayan da güçlü hafızalara sahip iz bırakan aktörlerdir” dedi. Merhum Küçükkurt ve İplikçioğlu’nun bu anlamda Afyonkarahisar’a iz bırakmış insanlar olduğunu kaydeden Karakaş, “Niyazi İplikçioğlu üniversitemizde de İnkılâp Tarihi okutmanı olarak çalışan bir hocamızdı. O açıdan ayrı bir yere sahip. Rahmetli Şükrü Küçükkurt da Afyon basın tarihi açısından duayen sayılabilecek, Afyon basın tarihinin inşa edilme sürecinde aktör olmuş ve rol almış bir isimdi” diye konuştu.
İKİ SİMGE İSME HÜRMET
AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Güler’in başkanlığında gerçekleştirilen müzakerede merhum Niyazi İplikçioğlu’nun hayatını, damadı ve öğrencisi Afyon Kocatepe Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zelkif Polat anlattı. Polat, “Merhum İplikçioğlu, 1941 yılının Aralık ayında Afyon’da doğmuştur. Fakat nüfus kayıtlarında 1942 doğumlu olarak görülür. Babası terzi esnafından İplikçizade İbrahim Efendi’dir. Babasını da 1978 yılında kaybetmiştir. Sami, Lütfi ve Hayriye İplikçioğlu kardeşlerin en büyüğüdür” diye konuştu. Polat, “Eğitim hayatına Afyon’da başlamış, Kadınana İlkokulu, Afyon Lisesi derken yükseköğrenimine İstanbul’da devam etmiştir. 1961-62 öğretim yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne kaydını yaptırmıştır, aynı zamanda Çapa Yükseköğretim Okulu’nda da eğitimini devam ettirmiştir. 1966 yılında mezun olmuştur” ifadelerini kullandı.
HOCALARI DA ÜNLÜYDÜ
Merhum İplikçioğlu’nun üniversite eğitiminde çok önemli bilim adamlarından dersler aldığını dile getiren Polat, şunları söyledi:
“Bu süre içinde alanında çok önemli simalardan dersler almıştır. Bugün hâlâ akademik otorite olarak kabul ettiğimiz Zeki Veli Togan, İbrahim Kafesoğlu, Cavit Paysun, Muhammet Hamdullah gibi hocalardan dersler almıştır. 1966 yılının Haziran döneminde okuldan mezun olduğu için yaz dönemi mezuniyetini tamamlayanlara bir hak vermişler. Tercihli kura imkânına sahip olmuş. Bu kura ile Denizli Lisesi’nde tarih öğretmenliğine başlamıştır. 1969 yılında Telekzadelerden Gülay Telek ile hayatını birleştirmiş ve hemen akabinde askere gitmiştir. Yedek Subay olarak askerliğini Diyarbakır’da tamamlamıştır. Askerlik sonrasına Tunceli Lisesi’nde belli bir süre tarih öğretmenliği yapmış, daha sonra Sincanlı-Çiğiltepe Ortaokulu, akabinde Afyon İmam-Hatip Lisesi ve Afyon Lisesi’nde uzun yıllar tarih öğretmenliği yapmıştır. Bu süre içinde Afyon’da pek çok öğrencisi olmuştur. Bu öğrenciler, bizim akranlarımız, bizim çevremizde olan insanlardır. Pek çoğu önemli görevlere gelmişlerdir. 1995 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü’nde İnkilap Tarihi okutmanı olarak göreve başlamış, 1996 yılı yaz döneminde emekliliğini talep etmiş ve emekli olmuştur. İki evladını da okutmuş, kızı Sibel babasının yolundan gitmiş, O da bir tarih öğretmeni olmuştur. Oğlu İbrahim ile farklı bir yola giderek mühendis olmuştur.”
MESLEĞİ İLE
BÜTÜNLEŞMİŞTİ
Merhum İplikçioğlu’nun bir eğitimci olarak ve bir entelektüel olarak önemli hususiyetlere sahip bir insan olduğunu ifade eden Polat, “Her şeyden önce çok önemli bir eğitimciydi. Mesleği ile bütünleşmişti. O’nu yakından tanıyanlar O’nun isminin yanına başka bir mesleği yakıştıramazdı. Mesleğini icra ederken taşıdığı sorumluluğun bilincini hiç kaybetmemiştir. Bu husus gündeme geldiğinde elini göğsüne götürür, kalbini göstererek ‘Evladım burası rahat olacak’ der, vicdani sorumluluğu vurgulardı” diye konuştu. Merhum İplikçioğlu’nun pek çok kimseye vatan, millet sevgisi ve tarih şuurunu öğrettiğine dikkat çeken Polat sözlerini şöyle sürdürdü:
“O’nun tedrisinden geçen çok sayıda talebesini tanıma fırsatım oldu. Bunlar arasında siyasette, bürokraside çok önemli mevkilere gelmiş kişiler vardır. Hiçbirisi hocalarına karşı hürmette en ufak bir sapma göstermemiştir. Hocalarına karşı vefalarını her zaman göstermişlerdir. Bu insanların hepsi, O’nu andıklarında ağız birliği etmişçesine ‘Bize vatan, millet sevgisini, tarih şuurunu öğreten hocamız’ diye cümleye başlarlar. Bu açıdan çok önemli bir eğitimci olduğunun altını çizmek istiyorum. Aynı zamanda çok iyi bir entelektüel. Evi bir kütüphane havası taşıyordu. Ömrünün sonuna kadar elinden kitap hiç eksik olmamıştır. Bu zengin kütüphanenin manevi sorumluluğunu, biz evlatlar olarak taşımamaktayız.”
GAZİLERİN HATIRALARINI DERLEMEK İSTEDİ
1980’li yılların başlarında başlattıkları Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele gazilerinin hatıralarını derleme çalışması çok çok önemli olduğunun altını çizen Polat, “Bunları kayıt altına almaları ülke adına önemli bir hizmettir. Yerel tarihle ilgili ciddi akademik araştırma yapmış, bu araştırmaların bir kısmı yerel dergi ve gazetelerde yayınlanmıştır. Yazabileceklerinin, yazdıklarından çok daha fazla olduğunu bildiğimiz rahmetli Niyazi Hocamız, belki de aşırı titizliği yüzünden bizleri pek çok üretebileceği üründen mahrum bırakmıştır” ifadelerini kullandı. Merhum İplikçioğlu’nun tevazu sahibi bir insan olduğunu anlatan Polat “Niyazi Hoca bir akil insandı. Çevresinde yaşanılan problemlerin çözümü için danışılan insanlardan biriydi. Tevazu sahibi bir insandı, kimseyi incitmezdi. Çok iyi bir aile babasıydı, iki değerli evlat yetiştirmiştir. Yardımsever bir insandı, pek çok kişiyi maddi ve manevi alanda desteklemiştir. Bunu da kimseye hissettirmemiştir” değerlendirmesinde bulundu.
GAZİ’NİN DUYGULANDIRAN ÇIKIŞI
Merhum İplikçioğlu’nun 1970’li yılların başlarında genç bir öğretmenken Milli Mücadele gazileri henüz sağ olduğu bir dönemde çıkarılan ve Milli Mücadele ve Birinci Dünya Savaşı gazilerine maaş ve İstiklal Madalyası verilmesi ile ilgili bir anısı da paylaşan Polat sözlerini şöyle noktaladı:
“1972 yılında bir kanun çıkıyor. Milli Mücadele gazilerine, Birinci Dünya Savaşı gazilerine maaş verileceği, İstiklâl Madalyası verileceğine dair. Afyon’da da o yıllarda Arabacı Hasan Ağa adıyla fakir fukara bir gazi varmış. At arabası ile geçimini sağlamaktadır. Bir gün Niyazi Hoca, bir marangoz arkadaşının dükkanında otururken Arabacı Hasan Amca geliyor. Niyazi Hocamız, bu durumu O’na müjdelemek istiyor. Hasan Amca, büyük bir tepki veriyor. ‘Biz bu mücadeleyi para için, madalya için yapmadık. Bir şey yaptıysak bunun ecrini Allah verecektir’ deyip çıkıp gidiyor. Hasan Amca’yı kırdığını, bu yüzden kendini affetmediğini söylemişti. Gerçek Kuva-ı Milliye ruhu budur, derdi.”
KİTAP SEVDALISIYDI
Polat, kayınpederi ve hocası Niyazi İplikçioğlu’nun kitaplara ve kütüphaneye önem verdiğini de hatırlatarak “Afyonkarahisar’da Üniversite açıldıktan sonra Üniversite Kütüphanesi’ni zenginleştirebilmek için fedakârca çalışmıştır. Bu çalışmaların şahidi de buradadır. Özellikle eski eserlerin Üniversite Kütüphanesi’ne kazandırılması için büyük gayret göstermiştir. Yıllar sonra O’nun damadı olarak Kütüphane Yöneticiliği’ni üstlenmem benim için çok ilginç olmuştur. Onun için kendimi daha çok sorumlu hissetmişimdir” dedi.(Kocatepe Haber Merkezi)

“BİZE TARİHİ VE
SANATI SEVDİRDİ”

AKÜ Rektörlük Uzmanı Yusuf Ilgar da Merhum Niyazi İplikçioğlu’nun lise yıllarından hocası olduğunu belirterek, “1975’li yıllarda tarih ve sanat tarihi derslerimize girmişti. Benimle birlikte pek çok arkadaşıma tarihi ve sanat eserlerini sevdiren insandır. Merhum İplikçioğlu bizlere Kuvayi Milliye ruhunu aşılayan, memleket ve vatan sevgisini bize öğreten, anlatan ve gelecek nesillere aktarmamızı tavsiye eden bir büyüğümüzdü” ifadelerine yer verdi. İplikçioğlu’nun tavsiyesi üzerine 1993 yılında AKÜ’de göreve başladığını ifade eden Ilgar, şunları söyledi:
“1993 yılında hocam İplikçioğlu’nun tavsiyesi üzerine AKÜ’ye intisap ettim. Daha sonra 1994 yılında kendisi de AKÜ’ye geçti. Beraberce eski rektörümüz Şahabettin Beyin emriyle Afyonkarahisar Kütüğü isimli bir eserin oluşması için oluşturulan komisyonda görev aldık. Bu komisyon Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sarı Bey’in başkanlığında öğretim görevlisi arkadaşlarımızla beraber bu komisyonda çalıştık. Bu komisyon çok fazla çırpındı, didindi ancak emeline muvaffak olamadı. Pek çok insana rektör imzasıyla Afyonkarahisar Kütüğü yazılması konusunda yardımcı olunması için yazı yazıldığı halde çok az insandan cevap geldi. Kendi mensubu olduğumuz hocalarımız dahi yazı yazmak istemedi. Yıllar sonra 2000’li yıllarda bir başka projeyle Afyonkarahisar Kütüğü oluştu. Yıllar sonra Afyonkarahisar Kütüğü’nü kendisine hediye ettiğimde çok mutlu olmuştu.”
MİLLİ MÜCADELE KİTABINA
ÖMRÜ VEFA ETMEDİ
Milli Mücadele ile ilgili çalışmalarını kitaplaştırmaya ömrünün vefa etmediğini dile getiren Ilgar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ettiğimiz sohbetlerde kendisine Milli Mücadele ile ilgili yaptığı çalışmaları ne zaman kitap haline getireceğini sorduğumda bana ‘henüz netliğe kavuşturamadığım birkaç husus var. Bunu ortaya çıkardıktan sonra inşallah yapacağım’ demişti. Ancak ömrü vefat etmedi. Çok araştırmacıydı. Sivas Kongresi’ne katılan heyette Afyonkarahisarlı Mehmet Fakir Erdemer Bey de vardı. Bunun bilgilerini çözmek için Sivas’a kadar gitmiş ve orada incelemeler yapmıştı. O büyük bir tarihçiydi. Öğrencilik yıllarımızda kendisine ‘Heredot’ derlerdi. Heredot tarihin babasıydı. Merhum Hocam İplikçioğlu da tarihçilerin babasıydı.” (Kocatepe Haber Merkezi)

KÜTÜPHANE’Yİ
ZORLUKLA KURDUK

Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sarı da Niyazi İplikçioğlu hakkında bilgi verdi. Sarı, “Öğrencilerimize ödev veriyordum. Kütüphane olmadığı için yeterli çalışma yapamıyorlar. Kitap veriyorum, kitapların bir kısmı gelmiyor, bir kısmı da yıpranmış bir şekilde geliyor. Kütüphane kurmaya karar verdik. Bu bir başlangıç oldu. Türkeli Gazetesi’nde İrfan Sofrası isimli bir köşem vardı. Hacı Hakkı Bey de gazetesinde bir ilan yayınladı. Niyazi Ağabey ile de muhabbetimiz arttı. Kürt Hacı diye bir büyüğümüzün ailesinin elinde el yazma eserler varmış. Kütüphanemize vermek istediler. O eserleri aldık. Kolilerle arabalara koyduk. Ambaryolu’ndaki evlerine götürdük, daha sonra o elyazma eserleri kütüphaneye koymuştuk” dedi.

Bakmadan Geçme