Üniter yapıya ve Cumhuriyete halel getirilmeyecek
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Afyonkarahisar Kadın Kolları Başkanı Av. Ferda Ertürk, partisinin 'Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi' referandumunda neden evet oyu kullanılması gerektiği tezini Gazeteniz Kocatepe'ye verdiği röportajda anlattı.'Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi' referandumu arifesinde bir hukukçu ve siyasetçi olarak neler düşünüyorsunuz? Halkımıza neden evet oyu kullanılması gerektiğini çalışmalarda ne şekilde anlatmayı planlıyorsunuz?Ferda [&hellip]
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Afyonkarahisar Kadın Kolları Başkanı Av. Ferda Ertürk, partisinin “Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi” referandumunda neden evet oyu kullanılması gerektiği tezini Gazeteniz Kocatepe’ye verdiği röportajda anlattı.
“Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi” referandumu arifesinde bir hukukçu ve siyasetçi olarak neler düşünüyorsunuz? Halkımıza neden evet oyu kullanılması gerektiğini çalışmalarda ne şekilde anlatmayı planlıyorsunuz?
Ferda Ertürk: Önce Anayasa Komisyonu arkasından Meclis Genel Kurulu’ndan geçtikten sonra Cumhurbaşkanımızın onayı sonucu inşallah önümüzdeki aylarda ülke olarak bir halk oylamasına gideceğiz. Bu halk oylaması bizler açısından, partimiz açısından çok önemli. Bizler de inşallah parti olarak bu konuda tüm hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz. Gerek Medya Tanıtım Birim Başkanlığımız, gerek Siyasi Hukuki İşler Başkanlığımız gerek, Seçim İşleri Başkanlığımız alt yapı çalışmalarını tamamladı. Bundan sonra da halkımıza ulaşmak için sahaya inmeye, teşkilatlar olarak Kadın Kolları olarak hamd olsun hazırız. Son Genişletilmiş İl Başkanları Toplantımızın akabinde genel merkezimiz de Kadın Kolları olarak 81 ilin teşkilatlandırma toplantımızı yaptık. Halk oylaması sürecini nasıl gerçekleştireceğimizi hep birlikte değerlendirdik.
Peki sizlerin parti olarak savunduğunuz referandumda neden evet oyu kullanılması gerektiğini nasıl anlatacaksınız?
Ferda Ertürk: Allah’ın izni ile neden evet denilmesi gerektiğini halkımızın anlayabileceği şekilde, çok fazla hukuki detaylara girmeden ancak istendiğinde detaylarıyla anlatacak biçimde çalışacağız. Esasen halk ve kamuoyu tarafından bizlere yöneltilen soruları toplayarak bir çalışma yaptık. Bu konuda ARGE Birim Başkanlığımız olarakta çok öncesinde bir çalışma yürütmeye başlamıştık. Kadın Kolları Genel Başkanımız Sayın Lütfiye Selma Çam “30 Soruya 30 Cevap” şeklinde kamuoyunda Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile ilgili kafalara takılan 30 soruyu derleyip toparladılar. Bununla ilgili, verilen cevaplarla ilgili halkımızı aydınlatıcı bir çalışma yaptılar. Seçim gündemimizde de biz bu şekilde. İnşallah halk oylaması gündemimizde. Bu sorulara cevapları vererek birebir görüşeceğiz. Görüşmeler toplantılarda yapılacak. Bunlar ev ya da salon toplantıları olabilir. Bire bir mahallelere giderek kadınlarımıza veya seçmenlerimizle biraraya gelerek anlatmak için elimizden geleni yapacağız.
Halka neden gidiliyor?
Ferda Ertürk: Hükümet yönetim sistemini belirlemek üzere halka gidiyoruz. Halkımıza anayasa değişikliği için gidiyoruz. Bu bir parti oylaması değil. Bir parti seçimi değil. O nedenle biz öncelikli olarak bu sistemin ülkemiz için neden gerekli olduğunu anlatmaya çalışacağız. Çünkü artık biz parlamenter sistemin tıkanıklıklarıyla ülkemizin uğraşmasını istemiyoruz. Ülkemizin geriye gitmesini istemiyoruz. Köklü çözümler getirilmesini istiyoruz. Neden denilirse, geçtiğimiz 50 yıla baktığımızda bu kadar sürede 30 hükümet görmüşüz. Bu aşağı yukarı bir hükümetin 20 ay çalıştığını göstermektedir. Bir ülke için bu süre kısa. Biz her seferinde koalisyon ülkeyi geriye götüren bir sistemle karşı karşıya kaldık. Yani halkın oy verdiği partilerin dışında ki partiler dahi yönetimde yer alabilmiş. Bunları yaşamış bir milletiz. Cumhurbaşkanlığı seçimleri her seferinde bizim için bir kaos oluşturmuş maalesef. Geçmişte hatırlanacağı üzere Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçilmeden önceki 367 garabeti denilen bir olay yaşadı bu millet. Günlerce bu konu üzerinde çalışıldı. Halk artık daha önce yaptığımız halk oylaması ile Cumhurbaşkanını halkın seçmesine karar verdi. Halkımız bu kararla böylece bir şekilde Cumhurbaşkanlığı Sistemini tahkim etti. Bundan sonrasında yapılacak olan bunun önünü açmaktır.
Temel amaç seçmen çoğunluğunun isteklerinin hayata ge��mesi denilebilir mi?
Ferda Ertürk: Kesinlikle. Bu halk oylaması ile yönetim biçimini ve sonrasında milletin kendisini yönetecek kişiyi kendi belirlediği şekilde seçmesi amaçlanıyor. Tamamen halk egemenliğine dayalı. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir ifadesinin somut şekilde hayata geçirilmesi amaçlanıyor. Çünkü bu herhangi bir rejim değişikliği değil. Bu bir yönetim, hükümet sistemi değişikliğidir. Kendimize en uygun sistemi belirliyoruz. Bizim anayasa komisyonlarımız, partilerimiz biraraya gelerek bu konuda bir mutabakat sağladılar. Bu mutabakat metni hükümet sistemi üzerinedir. Kesinlikle bizim yönetim şeklimiz cumhuriyet. Zaten o yüzden sisteme de Cumhurbaşkanlığı Sistemi ifadesini kullanıyoruz. Çünkü bizim cumhuriyetle ilgili bir sorunumuz olmadı, olamaz da. Yani anayasanın ilk dört maddesinin hiçbir şekilde değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Biz de buna dokunan bir anayasa değişikliğinden söz etmiyoruz. Bizim hükümet sistemi değişikliği ile yaptığımız parlamenter sistemin negatif yönlerini artık halk için pozitif hale çevirebilecek bir sistem üzerinde çalışma yapılıyor.
Parlamenter sistemin negatif yönleri yeni sistemde nasıl pozitifleşecek?
Ferda Ertürk: Bir hükümet sisteminde, cumhuriyette, demokrasilerde devlet; yasama, yürütme ve yargı erkleri olmak üzere üç sac ayağı üzerindedir. Bu üç sac ayağı birbirinden ne kadar ayrı ve bağımsız olursa o devlet o kadar başarılıdır. Parlamenter sistemde yasamayı Meclis yapıyor. Ama yasama ve yürütme iç içe geçmiş durumdaydı. Çünkü halihazırda hükümetin başı olan Başbakan ve Bakanlar Kurulu aynı zamanda milletvekiliydi. Yani hem yasama hem de yürütme yetkisini kullanıyor. Cumhurbaşkanı şu an ki durumuyla mevcut anayasal sistemde gerçekten yürütmenin en başında ama sorumluluk olarak sorumluluğu yok denebilecek kadar az. Sadece belli suçlarda sorumluluğu var. Onun dışında yaptığı işle ilgili sorumluluğu yok denilecek kadar az ama yetkileri de en fazla yürütmenin tepesinde kullanabilecek kadar yetkilere sahip. Şu durumda Allah’ın izniyle anayasa değişikliğinin referandumdan geçmesi ile yasama ve yürütme tamamen sınırlarını ayırmış olacak.
Peki anayasal değişiklik sonucu yasama ve yürütmenin sınırları nasıl ayrılacak?
Ferda Ertürk: Milletvekillerimiz artık yeni anayasa ile sadece yasama işi ile ilgilenecek. Milletvekilleri sadece ve sadece mecliste olacak. Artık yürütme tamamen Meclis’ten bağımsız çalışacak. Halkın yüzde 50’den fazla oyu ile gelen bir Cumhurbaşkanı yürütmenin başı olacak. Onun belirlediği Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanlar birlikte yürütmeyi oluşturacaklar. Cumhurbaşkanının sadece kararname çıkarma yetkisi olabilecek. Kararname çıkarma yetkisi de eğer o konuda bir kanun hükmü yoksa o zaman kararname çıkarılabilecek. Hukukta kanun her zaman kararnamenin üzerindedir. Eğer bir konuda kanun varsa o konuda çıkarılan kanun hükmünde kararname geçersizdir. Şu anda bu sistemde de Cumhurbaşkanının çıkardığı kararnameyi yine meclisin kanun çıkararak denetleme yetkisi olacak. Bu demek oluyor ki Cumhurbaşkanı hiçbir şekilde yasamaya müdahil olamayacak. Yasama yetkisi, kanun çıkarma yetkisi Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı’ndan alınıp tamamen Meclise devredilmiş olacak inşallah.
İnsanların zihinlerini karıştıran sorular var. Bunun başında federatif yapı ile ülkede bölünmeye neden olacağı yönündeki iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ferda Ertürk: Bu anayasa değişikliği kesinlikle üniter devlet yapımızı etkileyecek bir değişiklik değil. Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlettir. Bu anayasa değişikliği içerisinde hiçbir şekilde fedaratif bir yapıya müsaade edecek bir düzenleme yok. Bunu kesin ve net olarak söyliyelim. Bunu ortaya atanlarda zaten böylesi bir şeyin hiçbir dayanağı olmadığını biliyorlar. Sadece sorarken ifade ettiğiniz gibi kafa karışıklığına yol açmak amacıyla bunu yapıyorlar. Diyelim ki fedaratif yapıya dönüşebilecek iller konusunda en basitinden bir ilçenin il olabilmesi için kanun gerekiyor. Bunu yapabilecek olan yine Meclis. Bu konuda hiçbir değişiklik yapılmadı. Kaldı ki hayır diyenlere bakıyoruz. Hayır diyenler kimler? PKK’nın sözde ileri gelenleri anayasa teklifine hayır denilmesi ile ilgili açıklamalar yapıyorlar. HDP anayasa değişikliğine hayır diyor. Eğer üniter yapı federatif yapıya çevrilecekse neden onlar böyle bir şeye hayır desinler ki? Bunu söyleyenler zaten kendi içlerinde tezata düşüyorlar. En basit gözlemleyebileceğimiz durumda bu diyebilirim. Hiçbir şekilde üniter yapıya ve Cumhuriyet rejimimize halal getirmeyecek bir anayasa değişikliğinden bahsediyoruz. Şu ana kadar ki en büyük kazanım Cumhuriyet rejimidir. Cumhuriyet rejimini değiştirmeye yönelik bir teklif dahi sözkonusu değil. Parlamenter sistem, tamamen yönetim sistemi üzerinde yapılacak bir değişiklikten söz ediyoruz. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı