'Ülkede yeni bir dönem açılıyor'
Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, son dönemde medyanın kendilerine olan ilgisini, 'Biz günümüz Türkiyesi'nde uçlara kaymış bir siyaset içerisinde makul çoğunluğun sesi olmaya gayret ediyoruz. Bunun için de tüm imkanları kullanmaya çalışıyoruz' dedi. Uysal, Mısri Mahallesi'ndeki Kentsel Dönüşüm Projesi'nde de sürecin rızalaşarak çözülmesi gerektiğine dikkat çekti   Demokrat Parti (DP) Genel [&hellip]
Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, son dönemde medyanın kendilerine olan ilgisini, “Biz günümüz Türkiyesi’nde uçlara kaymış bir siyaset içerisinde makul çoğunluğun sesi olmaya gayret ediyoruz. Bunun için de tüm imkanları kullanmaya çalışıyoruz” dedi. Uysal, Mısri Mahallesi’ndeki Kentsel Dönüşüm Projesi’nde de sürecin rızalaşarak çözülmesi gerektiğine dikkat çekti
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal gazeteniz Kocatepe’yi ziyaret etti. Uysal, ziyarette Mısri Mahallesi’ndeki Kentsel Dönüşüm Projesi hakkında düşüncelerini açıkladı.
“SÜREÇ GÜVEN UNSURUNU ZEDELEMEDEN YÖNETİLMELİ”
DP Lideri Gültekin Uysal, Kentsel Dönüşüm Projesine yönelik farklı vesilelerle görüşlerini ifade ettiğini belirtti. Afyonkarahisar’ın tarihi mahallelerinden Mısri Mahallesi’nde çok sayıda mahalle sakini olduğunu söyleyen Uysal, “Devlet genelde bu tür düzenlemeleri yaparken hakkaniyet ölçüsünde bir rızalaşmayı gerçekleştirecektir. Görüyorum ki başından itibaren projeyi önce Belediye sonra Bakanlık yürütüyor. Hemşehrilerimiz kendisini temsil edecek siyasi otorite olarak Belediye’yi muhatap alır. Ortak bir paydada elbette hepimizin sorumlulukları vardır. Bu tür dönüşümlerde genellikle bizlerde artı rantyaratarak dönüşümün maliyetini asgari düzeye indirmek için bir şablon çıkartılır. Burada da başından itibaren mahalle sakinleriyle sağlıklı bir iletişimin olmadığını görüyoruz. Neticede çokça paydaşın olduğu bir süreçte güven unsurunu zedelemeden süreci yönetmek lazımdır.” dedi.
“SÜREÇLERİ SINIRLANDIRMAYA GEREK YOK”
Uysal, Mısri Mahallesi’nde edindiği intibaın vatandaşların örgütlü şekilde haklarını temin edebilmek adına uğraş verdikleri olduğunu dile getirerek, “Mahalle sakinlerinden dinledim, bir ‘oldu-bittiye’ getirilecek düzenlemeler olmaz. Hele ki kentsel dönüşüm sebep göstererek bölgenin kapsamını, niteliğini değiştirerek hukuki süreçleri sınırlandırmak gibi bir takım yollara gittikleri görülüyor. Bunlara gerek yok. Orada yaşayan binlerce insanımız var. İnsanımıza atasından miras kalmış alanlardır. Şehrin de maalesef çarpık bir yapılaşması vardır. Tarihi ve şehir kimliğini de son 40 yılda bir sürü yıktığımız ve o karakterin yerine konulabilecek fiziki ortamlar yaratmadık. Yeni yapılan bölgelerde de ha keza bu planlamaların çok sağlıklı işlemediğini görüyoruz.” diye konuştu.
“VATANDAŞLAR
VEKİLLERİN ‘PROVAKATÖR’
TAVRINA ÇOK ALINMIŞ”
Konu ile ilgili olarak kentsel dönüşüm sürecinde TOKİ ve devletin varlık sürecinin net olduğunu vurgulayan Uysal, “Bir yanda lüks projelerle kaynak yaratıp dönüşüm yapılan sahada bu tür oranın tarihi kimliğini, dokusunu bozmadan ama hak sahiplerinin de hakkını yitirmeden arada çıkacak maliyeti devletin karşılaması gerekmektedir. Aksi takdirde çözüm bulamazsınız. Bu noktada ben mahallede de açık yüreklilikle ifade ettim; Bir hak kaybına vesile olunmaması için bizde fikrimizi kamuoyu oluşturma adına söyleriz. Afyon Belediyesi’nin de hassas olmaları gereken bir konudur. Ümit ederim rızalaşarak çözülür. Sayın Milletvekillerinin vatandaşlara ‘provakatör’ diye bir tavrı olmuş. Bu tavıra çok alınmışlar. Buna gerek yoktur. Netice itibariyle kaptı kaçtı usulüyle bu tür dönüşümleri çözemezsiniz. Toplumsal rıza gözetilmek zorundadır. İşte demokrasi de, milli irade dediğimiz mekanimzada bunun içindir.” şeklinde konuştu.
“MAKUL ÇOĞUNLUĞUN SESİ OLMA GAYRETİNDEYİZ”
Son dönemde gerek şahsının medyaya, gerekse medyanın kendisine olan ilgi artışını nasıl izah etmek gerektiği sorusunu cevaplandıran Uysal şöyle konuştu: “Bizim bir programımız var. Bir dönem kapanırken yeni bir dönem öyle ya da böyle açılıyor. Söyleyecek sözü tükenmiş, Türkiye’de milletimizin önüne koyacak, gelecek programı kalmamış, kendi iddialarıyla sınanıp ve kaybetmiş bir iktidar var. Derinleşen problemler vardır. Elbette biz günümüz Türkiyesi’nde uçlara kaymış bir siyaset içerisinde makul çoğunluğun sesi olmaya gayret ediyoruz. Yerel ve genel siyaset artık çok kolay bir faaliyet değil. Ulusal ve yerel medya erişiminden, işin mali boyutlarına varıncaya kadar karşımızda eşit bir rekabet imkânı yoktur. Tüm bunlara rağmen demokrasinin elimizde sınırlı kalmış imkanlarını azami düzeyde kullanmaya gayret gösteriyoruz. Bizim bir tasavvurumuz vardır. Her 15-20 yılda bir siyasetimizde açılan fırsat penceresi yeni bir şekillenmeolmaktadır. Ben bu süreci böyle değerlendiriyorum. Demokrat Parti olarak hafızası, geçmişi, icraatları, abide şahsiyetleri, hizmetleri belli olan bir geleneğiz. Bizde o açıdan geniş kitlelere hem kitle iletişim araçlarıyla hem de sahada bulunarak ulaşmaya gayret gösteriyoruz.” >> Burak AYDIN’ın Haberi