Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ÜÇ NUR VE ÜÇ ZULMET (AKIL, HAYÂ, MERHAMET/ KİBİR, TAMAH VE HASET)

Muharrem Günay 12 Kasım 2018 Pazartesi 13:39:25
 

Yüce Allah,  Hz. Âdem’i yarattığında ona şöyle buyurdu:
 Yâ Âdem sağ yanına bak, orada üç nur göreceksin. O üç nura adlarını, yerlerini ve görevlerini sor.
Hz. Âdem bu ilâhi emirden sonra sağ yanına baktı, üç güzel nur gördü ve onlara sordu:
-Ey güzel nurlar Adınız nedir, makamınız neresidir ve görevleriniz nelerdir?
Birisi cevap verdi:
-Adım akıldır ve makamım insanın başıdır. Benim bulunduğum başta din, dinin bulunduğu başta da iman tâcı, iman tâcının bulunduğu yerde de hayâ vardır. Onun için benim bulunduğum başlar mutlu ve kutlu başlardır. Çünkü o başa tefekkür yani düşünmek nimeti verilmiştir.
Diğeri şöyle cevap verdi;
-Benim adım da utanma ve hayâdır. Aklın bulunduğu başta gözde bulunurum. Çünkü aklın bulunduğu başta din ve iman vardır. Din ve imanın olduğu yerde de elbette hayâ vardır. Onun için ben akıldan hiç ayrılmam ve o nerede ise ben orada olurum. İçinde akıl cevheri bulunan başların gözleri de benim yani hayânın mekânıdır. Hayâ sahibi bir göz harama bakmaz, ibret sahibi olur, Hakkı gören göz olur.
Mevlana’nın dediği gibi; Göz dediğin Hakkı gören gözdür. Eğer göz Hakkı görmüyorsa kör olsun daha iyidir.
Üçüncü nur Âdem’e şöyle cevap verdi:
-Yâ Âdem! Benim adım da merhamettir. Mekânım ise başlarında akıl ve gözlerinde hayâ bulunan insanların kalpleridir. Benim bulunduğum kalp, Allah’ü Teâlâ’nın evi ve Rahmanın tahtıdır. Rahman’ın rahmâniyeti, Rahim’in merhameti o kalp sahibinde oluşur, dedi.
Hz. Âdem (a.s.), her üçüne de:
–  Allahü Teâlâ, sizleri onurlandırsın, ne güzel nurlarsınız, görevleriniz ve bulunduğunuz yerler ne kadar güzeldir, kutsaldır diye onları övdü.
Yüce Allah, Âdem (a.s.)’a tekrar hitap edip;
— Sol tarafına bak; Üç zulmet göreceksin. Onlara da sor bakalım, mekânları, görevleri nelerdir.
Âdem (a.s.) sol tarafına baktı ve birisine sordu.
— Ey zulmet ne kadar da çirkin yaratılmışsın sen? Adın nedir ve makamın neresidir ve görevin nedir senin?
 Zulmet:
—Benim adım kibirdir. Mekânım, insanların başlarıdır. Görevim ise; girmeyi başardığım başta ne akıl. Ne din, ne iman, ne şükür, ne hayâ, ne merhamet, ne alçak gönüllülük ne de insanlıktan eser bırakmamaktır.
Hz. Âdem (a.s.) ona çıkıştı:
— Sus yalan söyleme! Dedi. İnsanların başlarında akıl bulunur.
Zulmet hemen cevap verdi:
– Evet, haklısın Âdem! Doğru söylüyorsun ama akıl bir an için ayrılıverirse, hemen o başa ben hâkim olurum.
İkinci zulmet de soruyu şöyle cevaplandırdı:
— Benim adım tamahtır. Mekânım, insanların gözleridir. Benim bulunduğum gözün sahibinde ne hayâ, ne vicdan, ne namus, ne iz’an, hiç ama hiçbir şey kalmaz, hırslı, açgözlü, doymak bilmez bir kişi olur gider, dedi.
Hz. Âdem (a.s.) ona çıkıştı:
— Sus yalan söyleme! Dedi. İnsanların gözlerinde hayâ bulunur.
Zulmet hemen cevap verdi:
– Evet, haklısın Âdem! Doğru söylüyorsun ama hayâ bir an için ayrılıverirse, hemen o başa ben hâkim olurum, dedi.
Üçüncü zulmette aynı soruları şöyle cevapladı:
– Benim adım da hasettir, mekânım insanların kalpleridir. Benim girdiğim kalplerin sahipleri insan şeklinde birer canavar oluverirler. Yapamayacağım soysuzluk ve işletmeyeceğim suç yoktur. Benim girdiği kalpler nazargâh-ı ilahi /Allah’ın durağı olmaktan çıkarlar. Allah’ın rahmetinin makamı olan kalpler benin sayemde nefret, kin, kıskançlık, çekememezlik, düşmanlık evi ve şeytanın makamı ve oyuncağı haline gelir. Bütün kulların zarar görmesi en büyük emelimdir. Benim içimde bulunduğum kalp ve o kalbin sahibi olan insan için için, sinsi sinsi yanan bir oduna benzer, dedi.
Hz. Âdem (a.s.) ona çıkıştı:
— Sus yalan söyleme! Dedi. İnsanların kalplerinde merhamet bulunur.
Zulmet hemen cevap verdi:
– Evet, doğrudur, merhamet bulunur ama merhamet bir an için ayrılıverirse, ben hemen o kalbe hâkim oluveririm, dedi.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER