Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Burcu Aydın

Tutarsız tepkiler üzüyor – Kocatepe Gazetesi

Burcu Aydın 7 Haziran 2010 Pazartesi 03:00:00
  İsrail’in uluslar arası sularda insani yardım taşıyan gemiye yaptığı insanlık dışı saldırıyı hiç bir insanın kabul edip hoş görmesi elbette düşünülemez. İster Müslüman, ister Hıristiyan, ister Musevi isterse ateist olsun hiç önemli değil. Mensubu olduğunuz din ve inanç dereceniz her ne olursa olsun böylesi bir vahşetin haklı bir açıklama ve dayanağı yok. Aynı gün İskenderun’da vatan savunması, terörle mücadele için canını vererek şehit düşen askerlerimiz oldu. Şehitlerimize ve İsrail terörüne kurban giden insanlara Allah’tan rahmet diliyoruz.
Ancak gerek insani gerekse İslam inancı çizgisinde verilen tepkilerde bir tutarsızlık var. Elbette terörün ırkı yok. Yaşam hakkı temel evrensel haklardan biri. Terörü de meşru gösterecek hiçbir geçerli sebep yok. Ama İsrail’in saldırılarına gösterilen güçlü tepki her nedense şehit cenazeleri öncesi ve sonrası gösterilmez oldu. Sanki günlük hayatta sıradan bir olay haline geldi şehit vermek ve şehit cenazeleri. İnsanlarımız, toplum acayip şekilde kanıksadı bu durumu.
Ateş düştüğü yeri yaksa da o ateşin farklı şekillerde her an hepimize yakabileceği gerçeği inkar edilemez. Vatan millet Sakarya edebiyatında, mangalda kül bırakmamakta, her çay kahve sohbeti sırasında Türkiye’yi kurtarmakta pek çoğumuzun üstüne yoktur. Şöyle yapılmalı böyle yapsınlar vs. ama insani, bireysel ve vatandaş sıfatlarımızla basit görevlerimizi kaçımız yapıyoruz ki?
En basitinden bırakın şehit cenazelerine katılmayı, tepkiler koyan toplantılar düzenlemeyi 18 Mart Şehitler Günü’nde şehitlik bahçesi ve tören yapılan salona yüzde kaçlık samimi vatandaş katılımı gerçekleşiyor? Bu tören devlet görevlile-rine, şehit ailesi ve yakınlarına, gaziler ve ailele-rine özel yapılan bir tören değil. Ama İsrail saldırılarını kınamak için gösterilen saygıya değer reaksiyonla kendi şehitlerimiz için düzenlenen tören ve programlara gösterilen reaksiyon arasında uçurum var. İnsan kendini bu konu üzerinde düşünmekten alamıyor ama bu sorunun cevabını da veremiyor.
Geride kalan inananların katledilen Müslümanların aziz hatıraları karşısında gıyabi cenaze namazları kılmaları Müslüman sıfatını taşıyan her insan için son derece güzel bir yaklaşım. Peki asker şehitlerimizin ardından neden gıyabi cenaze namazı kılınmıyor? Küresel bir köy olarak nitelendirilen dünyada ideolojik yaklaşımların geçerliliğinin tarihe karıştığı söyleniyor. Ama hala bize göre ideolojik fantezi olarak kurgulanabilecek yaklaşımların kimi zaman okşanıp kimi zaman kaşındığını dolayısıyla verilen tepkilerdeki tutarsızlıkları üzülerek görüyoruz.
İstiklal Marşını tüm
vatandaşlar söyler
Uzun zamandır bire bir şahit olduğumuz ancak yazmaya, söylemeye dilimizin varmadığı bir konuyu bugün aktarmak istiyorum. Son dönemlerde bu lakayıtlığa sıkça rastlar olduk. Tören ve programların başlangıcında söylenen İstiklal Marşına o törende bulunan veya o tören alanında geçen kişilerin duyarsız ve lakayıt şekillerdeki yaklaşımları maalesef açık ve net ortada.
Bir milleti millet yapan unsurların başında bayrağı ve milli marşı gelir. Milli Marşımız İstiklal Marşımızın yazarı milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, “Allah milletimize bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.” ifadesiyle durumu en iyi şekilde özetlemiştir. Milli mücadele verilerek kanla sulanıp vatan haline getirilen topraklarımızda milli marşımız okunurken canı yürekten okumak her Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşının en temel vatandaşlık ödevidir. Yapılacak iş de açık ve basit. Ama bir o kadarda önemli. İstiklal Marşımızı okurken ceket, palto, yelek vs düğmelenmesi ya da fermuarı çekilmesi gereken giysilerin konumuna dikkat ederek ciddi bir şekilde eller iki yanda esas duruş konumunda edepli bir şekilde marşımızı okumak.
Tabiri caiz ise kılıksız şekillerde yaka paça başka yerlerde, İstiklal Marşını sözde söyler şe-kilde dudak kıpırdatan ya da dudaklarını oynatmaya bile tenezzül etmez tavırlar hiçbir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına yakışmaz, bağdaştırılamaz. Bu temel vatandaşlık görevini yerine getirirken kimliğiniz, ne olduğunuz, öğrenim, meslek durumunuzun hiçbir önemi yok. Çocuğundan yetişkinine kadar marşımızı playbak yapmak yerine düzgünce söylemeyi ve söylerken de İstiklal Marşı ruhuna uygun bir tavırla ay yıldızlı Türk Bayrağına bakarak okumanın farkındalığının akıldan çıkmaması gerektiğinin altını çiziyoruz.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER