Türkiye'yi sarsan kaza bağıra bağıra gelmiş

İscehisar İlçesi'ne bağlı Çatağıl Köyü'nde 5 öğrencinin hayatını kaybettiği, 4 öğrenciden birinin şu an için yatalak olup, diğerinin tekerlekli sandalye kullanmasına neden olan öğrenci servis kazasının ilk duruşması dün görüldü. Mahkemedeki ifadeler facia gibi kazanını adeta bağıra bağıra geldiğini ortaya koydu. Mahkemede görüş bildiren öğrenci velileri ile öğrenciler kazaya sebep olan servis şoförü, bağlı olduğu [&hellip]

İscehisar İlçesi’ne bağlı Çatağıl Köyü’nde 5 öğrencinin hayatını kaybettiği, 4 öğrenciden birinin şu an için
yatalak olup, diğerinin tekerlekli sandalye kullanmasına neden olan öğrenci servis kazasının ilk duruşması dün görüldü. Mahkemedeki ifadeler facia gibi kazanını adeta bağıra bağıra geldiğini ortaya koydu. Mahkemede görüş bildiren öğrenci velileri ile öğrenciler kazaya sebep olan servis şoförü, bağlı olduğu firma ve Milli Eğitim yetkililerinin gerekli önlemleri almadığını belirttiler. Sanıklardan servis şoförü A.Ş. duruşmada şikâyetçilerle ilgili olarak “Bazı beyanlar gülmeme sebep oldu” sözü üzerine Mahkeme Başkanı tarafından uyarıldı. Mahkeme Başkanı, “Böyle konuşmayın, bu ifadeniz kişileri rencide eder” dedi

Afyonkarahisar’ın İscehisar İlçesi’ne bağlı Çatağıl Köyü’nde 11 Ekim 2021 tarihinde meydana gelen öğrenci servisi kazası Türkiye’yi sarsmıştı. Kaza sonucu 11 Eylül Dünya Kız Çocukları Günü’nde 4’ü kız 1’i erkek olmak üzere 5 öğrenci hayatını kaybetmiş, 1’i ağır olmak üzere 4 öğrenci yaralanmıştı. Türkiye’yi sarsan öğrenci servis kazasının yargılamasına Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi 1. heyeti tarafından dün başlandı. Duruşma 2,5 saat sürdü. Kazadan yaralı kurtulan öğrencilerle velileri, kazada hayatını kaybeden öğrencilerin velileri 2 sanıktan şikâyetçi olurken, kamu davasına katılma talepleri kabul edildi.
“KEŞKE ÇOCUKLAR DEĞİL DE BEN ÖLSEYDİM”
İlk duruşmada mağdur öğrenciler ve velileri ile servisin şoförlüğünü yapan tutuklu sanık A.Ş. (54) ile işveren tutuklu sanık İ.D. (71) ifade verdi. Servis şoförü A.Ş. çiftçilik yaptığını, 20 yıllık şoför olduğunu, 5 yıldır servis şoförlüğü işini yürüttüğünü söyledi. A.Ş., “Servisini yaptığım bölge Afyon’un en zor bölgesidir. Kaza günü sabah çocukları alıp yola çıktım. Kazadan önce çocuklar aşırı ses yapıyordu. Onlara durun, susun, yapmayın derken daldım mı, hayal mi gördüm bilmiyorum. Uyandığımda karşımda jandarmalar vardı. Allah’ın takdiri, çok üzgünüm. Keşke çocuklar değil de ben ölseydim. Allah yardımcımız olsun. Allah kimsenin başına vermesin. Onlar bir kere öldü bense hergün ölüyorum. Kimse ile konuşamıyorum namazlarımı kılamıyorum kötü durumdayım.” dedi.

“SUÇSUZUM, BERAATIMI TALEP EDİYORUM”
Servis hizmetini sağlayan işveren sanık İ.D duruşmada verdiği ifadede kazada kusuru olmadığını, servis işini bıraktığını, ancak İscehisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden servis aracı bulamadıklarını söyleyerek okullar açıldıktan 15 gün sonra öğrenci servis hizmeti vermeleri için ricada bulunduklarını dile getirdi. İ.D, “Müdürlükten evrakları hazırladılar, ben sadece imzaladım. Kazadan bir hafta önce lastikler ölçüldü. Aracın ön koltuğunda emniyet kemeri tertibatı vardı. Arka koltuklarda emniyet kemeri yoktu. Koltuklar geniş olduğu için sonra emniyet kemeri eklenebileceği ön görüldü. Suçsuzum, beraatımı talep ediyorum.” diye konuştu.
“ARACI SÜRATLİ KULLANIYOR, PAZARA YETİŞECEĞİNİ SÖYLÜYORDU”
Kazadan yaralı kurtulan mağdur A.B.D (11) sanık şoförün kaza olmadan önce çok hızlı ilerlediğini, araçtaki arkadaşlarının “Adalet amca çok hızlı gidiyorsun, yavaşla.” demelerine rağmen “Susun ben daha İscehisar’a gideceğim.’ dediğini aktardı. Bir diğer mağdur öğrenci P.D (13) kaza olmadan önce kendisinin ve araçta bulunan öğrencilerden M.N.D’nin “Adalet amca azıcık yavaşla” sözünü dinlemediğini, her hafta Pazartesi günleri şoförün İscehisar pazarına yetişebilmek için aracı aşırı süratli kullandığını dile getirdi. M.N.D, “Adalet amca kaza sabahı ‘Susun ben İscehisar’a yetişeceğim.’ dedikten sonra ormanlık alanda ağaçlara girdik.” dedi.
“ŞOFÖRÜN YAPTIKLARI ŞİKAYET EDİLDİ”
Kazadan yaralı kurtulan ancak yürüyemediği için duruşmaya tekerlekli sandalye ile gelen öğrenci H.T (14) kaza günü sabah 7.55’de servis toplanma alanına geldiğini, şoförün saat 8.10’da gelip duraklarda kornaya basmadan hızla ilerlediğini anlattı. ŞoförA.Ş’ye arkadaşlarının kornaya basması halinde çıkacaklarını söylediğini A.Ş’nin “Çıkmak isteler çıkarlardı boşver.” dediğini söyledi. H.T, “Kornaya basmadan duraklarda durmadan hızla ilerledik daha sonra bir eve süt verdi. Pazara ve köye yetişeceğini söyledi.” dedi. Mağdur Y.D’ın (14) babası A.R.D çocuğunun beyanının alınmasına rızası olduğunu, adaletin yerini bulmasını istediğini ifade etti. A.R.D, “Eşim şoförün birkaç kez çocukları köy dışında yolda bıraktığını söyledi. Ben gurbette çalışıyorum. Okul müdürünü arayıp durumu bildirmelerini söyledim. Kazadan önce kardeşim Milli Eğitim Müdürlüğü’ne durumu şikâyet etti.” şeklinde konuştu.
“İDARE EDİN, ÇOCUKLARIN TAŞINMASI GEREKİYOR DENİLDİ”
Öğrenci velisi D.D duruşmada verdiği ifadede, “Servis kanununa uyan araçla ihale yapılmış. Çocuklarımızı taşıyan araç başkaydı. Biz kazadan önce Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurup şikâyetimizi bildirdik. Bize, ‘İdare edin, bu çocukların taşınması gerekiyor.’ denildi. Milli Eğitim Müdürlüğü’nden yolcu öğrenciler ve servis şoförünün riayet edeceği bir toplanma noktası belirlenmesini istedik. Okul açıldığında servis toplanma bölgesi yoktu. Servis şoförü çocuklarımızı okuldan dönüşte köyün yaklaşık 2 kilometre dışında bırakıyordu. Kendisine durumu şikâyet ettiğimizde ‘İşim var bugün idare edin.’ diyordu.
Veli M.D, servis şoförünün kafasına göre hareket ederek aracın bazen geç bazen erken geldiğini çocukların sabah kahvaltı bile yapamadıklarını söyledi. Şoför A.Ş’nin öğrencileri zamansız alıp zamansız bıraktığını aktaran M.D konu hakkında eşinin şikâyette bulunduğunu anlattı. Öğrenci Y.D’nin Velisi M.D, şoförün öğrencileri zamansız alıp bıraktığı yönünde şikâyette bulunduklarını şoförün “Bugünlük işimiz var kalsın.” dediğini ifade etti.
“ŞOFÖR KENDİSİNİ UYARDIĞI İÇİN KIZ ÇOCUĞUMA TOKAT ATTI”
Veli C.E, çocuğu M.N.E’nin okul müdürü tarafından servis içerisindeki olumsuzlukları bildirmesi için başkan seçildiğini şoför A.Ş’nin M.N.E’ye tokat attığını aktardı. C.E kazadan önce 9+1 kapasiteli araçta 17 kişinin taşındığını da vurguladı. Veli M.E kızı R.E’nin şu anda yatalak durumda olduğunu kaza sonrası çocuğunu sıkıştığı yerden bizzat çıkardığını, olay yerini bildiğini, kendisinin de şoför olarak kanaatinin hızlı kullandığı araçla viraja girdiğinde mıcırlı asfalt üzerinde kazanın meydana geldiğini söyledi.
“ÇOCUKLARIMIZI KAYBETTİK, İŞVEREN BAŞKA ARAÇ BULUN DEDİ”
Veli R.E duruşmada verdiği ifade de şöyle konuştu: “Bazı şeyleri söylemek istiyorum, sıkılıyorum. Şoför servisi hızlı kullanıyordu. Ağzıkara’da inecek olan çocukları Kürtyurdu’nda indiriyor, çocuklarımız ‘Adalet amcanın işi varmış.” diyerek eve yürüyerek geliyorlardı. Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şikâyetçi olduğumuzda ‘Yapacak bir şey yok. Araç yok’ denildi. Biz müdürlüğe gülerek girdik ağlayarak çıktık. Sonuçta çocuklarımızı kaybettik. Servisin kapısı bile iple bağlanıyordu. İşveren sanık İ.D’ye durumu anlattığımızda bize ‘Başka araç bulursanız servisi o yapsın. Benim bulabildiğim araç bu’ dedi.”
“EŞİMİ KIZIMIZIN ACISINA DAYANAMADIĞI İÇİN KAYBETTİM”
R.E, eşi G.E’yi evlat acısına dayanamadığı için aniden üzüntüyle ortaya çıkan rahatsızlık sonucu kaybettiğini dile getirdi. R.E, “Kızımız kazada ölünce eşim aynı kazada yaralanan yeğenimi hastanede kucaklıyordu. ‘Siz geldiniz ama Teslimem gelmedi’ diyordu. Doktor eşimin üzüntüyle ciğerine kan sıçradığını tüm müdahalelere rağmen kurtaramadıklarını söyledi. Eşim kızımızın acısına dayanamadı.” ifadelerini kullandı.
“YOLDA İNMEK İSTEMEYEN ÇOCUĞUMU TEKMELEDİ”
Öğrenci Velisi A.D “Servis şoförü Adalet ağabey çocuğumu hep uzakta indiriyordu. Bende çocuğuma araçtan inme, seni eve bırakmak zorunda dedim. Çocuğum böyle yapınca ensesinden tutup tekme atmış. ‘Seninle mi uğraşacağım.’ demiş. Kendisine ağabey benim çocuğumaniye böyle yapıyorsun dediğimde ‘Bu dünyada bir tek sen mi çocuk doğurdun.’ dedi. Kazadan önce jandarmaya şikâyette bulunduk. Aracın koltukları monteli değildi. Çocuklarımız çoğu zaman domates kasaları üzerine oturuyordu. Eşimi Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yolladım. Ona, ‘Çocuklarınızı istediğiniz araçla okula yollayın.’ dediler. Çocuğum hiçbir okul çıkışı eve servisle dönmedi hep yürüdü.” dedi.
“SERVİS İŞİ HATIR-GÖNÜLLE OLMAZ. MİLLİ EĞİTİM’DEN ŞİKÂYETÇİYİM”
Veli F.D, öğrenci servis taşımacılığının hatır gönülle yapılmaması gerektiğini ifade etti. Şoför sanık A.Ş’nin duruşmada olduğu gibi yaralanan ve ölen çocuklara iyi ve nazik davranması halinde olaydan bu kadar etkilenmeyeceğini vurgulayan F.D, “Şoför aracı hep hızlı kullanıyordu. Kendisi duruşmada üzgün olduğunu söylüyor nezaketle konuşuyor. Keşke aynı nezaketi çocuklarımıza gösterseydi olaydan bu kadar etkilenmezdim. Servis işi hatır gönülle olamaz. Bunları üzülerek söylüyorum; Koltukları seyyar olan bir araçla çocuklarımız taşınmamalıydı. İlçe Müdürüne söylediğimizde hep ‘idare edin’ dedi defalarca söyledik. Şoförle aileleri karşı karşıya bıraktılar. Bizler ana babayız. Okula yolladığımız çocuklarımız için öğretmenlere güvenmek durumundayız. Öğretmenler neden bu kadar duyarsızlar? Konuyu hem okul müdürüne hem de nöbetçi öğretmene ilettim. Derdinizi Milli Eğitim’e anlatın dediler. Şikâyetlerimize rağmen hiçbir sorunumuz çözülmedi. Seyyar satıcı aracıyla öğrenci servisi mi yapılır? Eğer koltukları monteli araçta gidiyor olsalardı çocuklarımız bu kazada parçalanmayacaklardı. Ormanda ağaçlara saçları kanları asılı kalmayacaktı. Yavrularımız biçildi doğrandı. Takdiri ilahi bir daha yaşanmasın. Milli Eğitim kurumundan şikâyetçiyim.” dedi.
“AİLELERİN EKONOMİK DURUMUNA GÖRE AYRIM YAPILIYORDU”
Veli F.T, sözkonusu durumu her yıl yaşadıkları için 2021-2022 eğitim dönemi başlangıcında okula giderek servis şoförünün kestirme olduğu için dağ yolunu kullandığını bildirdiğini açıkladı. Okul Müdürünün dağ yolunu kullanmanın yasak olduğunu söylediğini belirten F.T, “Okul müdürüne şoförün dağ yolunu kestirim diye kullandığını söyledim. Müdür yasak kullanamaz dedi. Sabah pazara yetişmek için kornaya basmadan duraklara uğramadan geçip gidiyor. Köy muhtarıyla işbirliği yapıp güzergâh dışı Çatağıl yoluna geçip süt götürüyor. Kestirme diye dağ yolunu kullandığına dair 18 tane dilekçe verdim. Devletin parasını ödediği servise bu bizim öğrencimiz değil diyerek özürlü çocuğumu almadılar, Hep ‘idare edin’ dediler. Allah razı olsun idare ettik. Ailelerin ekonomik durumlarına göre ayrım yapılarak kiminin çocuğu evinin önünde, kimi çocuklar evlerinde uzakta indirildi. Bu kaza göz göre göre bağıra bağıra geldi. İhmaller zinciriyle kaza geleceğini ortaya koymuştu. Çocuklarımız yavaş git dedikçe inatlaşarak hızını arttıran şoför çocuklarımızı ormanda ağaç dallarına taktı.” dedi.
Öğrenci velisi H.T, özürlü çocuğu servise kabul edilmediği için okula kendisinin götürdüğünü, işveren İ.D’nin yetkili mercilerde adamı olduğunu düşündüğünü bu nedenle gerekli tedbirlerin alınmadığını ifade etti.
SANIK A.Ş: BAZI BEYANLAR GÜLMEME SEBEP OLDU
Mağdur tarafın avukatları Adli Tıp Kurumundan gelecek rapora beyanda bulunmak ve Okul Müdürü G.Ş.Ö’nün tanık olarak dinlenmesi talebinde bulundu. Memur kişiler hakkında yürütülen soruşturmanın akıbeti hakkında bilgi isteyen avukatlar sanık savunmalarını kabul etmediklerini dile getirdi. Duruşmanın savcısı sanıklar A.Ş ile İ.D’nin tutukluk hallerinin devamı yönünde görüş bildirdi. Çok üzgün olduğunu tekrarlayan sanık A.Ş, tahliyesini talep ederken bazı mağdur ailelerin beyanlarının gülmesine sebep olduğunu söyleyince Mahkeme Başkanı tarafından uyarıldı. Mahkeme Başkanı, “Böyle konuşmayın bu ifadeniz kişileri rencide eder.” dedi. İşveren sanık İ.D, Türk adaletine güvendiğini gerçeğin ortaya çıkacağını, hava şartları elverdiği ölçüde çocukların evlerinden alındığını hiçbir şeyin dışarıdan görüldüğü gibi olmadığını belirterek tahliyesini istedi.
“OKUL MÜDÜRÜNE BAZI EVRAKLARI İMHA ET DENİLDİĞİ İLERİ SÜRÜLDÜ”
Sanık avukatları davanın kısa sürede bitirilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) mağdurlar hakkında alınacak kati raporun 18 ayı bulabileceğini dile getirdi. Avukatlar müşteki beyanlarına katılmadıklarını, suçun katalog suç olmadığını belirterek müvekkillerinin tahliyesini talep etti. Öte yandan bir sanık avukatı tarafından Okul Müdürü G.Ş.Ö’nünifadesinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Coşkun bey adlı bir kişi tarafından bazı evrakların imha edilmesini istediğini ancak kendisinin bu isteği kabul etmediğine dikkat çekildi. Duruşma sonunda mahkeme heyeti üç mağdurun ifadelerinin evde alınmasına, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına oybirliğiyle karar verdi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
>> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi

Bakmadan Geçme