'Türkiye'nin sivil bir anayasaya ihtiyacı var'

Afyonkarahisar Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından 'Afyon'da Haber, Hukuk ve Medya Paneli' düzenlendi. NTV'de haber spikeri olan Buket Aydın ile Avukat SerkanToper'in konuşmacı olarak katıldığı paneli, televizyon programı yapımcısı ve sunucusu Duygu Canbaş yönetti. Panele Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral İsmet Gökhan Gülmez, demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı.DARBE ANAYASASINDAN [&hellip]

Afyonkarahisar Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından “Afyon’da Haber, Hukuk ve Medya Paneli” düzenlendi. NTV’de haber spikeri olan Buket Aydın ile Avukat SerkanToper’in konuşmacı olarak katıldığı paneli, televizyon programı yapımcısı ve sunucusu Duygu Canbaş yönetti. Panele Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral İsmet Gökhan Gülmez, demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı.
DARBE
 ANAYASASINDAN KURTULMALIYIZ
Panelde konuşan Serkan Toper, Türkiye’nin sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu belirterek, “12 Eylül 1980 darbesinin mahsulü olan darbe anayasasından Türkiye’nin acilen kurtulması gerekir” dedi. 2010 yılında yapılan referandumla Anayasanın önemli bir kısmının değiştiğini ancak hala darbe anayasası olarak anıldığını kaydeden Toper, halkın iradesiyle Meclis’te bulunan partilerin ve milletvekillerinin yüzde yüz sivil bir iradeye dayanan anayasa yapması yönünde beklentiler olduğunu ifade etti.
BİRÇOK MADDE TARTIŞILIYOR
Herkesin sivil bir Anayasa’dan yana olmasına karşılık Meclis’te uzlaşma ortamının sağlanamadığını belirten Toper, “Bu konuda kurulan komisyon çalışmıyor. İlk dört maddenin çok rahat aşılacağını düşünüyorum. Yalnız terör örgütünün siyasi uzantısı olan bir partinin resmi dille ilgili talepleri var. Yine çok tartışılan konu Türklük ve vatandaşlık kavramı. Bu konularda ortak nokta bulunmuş değil. Dokunulmazlık ve baraj sistemiyle ilgili de fikir ayrılıkları çok fazla. Yönetimde istikrar ve temsilde adaletle ilgili birbiriyle çok çakışan iki kavram var. Parti kapatma konusu var. Bir kısım siyasi görüş tamamen kapatmaya karşıyken, bir grup; terör suçları, terörün siyasi uzantısında olan partiler için kapatma hükmünün kalmasını istiyor. Meclis’te partilerin ortak noktada buluşarak bu işi çözemeyeceği ve halk oylamasına sunulacağı beklentisi yüksek” diye konuştu.
90 YILLIK SİSTEMİ ÖĞRENEMEDİK
Başkanlık Sistemi hakkında da bilgiler veren Toper, “90 küsur yıldır parlamenter sistemin ne olduğunu öğrenemedik dolayısıyla bir iki yıldır konuşulan başkanlık sistemini de anlamamız, öğrenmemiz biraz zaman alacak. Başkanlık Sistemi tanım olarak, yürütme erkinin tek kişi tarafından kullanıldığı bir sistemdir. Parlamenter sistemden farklı olarak, yürütme erki adına bir kişi ortaya çıkar halk oyunu alır, yasama meclisinden bağımsız halk iradesiyle oluşturduğu yetkili kurumlarla ülkeyi yönetir. Başkanlık Sistemi’nin basit anlatımı budur” ifadelerini kullandı.
DEMOKRATİK YÖNLERİ AĞIR BASIYOR
Başkanlık Sistemi’nin demokratik bir yöntem olduğunu söyleyen Toper, şöyle devam etti: “Başkanlık Sistemi aslında daha demokratik bir yönetim şeklidir. Parlamenter sistemde lider önünüze bir milletvekili listesi koyar, tanımadan o insanları seçersiniz. Ama başkanlık sisteminde halk tanıdığı ve inandığı kişiyi seçer ve onu yürütme erkinin başına getirir. Bir diğer avantajı kuvvet ayrılığı noktasında. Bizim 82 Anayasası’nın giriş bölümünde bir atıf vardır, derki; ‘yasama ve yürütme erki birbirileriyle işbirliğiyle çalışmalıdır.’ Bu hukuk mantığına ters, çünkü yürütme, yasamanın içinden çıktığı ve onun güvenoyuna muhtaç olduğu için burada bir ayrılıktan bahsetmek mümkün değil. Başkanlık sistemi bunu birbirinden net olarak ayırır.”
ÇOCUKLARIMIZI DA
İLGİLENDİRİYOR
Başkanlık Sistemi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında değerlendirilmesinin yanlış olduğunu savunan Toper, “Başkanlık Sistemi’ni isteyenler neden istediğini, istemeyenler de neden istemediğini bilmiyor. Biz hukukçular bile konuya tam olarak hakim değiliz. Ancak konunun Sayın Cumhurbaşkanının şahsında değerlendirilmesi çok büyük yanlış. Bu 50-100 yıllık, çocuklarımızın geleceğini de ilgilendiren bir mesele. Hayırlı olan neyse tartışıp bulmalıyız. Ne getirir ne götürür değerlendirilmelidir. Bu yıl içerisinde halkın önüne geleceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
>> Murat ARISOY’un haberi

PATRON ÖZGÜR OLMAK İSTEMİYOR

Avukat Serkan Toper basına müdahale edilmesi ile ilgili gelen soruya “Basın patronları özgür olmak istiyorlar mı. Niçin bir medya patronu iktidara boğun eğer. Siz kendi alanınızın dışına çıkarsanız, devletten ihale alma peşine düşerseniz, o zaman iktidardaki kişiler, haberlerinize müdahale etme cesareti bulur” karşılığını verdi.

GÜVENSİZLİĞİN KAYNAĞI NE?

Haber Spikeri Buket Aydın, Türkiye’de medya kuruluşlarına karşı bir güvensizlik oluştuğunu, bunun nedeninin ise geleneksel medyayı arkada bırakacağı düşünülen sosyal medya olduğunu söyledi. Sosyal medyada her şeyin çok doğru ve anında yansıtıldığı, buna karşılık geleneksel medyada ise haberlerin kamuoyuna uygun ve düzgün bir biçimde aktarılmadığı algısının yaratıldığını kaydeden Aydın, “Aslında bu algının çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Kuzu görünümlü bir kurt olan sosyal medyanın bize neler yapabileceğini ayrı bir başlıkta anlatmak gerekebilir. Ancak şuna inanın sosyal medya şu anki haliyle geleneksel medyanın yerine geçebilecek düzeyde değil. Hayatta olduğu halde kimleri öldürdüler sosyal medyada herkesin malumu” dedi.

TARAFIMIZ, KENDİ ÖZELİMİZ

Duygu Canbaş ise konuyla ilgili şu görüşlerini paylaştı: “Elbette bizim de tarafımız var ama bu tamamen bizim özelimiz. Buna karşılık herkese eşit mesafede olmak bizim işimizin bir parçası. Çünkü o etik dersini aldık. Ama o kadar her şeye açığız ki, aynı bülten içinde, şimdi bu haberi verdim şunca oluyorum, arkasından bu haberi verdim buncu oluyorum. Yani iş o kadar basit değil. Bizler oraya çıkıp makyajımızı yapıp süslenip bize verileni okumuyoruz.”

HALKA SORULACAK, NEDEN DAYATMA OLSUN?

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban,
Yeni Anayasa çalışmalarının Meclis’te sonuç vermemesi hâlinde
halkın kararına başvurulacağını söyledi. Çoban, halka sorulacak bir
 konunun dayatma olarak kabul edilemeyeceğini belirtti

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi hakkında konuştu. Çoban, “Anayasa değişikliği ile ilgili konuşulurken, ‘Meclis’teki partiler yetmez her partinin görüşünün alınması lazım’ deniliyor. Şuan Meclis’te yüzde 97 oranında halkın desteğini almış partilerin temsilcileri var. Yüzde 3 insanların temsilcisi yok. Herkesin onayını alalım dersek bu olmayacak bir şey. Dayatma var deniliyor. Halka sorulacak şey neden dayatma oluyor veya halktan biz neden korkuyoruz” dedi.
ERDOĞAN DIŞINDA GEREKÇELERİ YOK
 Başkanlık Sistemi’ne karşı çıkanların, “Bu sistem gelirse, Recep Tayyip Erdoğan başkan olur o yüzden biz bu sistemi istemiyoruz” düşüncesiyle karşı çıktılarını dile getiren Başkan Çoban, “Bunun dışında başka hiçbir gerekçeleri yok. Ben inanıyorum ki rahmetli Demirel ve rahmetli Özal gibi, bugün karşı çıkanlar da yarın yönetime geldikleri zaman bu ülke için en geçerli sistemin başkanlık sistemi olduğunu söyleyecekler. Bakın şimdi aynı partiden çıkmış bir başbakanımız ve bir cumhurbaşkanımız var. Ancak yürütme tarzında farklılıklar olabiliyor. Hatırlıyorsunuz bir günde açıklanacak bakanlar kurulu 5-6 günde açıklandı. Ülkenin artık önemli aşamalarda bu tür beklemelere ve görüş ayrılıklarına tahammülü olmayabilir. Elbette isteriz ki herkesin onayı alınsın ama mümkün olmayabilir. Herkesin onayını alacağız diye beklersek yanlış yaparız.”

Bakmadan Geçme