'Türkiye'nin dış borcu 3 kattan fazla arttı'
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, ekonomi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin, son 15 yılda küresel piyasadaki faizlerin düşük düzeyde olması sayesinde, hesapsızca borçlandığını belirten Uysal, 'Yapılan bu borçlanma ile iktidarın şovuna dönüşen mega projeler finanse edildi. 2018 yılı itibariyle küresel piyasalarda yükselen faizler sonucunda ise, Türkiye ekonomik bir krize girdi. Borcunu [&hellip]
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, ekonomi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin, son 15 yılda küresel piyasadaki faizlerin düşük düzeyde olması sayesinde, hesapsızca borçlandığını belirten Uysal, “Yapılan bu borçlanma ile iktidarın şovuna dönüşen mega projeler finanse edildi. 2018 yılı itibariyle küresel piyasalarda yükselen faizler sonucunda ise, Türkiye ekonomik bir krize girdi. Borcunu ödeyebilmek için daha fazla borçlanmak zorunda kalan Türkiye, bu nedenle yüksek faizlere de katlanmak zorunda kalıyor. 2002 yılında 129,6 milyar dolar olan Türkiye’nin dış borcu, 2018 yılı sonu itibariyle 448,4 milyar dolara yükseldi. Öte yandan dış borcun milli gelire oranı ise yeniden AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılındaki seviyesine kadar yükseldi. 2002’de toplam dış borcun milli gelire oranı yüzde 54,8 iken, 2018 yılında son 16 yılın en yüksek dış borç oranı olan yüzde 53,8 ile 2002 yılındaki oranına dayandı.” dedi.
“BORÇLA BORÇ KAPATIYORUZ”
2002 yılında özel sektörün dış borcunun 43 milyar dolar iken 2018 yılı sonunda borcun 7 kat artarak 305 milyar doları bulduğunu ileri süren Uysal, “Öte yandan 2002 yılında Türkiye’nin dış borcunun yüzde 33’ü özel kesimin üzerinde iken, bugün dış borcun yüzde 68’i özel kesimin üzerine yüklenmiş durumda. Buna karşılık dolar cinsinden borcu 305 milyara çıkan özel kesim ne yazık ki dolardaki yükselmeye karşı aşırı derecede duyarlı hale geldi. Dolar kurundaki her 1 kuruş artış, kamu ve özel kesimin toplam dış borcunu 4,4 milyar TL artıyor. Öte yandan doların TL karşısında sürekli dalgalanması ve gelecek belirsizlikleri ise Türkiye’nin ülke riskini katlıyor. Bu yüzden yeni borç bulabilmek için daha yüksek faizle ve daha fazla borçlanıyor. Hazine’nin TCMB kâr payını avans olarak Ocak 2019 ayında önden alması, seçim ekonomisi, toplam borç yükü gibi güveni zedeleyen göstergeler nedeniyle ülke risk primi (CDS) giderek artıyor. Yabancı yatırımcılar ülke riskinin artması nedeniyle Türkiye’ye borç vermek için son derece yüksek faizler talep ediyorlar. 2018’de finansal bunalım çıpası olan 300’ün üzerine çıkan CDS primi ağustos ayında 451 puan ile zirve görmüştü. Bugün ise 306,7 risk primi ile Türkiye kendi ligindeki ülkeler arasında başı çekiyor. Benzer ülkelerde CDS primleri ise sırasıyla, Arjantin’de 645,8, Yunanistan’da 373,1, İtalya’da 212,5, Güney Afrika’da 175,1, Brezilya’da 153,2, Rusya’da 125, Endonezya’da 103,8 ve İspanya’da 68,1 seviyesindedir. Bu da bize yabancı yatırımcı gözüyle Türkiye’de riskinin yüksek olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
“2019 YILINDA HAZİNE EN İYİ İHTİMALLE 107 MİLYAR LİRA FAİZ ÖDEMESİ YAPACAK”
Uysal açıklamasının devamında şöyle konuştu:
“Ülke riski arttıkça Hazinenin faiz yükü de artıyor. Hazine’nin borç ödeme takvimine göre 2019 yılında Hazine en iyi ihtimalle 107 milyar TL faiz ödemesi yapacak. Bu tutar ise, bir mukayese yapmak gerekirse, işsizlik maaşı ödemelerinin 25 katı, tüm üniversitelerin aldığı toplam ödeneğin 3,5 katı, Türkiye’deki tüm taşıtlardan toplanan MTV’nin 6,5 katı ve sigaradan alınan ÖTV’nin 2,5 katı seviyesindir. AKP İktidarının ilk yıllarında dış borç faizleri için dışarıya yapılan ödemeler 4-5 milyar dolar seviyesinde iken, 2007 yılında 11 milyar dolar, 2008’de ise 12 milyar dolar seviyesine yaklaşmıştır. Küresel Kriz sonrasında 8-9 milyar dolar sevilerine düşmüş ise de ardından 2016 yılında başlayan yükselme eğilimi geçen yıl itibariyle 13,7 milyar dolara ulaşarak tarihi rekor kırdı. Aslında sıcak para yatırımcılarına ödediğimiz faiz bu kadar da değil. Belli varsayımlarla yapılan çok kaba hesaplar bile, Devlet İç Borçlanma Senetlerine (DİBS) para yatıran yabancıların elde ettikleri yıllık faiz ödemelerinin son yıllarda, 2-3 milyar dolar arasında değiştiğini gösteriyor. Bunları da eklerseniz yıllık dış borç faiz ödemeleri 15 milyar dolar seviyelerini aşıyor. Böylece, son 15 yılda ödenen toplam dış borç faizi 157 milyar dolara yaklaştı. TCMB’nin dış borçlar için faiz ödeme verilerini esas alsak bile, yıllık 13,7 milyar dolarla devlet kaç adet köprü, havalimanı, fabrika, okul, hastane vs. daha yapılabilirdi, bunu kolayca hesaplayabiliriz. Her gün “IMF’ye borcu kapattık” diye övünenlerin bugün Türkiye ekonomisini getirdikleri nokta maalesef işte budur.”