• Haberler
  • Gündem
  • 'Türkiye'de petrol 40 yıl önce bulunsa 40 bin dolarlık geliri konuşuyorduk'

'Türkiye'de petrol 40 yıl önce bulunsa 40 bin dolarlık geliri konuşuyorduk'

Türkiye Yüzyılı söyleşisi programında konuşan Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, Türkiye'nin birisinin himayesinde olma anlamına gelen mandacılığı Kurtuluş Savaşı’nda reddettiğini belirtti. Yarar, 'Türkiye 40 yıl önce bu petrolü bulmuş olsaydı biz 40 bin dolarlık geliri konuşuyorduk' dedi Türkiye Yüzyılı buluşmaları kapsamında AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı'nca düzenlenen gazeteci Zafer Şahin, Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar [&hellip]

Türkiye Yüzyılı söyleşisi programında konuşan Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, Türkiye’nin birisinin himayesinde olma anlamına gelen mandacılığı Kurtuluş Savaşı’nda reddettiğini belirtti. Yarar, “Türkiye 40 yıl önce bu petrolü bulmuş olsaydı biz 40 bin dolarlık geliri konuşuyorduk” dedi

Haber

Haber

Haber

Türkiye Yüzyılı buluşmaları kapsamında AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı’nca düzenlenen gazeteci Zafer Şahin, Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar ve Siyasal İletişimci Ferhat Murat tarafından 6 Mayıs 2023 Cumartesi akşamı Korel Termal Otel’de söyleşi programı gerçekleştirdi. Porgrama; AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanı Hüseyin Ceylan Uluçay, il yürütme ve yönetim kurulu üyeleri, Merkez İlçe Başkanı Ziya Coşkun Karadeniz, Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, İl Genel Meclis Başkanı Burhanettin Çoban, MHP Merkez İlçe Başkanı Fahri Fevzi Kartal ve çok sayıda vatandaş katıldı.

“14 MAYIS ZAFERİMİZ ŞİMDİDEN HAYIRLI OLSUN”

Söyleşi programının açış konuşmasını AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanı Hüseyin Ceylan Uluçay yaptı. Uluçay konuşmasında şunları söyledi: “Bizleri onurlandıran, şereflendiren çok kıymetli Zafer Şahin, Mete Yarar ve Ferhat Murat Bey gerçekten bu yoğun programına rağmen Afyonkarahisar’a olan ilgileri, Afyonkarahisar’a vermiş oldukları değerden dolayı kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Çok kıymetli milletvekili adayımız Hasan Arslan, yine MHP Merkez İlçe Başkanımız Fahri Fevzi Kartal, yönetim kurulu üyeleri var. Türkiye Yüzyılı buluşmaları kapsamında birbirinden kıymetli konuşmacılarımız, katılımcılarımız var. Ben sözü çok fazla uzatmayacağım. Onlar televizyon programlarına katılarak ve sosyal medyalarından gerçekten bizlerden daha fazla gayret ediyorlar. Bu hak dava için ve davası için hayatlarını hiçe sayarak ve çoluğunda çocuğundan ayrı kalarak bizlere çok büyük hizmetler ediyorlar. Onlara teşkilatlar olarak, yine Afyonkarahisarlılar olarak, AK Partililer olarak, Cumhur İttifakı olarak vefa borcumuz olduğunu, onların haklarının olduğunu özellikle biliyorum. Kendilerine özellikle haklarını helal etmelerini ve bu dava yolunda inşallah bizlere her zaman yardımcı olmalarını ve kutlu davayı, İslam ümmeti davası ve Türkiye Yüzyılı sürecinde ve devamında da kendilerine her zaman destek beklediğimizi, sizlerin huzurunda tekrar kendilerine ifade etmek istiyorum. 14 Mayıs zaferimiz de şimdiden hayırlı olsun diyorum.”

“ERDOĞAN AFYON’DA YÜZDE 90 CİVARINDA OY ALIR”

Sosyal medya fenomeni olan, Kanal Türkiye YouTube kanalı sahibi Mert Armağan, kedilerinin genellikle muhalif şehirlere giderek, muhalif şehirlerde, ilçelerde çalıştıklarını söyledi. Armağan, “Çünkü AK Partililer zaten tamam. Recep Tayyip Erdoğan’a oyu var ama o muhalif gençlerimizi daha iyi anlayıp Cumhurbaşkanımızı onlara anlatabilmek için orada oluyordum. İlk defa Afyon gibi bir şehre geldim ve dedim ki Cumhur İttifakı burada, Recep Tayyip Erdoğan yüzde 90’a yakın oy alır. Kanal Türkiye YouTube kanalımızı izlediğiniz için, sokak röportajlarımızı izlediğiniz için çok teşekkür ederim ve sokak röportajları çok önemli. Özellikle bu seçim döneminde çünkü belli bir kitle tamamen organize bir şekilde Recep Tayyip Erdoğan’a talimatla saldırıyorlar. Ve bundan sokakta kurguladıkları elemanlarla yapıyorlar bunları. Biz Kanal Türkiye olarak sokakta YouTube mecrasında canlı yayında röportaj yapan ilk ve tek kanalız. Bunun nedeni bizde algı yok. Biz algıları bozarız diyoruz.” dedi.

“BATI BASINI ERDOĞAN’I SUÇLUYOR”

Siyasal İletişimci Ferhat Murat söyleşide şöyle konuştu: “Türkiye Yüzyılına gelene kadar neleri kaybetmiş olabiliriz? Neleri kaybettik? Ama bundan sonraki süreci nasıl şekillendireceğimizi konuşacağız. Çok kıymetli isimlerle beraber sevgili Mete Yarar ve sevgili Zafer Şahin’le beraber çalışıyoruz. Türkiye’nin farklı yerlerinde bunu anlatıyoruz. Gençlerle konuşuyoruz, orta yaşlılarla konuşuyoruz. Her yaş grubundan insanla Türkiye Yüzyılını konuşuyoruz. Aslında şöyle de sıcak bir konu var. Biliyorsunuz uluslararası dergilerin kapakları. Bu Economist’le başladı. Der Spiegel ile devam etti. Sonrasında yine birçok batılı dergileri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan bazı kapaklar yayınladılar. Bir Alman dergisi ve diktatörya ile suçlanan bir lider var. Ve illüstrasyonla gerçekleştirilmiş bir görsel. İllüstrasyon ne? Çizimle. Yüz hatlarına dikkat ettiyseniz otoriter, sert birlider imajı çizilmeye çalışılıyor. Osmanlı’yı kasteden taht ortaya konmuş. Bakın Der Spiegel yazısının üzerinde bir hilal var görebildiniz mi? Uzaktan belki gözükmüyor olabilir. Ben anlatayım; Hilalin bir kanadı kırılmış durumda. Hilal neyi temsil ediyor. Bildiğiniz gibi İslam’ı temsil ediyor. Fransız dergisi; Burada da Tayyip Erdoğan’ı yayılmacılıkla suçluyorlar. Fransız dergisi bunu yapıyor. Bunu da konuşacağız. Diyor ki Erdoğan’ın kazanması bir kaos oluşturacak. Tabii bunu Türkiye için söylemiyorlar. Avrupa için nasıl bir kaos olacak? Aslında onu anlatıyorlar. Evet Türkiye’yi kastediyorlar belki ama Avrupa’da nasıl bir kaos oluşturacak? Aslında onu da biz birazcık hem Zafer Şahin’i hem Mete Yarar’la konuşacağız.”

“DEMOKRASİYİ BİR ADAYIN GİTMESİNE KURGULAMIŞLAR”

“Zaten işin başında aslında ilk süreci başlatan bir Economist’ti.” diyen Murat sözlerini şöyle tamamladı: “Economist İngiltere’nin bir yayın organı. Diyor ki 2023’ün en önemli seçimi Türkiye’deki seçimler. Demokrasi diyor, demokrasiyi koru. Oy ver diyor. Ama Erdoğan gitmeli diyor. Demokrasiyi bir adayın gitmesi üzerine kurgulamış, demokrasinin ruhuna ters bir şekilde yorumluyor. Ve makalede de çok enteresan şeyler yazıyor. TCG Anadolu’dan bahsediyor. ‘İstanbul’da Osmanlı sultanlarının evi, Topkapı Sarayı’nın altında bir başka otoriter liderin eseri sergileniyor.’ diyor. Osmanlı’nın ayak seslerinden de bir korkunun olduğunu, bu ilk giriş cümlesinde görüyoruz.”

“21. YÜZYILIN ENERJİSİ DOĞAL GAZ”

Gazeteci Zafer Şahin, konuşmasında şunları kaydetti: “Bazı anketler yayınlanıyor ya hani. Hani o anketleri yapanlar bu salonu görseler eminim biz ne yapıyoruz diye bir düşünürler. Şimdi arkadaşlar burada Ferhat arkadaşımızın gösterdiği bu kapaklar, bu dergi, bu gazete, haberleri aslında bir şeyin habercisi. Yani biz şunu kendimize bir oturup bir düşünelim. Bu adamlar neden Erdoğan’ın kaybetmesini istiyorlar? Birilerinin düşündüğü gibi ya da Türkiye’ye anlatmaya çalıştığı gibi biz Türklerin iyiliğini istedikleri için mi? Ya böyle bir şey olabilir mi? Ya şimdi bakıyorsun İngiliz’i, Fransızı, İtalya’nı, Amerikalısıhepsi diyor ki Erdoğan gitsin. Şimdi AB Erdoğan’ı istemiyor. NATO istemiyor. FETÖ’sü PKK’sı istemiyor. Ya acaba bu adam ne yapıyor ki bunlar gün aşırı bu tip haberler yapıyorlar. Düz mantıkla çok fazla derinlemesine düşünmeye gerek yok. Demek ki bu adam tarihin bu döneminde kendi ülkesinin ve kendi milletinin çıkarlarını önceliyor. Yani odağa onu koyuyor. Yoksa bunlar niye gün aşırı Erdoğan gitsin diye yazı yazsınlar. Ya da Kandil’deki terör elebaşları büyük bir hırsla, büyük bir intikam duygusuyla 14 Mayıs’tan sonra neden Türkiye’de her şeyin değişeceğini söyleme ihtiyacı duyuyorlar. Ya bütün bunlar hepimize bir işaret. Bununla ilgili arkadaşlar çok şey söylenebilir. Ama asıl sebep ne? Asıl sebep bizim işte panelimizin de adı olan Türkiye Yüzyılı. Şimdi bu böyle aslında bir soyut bir kavram gibi duruyor. Niye Türkiye yüzyılı? Bakın çok kısa bir şey söyleyeceğim. Geçen yüzyılın olayı şuydu. Arkadaşlar geçen yüzyılda bizden enerjimizi çalmışlardı. Ne, ne anlatmaya çalışıyoruz? Musul ve Kerkük, bizim Misak-ı Milli sınırları içerisinde gösterdiğimiz iki tane ildir. Musul, Kerkük. Ne vardı orada? 20. yüzyılın ana enerji kaynağı olan petrol vardı. Adamlar ne yaptılar? Biz tam oraya hakkımızı almak için hamle yapacağımız da Şeyh Sait isyanını çıkarttılar. Türkiye ne zaman kafayı kaldırsa ya darbelerle ya başka bir takım siyasi atraksiyonlarla önümüzü kestiler. Peki, bunun bize maliyeti ne oldu biliyor musunuz arkadaşlar? Enerjisi olmayan bir ülke olarak 20. yüzyılı kapattık. Kişi başına düşen milli gelirimiz 2 bin 500 yüz dolar seviyesinde kaldı. Niye? Enerjimiz yoktu. Enerji yoksa hiçbir şey yok. Bu yüzyılın enerji kaynağı ne? Doğal gazdır.”

“ENERJİ VE ULAŞIM MESELESİNİ ÇÖZMEMİZDEN RAHATSIZLAR”

“Petrol yine önemli ama bu yüzyıl doğal gaz yüzyılı” diyen Şahin, “Türkiye şimdi doğalgazı buldu. Enerjisini buldu, havasını buldu. Onlar da biliyorlar Türkiye artık yılda 50-60 milyar doları cebinde tutacak. 60 milyar doları cebinde tutan bir Türkiye, sahip olduğu genç nüfusla, güçlü ordusuyla, stratejik önemiyle, güçlü sanayisiyle durdurulamaz arkadaşlar. Mesele bundan ibarettir. O yüzden Türkiye yüzyılı. Bakın Türkiye son 20 yılda ulaşımda, sağlıkta, enerjide, savunma sanayinde çok önemli adımlar attı. Her ne kadar birileri size bunun aksini iddia etse de Türkiye’nin nereden nereye geldiğini en iyi o dergileri hazırlayanlar biliyor. En iyi o dergilerin çıktığı ülkelerin yöneticileri biliyor. Ne diyor Macron? Türklerin diyor Doğu Akdeniz’de yaptıkları bizim çıkarlarımızı zedeliyor diyor. Macron’un ülkesinin önde gelen gazeteleri şunu söylüyor; Türkler bizim arka bahçemiz olan Fransa’da diyor bize rakip çıkmaya başladı. Peki, niye yapıyoruz biz bunları? Emperyal bir devlet olduğumuz için mi? Hayır. Arkadaşlar bizim şu anÇin’le Avrupa arasında en fazla organize sanayi bölgesine sahip ülke olduğumuzu biliyorsunuz değil mi? İyi şeyler çok haber olmuyor. Kaç kişi biliyor? Kaç kişi biliyor mesela.  Bakın Çin’le Avrupa arasında en fazla organize sanayi bölgesi bizde. Afyon’da kaç tane OSB var bilen var mı? 8-10 tane var bakın. Bir Ege kentinde iç Ege’debir kentimizde sekiz on tane OSB’miz var. 360’a yakın organize sanayi bölgesinde 60 bin fabrikada 7/24 üretim yapıyor bu ülke. Nasıl yapıyor bu üretimi? O yaptığı beğenilmeyen yollar var yao yollar vasıtasıyla yapıyor aslında. Niye? O yollar neden yapıldı? O fabrikalarda üretilen ürünlerin dış pazarlara satmak için. Eğer yolun yoksa hiçbir şeyin yok. Tıpkı enerji gibi bu kadar kritiktir. E şimdi enerji sorununu çözmüş ulaşım meselesini çözmüş, savunma sanayinde dev adımlar atan bir ülkeden bahsediyoruz. Yani bu yüzyılın Türkiye yüz yılı olmaması için hiçbir sebep yok. İşte bunların karın ağrısı budur.” dedi.

“TÜRKİYE’NİN ADAYI İLE NATO’NUN ADAYI YARIŞIYOR”

Dıç güçlerin Türkiye’yi 20. yüzyılda olduğu gibi ayağından prangalarla bağlamak istediklerini dile getiren Zafer Şahin, “Türkiye’yi Ortadoğu’da jandarmaları pozisyonda tutmak istiyorlar. Bütün mesele budur. Bir seçim ortamına gidiyoruz. Sanmayın ki bu seçimişte adaylar var. Hayır, kardeşim bakın bu seçimin olayı mottosu şu. Türkiye’nin adayıyla NATO’nun, AB’nin işte diğer saydığımız unsurların adayı ve adayları yarışıyor aslında. Bu çok nettir. Bu bir hamaset değildir. Kimin kimlerle olduğuna baktığımızda zaten bu tabloyu görüyoruz. Konuyu özetleyen belki de İmamı Şafi’ye fitne zamanı sormuşlar. Doğruyu yanlıştan nasıl ayırırız? Hak ehlini nasıl buluruz diye. ‘Düşman oklarını takip edin. O sizi hak ehline götürür.’ diyor. Bakın Fransa dergisinin kapağında Sayın Erdoğan var. Onu istemiyoruz diye, İngiltere’nin dergisinde keza öyle. PKK’nın hedefinde Sayın Erdoğan var. FETÖ’nün hedefinde Sayın Erdoğan var. Aslında doğruyu bulmak çok da zor değil.” ifadelerini kullandı.

“BİZ MANDAYI KURTULUŞ SAVAŞINDA REDDETTİK”

Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, programın son konuşmasını yaptı. Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını başlattığı Samsunlu olduğunu söyleyen Yarar şu ifadelere yer verdi: “Ben Samsunluyum. Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı yerden bitirdiği yere geldim. Sonuçta son damgayı burada bulduk. Bu ülke mandayı, manda olmayı yani birisinin himayesinde olmayı Kurtuluş Savaşı’nda reddetti. Erzurum Kongresi en sonunda Sivas Kongresi’nde net olarak dedi ki ‘Kardeşim biz hiç kimsenin himayesine girmeyeceğiz.’ Bakın şunların her biri hala Türkiye’yi manda olarak görmeye çalışan adamların ifadeleri. Arkadaşlar biz mandayı Kurtuluş Savaşı’na iz reddettik. Bunun için kan döktük. Biz bu ülkeyi fırtınalarda kurduk. İki rüzgârla devirmeyiz. İki rüzgârla da teslim etmeyiz. Yani hiç öylegelmesinler. Hiç de öyle konuşmasınlar. Hakla batılın kavgası kardeşim. Bu kadar nettir. Hiç uzatmaya gerek yok. Arkasından laf söylemeye gerek yok. Bu adamlar övüyorsa ben şunu düşünürüm. Ya ben nerede hata yapıyorum ya? Demek ki bu memleket için daha fazla hata yapıyorum. Şimdi düşünsenize her yaptığınız hamle aslında adamlarınişine çomak sokuyorsunuz. Şöyle düşünün. Hiç öyle devletlerarası düşünmeyin. Bir tane mahalleniz var. Hepinizin mahallesi var. Mahallede bir tane süpermarket var. Adam istediği fiyata size malı satıyor. İstediği fiyata satıyor. Bazen vazgeçiyor satmaktan. Bazen sizi süründürüyor. Malı da vermiyor. Sonra diyorsunuz ki mahalledekiler birleşiyor yok arkadaş diyor. Ben küçük bakkal kuracağım bakkalla başlayacağım diyor. Sonra bakkalı kooperatife çeviriyorsunuz. Sonra büyütüyorsunuz, süpermarket oluyorsunuz. Hiç kimse süpermarket ister mi? Arkadaşlar, memleketin durumu böyleydi. Bakın memleketin durumu böyleydi. Şimdi size üç tane kitap getirdim. Bunların hiçbiri 2000 sonrasında yazılmış kitaplar değil. Bir tanesi devrim arabalarıdır. Hikaye1961 de başlıyor. Petrol şoku ve yeni Orta Doğu haritası malumdur. 90’lı yıllarda yazılmış bir kitap bu. Doksanlı yıllarda. Sonra Mustafa Kemal’in uçakları, bu da 1990’lar da işte yeni baskısı İş Bankası’ndan çıktı. Niye getirdim biliyor musunuz? Bu kitaplar hangi dönemi anlatıyor biliyor musunuz? Cumhuriyet kurulduktan sonra yaptığımız mücadeleyi 1950leri anlatıyor. Geçen gün belki seyrettiğiniz CNN’de Türkiye PetrolleriAnonim Ortaklığının Gabar’da bulduğu petrolü. Seyrettiniz mi? Hayal ettiniz. Fedakârlığı da seyretmişsinizdir. Çabayı da fark etmişsinizdir. Arkadaşlar Gabar’da bulunan petrol yalnızca bir alanda bulundu. Komple Afyon’u düşünün. Afyon’un 17 ilçesi var. 17 ilçesinden bir tanesinden petrol bulundu. Hala 16’sından da petrol çıkma şansı var. Bir tanesinde Gabar’ı öyle düşünün. Bir tanesinde bulunan keşfin toplam büyüklüğü 70 milyar dolar. Bir tanesinden çıkan petrol yalnızca Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak. Peki, ben size şöyle sorayım. Bu petrolün ana kaynağını bulduğumuz yerin ne zamandan beri orada olduğunu biliyoruz. Abdülhamit’ten beri biliyoruz. Biz Abdülhamit’ten beri orada petrol olduğunu biliyoruz. Peki, biz tam keşifler yapmaya başladığımız tarihte,1984’ten beri de ne yapılıyor arkadaşlar. PKK terör örgütüdür. En çok da en çok da mevzilendikleri yer orası.”

“ÜRKÜYORLAR ADAMLARIN TEZGÂHINA TEZGÂH AÇTIK”

Türkiye’nin toplam borcunun 250 milyar dolar olduğunu kaydeden Yarar şunları kaydetti: “Terörün Türkiye’ye maliyeti ne kadar biliyor musunuz? İki trilyon dolar arkadaşlar. Bir daha söyleyeyim mi? Yıllık 50 milyar dolar. Türkiye’nin terör yüzünden kaybettiği paradır. Ona Gabar’daki çıkartılamayan petrol de dâhil. Biz her sene petrole yurt dışına tam tamına bu sene 95 milyar dolar ödedik. 95 milyar dolar para ödedik. Günlük tam 300 milyon dolar para ödüyoruz. Bugün bitiyor. Yarın sabah oluyor. 300 milyon doları keş olarak ödüyoruz. Arkadaş Gabar’da bulunan petrolün yalnızca bir tanesi yüzde onu karşılıyor. TPAO Genel müdürüne sordum. Ne kadar ümitlisiniz dedim. Dedi ki ‘Biz 2030 yılında şirketin büyüklüğünü 50 milyar dolaryapacağız.’ dedi. Ben şöyle sorayım. Bugün itibariyle, Türkiye’nin en büyük şirketi hangisi desem ne dersiniz bana? Türk Hava Yolları mı dersiniz? Ben söyleyeyim Türkiye’nin en büyük şu andaki şirketi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığıdır Bu şirket 6 sene sonra 50 milyar dolarlık şirket olacağım diyor. 50 milyar dolarlık bir şirketiniz varsa, sizin yurt dışından aldığınız petrol olmamaya başlamıştır. Düşünsenize, biz her yıl aslında ürettiğimiz aldığımızdan daha fazla biliyor musunuz? Türkiye’nin ürettiği aldığından daha fazladır. Enerji hariç. Bir kalemde enerji yok oldu düşünün. Yurt dışından borç almıyorsunuz. Sizi dövizle terbiye edemiyorlar. Bir de üstüne sattığınızı düşünün. Türkiye’ye Yüzyılı lafı boşu boşuna değil. Adamlar bizden daha fazlasıyla bunu görüyorlar. Ürktükleri konu şudur. Adamların tezgâhına tezgâh açtık. Düşünsenize Türkiye’ye kredi veriyorlardı. Türkiye’ye dayılanıyorlardı. Türkiye’ye parmak sallıyorlardı. Sana bana sallıyor. Türkiye dediği bizleriz. Elalemi süpürmüşüz, atmışız. Şimdi parmak sallayarak niye diyor ki bana; Senin diyor her sene cari açığın var. Senin ne yapman gerekiyor? Enerji bulman gerekiyordu. Ama bunu yapmak için ne yapman gerekiyordu? Önce savunma sanayini iyi yapman gerekiyordu. SİHA’larını, İHA’larını ve diğerlerini yapman gerekiyordu. Başka yurt dışına çıkıp terör kamplarını bitirmen gerekiyordu. Kuzey Irak’a tamamen temizlemen gerekiyordu. Gabar’da petrol çıkartmak istiyorsanız Kuzey Irak’ta terörist kalmaması lazım. Oradalar çünkü.  Devlet tam tamına 2016 yıılndan beri bir taraftan terörü temizliyor. Bir taraftan savunma sanayine yükleniyor. Bir taraftan enerjiye çünkü üstümüzdeki yükü atmaya başladık. Üstümüzdeki hainlerden kurtulmaya başladık.  Bu hainlerin aslında ne kadar pranga olduğunu anladınız mı şimdi? 2016’dan sonraki değişimi görüyor musunuz? Bu ülke 40 yıl önce bu petrolü bulmuş olsaydı biz neyi konuşuyorduk? Ben size söyleyeyim. 40 bin dolarlık geliri konuşuyorduk.  Adamın birisi çıkmış, bunları yapmak için kar sarf ediyor. Birileri de bunu yapana kızıyor. Memlekette böyle bir durum var. SİHA yapıyorsunuz, küfür yiyorsunuz. Doğal gaz buluyorsunuz, küfür yiyorsunuz. Terörü bitiriyorsunuz, küfür yiyorsunuz. Hakkınızı koruyorsunuz, küfür yiyorsunuz. Adam diyor ki kardeşim ne Gabar’ında petrol bulunması kardeşim diyor ya. Hadi şu Kızıl Elmayı bir seyredelim de adamları niye ürküttüğümüzü anlayarak başlayalım isterseniz”

Bakmadan Geçme