• Haberler
  • Genel
  • Türkiye Cumhuriyeti güçlü olursa Türk Dünyası ayakta kalır

Türkiye Cumhuriyeti güçlü olursa Türk Dünyası ayakta kalır

Dünyanın dört bir yanındaki Türkler, Afyonkarahisar'da buluştu. Türk Dünyası Bilim ve Kültür Şöleni Türk Dünyası Kurultayı'nda Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü olması halinde Türk Dünyası'nın dik durabileceği üzerinde duruldu Afyon Kocatepe Üniversitesi Ahmet Necdet Sezer Kampüsü Atatürk Kongre Merkezi, önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Türk Dünyası Bilim ve Kültür Şöleni Türk Dünyası Kurultayı, '4 iklim, 7 [&hellip]

Türkiye Cumhuriyeti güçlü olursa Türk Dünyası ayakta kalır

Dünyanın dört bir yanındaki Türkler, Afyonkarahisar’da buluştu. Türk Dünyası Bilim ve Kültür Şöleni Türk Dünyası Kurultayı’nda Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü olması halinde Türk Dünyası’nın dik durabileceği üzerinde duruldu

Afyon Kocatepe Üniversitesi Ahmet Necdet Sezer Kampüsü Atatürk Kongre Merkezi, önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Türk Dünyası Bilim ve Kültür Şöleni Türk Dünyası Kurultayı, “4 iklim, 7 kıta”dan gelen Türkler’in buluşma noktası oldu. Türk Dünyası’nın birlikte hareket etmesinin önemine dikkat çekilen konuşmalar ilgiyle takip edildi. Kurultay’a katılan konuşmacılar ve izleyiciler, boyunlarına Türk Bayrağı doladı.
YAKLAŞIK 8 SAAT SÜRDÜ
Türk Dünyası ile ilgili yayınlar da büyük ilgi gördü. Millet Partisi Genel Başkanı Aykut Edibali’nin de ziyaret ettiği kitap stantlarında Türklerin İslam Alemi’ne, bilimsel gelişmelere yaptığı katkılar ile tarihe vurduğu damga yansıtıldı. Yaklaşık 8 saat süren Kurultay’da hiçbir katılımcının yorulma emaresi göstermemesi de dikkat çekici bir ayrıntı olarak yansıdı. Kongre sonucunda Türk Dünlası’nın sorunlarını özetleyen Sonuç Bildirgesi yayınlandı. Bildirge, alkışlarla kabul edildi.

TÜRK KURULTAYI’NDA YAPILAN KONUŞMALAR

“SİZİ AĞIRLAMAKTAN GURUR DUYDUK”
Afyonkarahisar Oğuz Boyu Yörükler ve Türkmenler Derneği Başkanı Şakir Altıntaş: Cumhuriyet’in kazanıldığı bu topraklarda sizleri ağırlamaktan son derece gururluyuz. Ülkemizin üzerinde oynanan oyunlar, içeride ya da dışarıda nifak tohumlarının ekildiği şu günlerde, Türk Kurultayı düzenlemeyi arzu ettik. Bize her türlü ellerinden gelen desteği veren kişilere teşekkür ediyoruz
“TARİHİNİ BİLMEYEN SOYSUZ OLUR”
Prof. Dr. Mustafa Kafalı: Türklüğümüzü silmek isteyen,bayrağımızı dahi kendi ölçüleri dahlinde astırabilen çok acayip bir devreyi yaşıyoruz.Türk Dünyası, geçmişini bilmeden hiçbir şey yapamaz, gelecekte tamamen soysuz olur. Benim davam, benim inancım rehberimdir. Ben biliyorum ki Batı dünyası diye bilinen dünyaya kölelik yaptıran insanlar kendi tesirlerini göstererek Türk adını yok etmeye çalışmışlardır. Biz göçer bir milletiz, göçebe bir millet değiliz. Göçebelerde devlet yoktur, göçerler ise vatan ve devletlerine bağlıdır. Bugünkü Avrupa’nın çağdaş hudutları, Kavimler Göçü’nden sonra, Hun Türkleri sayesinde çizilmiştir. Şimdilerde 36 unsur lafları çıktı. Bu memleketin yüzde 90’ı silme Türk’tür. Geri kalanı, kendisini takdim etsin.
“BATI TRAKYA, İNADINA
MÜSLÜMAN VE TÜRK’TÜR”
Dostluk, Eşitlik, Barış Partisi Onursal Başkanı Işık Ahmet: Batı Trakya 549 yıl Osmanlı İmparatorluğu idaresinde kalmış, günümüzde ise Avrupa Birliği’nin en az gelişmiş bölgesidir. Yunanistan, haklarımızın çoğunu tanımamaktadır. Türk kimliğinin inkarı en can alıcı sorunumuzdur. Müftüleri seçmemiz de en büyük problemlerimiz arasındadır. Gençlerimiz Türkiye ya da Yunanistan okullarında eğitim görmekte, Yunanistan’da yabancı kontenjanından okullara girebilmektedir. Türk kelimesinin kullanılması yasaklanmıştır, Türk tabelası olan kurum ve kuruluşlar kapalıdır. Batı Trakya Türkleri, ekonomik olarak da zor günler geçirmektedir. İnşallah bir gün Türkiye’den gelecek olan işadamları ile ortaklık kurularak Batı Trakya Türk insanının yaşam seviyesi yükselecektir. Batı Trakya Türkleri hiçbir terör örgütüyle işbirliği yapmamış, vatanına ihanet etmemiş, dürüst, çalışkan, gururlu, inadına Müslüman ve Türk’tür.
“MİLLİ DAVA, MİLLİ
ÇIKARLARLA SONUÇ ALIR”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Eski Ankara Büyükelçisi Ahmet Zeki Bulunç
Dıştan emperyalist güçlerce bize empoze edilmeye çalışılan, adına çözüm denilen ama gerçekte Kıbrıs’ta Türk varlığını anavatandan Kıbrıs’ın koparılmasının formüllerinin gündeme getirildiği bir süreci yaşıyoruz. Bu aşamada Kıbrıs uyuşmazlığını kavramsal boyutlarıyla dikkate almak zorundayız. Kıbrıs Sorunu bizim için sözkonusu değildir. Barış Harekatı’ndan önce Kıbrıs Türk Halkı için bir sorun vardı. Ama bugün siyasi coğrafi sınırları belirlenmiş ve anavatan Türkiye tarafından tanınmış bir devlet vardır. Güneyde de Kıbrıs’ı işgal eden Rum yönetimi vardır. Uluslararası hukuk bakımından egemenlik hakları ve benzer sorunlar uyuşmazlık olarak adandırılır. Sorun varsa Enosis’in engellenmesi sorunu vardır, bu da Rum-Yunan ikilisinin sorunudur. Kıbrıs konusu değerlendirilirken, eşitlik kavramı da ele alınmalı. İki devletin egemenlik hakları bakımından eşitliği kabul ediyoruz. Arzuladığımız iki devletli çözüm için Türk Dünyası’nın güçbirliği içinde baskı yapması gerekir. Kıbrıs, milli davadır. Milli davalar ancak milli çıkarlarımız doğrultusunda sonuçlandırılabilir.
“TÜRK DÜNYASI AR-GE’Sİ
OLUŞTURULMALI”
Ebulfeyz Elçibey’in Danışmanı Hanım Halilova: İyi ki Türkiyemiz var. İşgal altında yaşamayan bunu bilemez. Burada bizim insanlarımız şehit verdi ama Türkiye’ye komünizmi sokmadı. Türkiye’ye komünizmi soksalardı Sovyetler Birliği yılmazdı.Siz burada mücadele verdiniz, biz burada mücadele verdik. Her an KGB tarafından öldürülebilirdik, ama biz mücadeleye devam ettik. Biz biliyorduk ki Türkiye bizim kurtarıcımızdır dedi. 1918’de Türk Ordusu Azerbaycan’a geldi bizi kurtardı, bizim şairimiz ‘Selam Türk’ün bayrağına’ diye şiir yazdı. Buradaki milliyetçiler de o şiiri devam ettirdi, ‘Çırpınırdı Karadeniz’ dediler. Sovyetler bizi işgal ettiğinde dedim ki Türkiye ayaktadır, biz de sokağa çıkacağız. Kadınlar olarak Rus tanklarının karşısına çıktık. Ben bilirim ki, Türk erkeği kadını düşman önüne bırakmaya izin vermez. Biz ölsek de erkekler evde oturmazlar. 5 bin kadınla çıktık, erkekler de sokağa çıktı. 1 milyon kişi olduk. 2015’te biz çok dikkatli olmalıyız. Sözde soykırımın 100’üncü yılıdır. Türkiye’de buna hazırlık görmüyorum. Anayasayı düşünüyorlar. Anayasadan hiçbir zaman Türk Milleti kelimesi çıkmamalıdır. Bu çıkarılırsa bütün Türk Dünyası’na büyük zararı olur. Güçlü olmak gerekir. Anglasakson, Kıta Avrupası ve Uzakdoğu’da Araştırma ve Geliştirme okulları var. Türk Dünyası ile Türkiye arasında olan birliği, bilim ve teknoloji ile sağlamlaştırmalıyız. Neden biz Türk Ar-Ge’si oluşturmuyoruz?
“EN BAŞTA DİL BİRLİĞİ SAĞLANMALI”
Eski Terörle Mücadele Koordinatörü Emekli Orgeneral Edip Başer: Türk tarihinin anlatılamamışlığı, zannediyorum Türk Dünyası’nın önemli sorunlarından bir tanesi. Özellikle bu konudaki görev Türkiye Cumhuriyeti devletine, onun aydınlarına, onun üniversitelerine, onun yönetimlerine düşer diye düşünüyorum. Büyük Atatürk’ün birinci sıradaki politikası Türk Dünyası politikasıydı. Bu politikanın gerçekleştirilmesi için Türk Tarih Kurumu’nu, Türk Dil Kurumu’nu ve Türkiyat Enstitüsü’nü kurdu. Türk Dünyası rüyamızı gerçekleştirebilmek, kültürel, duygusal ve bütün insani yönleriyle bir araya gelmek için en başta dil birliğinin sağlanması gerektiği kanısındayım.
“AYNI TÜRKÜLERİ SÖYLÜYORUZ”
Rumeli Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı Özcan Pehlivanoğlu: Türkiye’yi adlandırmak için sağ elimiz Anadolu, sol elimiz Balkanlar’dır. Türkiye, Rumeli-Balkanlar anılmadan Türkiye olamaz. Balkanlar geniş bir coğrafyadır. Bulgaristan’dan Rodos’a kadar Balkanlar’dır. 1912’de bizim işimiz bitmemiştir. Oraları terk etmedik. İşimiz devam etmektedir. Ay-yıldızlı sancak Balkan semalarında mutlaka dalgalanacaktır. Orada 2013 yılı itibariyle 53-55 milyon insan yaşamaktadır, yüzde 25’i Müslüman’dır. 2 buçuk milyon kardeşimiz Türk oğlu Türk’tür. Bunların gözü Türkiye’ye, Ankara’ya Afyon’a dönüktür. Afyon’daki yaşayan kardeşlerimizin de Balkan coğrafyasında sizin için bekleyen kardeşlerine karşı sorumluluğu vardır. Büyük bir müktesebatımız vardır, bu müktesebatımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Romanya bile Moldova üzenindeki haklarından vazgeçmezken, Türk Milleti Balkanlar üzerindeki haklarından vaz mı geçecektir? Balkanlar’a böyle bakın. Sizlerden ilgi bekleyen, sizlerle oturmak ve yaşamak isteyen soydaşlarınız var. Yörükler, dağları bekliyor. Ben Rumeli Yörüğü’yüm. Buradaki Yörükler, Balkanları unutmuş vaziyetteler. Makedonya’daki Yörükler, sizleri aynı sözlerle, aynı türkülerle, aynı renklerle sizleri bekliyorlar.
“TÜRKİYE BİZİM UMUDUMUZ”
Suriye Demokratik Türkmen Hareketi Başkanı Aldülkerim Aga: Zengin olsaydık, oradaki şehirlerin hepsi Türkmenlerindi. Ama üzerimize baskı yapıldı. Türk göçleri hep Suriye’den geçerek Türkiye’ye yerleşti. Ölenlerin çoğu bizim evlatlarımız. Katliam, Türkiye’den uzak değil. Biz Türkiye’den memnunuz. Bize kapılarını açtı. Oradaki bir rejim var, soyun soğana çevirdi. Bunlar çete bir rejimi sürüyor. Dünya seyrediyor, kimse durdurayım demiyor. Biz orada 3 buçuk milyon Türkmen’iz. Türkiye bizim umudumuz. 300 milyon Türk insanı var, sesimiz o kadar çıkmıyor. Biz dünyaya hakim olabiliriz. Türkiye keşke bizi kullansa. Biz Türkiye Bayrağı için canımızı ortaya koyarız, bizden istifade edilsin. Türkiye’nin elinde çok büyük bir güç imkanı var. Biz Suriye’de 15 bin şehit verdik. Türkiye rejime karşı olduğu için biz de mücadele ettik. Mazlum milletler, Türkiye’nin sancağında toplanabilir.
“12 BİN YILDIR BURADAYIZ”
Türkiye Emekli Subaylar Derneği Genel Başkanı Erdoğan Karakuş: Türkiye’de Kürt’üm diyen vatandaşlarımızın yüzde 94’ünün kökeni Türkmen’dir. Bunları Yusuf Halaçoğlu, 41 bin aşireti tek tek incelerek çıkardı. Balkanlar’daki bütün aşiretler de inceleniyor. Balkanlar’a Osmanlı dönemindeki bütün aşiretler de incelenip sonuca varılacak. Biz, 12 bin yıldır buradayız, Nuh’un oğlu Yafes’ten geliyoruz. Bu toprakları da kimseye bırakmayız.
“ANADOLU TÜRK’ÜNÜN KARARINA TABİYİZ”
Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı: Irak Türkleri, orada yaşamanın herhangi bir lüksüne sahip değiliz. Bütün gözümüz, bizden önce Anadolu’nun sağlıklı, dipdiri bir devlet olmasındadır. Bu bize kafidir. Anadolu dipdiri, sağlam olduğu müddetçe biz orada nefes alırız. Anadolu’nun güvenliğini nasıl sağlarız diye çırpınıyoruz. Bayrağın ne olduğunu, toprağın ne olduğunu biliriz. Beni Irak’ta azınlık statüsüne tabi tutmak istiyorlar. Bize zorla bir yeri tanımamızı istendi. Bize bırakın Irak’ta asli unsur olarak yer almamızı, bize kuzeyimizdeki bir parçayı tanımamız istendi. Anadolu Türkleri’nden önce karar almamız, bizim haddimize düşmez. Anadolu Türk’ü karar verir, biz de o karara tabiyiz. Biz bu topraklar karar vermeden, hiçbir şekilde karar vermeyiz. Anadolu dipdiri ayakta dursun, bizleri yıkacak hiçbir güç yoktur.
“KÜLTÜRÜMÜZÜ YAŞATMAK İSTİYORUZ”
Güney Azerbaycan adına Mehsa Mehdili: Biz karar verilen değil, karar veren bir taraf olmak istiyoruz. Kültürümüzü yaşatmak istiyoruz. Başkalarının toprağında devlet kurma gibi bir hayalimiz yok. Kimliğimizle güçlenmeye devam edeceğiz, Türk halkının layık olduğu özgürlüğe kavuşacağız.
“TÜRKLÜK, IRKÇILIK DEĞİLDİR”
Prof. Dr. İlber Ortaylı: Türklük bir ırkçılık değildir. Türklük bir kültürdür. Türkler kadar vatan savunması için kendini ortaya koyan bir millet yoktur.
“CİHAN HAKİMİYETİ GÖREVİ TÜRKLER’İN”
Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı: Türk Milleti, İslam’ın cihan hakimiyetini sürdüren bir millettir. Bize böyle bir görev tevdi edildiyse bize şükretmek düşer. İslamiyet bize mayamızı vermiştir. Ben 30 sene boyunca Maide Suresi’nin 54’üncü ayeti ile En’am Suresi’nin 86’ncı ayetini araştırdım. Karşıma Türk Milleti çıktı.
“BUGÜN BİZİM İÇİN BAYRAM”
Kazakistan Özbek Üniversitesi Pedagoji Bölümü Eski Dekanı Prof. Dr. Batur Norboy: Beyaz bizde bayramda giyilir. Biz Türk Dünyası’nın birlik ve beraberliğine adım olması için, bugünü bayram sayıyoruz. O nedenle kıyafetim beyazdır.
“KEŞKE MARMARA’YA
YERLEŞEBİLSEYDİK”
Gagavuz Türkü Güllü Karanfil: Türklerin yüzde 98’i Müslüman’dır. Ama Müslüman olmayan Türkler de vardır. Bu Türk topluluklarından biri de Gagavuzlar’dır. Moldova’da 170 bin Gagavuz Türk’ü yaşamaktadır. Cumhuriyeti’in kurulmasından 7-8 sene sonra Gagavuzlar’la temasa geçilmiştir. Hatta Mustafa Kemal Atatürk’ün Gagavuzları dışarıdaki baskıdan kurtarmak için Marmara’ya yerleştirme projesi vardı. Dünya Savaşı başlayınca bu proje uygulanamadı. Bugün Gagavuzlar’ın yaşlıları Gagavuzca konuşmakta, gençlerimiz iş bulamamaktadır. Ruslar, boş topraklarını doldurmak için gençlerimize vatandaşlık vermektedir. Keşke Atatürk’ün projesi uygulanmış olsaydı ve biz Marmara Bölgesi’ne yerleşseydik.
“MUSALLA TAŞI, ALTAYLAR’DAN GELİR”
Dr. Abdülkadir Sezgin: Türk Dünyası, kültürlerini devam ettirmiştir. Araplar’da musalla taşı göremezsiniz. Cenaze, imamın önüne bırakılır ve cenaze namazı kılınır. Altaylar’da ise cenaze yüksek bir yere konur. Ölen ile onu sevenlerin ruhu birleşsin diye ‘ölü kaldırmak’ işlemi gerçekleştirilir. Bu fiil dilimizde de kullanılır. Musalla taşı geleneği de Altaylar’dan gelir. Farklı dinlerdeki Türkler’in bulunduğunu biliyoruz. Bu nedenle Türk Dünyası Din Bilimleri Enstitüsü kurulması faydalı olacaktır.
“EN BÜYÜK BELA ANADİLDE EĞİTİM”
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: Türkiye’nin başını ağrıtacak en önemli sorun anadilde eğitimdir. Anadilde eğitimi kim istemektedir? Bölücülerin hedefinde 4 parçalı bir devlet vardır, anadilde eğitimi bu yüzden istemektedirler. Kürt vatandaşlarımız ise Türkiye’den yana tavır almıştır.

Türkiye’nin toprak bütünlüğü korunmalı

Türk Dünyası Bilim ve Kültür Şöleni Türk Kurultayı Sonuç Bildirgesi’nde önemli konulara temas edildi. Bildirge’de Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğine dikkat çekildi

Türk Dünyası Bilim ve Kültür Şöleni Türk Kurultayı Sonuç Bildirgesi, alkışlarla kabul edildi. Yurtiçi ve yurtdışındaki Türkler’in birliğine vurgu yapılan Bildirge’de kullanılan ifadeler şöyle:
Tarih boyunca milletimizin var olma savaşlarına taşıyla, toprağıyla, insanıyla katılan Afyonkarahisar’da Büyük Zafer’in 91’inci yıldönümünde toplanan kurultayımızca aşağıdaki hususların Büyük Türk Milleti’nin aklıselimine sunulmasına karar verilmiştir.
-Türk Dünyası geçen yüzyılda insanlık dramları arasında iki mutluluğu yaşamıştır. Birincisi 1920’lerde bütün mazlum dünyaya bağımsızlık ateşi yakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Başkomutanlığı’ndaki Büyük Zafer’dir. İkincisi, 1990’larda Batı Türkistan Türkleri’nin bağımsızlıklarına kavuşarak yeniden tarih sahnesine çıkmasıdır. Böylece Türkler, binlerce yıldır anıtlar, yazıtlar ve şaheserlerle üç okyanus arasında yazdıkları destanlara ve yüksek medeniyete yenilerini eklemek sorumluluğunu tekrar yüklenmiştir.
Türk Dünyası, değerler dünyasıdır. Yaşadıklarını ve yaptıklarını değerlere dayalı olarak yaşayan ve yapanların adıdır Türk Milleti. Günümüzde sömürgeci açgözlülüğün çıkarcı cephesi ile değerlere dayalı insanlığın mücadelesi, dünyanın ve insanlığın geleceğini tehdit edecek boyutlara ulaşmıştır. Bu mücadelede Türk Dünyası’nın safı bellidir.
Yalnız gurur duyulacak işler yapmaya adanmış ve tarih boyunca yaptıklarıyla insanlık onurunu yükseltmiş bir milletin mensupları, bağlandıkları değerleri ve fazilet kurallarını kurumlaştırarak gelecek yolculuğuna devam edecektir.
Bu küresel yolculuğun son haritasını iki Büyük Türk çizmişlerdir: Gaspiralı ve Atatürk: “Dilde, fikirde, işte birlik!” ve “Yurtta sulh, cihanda sulh!”
Türkiye Cumhuriyeti İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya Türklüğüne yapılan saldırıların hedefi haline getirildi. Önce EOKA ile Kıbrıs Türklüğü, ASALA ile Türk temsilcilikleri sonra PKK ile ülke ve millet bütünlüğümüz saldırıya uğramıştır.
Sömürgeciliğin kirli ellerine maşa olan bu insanlık dışı terör çeteleri günümüzde de Türk Milleti’nin insanlığa sunduğu değerlere saldırılarını sürdürmektedirler.
Sömürgeciler ve uzantıları zaman zaman yılgınlığa düşmüş, ihanet bağımlısı yapılmış, aidiyet krizine tutulmuş kişi ve kurumların işbirliğinden yararlanmaktadırlar. Bunların oluşturduğu koalisyonlar Türk Dünyasına ve Türkiye Cumhuriyeti’ne zaman zaman kayıplar da verdirmektedirler.
Kurultayımız açıkça ilan etmektedir ki, T.C. Kanunları’nı, T.C. Anayasası’nı, T.C. Devleti’ni askıda tutarak verilecek tavizler, alınacak kazanımlar yok hükmündedir.
Türk Milleti hukuk dışı yollarla yürütülen süreçlerin hesabını sormaya, kayıpları tazmin ettirmeye ve sorumluların ihanetini ödetmeye her zaman muktedir olmuştur ve gelecekte de olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti’ne savaş kaybetmiş bir devlet, Türk Milleti’ne kayıtsız şartsız teslim olmuş bir millet muamelesi yapılamaz. Bu zihniyette olanlara ihanetleri mutlaka ödettirilecektir.
Kurultayımız çalışmalarını bir program dahilinde bütün Türk Dünyasında, İslam aleminde ve insanlık değerlerine bağlı halklar arasında kurumlaşarak sürdürecektir.
Türk Dünyası’nda mevcut tarihi eserlerden 35 bin kadarının yok edildiği dikkate alınarak kalanların korunmasına büyük bir hassasiyet gösterilmelidir. Yine soydaşlarımızın manevi kültürleri güçlendirecek ve yaşatacak politikalara önem verilmelidir.
-Türk Dünyası davasının sürdürülmesinin Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün güçlendirilmesine bağlı olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple Türk Milli varlığına yönelik ırkçı ve bölücü tehdit ve tehlikelere karşı kesin sonuç alıcı tedbirlere acilen başvurulmalıdır.
-Açıklanan bu hedefleri gerçekleştirebilmek için Türk Dünyası’nın birlik ve bütünlük içinde bulunmasına hayatı derecede ihtiyaç olduğuna inanmaktayız. Bu inancı taşıyanların büyük bir sorumlulukla karşı karşıya oldukları açıktır. Gelecek kurultaya bu temel amaca göre belli bölgeler ve belli sektörler için önerilen hususlarda teknik raporların hazırlanarak gelinmesi uygun bulunmuştur.

Kopuzun dilinden Türk ezgileri

Türk Dünyası Bilim ve Kültür Şöleni Türk
Kurultayı’nda Bünyamin Aksungur’un
kopuzla verdiği konser, izleyenleri mest etti

TRT Yapımcısı ve Türk Dünyası Sanatçısı Bünyamin Aksungur, Türklere özgü giysisi ve kopuzuyla konser verdi. Manisa Yörükleri’nden olan Aksungur, Irak, Özbekistan, Azerbaycan, Balkanlar ve Türkiye’den seslendirdiği ezgilerle beğeni topladı. Aksungur, bütün yörelere ait türkü ve şarkıları, bir tek kopuz eşliğinde söyledi.

Haber ve Fotoğraflar Murat ARISOY

Bakmadan Geçme