Türkiye çok özellikli kıymetli ülke

KARDER Başkanı Dr. Abdüllatif Faslı, öğrencilere yabancı gözü ile bakmadan ayrımcılıktan uzak yardımcı olmanın önemine değindiği sunumunda Türkiye’nin kıymetinin bilinmesi gereken çok özellikli bir ülke olduğunun altını çizdi Kosova’dan Merhum Aliye İzzetbegoviç’in yakın arkadaşı Hacı İlyas Ramazanoğlu Uka’nın mazereti nedeniyle “Balkanlarda İslam Medeniyeti ve Bilge Kral” konulu sohbet yerine KARDER Başkanı Sinanpaşa Devlet Hastanesi Başhekimi [&hellip]

Türkiye çok özellikli kıymetli ülke

KARDER Başkanı Dr. Abdüllatif Faslı, öğrencilere yabancı gözü ile bakmadan ayrımcılıktan uzak yardımcı olmanın önemine değindiği sunumunda Türkiye’nin kıymetinin bilinmesi gereken çok özellikli bir ülke olduğunun altını çizdi

Kosova’dan Merhum Aliye İzzetbegoviç’in yakın arkadaşı Hacı İlyas Ramazanoğlu Uka’nın mazereti nedeniyle “Balkanlarda İslam Medeniyeti ve Bilge Kral” konulu sohbet yerine KARDER Başkanı Sinanpaşa Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Abdüllatif Faslı tarafından “Geçmişten Günümüze Dış Dünya’dan Türkiye’nin Görünümü” başlığında sunum gerçekleştirildi. Program Taş Medrese de Ensar Vakfı’nda yapıldı.
UKA’NIN YERİNE FASLI KONUŞTU
Ensar Vakfı Afyonkarahisar Şube Başkanı İbrahim Durgut programın açılışını yaptı. Karahisar Uluslararası Yabancı Öğrencilerle Kardeşlik Derneği (KARDER) Başkanı Dr. Abdüllatif Faslı’yı tanıtan Durgut, İlyas Ramazanoğlu Uka’nın 40 yıllık dostu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la olan randevusu nedeniyle planlanan sohbet programının yapılamadığını ifade etti. İbrahim Durgut, yaklaşık 15 gün sonra Sağlık Bakanlığı’nda yeni tevdi edilecek göreve başlayacak olan Dahiliye Uzmanı Dr. Abdüllatif Faslı’nın şehirden ayrılmadan önce bir veda hitabı yapacağını kaydetti.
“18 YILDIR TÜRKİYE’DEYİM”
KARDER Başkanı Dr. Abdüllatif Faslı, soyadı olan Faslı’yı sonra aldığını ifade etti. Aslen Fas’lı olduğunu 1997 yılından beri Türkiye’de yaşadığını belirten Dr. Fas’lı, okumak için geldiği Türkiye’de ülkesine dönmek yerine kaldığını söyledi. Eşinin Erzurum’lu olduğunu belirten Dr. Abdüllatif Falı, “Aynı zamanda milli enişteniz oluyorum. Dadaşım.” diyerek hem Fas’lı hem de Dadaş olduğunu vurguladı. Türkiye’ye gelmeden önce sadece Osmanlı ve İstanbul’u bildiğini anlatan Dr. Faslı; “Türkiye’ye gelmeden önce başkenti Ankara’yı bile çok nadir bilenimiz vardı. Ama İstanbul deyince herkes bilirdi. Tarihten okuduğumuz kadarı ile az çok bilgimiz vardı. Sultan Fatih’i bilirdik. Bir de Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş dışında buraya gelinceye kadar Türkiye hakkında birşey bilmiyorduk” dedi.
TIP İSTEĞİ TÜRKİYE YOLUNU AÇTI
Kuzey Afrika’da bulunan ülke insanlarının ağırlıklı olarak Avruya’ya yöneldiklerini söyleyen Dr. Abdüllatif Faslı, orada ki insanların daha çok; Fransa, İspanya ve ABD’ye baktıklarını belirtti. 1996 yılında lise öğrenimini bitirdikten sonra tıp fakültesinde okumak isteği üzerine ülkesi Fas’ta tıbba giremeyince yurt dışına çıkma kararı aldığını aktaran Dr. Faslı; “Kendi imkanlarımı ile okudum. Burs arayışım oldu. Burs demek torpil ve imkan demek. Milletvekili, bakan yakınım yoktu. Türkiye’de tıp okuma şansı vardı. Başvurdum ve kabul edildim. Arandım ve Türkiye başvurumun kabul edildiğini öğrendim. Tanıdığım ve dilim yoktu. Aslında İngilizce ve Fransızca biliyorum ama Türkçem yoktu. Fas’ta iken bir sivil toplum örgütünde görev yapıyor öğrencilerle ilgileniyordum. Bu sırada Konya’dan alışveriş yapan bir işadamının çocuğu sayesinde Türkiye’ye geldim. Çok şükür yardımcı oldular” diye konuştu.
“İYİ Kİ TÜRKİYE’YE GELMİŞİM”
Türkiye’ye geldiği günden bugüne kadar hiçbir sıkıntı yaşamadığını belirterek bu duruma şükür eden Dr. Abdüllatif Faslı, Türkiye’ye gelmeden önce çok farklı düşünceler içerisinde olduklarını kaydetti. Fransa ve İsviçre’ye de gittiğinden söz eden Dr. Faslı; “Buradi ki ortam başka bir ortam. İstanbul’a iner inmez şöyle bir etrafıma baktım. Her yanda camiiler var. Kendi memleketim de Fas’ta gibi hissettim. Kendi kendime hiç problem olmayacak dedim. İçim rahatladı sağ olsunlar arkadaşlarımız aldılar. Ama zaman içerisinde farklı şeyler görmeye başladık. Bakış açımız da farklılaştı. Türkiye’ye gelmeden önce Fas’ta nereye gideceksin sorusuna Türkiye cevabını verdiğim de ‘Ha Afrika’ya gittin ha Türkiye’ye gittin.’ tepkilerini alırdım. Millet Fransa’ya, Avrupa’ya giderken benim Türkiye’de ne işim olduğunu sordular. Bende iyi ki gelmişim dedim. Oralara gitseydik kesin perişan olacaktık. Zaten Fransa’da olsun, Avrupa ülkelerinde olsun sülalemden bir sürü insan var. Maalesef gavurlardan farkları yok” şeklinde konuştu.
MESELE İMANI KORUMAKTI
Tıp tahsilinden önce bireysel mana da imanını koruma derdi ile dertlendiğini aktaran Dr. Abdüllatif Faslı, inanç ve maneviyatça pek çok sağlam arkadaşının Avruya’ya gittikten bir yıl sonra dejenere olduğundan yakındı. Türkiye’ye gelmenin hem tıp tahsili hem de dini inancını yaşayıp, koruma noktasında isabetli bir karar olduğunu söyleyen Dr. Faslı; “Sonuçta 18’li yaşlardasınız. Anne, baba, aile yani kontrol edecek kimseniz yok. Elbette Allahımız var. Ama insan faktörü itibariyel gençliğin getirilerini de göz önüne aldığımız da bozulmak kaçınılmaz olacaktır. Başta Türkiye’de en kötü ihtimalle okur yine dönerim diye düşünmüştüm. Avrupa’da böyle bir imkan yok. Bırakın namaz kılabileceğiniz bir camii yok. Bir Cuma namazı kılmak için bir saat camii aradığımı bile hatırlarım. Çok şükür Türkiye’de her yerde camii var” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN DEĞERİ
BİZİM İÇİN BÜYÜK”
Dr. Abdüllatif Faslı, memleketi Fas’a döndüğünde kendisine bir daha nereye gitmek istersin denilse tercihini yine Türkiye’den yana kullanacağını söyledi.
Faslı şöyle konuştu: “Ne özelliği var Türkiye’nin diye sorulabilir. Belki kimileri için bir değeri yok ama Türkiye’nin bizim için çok büyük değeri var. 1990’lı Yıllardan itibaren yaşanan tecrübe çok farklı. Bu yıllardan itibaren biz Türkiye’yi çok yakından takip etmeye başladık. Bir mum yanmaya başladı. İslam Dünyası kurtulmaya başladı. Biz nefes nefese takip ediyorduk. İslam dünyasında zaman içerisinde Türkiye’nin değeri daha da yükselmeye başladı. Ben 1997 yılında Fas’tan gelen 3. öğrenciyim. Şu anda sayısı bine yakın öğrencimiz var. En az 40’ı bakan, milletvekili gibi üst düzey yakınları olan öğrenciler. Onlar Avrupa’ya gidebilirlerdi. Neden Türkiye’yi tercih ettiler? Çünkü geleceği parlak buradan birşey öğrenebiliriz diye düşündüler. Yoksa Avrupa’ya da gönderip mühendis, doktor olmaları sağlanabilir. Ama ortam çok farklı.”http://m.kocatepegazetesi.com/”Benim acizane teorim var. Bütün öğrencilere söylüyorum. Türkiye’ye gelen bir öğrencinin en az 5 diploma alması lazım.” diyen Dr. Abdüllatif Faslı şunları söyledi: “Mesela Oksford’dan bir tek diploma alabilirsiniz. Başka yok. Türkiye’ye gelen burada çok şey alabiliyor burada.
>> Burcu AYDIN’ın haberi

Bakmadan Geçme