Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ramazan Balkan
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

TÜRKİYE BÖLÜNECEK Mİ? – Kocatepe Gazetesi

Ramazan Balkan 25 Ocak 2016 Pazartesi 13:47:03
 

II.Bölücülerin Aldıkları Mesafe.
Geçen hafta “Türkiye Bölünecek mi?” başlığıyla okuyucularımızın dikkatine sunduğumuz yazımızda önce durum tespiti yapmak amacıyla geçmişe bakmıştık. Osmanlı Devleti’nin bütünlüğüne yönelen bütün ayrılıkçı hareketlerin “DIŞ DESTEK” sağlayarak başarılı olduklarını, bu son olaylarda da tarihin tekerrürü gibi PKK’nın siyasal kanadı olan partinin ilk defa büyük bir devlet olan Rusya nezdinde açık “DIŞ DESTEK” sağladığını belirtmiştik. Yine buna ABD ve diğer batılı devletlerin katılmasının Türkiye’nin bölünme sürecini hızlandıracağı öngörüsünde bulunmuştuk.
Nitekim bu öngörümüzü doğrulayacak şekilde hafta sonu ülkemize gelen ABD’nin ikinci adamı Joe Biden, açılım sürecini devam ettirin derken PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’ye açık destek sundu. Biz ne kadar PKK ve PYD aynı desek de adamın umurunda değil. Kısa bir akıl oyunu yapmak gerekirse; biz Türkler tarihte birçok zaferler kazanmış bir milletizdir. Bu zaferler sadece bizim kahramanlığımızın neticesi değildir. Karşı taraf yani düşmanlarımız bir hata yapmıştır biz de bu hatayı değerlendirerek neticeye ulaşmışızdır. Eğer bugün PKK büyük devletlerin desteğini sağlayacak konuma geldiyse burada kendimize sormamız lazımdır; biz nerede hata yaptık?
Bu sorunun cevabını bir sonraki yazımızda cevap bulmaya çalışalım. Bu yazımızda Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı PKK’nın 30 yıldır sürdürdüğü kirli savaşta hangi aşamaya ulaştı, bunu tespit etmeye çalışalım. Önce hasmı tanımak gerekir.
-PKK, 1984 yılında başlattığı köy baskınlarıyla kırsalda hâkimiyet sağlamıştır. Bölgede kendine destek vermeyen kırsal nüfusu tasfiye etmiş, göçe zorlamış direnenleri kanlı şekilde infaz etmiştir. İkinci aşama olarak şehirlere inmiş ve bugün yaşadığımız şehirlere hâkim olma savaşıdır.
Bu olayın benzeri 1900 başlarında Balkanlar’da yaşanmıştır. Osmanlı Devleti’ne isyan eden Sırp, Bulgar ve Rum çeteler önce Osmanlı Devleti’nden ayrılmak istemeyen Sırpları, Bulgarları ve Rumları yok etmiş sonra Türklere yönelmiştir. Bu konularda Ş. Süreyya Aydemir’in “Makedonya’dan Orta Asya’ya Enver Paşa” veya Necati Cumalı’nın “Makedonya 1900” ile “Ah Makedonya” isimli kitapları okunmalıdır.
-PKK, kurulduğu yıldan itibaren Rızgari, Komkar, Kawa, Tekoşin gibi diğer Kürtçü örgütleri imha etmiş böylece Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi tek elden yürütmeyi başarmıştır. Bunun yanında bölgede Türk solunun gelişmesine fırsat tanımamış örneğin bugün Doğu Perinçek grubu olarak bildiğimiz ve o tarihlerde bölgede güçlü tabanı olan Aydınlıkçılar yok edilmiştir.
-PKK’nın diğer bir hedefi bölgedeki MHP örgütlerini imha etmek olmuştur. Şehmuz Diken’in “Sürgün Amidalılar (Sürgün Diyarbakırlılar)” kitabında, Kürt hareketinin en büyük başarısının bölgede MHP’nin örgütlenmesine fırsat verilmemesi olarak gösterilir. Bu kitapta; 1976’da Türkeş’in Diyarbakır’a sokulmadığı, ardından bölgede MHP örgütlerinde görev alanların infaz edildiği, böylece Türkiye siyaseti ile bütünleşecek bir yapının oluşmasına fırsat verilmediği anlatılır.
-PKK, Türkiye’ye karşı yürüttüğü savaşta “Dış Destek” sağlamıştır. Rusya’nın açık desteği ortaya çıkmıştır ve bugün itibariyle ne yazık ki stratejik müttefikimiz ABD açık destek sunmaya başlamıştır. Bu tehlikeli başlangıcın ilk adımlarıdır.
-PKK’nın göçlerle yurt dışında güçlü bir diasporası oluşmuş, bu diasporanın desteğiyle Türkiye’ye karşı yürüttüğü savaşı AB, BM, Avrupa, Amerika, Rusya gibi değişik coğrafyalara ve kurumlara kaydırmıştır.
-PKK otuz yıllık bir mücadele döneminde ordulaşmasını tamamlamış, gerilla savaşını geliştirmiş, sosyal tabanını oluşturmuş ve savaşmasını öğrenmiştir. Bu tespitimle ilgili okuyucularıma “Şemdin Sakıktan Mektuplar” isimli kitabı önerebilirim.
Şemdin Sakık anılarında 1992’de yapılan kongrede; Erzurum, Kars gibi bölgelerde eylem yapılmamasını, buralarda çok militan kaybettikleri, teklifinde bulunduğunu anlatır. Bu teklife Öcalan’ın sinirlenerek; benim amacım oralarda savaş kazanmak değil her Kürt evine ölü bir Kürt göndermek, böylece savaşı tabana yayacağım, tespitinde bulunduğunu anlatır. Şemdin Sakık zaman içinde Öcalan’ın haklı çıktığını, ilk yıllarda cenazelerine sahip çıkmayan ailelerin sonraki yıllarda bu cenazelerini kitlesel gösterilerle defnettiğini aktarmaktadır. Kısacası PKK Türkiye ile savaşta kendi sosyal tabanını yaratmıştır.
-PKK, Türkiye’nin zayıf noktalarını iyi tespit etmiştir. 30 yıllık süreçte aynı çizgide silahlı mücadelesini yürütürken Türkiye birçok defa politikalarını değiştirmiş her defasında da örgütün gerisinde kalmıştır.
-Her savaş; kendi tarihini, kahramanlarını ve kahramanlıklarını yaratır. PKK’da bu ölçekte kendi tabanı açısından bir direniş tarihi yaratmıştır. Bu mücadeleyi bir kahramanlık ve kendini milleti adına feda etme duygusuna dönüştürmüştür. Yoksa kim bombayı beline bağlayıp kalabalıkların içinde patlatır. Veya öleceğini bile bile dağa çıkar.
Bir sonraki yazımızda bölücü hareketin aldığı bu mesafe karşısında Türkiye’nin gücü nedir, onları aktaralım.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER