Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ramazan Balkan

TÜRKİYE BÖLÜNECEK Mİ? – Kocatepe Gazetesi

Ramazan Balkan 18 Ocak 2016 Pazartesi 13:50:20
 

I.Önce Durum Tespiti.
Bir süredir ara verdiğim yazılarıma başlarken can alıcı bu soruya kendi çapımda cevap bulmak istiyorum. Geçen hazirandan bu yana yaşadığımız olaylar ister istemez Türkiye bölünür mü? veya Türkiye bölünecek mi? gibi soruları aklımıza getiriyor. Bu sorulara cevap bulmak maksadıyla tarih aynasına bakmak durumundayız.
Tarih aynasında kısa bir gezinti yapmak gerekirse; biz Türkler Anadolu’nun yerli halkı değiliz. 10. yüzyılda Selçuklular devrinde Anadolu’ya doğru aktık. Bu akışı kolaylaştıran etken ise Anadolu’nun uzun süren Bizans-Sasani, Bizans-Arap savaşlarıyla harap olmasıydı. Sasani, Emevi ve Abbasi orduları İstanbul önlerine gelirken Anadolu’yu baştanbaşa geçtiler. Bu savaşlarda Anadolu harap olurken aynı zamanda nüfus kaybetti. Kırsal alanlar boşalırken halk güçlü surlarla, kalelerle savunulan şehirlere çekildi.
Bizans’ın direnişini 1071’de kıran Türkler Anadolu’ya akarken bu boş alanları kendi nüfus üstünlükleriyle; Urfalı Mateos adlı Ermeni tarihçinin dediği gibi “Çekirge Sürüsü” gibi doldurdular. Arkasından Türk ilerlemesi Osmanlılar döneminde Balkanlara sıçradı ve Viyana önlerine kadar yayıldık. 1683’ten sonra “bu şen gidişin yaslı dönüşü” başladı. M. Kemal’in Sakarya savaşları sırasında TBMM’de söylediği gibi Osmanlılar hiç geri dönme ihtimallerini düşünmeden ve dolayısıyla tedbir almadan hep ileri gittiklerinden; “Biz evlatlarına içinde düşmanlar bulunan vatan toprakları bıraktılar.”
Bu vatan içinde önce Sırp sonra Yunan, Bulgar, Arap ve Arnavut isyanlarıyla karşılaştık. Osmanlı Devleti bu isyanlarla baş edebilirdi. Lakin bu isyancı topluluklar Rusya, İngiltere, Fransa gibi zamanın büyük devletlerinden “DIŞ DESTEK” sağladılar. Bu “Dış Destek” gücünü kaldıraç gibi kullanarak Osmanlı Devleti’ni mağlup ettiler.
1804’de başlayan Sırp isyanı Osmanlı kuvvetlerince bastırıldı ama Rus Çarlığı’nın müdahalesiyle Sırbistan önce özerklik sonra bağımsızlık kazandı. Ardından 1821’de başlayan Yunan isyanı bastırıldı. Bu defa Rus Çarlığı, İngiltere ve Fransa isyana müdahil oldu; Navarin’de Osmanlı donanması yakıldı, Rus orduları Edirne’ye kadar ilerledi neticede Yunanistan’ın bağımsızlığını tanımak durumunda kaldık. 1876’daki Bulgar isyanı da böyle gelişti. Osmanlılar isyanı önlediler ama İngiltere’nin desteğini sağlayan Rus Çarlığı isyana müdahil oldu. 1877-78 savaşlarında Osmanlıları mağlup edip Yeşilköy’e kadar ilerlediler ve Bulgaristan ortaya çıktı. Keza 1916’da başlayan Arap isyanı da hepimizin bildiği gibi İngiltere’nin desteğini sağlamıştı.
Tarih aynasına bu kısa bakışımızda görülecektir ki; Osmanlılar aslında Sırp, Yunan, Bulgar ve Araplara yenilmemiştir. Bu toplulukların sağladıkları “DIŞ DESTEK” Osmanlı Devleti’ni mağlup etmiştir. Tarihin tekerrürü gibi bu son olaylarda da PKK’nın siyasal uzantısı olan parti ilk defa büyük bir batılı devlet olarak Rusya nezdinde “DIŞ DESTEK” sağlamıştır. Buna ABD ve diğer batılı devletler dâhil olursa bölündüğümüz gündür. Yine eğer o en başta sorduğumuz kötü soru gerçekleşir ve yıllar sonra Rus arşivleri açıldığında Rusya ile hangi pazarlıkların yapıldığını da öğrenmiş oluruz.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER