'Türk sağlık çalışanlarına yapılanlar reva mıdır?'
Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Mehmet Ali Öztürk, dünyanın çeşitli ülkelerinde sağlık çalışanlarının pandemi sürecinde ücretlerinin arttırıldığını belirterek salgınla mücadelede destan yazan Türk sağlık çalışanlarına yapılanların reva olup olmadığını sordu   Türk Sağlık Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Mehmet Ali Öztürk, 11 Mart 2020 tarihinden bu tarafa Türkiye'nin korona virüs (Covid-19) salgınıyla mücadele ettiğini kaydetti. 'TEMEL [&hellip]
Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Mehmet Ali Öztürk, dünyanın çeşitli ülkelerinde sağlık çalışanlarının pandemi sürecinde ücretlerinin arttırıldığını belirterek salgınla mücadelede destan yazan Türk sağlık çalışanlarına yapılanların reva olup olmadığını sordu
Türk Sağlık Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Mehmet Ali Öztürk, 11 Mart 2020 tarihinden bu tarafa Türkiye’nin korona virüs (Covid-19) salgınıyla mücadele ettiğini kaydetti.
“TEMEL MESELELERE ÇÖZÜM BEKLENİLDİ”
Sağlık Bakanlığı’nın virüsle mücadelenin kurumu olarak bugüne kadar yaptıkları ile hep takdir topladığını Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın Bilim Kurulu, günlük açıklamalar ve tedbirler konusunda başarılı bir yönetim performansı ortaya koyduğunu dile getiren Öztürk, “Hiç şüphesiz ki salgınla mücadelenin kahramanları da sağlık çalışanları oldu. Tüm zorluklara rağmen olağanüstü bir çalışma azmi, kendi hayatlarını hiçe sayarak gösterdikleri fedakarlık, ailelerinden aylarca uzak kalarak yaptıkları hizmetle tarihe geçtiler. Binlerce arkadaşımız virüse yakalandı, hayatını kaybederek şehit olanlar oldu. Bugün bir kez daha şehitlerimize Allah’tan rahmet, hasta olan tüm arkadaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Salgının ortaya çıktığı ilk günden beri süreç çok kritik olduğu için bizde oldukça hassas davrandık. Sağlık hizmetlerinin sıkıntıya girmemesi, sağlık çalışanlarının sağlığının korunması adına uyarılarda ve önerilerde bulunduk. İlerleyen süreçte sağlık çalışanlarının alkışlandıklarını, milletin ve devletin her kademesinden sağlık çalışanlarına teşekkür edilip, takdir edildiklerini hep beraber gördük. Her ne kadar alkışlar ve teşekkürler güzel ise de asıl meselenin sağlık çalışanlarının sorunlarını bitirmekten geçtiğini belirterek temel meselelere çözüm istedik.” dedi.
“SAĞLIK ÇALIŞANLARININ
ALIN TERİ HEBA EDİLMEMELİ”
Sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığını ödeyecek bir değer olmadığını ama alın terlerinin de heba edilmemesini ısrarla dile getirdiklerini belirten Öztürk, “Ne yazık ki 6 aylık bu süreçte 3 ay süren adı tavandan ama kendi yavandan olan bir ek ödeme ile sorunları geçiştirildi. Bu durumda bırakın yarınımızı güvence altına almayı, günü kurtarma değil ancak saati kurtarmak adına yapıldı. Bu işle tüm sorunlar çözülmüş gibi bir hava oluşturuldu. Her yanı adaletsizliği nedeniyle dökülen ek ödeme sanki ikinci bir maaş gibi gösterildi. Dünyaya övgüyle bahsettiğimiz filasyon çalışmasında aktif görev alan aile hekimliği çalışanlarına bir kuruş bile ödeme yapılmayarak adeta emekleri yok sayıldı. Diş hekimlerimiz, ağız diş sağlığı çalışanlarımız mağdur edildi. Halbuki sağlık çalışanlarının beklediği gerçek anlamda ve adaletli bir şekilde ücretlerinde artış yapılmasıydı. Biz bu konuda taban aylığa artış yapılması talebimizi gündeme getirmemize rağmen ücretlerde bir iyileştirme olmadı.” ifadelerini kullandı.
“DÖNER SERMAYE SİSTEMİ
ADİLCE DÜZENLENİLMELİ”
“Bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz. Ek ödeme değil tek ödeme istiyoruz. Onu da maaş zam olarak talep ediyoruz. Ancak böylelikle gerçek anlamda bir iyileştirmeden söz etmek mümkündür.” diyen Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun dışında; 3600 Ek gösterge sözü bir an önce hayata geçmemiştir. Salgın nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarımızın şehit sayılarak geride bıraktıkları ailelerinin mağdur olmaması talebimiz için adım atılmamıştır. Tüm çalışanlara kadro verilerek kesintisiz süren sağlık hizmetlerinde sözleşmeli, vekil ebe hemşire, kamu dışı sağlık personeli gibi istihdam modellerinin terk edilmesi isteğimize olumlu bir yanıt verilmemiştir. Döner sermaye sisteminin adil bir şekilde düzenlenmesi gibi konularda maalesef gelişme kaydedilmemiştir. Yıprananın kim olduğunu gördüğümüz şu günlerde makul bir yıpranma payı isteğimiz bile görmezden gelinmiştir. Salgının artığı bugünlerde sağlık çalışanları yine fedakarca görevlerinin başındalar ama mutsuz ve umutsuzlar. Kırgın, kızgın ve yorgunlar. Fedakarlıklarının karşılığında kendilerine yapılanları görüyorlar. Hakları verilmediği gibi hak etmedikleri bir muameleye ile karşı karşıya kalıyorlar. Çalışanlar kronikleşen sorunlarının çözülmesi yerine yavandan ek ödemenin tekrar gündeme getirilmesi karşısında öfkeliler. Ek ödeme yerine maaşa zam şeklinde tek ödeme bekliyorlar. Dünyanın çeşitli ülkeleri sağlık çalışanlarının bu süreçte ücretlerini arttırırken salgınla mücadelede destan yazan Türk sağlık çalışanlarına yapılanlar reva mıdır?”