TÜRK ORDUSU ZAFER'E YÜRÜYOR

27 Ağustos 1922 tarihli Türk resmi tebliğinde Afyonkarahisar’ın Türk Ordusu tarafından tekrar alındığı müjdelenmişti. Tebliğe göre 26 Ağustos’ta başlayan taarruz halen devam ediyor. Afyonkarahisar’da Yunanlıların bir seneden beri tahkim ve tel örgüleriyle takviye etmiş oldukları üç sıra siperlerden oluşan mevzileri tamamen zabtedildi. Yunanlıların karşı taarruzları süngü hücumlarıyla püskürtülerek Afyonkarahisar ele geçirildi. Türk kuvvetleri çok miktarda esir ve ganimet elde etti. Ordunun merkez ve sağ taraflarındaki harekât ise başarıyla genişliyor.

Afyonkarahisar’ın Türkler tarafından geri alınışı Yunanlılar tarafından muğlak bir şekilde verilmiştir.

YUNAN BAŞKUMANDANI DA İTİRAF ETTİ

28 Ağustos tarihli Yunan Başkumandanı Hatzianestis imzalı Yunan resmi tebliğinde Yunanlılar Afyonkarahisar’ı Türk kuvvetlerinin taarruzu karşısında terk ettiklerini itiraf etti. Tebliğde, Türk taarruzunun son derecede şiddetli olması nedeniyle 27 Ağustos’ta Afyonkarahisar’ı tahliye emrini verdikleri bildirildi.

1. Ordu Kumandanı Nurettin Paşa, Afyon’un kurtarıldığını Başkumandanlığa müjdelediğinde Mustafa Kemal Paşa, İsmet ve Fevzi Paşalar Nurettin Paşa’yı tebrik etti, yeni başarıların elde edileceğinden emin olduklarını bildirdiler. Başkumandan Mustafa Kemal Paşa aynı gün Meclis’e çektiği telgrafla gelişmeyi Ankara’ya müjdelendi.

DUALAR, ALKIŞLAR VE GÖZYAŞI

Afyonkarahisar’da düşman işgali, Türk Ordusu’nun gösterdiği kahramanlık ve cesaretle sona erdi. Vatandaşlar şehre giren Türk askerini dualarla, alkışlarla karşıladı.

26 Ağustos 1922’de Türk taarruzu karşısında Afyon’un güney hattında pek çok noktada yenilgi alan Yunan ordusu, akşam vakti toparlanmaya çalışmış, karşı taarruzlarla kaybetmiş oldukları pek çok noktayı tekrar geri aldı. Fakat 26/27 Ağustos gecesi ve 27 Ağustos sabahı Türk Ordusunun kuvvetli karşı saldırılarıyla Yunanlar tekrar mevzilerinden atıldı. 27 Ağustos sabahı boğaz boğaza devam eden şiddetli muharebeler sonucunda Afyon’un güneybatısında bulunan 1310 rakımlı Erkmentepe Türk Ordusu tarafından tamamen ele geçirildi.  Erkmentepe’nin ele geçirilmesiyle, Kaleciksivrisi’nden Tınaztepe’ye kadar Yunan cephesinde 12 kilometrelik bir gedik açılmış oldu. Türk kuvvetleri açılan bu gedikten şiddetli hücumlarla art arda Yunan birliklerini kolaylıkla yenilgiye uğrattı. Tepelerde tutunamayan Yunan birlikleri mevzilerini terk ederek batıya ve kuzey batıya doğru çekilmeye mecbur kaldılar.  Yunanlıların savundukları 1355 rakımlı sırtlardaki Sinirköy Tümen hattında da Türk taarruzu devam etti.  Orası da kısa zaman içerisinde Türk birliklerince kurtarıldı. 8. Tümen saat 17.30’da Afyonkarahisar’a girdi.  Afyonkarahisar’a ilk giren 8. Tümenden iki günlük taarruz sırasında 400 asker ve 10 zabit yaralanmıştı. Buna karşın taarruz noktasında çok sayıda Yunan askerinin cesetleri bulunmaktadır.  Afyonkarahisar’ın işgalden kurtarılması şehir halkında büyük sevinç meydana getirdi. Halk, büyük-küçük, erkek ve kadın, mutluluk gözyaşları ve hıçkırıklar içinde subaylarımızın ellerine sarıldı. Kadınanalar, ellerinde tuttukları lokumları askerlerimize verirken şükür nidaları arza yükseldi.

BAŞKUMANDAN GAZİ PAŞA, AFYON’DA SEVİNÇ GÖSTERİLERİ İLE KARŞILANDI

Afyonkarahisar’ın düşman işgalinden kurtulmasının ardından Gazi Mustafa Kemal Paşa, şehre gelerek vatandaşlarla kucaklaştı. Gazi Paşa, sevinç gösterileri ile karşılandı.

Düşmanı Afyon’dan kovan Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa, 28 Ağustos’ta şehre giriş yaptı. Gazi Paşa ve beraberindeki heyet, Afyonkarahisar Belediyesi önüne geldiğinde vatandaşlar, heyeti taşıyan otomobile adeta hücum etti. Sevinçten ağlayan ve adeta gözyaşı selleriyle Gazi Paşa’yı karşılayan Afyonkarahisarlılar, Gazi Paşa’ya sarılıp yüzünü öptüler. Gazi Paşa ve beraberindeki heyetin Afyonkarahisarlıların teveccühü karşısında son derece duygulandıkları gözlemlendi.

SÜVARİLERİMİZ EĞRET’İ YUNAN’A DAR ETTİ

Büyük Taarruz öncesi yapılan planlama, harfiyen uygulanıyor. Plana göre düşmanı bozma görevini üstlenen Süvari Kolordusu, Eğret Köyü’ne baskın yaptı.

Büyük Taarruz öncesi yapılan ve Yunan Ordusu’nu en kısa sürede yenilgiye uğratmak üzere hazırlanan plan, harfiyen uygulanıyor. Plan doğrultusunda Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Paşa, 2. Yunan Kolordusuna baskın yapmak amacıyla hazırlıklarını tamamladı. Baskın için 27/28 Ağustos gecesi 2. ve 14. Süvari Tümenlerine ileri harekat emri verildi. Ancak 14. Süvari Tümeni Olucak’a ancak 28 Ağustos sabahı varabildi.

Bu arada Eğret’e ulaşan Tümen komutanı ile bu Tümen’in iki alayı daha önce gözlenen düşman çadırlı ordugahını bastı, düşman telaşla savunmaya başladı. Yunan Ordusu’nun iki önemli Komutanı, aynı gün Eğret’te Süvari Kolordu’nun 2. Tümeni tarafından aciz bırakıldı. Görevini tamamlayarak İlbulak’a çekilen 2.Tümen orada diğer iki alayıyla tekrar birleşerek Olucak’a geçti. Bu çarpışmalarla, düşman yeni bir mevzi tutmayı başaramadı ve kaçışı hezimete dönüştü.

Türk süvarileri yaptıkları bu manevra ve muharebelerle İlbulak kuzeyindeki Trikopis grubu ile güneydeki Franko grubunun birleşmesini önledi.

ACI HABER: VATANSEVER SUBAY YILDIRIM KEMAL ŞEHİT

Hasta yatağından kalkarak kurtuluş mücadelesine katılan Yıldırım Kemal, cepheye varmasından 2 saat sonra şehit oldu.

Vatanseverliği ile öne çıkan İzmirli Teğmen Yıldırım Kemal, hastaneden kalkıp cepheye gitti, ardından da şehit oldu. Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Paşa’nın verdiği bilgiye göre karargâh subaylarından olan Teğmen Yıldırım Kemal, hastalandığı için Konya’da tedavi görüyordu. Yıldırım Kemal, hastalığı devam ederken harekete geçmiş ve çetin bir kurtuluş mücadelesinin verildiği Afyonkarahisar’a intikal etmişti. Yıldırım Kemal, Fahrettin Paşa’ya “Taarruzun başladığını hastanede haber aldım. Hemen çıktım trene atlayıp geldim emrinizdeyim. Ben bir Türk askeriyim paşam. Kanımın son damlasına kadar vatanımı korumak isterim. Kılıcımı sallayarak İzmir’e en önde girmek istiyorum. Beni en önde bir alaya göndermenizi rica ediyorum” dediği, Fahrettin Paşa’nın da O’nu İkinci Tümen’in İkinci Alayı’na gönderdiği belirtildi. Yıldırım Kemal’in görev yerine ulaştıktan iki saat sonra şehitlik makamına kavuşması askerler arasında büyük üzüntüye neden oldu.