Türk katliamları belleklerde yerleşmeli – Kocatepe Gazetesi
Azerbaycan meselesi gibi, tüm Müslüman Türk katliamlarının belleklere yerleşip, önümüzdeki nesillere aktarılması gerektiğini ifade eden Türk Ocakları Şube Başkanı Doç Dr. Yavuz Osman Birdane, şehitlerimize rahmet diledi Türk Ocakları Şube Başkanı Doç Dr. Yavuz Osman Birdane, 20 yıl önce 26 Şubat’ta, yeni bağımsızlığını kazanmış Azerbaycan'a karşı, Ermenistan tarafından açılan savaşta, asrın soykırımı tarifine tamamen uyan [&hellip]
Azerbaycan meselesi gibi, tüm Müslüman Türk katliamlarının belleklere yerleşip, önümüzdeki nesillere aktarılması gerektiğini ifade eden Türk Ocakları Şube Başkanı Doç Dr. Yavuz Osman Birdane, şehitlerimize rahmet diledi
Türk Ocakları Şube Başkanı Doç Dr. Yavuz Osman Birdane, 20 yıl önce 26 Şubat’ta, yeni bağımsızlığını kazanmış Azerbaycan’a karşı, Ermenistan tarafından açılan savaşta, asrın soykırımı tarifine tamamen uyan bir katliam gerçekleştiril-diğini hatırlattı. Birdane, 26 Şubat günü sona erdiğinde geride birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere 613 kişi hayatını kaybedip 487 kişinin yaralandığını, 150 askerin kaybolup binlerce insanın esir alındığını belirtti.
Ayrımsız katilam yapıldı
“Bugün sözün bittiği yer diyeceğimiz bir vahşeti anıyoruz. Acımız ortaktır. Bugünler kesinlikle ihmal edilmemesi gereken günlerdir. İnanıyorum ki Hocalı katliamı tarihteki yerini hak ettiği şekilde alacaktır.” diyen Türk Ocakları Şube Başkanı Doç Dr. Yavuz Osman Birdane; “Hocalı katliamını gözleriyle gören ve vicdan sahibi bir gazeteci yazar Amerikalı Profesör Thomas Goltz , gördüklerini Azerbaycan Günlüğü kitabında yazmış fotoğraflarla da ispatlamıştır. Sivillere karşı yapılmış en kanlı katliamlardan biri olduğunu ve bugüne kadar dünyanın buna sessiz kaldığını da vurgulamıştır. Azeri kaynaklarına ve Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) ve diğer bazı uluslararası insan hakları kuruluşlarının bildirdiklerine göre katliam, Rus 366. Motorize Alayı’ın desteğindeki Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından gerçekleştirilmiştir. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamını Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana cereyan eden en kapsamlı sivil kırımı olarak nitelendirmiştir. Hocalı kenti 26 Şubat 1992 tarihinde yüzyılın en acımasız soykırımına maruz kalmış ve kasaba tamamıyla yok edilmiştir. Ermeniler, önce giriş ve çıkışını kapadığı köyü üç yönden kuşatmış, helikopter ve ağır silahların yardımı ile önce köyü bombalamış ve ardından da köye girerek sivil, kadın, çocuk, yaşlı ayırımı yapmadan katliam yapmıştır.” dedi.
Türkler savaştı ama
katliam yapmadı
Hocalı katilamı sonrasında cesetler üzerinde yapılan incelemelerde, cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, kulakları, burunları ve kafaları ile vücutlarının çeşitli uzuvlarının kesildiğinin belirlendiğini ifade eden Doç Dr. Yavuz Osman Birdane; “Aynı vahşetten hamile kadınlar ve çocuklar bile nasibini almıştır. Modern dünya, tecavüze maruz kalan kadınların, acımasızca karnı yırtılan bebeklerin çığlıklarını duymadı. Katliamdan kurtulanlar anlattıklarına göre, daha sağken kişilerin derisi soyuluyordu, insanlara amansız işkenceler verili-yordu. Bunu yapan Ermeniler ‘Kahrolsun Türkler!’ diye bağırıyorlardı. İşkencelere maruz kalan, katledilen insanların ‘suçu’ Türk olmaktı. Rusya’nın saygın İzvestiya gazetesinin muhabiri Belıks ise şunları yazıyordu: ‘Olaydan bir süre sonra Ağdam iline geldik. Buraya Hocalı’da katledilenlerin cesetlerini getiri-yorlardı. Dehşetli kâbus gibiydi gördüklerim. Hatta bence kâbus bu kadar korkunç olamazdı; çıkarılmış gözler, derisi soyulmuş kafatasları, kesilmiş başlar, kulaklar. Olayı gören başka bir şahit şöyle anlatıyordu; ‘Hocalı’nın bir kilometre batısına 100 Azerbaycan Türkü’nün cesedini getirmişlerdi. Cesetlerin arasında 10 yaşında olan bir Türk kızı dikkatimi çekti. Çocuk başından ve ellerinden yaralıydı. Hâlâ yaşıyor, çok zayıf nefes alabiliyordu. Sonra cesetleri yaktılar. Bu sırada ben dehşetli bir çığlık duydum. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Masum sivil Azeri Türklerine karşı katliamı ve ta-rihin şahit olmadığı vahşeti amansızlıkla devam ettiriyorlardı. Biz ta-rihte pek çok savaş yaptık. Ancak kadını, çocuğu öldürmedik, kafa derilerini yüzmedik.
Hocalı soykırımını tanımalılar
Ermeniler’in yaptıkları açıklamada; “Biz katliamı Azeriler ciddi olduğumuzu anlasınlar, Karabağ’dan gitsinler diye yaptık.” ifadelerini hatırlatan Birdane; “Fransa gibi demokrasi, insan hak ve özgürlükleri alanında başarılar kazandığını iddia eden ülkeler, söz ve fikir özgürlüğünü ihlal eden yasalar kabul etmek yerine, insanlık trajedisi olan Hocalı soykırımını tanısalardı dünyada da büyük rağbet kazanır, gerçekten demokrasi ve hümanist ülke imajına sahip olurlardı. İnsan hak ve özgürlüklerini savunan, bu değerleri üstün tutan, bu prensiplerle yaşadığını iddia eden devletler ve onların parlamentoları, Hocalı soykırımını tanımalılar. Tanımalılar ki bu trajedide korkunç işkenceler sonucu katledilen yüzlerce insanın ruhu şâd olsun. Tanımalılar ki bu soykırımı işlemiş bebek katili siyasetçiler Dünya Savaş Suçluları Mahkemesi’nde yargılansınlar. Tanımalılar ki; bir daha böyle vahşet dünyada tekrar yaşanmasın. Biz, tarihimizde bize yapılan haksızlıkları gündeme getirmedik. Oysa Kıbrıs’ta, Girit’te ve Balkanlar’da Türklere soykırım yapıldı. Fakat bunlar hiç konuşulmadı.” dedi.
Allah böyle acılar yaşatmasın
Soykırımların, batı dünyasında, İslam dünyasında, Türk dünyasında gündeme getirilmesi gerektiğini savunan Türk Ocakları Şube Başkanı Doç Dr. Yavuz Osman Birdane sözlerine şöyle devam etti: “Aksi takdirde soykırımlar yapılmaya devam edilir. Bu vahşet karşısında, haksız-lıklar karşısında Azerbaycan yalnız değildir. Türkiye Cumhuriyeti gibi kudretli, güçlü dost, kardeş ülke vardır. Azerbaycan meselesi gibi, tüm Müslüman Türk katliamlarını hafızalarımıza yerleşmeli ve önümüzdeki nesillere de aktarılmalıyız. Allah böyle acılar bir daha yaşatmasın inşallah. Tüm şehitlerimize Allahtan Rahmet dilerim. Ruhları ruhları şad olsun.” (Kocatepe)